Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1625 E. 2022/325 K. 28.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 26/06/2020
DAVANIN KONUSU: Kayıt Kabul
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 08/03/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, “… müflis davalı … iflasının açıldığı tarih olan 26.10.2016 tarihi itibariyle Denizli 1.İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında kesinleşen 54.240,06 TL. İşçi alacaklarının iflas masasına alacak kaydının yapılması için Denizli 4. İcra Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyasına yaptıkları alacak kaydı taleplerinin müvekkillerinin müflis şirketin müdürü ve yetkili kişi olması nedeniyle şirket aleyhine işlemler yapabileceği ihtimali üzerine alacak kaytı taleplerinin reddedilmesi nedeniyle kayıt kabul davası açtıklarını, dava sonunda Denizli 4. İcra Müdürlüğünün … iflas nolu red kararının kaldırılmasına, Denizli 1.İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında kesinleşen 54.240,06 TL işçilik alacaklarının 2. sıraya yazılmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir…”talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, “…müflis davalı şirket …. tekstil hakkında Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.10.2016 tarih ve … esas sayılı kararı ile iflasına karar verildiği, iflas tasfiyesinin Denizli 4. İcra Müdürlüğünün … iflas dosyasında yürütülmekte olduğunu, davacı vekili tarafından alacaklarının iflas masasına kayıt talepleri, davacı olan kişinin aynı zamanda şirket müdürü ve yetkilisi olduğundan şirket ile ilgili yaptığı işlemlerin usulsüz ve müflis şirketi zarara uğratmaya matuf işlemler alabileceğinden davalının davasının reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine hükmolunmasına karar verilmesini…”talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, “…davacının davalıdan 37.869,20 TL net kıdem tazminatı alacağı, 12.297,65 TL net ihbar tazminatı alacağı bulunduğu tespit edilmekle davanın kısmen kabulü ile; 50.166,85 TL davacı alacağının davalı müflisin iflas masasına kayıt ve kabulüne …” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının iflas masasına kayıt ve kabulünü talep ettiği alacaklarının kıdem ve ihbar tazminatından oluştuğunu, davacı haklı olması için davacı bakımından kıdem ve ihbar tazminatının kanuni şartlarının varlığı gerektiğini, davacının haksız fesih iddiasını kanıtlaması gerekirken bu iddiasını kanıtlayamadığı gibi 25/10/2019 tarihli bilirkişi raporu ile de kıdem tazminatının koşullarının oluşmadığının belirtildiğini, yargılama sürecinde de davacının iş akdini mahkeme kararı ile haklı nedenlerle sonlandırıldığının ortaya çıktığını, Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında da davacıdan uzun zamandır haber alınmadığı gerekçesiyle tüm yetkililerinin kaldırılarak şirkete yönetici kayyım atandığının davacı yanın muhlis şirkete zarar verici eylemlerinin taraflarınca ispatlandığını, bu husus mahkemeye bir kaç defa izah edilmesine rağmen mahkemenin ek rapor dahi almaksızın karar vermesinin hatalı olduğunu, kayıt kabul davalarının maktu harca tabi olup hükmedilecek vekalet ücretinin de maktu olduğunu, nispi vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuka aykırı olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, alacağın iflas masasına kayıt kabul istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizin 08/03/2019 tarih … Esas … karar sayılı kararında; Mahkemece öncelikle davanın İİK nın 235. maddesince 15 günlük süresi içerisinde açılıp açılmadığının tespiti gerektiği belirtilmiştir.
İİK’nın 234/1. maddesi, “iflas idaresi sıra cetvelini iflas dairesine verir ve alacaklıları 166. maddenin 2. fıkrasındaki usule göre ilan yoluyla haberdar eder.” hükmünü içermektedir. İflas idaresinin, sıra cetveli ile birlikte, sıra cetveli ile ilgili olan bütün bilgileri (deliller, diğer belgeler) de iflas idaresine vermesi gerekir. Bundan sonra, iflas idaresi, sıra cetvelinin iflas dairesine verildiğini ve orada alacaklıların ve (mülkiyet dışındaki) istihkak iddiası sahiplerinin incelemesine hazır olduğunu ilan eder. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2013, İkinci Baskı, Ankara, sh. 1327.) Bu itibarla, yapılacak ilanda iflas sıra cetveline de yer verilmesine gerek bulunmayıp, iflas işlemlerinin yürütüldüğü iflas dairesi ve dosya numarası belirtilerek, sıra cetvelinin alacaklıların incelemesine hazır bulunduğunun belirtilmesi yeterlidir. İİK’nın 235/1. maddesinin ilk iki cümlesi “Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar. 223. maddenin üçüncü fıkrası hükmü mahfuzdur.” hükmünü içermektedir. İİK’nın 234/2. madde hükmü uyarınca yapılan tebligat bilgi verme mahiyetinde olup, dava açma süresi bu tebligat ile başlamaz. Bu madde hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, iflas sıra cetveline itiraz davaları süreye tabi olup, bu süre kural olarak sıra cetvelinin İİK’nın 166. maddesinde gösterilen usulde ilanından itibaren işlemeye başlar. Eğer davacı aynı Kanun’un 223. maddesine göre tebliğe elverişli adres gösterir ve gerekli masrafı avans olarak yatırırsa, süre kendisine yapılan tebliğden itibaren hesaplanır. Bu itibarla sıra cetvelinin hangi tarihte hangi gazetede yayınlandığının tereddüde yer bırakmayacak şekilde açıklıkla belirtilmesi ve davacının tebliğe elverişli adres bildirip, gerekli avansı yatırıp yatırmadığının net olarak bilinmesi şarttır.
6100 sayılı HMK’nın 104. maddesi “Adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır.” hükmünü içermektedir. HMK’nın 104. maddesine göre bitmesi adli tatile rastlayan sürelerin yedi gün daha uzatılmış sayılması, sadece, adli tatilde bakılamayacak olan iş ve davalara ilişkin olup, HMK’nın tayin ettiği süreler içindir. Başka kanunların, özellikle maddi hukuka ilişkin kanunların tayin ettikleri hak düşürücü süreler ile zamanaşımı sürelerinin bitmesi adli tatile rastlarsa, bunların adli tatilin bitmesinden itibaren yedi gün daha uzatılmış sayılmasına imkân yoktur.(Bkz. Prof.Dr. Baki Kuru, “Hukuk Muhakemeleri Usulü” 6. Baskı Cilt: 5, sh. 5508 vd.)
Somut dosya kapsamından, davacı tarafça kayıt kabul başvurusu üzerine iflas idaresince 10/07/2017 tarihinde başvurunun reddine karar verildiği, eldeki davanın ise 31/07/2017 tarihinde açıldığı davacıya iflas idaresi kararının tebliğine ilişkin belgenin dosya arasına alınmadan Dairemizin önceki kararı da bu yönde olmasına rağmen araya adli tatilin girdiği yasal olmayan gerekçesiyle davanın süresinde açıldığının kabulü hatalı olmuştur.
İlk Derece Mahkemesince davacıya iflas idaresine başvurusuna ilişkin dilekçesi ve ekleri iflas idaresinin ret kararı, ret kararının davacıya varsa tebliğine ilişkin tebligat parçası yoksa sıra cetvelinin hangi gazetelerde yayınlandığına ilişkin belgelerin birer suretinin dosya arasına celp edilerek karar vermesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf taleplerinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Öte yandan, davanın süresinde açıldığının tespit edildiği takdirde davacının işçilik alacaklarının temelini davalı müflis şirketin haksız fesihine dayandırmış olup iş akdinin ne şekilde feshedildiğine dair herhangi bir belge bulunmasa da davacının işten ayrılış bildirgesinin SGK’ya kod ….olarak bildirilmiş olduğu gözetilip iş akdinin haksız olarak feshedildiği ispatlanmadan ve davalının Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin ….Esas sayılı dosyasında davacının tek yetkilisi olduğu şirket için de davacıdan uzun süredir haber alınamadığı gerekçesiyle idare ve temsil kayyımı atanmasına karar verildiği hususları da gözetilmeksizin 09/03/2020 tarihli yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilip davalının bu yöndeki itirazları değerlendirilmeksizin davanın kısmen kabulüne karar verilmesi ve davanın niteliği gereği maktu harca tabi olup maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedilmesi de hatalı olmuş olup, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf taleplerinin de yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesince kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2–6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 26/06/2020 Tarih … Esas – … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan 54,40 TL istinaf karar harcının ilk derece mahkemesince davalıya iadesine,
5-Davalı tarafından istinaf incelemesi için yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 43,00 TL posta gideri olmak üzere toplam ‭191,60 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince davalıya iadesine,
8-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a maddesince kesin olarak karar verildi.

….