Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1685 E. 2022/439 K. 14.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 17/07/2020
DAVANIN KONUSU: Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 14/03/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin Denizli İli … İlçesi …. Mah. …. Mevki, …. Ada, …. Parselde kayıtlı taşınmazı …’dan satın aldığını, 24/05/2007 tarihinde kayıt ve tescil ettirdiğini, devir işleminden sonra aynı gün içerisinde kooperatif merkezine giderek …. nolu kooperatif hissesinin tamamının davacıya devredildiğini bildirip, kooperatif üyeliğinin devri için gerekli işlemlerin yapılmasını talep ettiklerini, dilekçenin kooperatif yönetiminde görevli olan şahsın şahitliğinde teslim edildiğini, davacının imzalanan dilekçenin bir örneğini almadığını, posta kutusuna borç bildirim yazısının geldiğini, ödeme yapmak için kooperatif vekilini aradığında kooperatif üyesi olarak görünmediğini, site üyelerinden on yıldır aidat ödemeyen ve kooperatife uğramayan üyelerin olduğunu öğrendiğini, verdiği 24/05/2007 tarihli dilekçenin yönetim üyeleri ve kooperatif arasındaki dava ve husumet nedeniyle ortadan kaybolduğunu, …’ın kooperatifte bulunan bir diğer taşınmazını 11/01/2012 tarihinde … isimli başka bir kişiye sattığını, davalı kooperatife 13/01/2012 tarihinde dilekçe ile sahibi olduğu taşınmazı …’ya satmış olması nedeniyle kooperatif ortaklığından ayrıldığını bildirdiğini, …’ın davalı kooperatifte tek bir numara ile kaydı bulunmasına rağmen iki taşınmazının bulunduğunu, …’ın ayrılma talebini bildirdiği sırada daha önce müvekkiline devrettiği üyelik hakkından söz etmediğini, bu durumun müvekkilin üyeliğini etkilediğini, 27/02/2018 tarihli dilekçe ile davalı kooperatife kooperatif üyeliğini 24/05/2007 tarihinde davacı …’a devrettiklerini bildirdiğini, müvekkilince 27/02/2018 tarihli dilekçe eklenerek üyelik işlemlerinin gerçekleştirilmesini talep ettiğini, ancak dilekçesine cevap verilmediğini, kooperatifin ana sözleşmesinde müvekkilinin ortaklığa kabulünü engeller nitelikte bir hükmün bulunmadığını, kooperatifin kötü niyetli olarak müvekkilinin üyelik hakkına engel olduğunu, müvekkilinin mağduriyetinin artmaması için üyeliğin üçüncü kişilere devrinin ve kooperatife ait taşınmazların devrinin önlenmesi için dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalı kooperatif kayıtlarında …. sıra numarasına kayıtlı üyeliğin davacıya ait olduğunun tespit ve tesciline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, davacının tacir sıfatının bulunmadığını, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacının kooperatif üyesi olmaması nedeniyle taraf sıfatının bulunmadığını, kooperatif ortaklığını taşınmazı alım tarihinde devretmeyen dava dışı … A.Ş.’den talep etmesi gerektiğini, dava dışı şirket yetkilisi ….tarafından 13/01/2012 tarihli dilekçe ile satış nedeniyle ortaklıktan ayrılmak istediğini bildirdiğini, bunun üzerine Kooperatif Yönetim Kurulunca çıkarma kararı alındığını ve kooperatif karar defterine işlenmek suretiyle imza altına alındığını, yapılan resmi işlemin iş bu dava ile iptalinin mümkün olmadığını, tapudaki alım satımların kooperatif yönetimi dışında gerçekleştiğini, müvekkili yetkililerinin ne zaman kime satıldığını bilemediklerini ve yönetim açısından bir önem arzetmediğini, ortaklıktan çıkarma işleminin üzerinden 6 yıl geçtikten sonra sonra kesinleşen üyelikten çıkarma işleminin iptalinin mümkün olmadığını, 24/05/2007 tarihinde ibraz edilen dilekçenin takip sorumluluğunun davacı tarafta olduğunu, teslim edildiği iddia edilen dilekçenin kooperatif resmi kayıtlarında tespit edilmediğini, karşı tarafın kötü niyetli olduğunu, komşularınca her ay düzenli su ve aidat borcu ödendiği halde kendisinin bu konuda hareketsiz kaldığını, dava tarihine kadar herhangi bir ödeme yapılmadığını, kooperatifin halen ortaklarına ait satışa sunulacak taşınmazları olduğunu öğrendiğini düşündüklerini, üyelik yoluyla kooperatifin halen ortaklara ait kooperatif taşınmazlarına ortak olmak niyeti ile söz konusu davayı açtıklarını beyanla haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalı kooperatifin 17.maddesinde ortaklığın 10.maddedeki koşulları taşıyan kişilere devredilebileceğinin ön görüldüğü, yönetim kurulunun bu şekilde ortaklığı devralan kişiyi ortaklığa kabulden kaçınamayacağı düzenlenmiştir. Buna göre, davacı …’un 24/05/2007 tarihinde dava dışı …’ın davalı kooperatifte bulunan Denizli …. İlçesi …. Mah. …. Mevkii, … Ada … Parsel’de kayıtlı taşınmazını satın aldığı, ancak devir işleminin davalı kooperatife ana sözleşmeye uygun olarak bildirilmediği, bu nedenle dava dışı ….’ın üyeliğinin 27/02/2018 tarihinde yapılan bildirime kadar devam ettiği, bu tarihten sonra davacının davalı kooperatife üye olduğunun tespitinin gerektiği, davalı kooperatifin ana sözleşmenin 17.maddesi gereği ortaklığı devir alan davacıyı ortaklığa kabulden kaçınamayacağı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının …. ada …. parsel numaralı taşınmazı dava dışı …. A.Ş.’den 24/05/2007 tarihinde satın aldığını, davacının tapu devrinden sonra kooperatife giderek üyeliğin devri içinde gerekli işlemleri yaptıklarını iddia etse de buna ilişkin herhangi bir delil sunmadığını, ortaklık payının devrine ilişkin bir belge sunulmuş olsa dahi kooperatiflere ortaklığın devir alınması yoluyla ortak olunması için ortaklığı devralan ve devreden kişilerin kooperatife müracaat etmesi, müracaatı sonrasında ortaklığın devrine ilişkin engel herhangi bir hususun olmaması durumunda yönetim kurulu ortaklığın devrine karar alarak taraflara bildirmesi ve karara istinaden ortaklar defterinde gerekli değişikliklerin yapılması gerektiğini, yönetim kurulu tarafından verilmiş ortaklık deviren ilişkin bir karar bulunmadığı gibi dava dışı …. A.Ş. ya da davacı …’a herhangi bir bildirim de bulunulmadığını, dolayısı ise … kooperatife üyelik sıfatına hak kazanamadığını, ayrıca …. A.Ş. 13.01.2012 tarihinde müvekkil kooperatife vermiş olduğu dilekçe ile üyelikten istifa ettiğini, bunun üzerine müvekkil kooperatif bu durumu kooperatif karar defterine işleyerek, …. numaralı üyeliği sona erdirdiğini, Kooperatifler Kanunu’nun 10.maddesine göre her ortağın istediği zaman ve gerekçe göstermeksizin kooperatiften çıkma hakkı bulunduğunu, bu hak aynı zamanda kooperatifçilik ilkelerinden olan serbestçe giriş-çıkış ilkesinin de bir gereği olduğunu, bu durum sadece kooperatif bünyesinin korunması gerekçesiyle sınırlandırılabileceğini, ortaklıktan çıkma isteği yönetim kurulunun kabulüne bağlı olmadığını, bu durumun yine kooperatifçilik ilkelerinden biri olan açık kapı ilkesinin gereği olduğunu, dolayısıyla mevcut olayımızda … A.Ş. müvekkil kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini, İlk Derece Mahkemesi kararında yer alan dava dışı …. A.Ş.’nin üyeliğinin 27.02.2018 tarihine kadar devam ettiği şeklindeki tespit bu davanın konusu olmamakla birlikte yanlış ve hukuka aykırı olduğunu, ortaklık payının devredilmesinde ilk şartın ortaklık payını devredenin kooperatif ortağı olması olduğu için kooperatif üyeliği 13.01.2012 itibari ile talebi üzerine sonlandırılan …. A.Ş. tarafından 28.02.2018 tarihinde verilen bu dilekçe artık dava dışı …. A.Ş. kooperatife üye olmadığı için geçersiz olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, kooperatif üyeliğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı davalı kooperatif üyesi olduğunun tespiti istemi ile dava açmış olup, kooperatif üyesi olduğuna ilişkin dilekçeyi davalı kooperatife verdiğini, ancak vermiş olduğu dilekçenin ortadan kaybolduğunu, bu nedenle üyeliğin adına geçmediğini beyan etmiştir. Kooperatifteki … nolu kooperatif hissesinin tamamının dava dışı … tarafından davacıya devir edildiği öne sürülmüştür. Uyuşmazlığın çözümü için davalı kooperatifin defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli, usul ve yasaya uygun rapor alınması gerekmektedir. Dosyada mevcut bilirkişi raporunun yeterli olmadığı görülmektedir. Dava dışı …’dan satın alındığı belirtilen taşınmaz ve buna bağlı olarak kooperatif üyeliğinin tespiti için davalı kooperatif kayıtlarında, davacının belirttiği kayıt dilekçesinin olup olmadığı, … nolu üyeliğe ilişkin olarak kaydın devam edip etmediği, üyeliğe dair aidatların ödenip ödenmediği, ödendi ise kim tarafından ödendiği, dava dışı …. nolu üyeliğin kime ait olduğu, (….A.Ş. mi yoksa …. isimli şahsa mı ait olduğu), dava dilekçesi ekinde sunulan …. A.Ş.’nin davalı kooperatife vermiş olduğu 27.02.2018 tarihli dilekçe örneği ile …numaralı kooperatif üyeliğine ilişkin ortaklıktan ayrılma dilekçesinin verildiğinin ifade edilmesi nedeniyle, bu dilekçe ile ilgili olarak ne gibi işlem yapıldığı, kooperatif kayıtlarına ne şekilde işlendiği, kooperatif kayıtlarına ilişkin Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden mevcut belgeler de getirtilerek, kooperatif anasözleşmesi ve kooperatif ile ilgili 1. Ağır Ceza Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyası da incelenerek iddia ve savunmalar değerlendirilip kooperatif işlemlerin konusunda uzman bilirkişi ya da bilirkişi kurulundan ayrıntı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre yargılamaya devamla esas hakkında karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnin 17/07/2020 tarih ve … Esas, …. Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırıldığından davalı vekilinin diğer istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine YER OLMADIĞINA,
5-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar harcının davalıya İADESİNE,
6-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
7-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
8-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
9-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.14/03/2022