Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1606 E. 2022/284 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 24/06/2020
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 23/02/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davacı şirketin temsil ve …. yönetim kurulu başkanı …. ve Yönetim kurulu başkan yardımcısı …. müşterek imza İle yetkili olduğundan, Antalya 7 icra müdürlüğünün ….esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde takibe konu çekte müvekkiline ait ciro üzerinde bulunan tek İmza, müvekkili şirketi tek başına temsil ve İlzama yetkili olmadığından müvekkilinin takibe konu çeke istinaden borçlu olmadığının tespitini talep ettiği görülmüştür.
Davalı vekili, Menfi tespit davasına konu kambiyo evrakı olduğundan TTK hükümlerine tabi olduğunu, Bu nedenle ticari dava niteliğindeki iş bu davada arabuluculuk dava şartı olduğunu, Dava şartının yerine getirilmemesi nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğini, Kaldı ki borçlu şirket adına çek keşide eden kişinin tek imza ile başkaca işlemler yapıp yapmadığının tespiti de gerektiğini, bunun İçin davacı şirketin banka kayıtlan, ticari sicil kayıtları ve ticari defter kayıtlan üzerinde inceleme yapılması gerektiğini, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, somut olayda çözülmesi gereken sorun takibe konu senedin davacı şirketin ilzam edip etmeyeceği, Yargıtay’ın yerleşik uygulaması çift imza ile yetkili olunmasına rağmen tek imza ile işlem yapılması halinde bunun geçersiz sayılabilmesi için müddei şirketin başkaca tek imzalı işlem yapmamış veya buna onay vermemiş olmasının gerektiği, bu dürüstlük kuralının bir sonucu olduğu, takibe konu senedin tek imza ile ciro edildiği, imza eden yetkililerden birinin …. olduğu, … imzasının olmadığı, ancak, anılan icra dosyasına …’ın yönetim kurulu üyesi ve yetkilisinin olduğu … AŞ tarafından ödeme yapıldığı, bu hususunun Yargıtay’ın hükmettiği manada tek imzalı işleme onay verildiği anlamında yorumlanması mümkün olduğu gibi iradesi eksik olan diğer şirket yetkilisinin iradesinin tamamlanması şeklinde de yorumlanabileceği, her iki halde de anılan kambiyo senedi yönünden davacı şirketin temsilcilerinin borç altına girme iradesi olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; takibe konu çekte ….. A.Ş kaşesinde bulunan tek imza davacı şirketin temsil ve ilzama yetkili olmadığını, cevabi müzekkerelere göre müvekkili şirketin hiç bir şekilde tek imza ile temsil edilmediğini, taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki olmadığı gibi dava konusu çekin davalıya verildiğine dair herhangi bir kayıtta bulunmadığını, … firmasından yapılan ödemenin haciz ve muhafaza baskısı altında yapıldığını istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı vekili Av. … 09/07/2021 tarihli dilekçesi ile vekillikten çekilmiş, çekilme dilekçesi davacı asile 05/09/2021 tarihinde tebliğ edilmiştir. Bu nedenle vekaleti sona eren vekilin karar başlığında ismi yazılmamıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, tek imza ile ciro edilen çeke ilişkin, davacı şirketin temsilcilerinin borç altına girme iradesinin yazılı gerekçe ile kabul edilmesinin yerinde olmasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi. 23/02/2022