Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1663 E. 2022/453 K. 14.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 10/03/2020
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Rücuen Tazminat)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 14/03/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; müvekkilinin …. Kanununa tabi bir kuruluş olduğunu, müvekkili ile davalı şirketler arasında hizmet sözleşmeleri düzenlendiğini, dava dışı işçi tarafından müvekkili hakkında açılan davanın kabul kararı ile sonuçlanması üzerine müvekkili tarafından 22.124,15 TL ödeme yapıldığını, ancak yapılan sözleşmeler gereğince söz konusu ödemeden davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek, 22.124,15 TL nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar ….. Ltd. Şti., …. Ltd. Şti., …. Ltd. Şti., …. Ltd. Şti. Vekili cevap dilekçesinde ; müvekkillerinin iş mahkemesi dosyasında taraf olmadığı için kendilerine dava ikame edilemeyeceğini, dava dışı işçinin 2008 yılından beri kesintisiz olarak çeşitli iş verenlere bağlı olarak ….’ta çalıştığının sabit olduğunu, bu durumda dava dışı işçinin başından beri davacı kurumun çalışanı olduğunu, dava dışı işçinin asıl işvereninin ….olduğunu, yine dava dışı işçinin gördüğü işin ….’ın asıl işi içerisinde sayıldığını, bu durumda da tazminat sorumlusunun …. olduğunu, 4857 Sayılı İş Kanunun 6552 sayılı yasanın 8. Maddesi ile 112. Maddesine yeni bir fıkra eklendiğini ve buna göre işçinin değişik alt işverenler nezdinde aynı iş yerinde çalışması halinde kıdem tazminatlarından ilgili kamu kurum ve kuruluşunun sorumlu olduğunun bildirildiğini,, bu durumda da sorumluluğun kendilerine düşmediğini, dava dışı işçinin müvekkili ….Turizm’de 5 ay kadar çalıştığını ve 1 yıldan az çalıştığı için yıllık izin ücretine hak kazanamadığını, öte yandan diğer davalıların iş mahkemesinde taraf sıfatı olmadığından kıdem, ihbar ve yıllık izin talebinde bulunulamayacağını bildirip davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece; Davalı şirketlerle davacı arasında ihale ile hizmet alım sözleşmeleri imzalandığı ve dava dışı davalı şirketlerde çalışan işçinin davacı …. ve son çalıştığı iş yeri olan …. Ltd. Şti. Aleyhine işçi alacaklarından ötürü iş mahkemesinde dava açtığı, mahkemenin kesinleşmiş kararı ile işçi lehine kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücretine hükmettiği, davacı kamu kurumunun ise dava dışı işçiye yaptığı icra takibi sırasında toplam 22. 124,15 TL ödediği, eldeki davayla dava dışı işçinin çalıştığı şirketlerden kendisinin yaptığı ihale sözleşmesi hükümleri doğrultusunda rücuan ödediği miktarın tahsilini istediği, davalıların ise söz konusu alacaktan sorumlu olmadıklarını, iş mahkemesi dosyasında taraf olmadıklarını, dava dışı işçinin asıl iş vereninin davacı kamu kurumu olduğunu, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücretinden davacı kurumun sorumlu olduğunu bildirdiği görülmektedir. Taraflar arasında yapılan ihale sözleşmelerinin 22. maddesinde yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumluluklarının ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve genel şartnamenin 6. bölümünde belirlendiği, yüklenicinin bunları aynen uygulamakla yükümlü olduğunun belirtildiği, genel şartnamenin 6. bölümündeki 38. Maddede çalışanların özlük haklarının düzenlendiği, bu maddede yüklenicinin iş verdiği alt yüklenicilerin gündelikçi, haftalıkçı veya aylıkçı olarak iş yerinde çalıştırdığı işçi, personel ve teknik elemanların tamamı da yüklenicinin elemanları hükmünde olup, bunların ücretinin ödenmesinden de doğrudan doğruya yüklenici sorumludur. Yüklenici bunların ücretleri hakkında da aynen kendi elemanları gibi işlem yapmak zorundadır” dendiği, bu şekilde yüklenicinin çalışan elemanlarla ilgili olarak sorumlu olduğunun vurgulandığı, teknik şartnamenin 7.1.3 ve 7.3 maddelerinde ise ” yüklenici sözleşme sonunda sözleşme süresince çalıştırdığı personelin ilgili mevzuat gereği hak ettiği tüm yasal hakları ve/veya alacakları personeline kendi masrafında ödemek zorundadır. Bu kapsamda oluşacak maliyetlerin yüklenicinin teklif ettiği birim fiyatlara dahil edilmiş olduğu kabul edilmiştir” dendiği, bu durumda yüklenici olan davalıların dava dışı işçinin işçilik haklarından sorumlu oldukları, bu sorumluluğun ise kıdem tazminatı ve yıllık izin ücret alacaklarında işçinin davalı şirketlerde çalıştığı süre ile orantılı olduğu, ihbar tazminatından ise işçinin son çalıştığı işvereninin tek başına sorumluluğunun bulunduğu, davalı iş yerlerinin davacıya göre sorumluluklarının tam olduğu, dosyaya giren bilirkişinin söz konusu kurallara uygun şekilde raporunu hazırladığı ve bu rapor doğrultusunda davacının davasının kabul edilmesine ve 22.124,15 TL’nin 4.580,96 TL’sinden davalı … Ltd. Şti. ‘nin, 2.614,57 TL ‘sinden … Ltd. Şti.’nin, 2.800,92 TL’sinden … Ltd. Şti. ‘nin , 3.212,92 TL’sinden …. Ltd. Şti. ‘nin , 8:914,78 TL’sinin …Tur. … Ltd. Şti. ‘nden tahsil edilmesi gerektiği, davacı her ne kadar ödeme tarihinden itibaren yasal faiz talep etmiş ise de yerleşmiş yargıtay inançlarına göre faizin ödeme tarihinden itibaren değil dava tarihinden itibaren istenebileceği, zira davadan önce davacının davalıları temerrüte düşürmediği, bu sebeple ödeme tarihinden itibaren faiz istenemeyeceğinin bildirildiği görülmekle dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi şeklinde karar vermiştir.
Davalılar ….Ltd Şti., ….Ltd.Şti., ….Ltd.Şti., …Ltd.Şti., Vekili İstinaf Dilekçesinde Özetle ;davacı ile müvekkili şirketler arasında asıl-alt iş veren ilişkisinin mevcut olmadığını, işçilik alacaklarından bizzat ve münferiden davacı kurumun sorumlu olduğunu bu nedenle müvekkillerine rücu edemeyeceğini, husumet ve muvazaa iddialarının incelenmeden karar verildiğini, kıdem tazminatı alacağından gerçek iş veren davacı kurumun sorumlu olduğunu kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için alt işveren rücu imkanı kabul edilse dahi davacı asıl işverenin kendi payı oranında yarı yarıya sorumluluğunun devam ettiği istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
02 Aralık 2016 gün ve 29906 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 Sayılı Yasanın 41. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 3.000,00 TL’ye çıkarılmıştır. Bu miktar 2018 yılı için 3.560,00 TL, 2019 yılı için 4.400,00 TL’dir, 2020 yılı için 5.390,00 TL’dir.
İstinaf başvurusunun kesin nitelikte bir karara yönelik olup olmadığını denetleme görevi öncelikli olarak İlk Derece Mahkemesine aittir. Ancak İlk Derece Mahkemelerinin bu hususu gözetmeden dosyayı Bölge Adliye Mahkemesine göndermesi halinde, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ne şekilde bir karar verileceği 6100 Sayılı HMK’nın 352. maddesinde gösterilmemiş, sadece gerekli kararın verileceği ifade edilmiştir.
Bu konuda kanunda bir açıklık bulunmamakla birlikte 01/06/1990 tarih ve 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının bu tür olaylarda kıyasen uygulanması mümkündür. Sözü edilen İçtihadı Birleştirme Kararı, İlk Derece Mahkemelerinden verilen bir kararın kesin nitelikte olmasına rağmen temyiz edilmesi ve İlk Derece Mahkemesi tarafından bu konuda bir karar verilmeksizin dosyanın Yargıtay’a gönderilmesi halinde Yargıtay’ın, İlk Derece Mahkemesine bu konuda geri çevirme kararı verilmeksizin, temyiz talebinin reddine karar vermesinin mümkün olduğu yönündedir.
İlk Derece Mahkemesince Hukuk Muhakemeleri Kanunun Yönetmeliğinin 8/11. maddesi gereğince Kanun Yolu Formu hazırlanmak suretiyle istinaf dilekçesiyle birlikte dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi halinde, İlk Derece Mahkemesinin istinaf kanun yoluna başvurulan kararın kesin nitelikte olmadığı kabulüne ulaşarak dosyayı Bölge Adliye Mahkemesine göndermiş olduğunu kabul etmek gerekir. Zira İlk Derece Mahkemesince kararın kesin nitelikte olmadığı kabulüne ulaşılması halinde ayrı bir karar yazılmamaktadır. Bu nedenle, İlk Derece Mahkemesinin kararın kesin nitelikte olmadığı kabulüne ulaştığı kabul edilerek, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından 6100 Sayılı HMK’nın 352/1-b maddesi gereğince gerekli kararın (red kararının) verilmesi gerekecektir.
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda davalılar ..Hiz. … Ltd. Şti’den tahsiline karar verilen miktarın 3.212,92 TL, …. Ltd. Şti’den tahsiline karar verilen miktarın 2.614,57 TL, … … Ltd. Şti’den tahsiline karar verilen miktarın ise 2.800,92 TL olduğu bu nedenle bu davalılar için verilen kararın 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. maddesi uyarınca kesin nitelikte olduğu anlaşılmakla, davalılar … Hiz. … Ltd. Şti, … Ltd. Şti ve .. … Ltd. Şti. yönünden istinaf isteminin usul yönünden reddine karar verilmiştir.
Davalı …. Ltd. Şti., davacının müvekkillerine rücu hakkının olmadığını, taraflar arasındaki sözleşmede işçilik alacaklarından yüklenicilerin sorumlu olacağına dair düzenlemenin bulunmadığını, 4857 sayılı İş Kanunun 112. Maddesinde kıdem tazminatından asıl işverenin sorumlu olacağına dair düzenleme yapıldığını, ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 11.09.2014 tarihinden önce imzalandığı anlaşıldığından 4857 sayılı İş Kanunun 112. Maddesinde yapılan değişiklikle 21/02/2019 tarihinde yürürlüğe girdiğinden, asıl işverenin işçilik alacaklarından dolayı alt işverene rücu edemeyeceğine dair istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 7/1 maddesinde işin yerine getirilmesine ilişkin ulaşım, sigorta, vergi ve buna ait mevzuattaki tüm giderler sözleşme bedeline dahil olduğu düzenlenmiştir.
Yine sözleşmenin 22/1 maddesinde yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağa personele ilişkin sorumlulukları ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümlerine ve genel şartnameye tabi olduğu belirtilmiştir.
Genel Şartnamenin 38. Maddesinde yüklenicinin iş verdiği alt yüklenicilerin çalıştırdığı işçilerin, teknik personelin, personelin ücretlerinin ödenmesinden doğrudan doğruya yüklenici sorumludur hükmü mevcuttur.
Taraflar arasındaki sözleşmeye göre asıl işveren olan davacı alt işveren konumundaki davalılara üçüncü kişiye ödediği iş hukukundan kaynaklı tazminatları, davalıların çalışma süresine göre rücu edebileceğinden davalı …Ltd.Şti. vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Sonuç olarak, davalı … Ltd. Şti.’nin istinaf başvurusunun esastan reddine, diğer davalılar … Hizmet … Ltd. Şti., …. Tur. Taş. … Ltd. Şti., … … Ltd. Şti.’nin istinaf başvurularının usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar … Hizmet … Ltd. Şti., … Tur. Taş. … Ltd. Şti., …. Tem. … Ltd. Şti. Vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 352/1-b. maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Davalı … Ltd. Şti. vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
3-Davalı istinaf incelemesi yönünden;
a-)492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.511,30 TL nispi harçtan yatırılan 378,00 TL ‘nin mahsubu ile bakiye kalan 1.133,30 TL’nin davalı ….Hizmet … Ltd. Şti.’nden tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
b-)492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcının davalı …. Hizmet … Ltd. Şti.’nden tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
c-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcının davalı … Ltd. Şti.’nden tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
d-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcının davalı …. Tur. Taş. … Ltd. Şti.’den tahsiline,
4-Davalıların istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA,
5-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince istinaf başvurusunda bulunan davalıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1.maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi. 14/03/2022