Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1598 E. 2022/399 K. 07.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 19/02/2020
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 08/03/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, taraflar arasında 18.07.2013 tarihli distribütörlük sözleşmesi imzalandığını, taraflar arasında ticari işlemlerin 2015 yılı sonlarına kadar süregeldiğini, buna ilişkin sözleşmenin başladığı tarihten itibaren davalı firmadan müvekkil firmaya faturalar kesildiğini ve müvekkili tarafından da ödemeler yapıldığını, müvekkili tarafından ödemeler yapılmış olmasına rağmen 25 adet 32.500,00 TL meblağlı, borçlusunun davacı müvekkili olan lehtar kısmının boş bırakıldığı ve davalı firmanın halen elinde bulundurduğu senetlerin mevcut olduğunu, yine müvekkil ile davalı şirket arasında 09.03.2016 tarihli sözleşme imzalandığını, bu sözleşmelere göre davalı tarafa toplamda 510.000,00 TL’ye varan çeşitli vade tarihli 12 adet çek ve senet teslim edildiğini, bu çek ve senetlerin teslimi neticesinde müvekkile herhangi bir evrak geri iade edilmediğini, müvekkilinin, davalıda 32.500,00 TL’lik 25 adet toplamda 812.500,00 TL, yine 12 adet çeşitli tarih ve miktarlarda toplamda 510.000,00 TL’lik çek ve senet, 250.000,00 TL’lik senet ve müvekkilin babası …’ya ait taşınmaza ilişkin 100.000,00 TL’lik ipotek bulunduğunu, yani toplamda 1.672.500,00 TL’lik evrakın davalının elinde mevcut olduğunu, köz konusu evrakların nerede olduğu bu evrakların ne şekilde kullanıldığı veya kullanılacağının bilinmediğini, müvekkilinin 09/03/2016 tarihinde yapmış olduğu anlaşmada tarafına yapılan 23.02.2016 tarihli Denizli 7. İcra Müdürlüğü‘nün … E. Sayılı dosyasıyla seri halinde verilmiş olan senetlerden birini icraya verilmesi ile icra baskısı altında bu sözleşmeleri imzaladığını, davalı tarafın 09.03.2016 tarihinde yapılan sözleşme ve eklerinde belirtilen esaslara uymadığını, Denizli 1. İcra Müdürlüğü ‘nün … E. Sayılı dosyası ile babası …’nın davacı müvekkil lehine vermiş olduğu ipotek ile ilgili ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip talepli icraya başvuruda bulunduğunu; bu konu ile ilgili olarak taraflarınca Denizli 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası ile dava açıldığını ve davanın halen derdest olduğunu, davalı şirketin müvekkili ile anlaştıktan hemen sonra yeni yapılan anlaşma için verilen 25.06.2016 tarihli 40.000,00 TL’lik çekin ödenmesini beklemeden hemen işlem yaptığını, açık bir şekilde kötü niyetli olduğunu ve diğer çek ve senetler ile ilgili olarak neler yapabileceğini ispatladığını, müvekkilinin hiç borcu olmamasına karşın davalının elinde toplamda 1.672.500,00 TL’lik çek, senet ve ipotek bulunduğunu, hayatın olağan akışına bakıldığında bu kadarlık alışveriş yapıldığında hiçbir tacirin bu alışverişi neredeyse üçte bir oranında azaltarak tahsil edilmesine olanak tanımayacağını, bu nedenlerle davanın kabulü ile diğer belgelerle ilgili dava hakları saklı kalmak kaydı ile 09.03.2016 tarihinde yapılan anlaşma gereği gösterilen bedel olan 510.000,00 TL borcunun olmadığının tespiti ile davalı tarafta bulunan bedelsiz olan çek, senet ve belgelerin taraflarına iadesine, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, davacı tarafın haksız, dayanaksız ve gerçeğe aykırı davasını ve iddialarını kabul etmediklerini, işbu iddiaların senet metninden anlaşılabilecek iddialardan olmayıp senede karşı senetle ispat zorunluluğu hükmü kapsamında davacı tarafın iddialarını yazılı delillerle ispat etmesi gerektiğini, davacı tarafın iddialarının tamamının gerçek dışı ve çelişkili olduğunu, davacı ve müvekkili firma arasında 18.07.2013 tarihli sözleşme kurulduğunu, bu sözleşmeye göre davacının, müvekkil firma adına tescilli … marka ürünleri Erzurum Bölgesinde satacağını, sözleşme kapsamında davacı ve müvekkil firmanın ticari alışverişlerinin devam ederek, davacının müvekkil firmaya çokça borcunun oluştuğunu, davacı tarafın ödeme güçlüğüne düşmesi sebebiyle borçlarını yapılandırmak istediğini ve memur olan kardeşi …’nın kefil olarak yer aldığı bir kısım evraklarla davacının müvekkili firmaya olan borçlarının yapılandırıldığını, verilen evraklara rağmen borçların ödenmemesi üzerine müvekkil firma davacı ve davacının kefili olan … hakkında Denizli 7. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile takip başlattığını, yapılan icra takibi sonrasında davacı tarafın, müvekkil firmaya ödeme güçlüğünün devam ettiğini, borçlarını yeniden yapılandırmak istediğini belirtmesi üzerine 09.03.2016 tarihinde şahitlerin huzurunda tarafların bir araya gelerek 09.03.2016 tarihli “SÖZLEŞMEDİR” başlıklı evrakın tanzim edildiğini, davacı tarafın ödeme güçlüğünü ileri sürmesi karşısında çok daha fazla miktarda borcu olmasına rağmen müvekkil firmanın bir kısım alacağından feragat etmesi ile takibe başlanılan senet ve … isimli şahısla ilgili olan 250.000,00 TL’lik senet dışında davacının 510.000,00 TL borçlu olduğu konusunda mutabakata varıldığını, mutabakat neticesinde davacı tarafın sözleşmede belirtilen bir kısım çek ve senedi keşide ederek müvekkil firmaya teslim ettiğini, müvekkil şirketin de bu çek ve senetlere dava dışı …’nın kefil olarak imzalaması sonrasında davacıya ait önceden alınmış senetleri iade edeceğini belirttiğini, ancak …’nın davacı tarafından 09.03.2016 tarihli sözleşme ile verilen evrakları kefil olarak imzalamadığını, dolayısıyla müvekkilinin davacıya senetleri iade etme yükümlülüğü de hiç doğmadığını, kaldı ki kefil imzası bulunmayan çek ve senetlere karsı, kefil imzası bulunan senetlerin iade edilmesinin düşünülmesinin ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinin davacı yanca ihlal edildiğini, edimlerin yerine getirilmediğini, bahse konu senet ve çeklerin davacı yanın rızası ile ve şahitler huzurunda tanzim edilmiş evraklar olup, açık bir borç ikrarı niteliğinde olduğunu, davaya konu edilen belgelerin kayıtsız şartsız borç ikrarını içeren kambiyo senetleri olması sebebiyle de aksinin ancak yazılı belgelerle ve davacı tarafça ispatlanması gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine, davacının kötü niyetli olması sebebiyle %20’den az olmamak üzere inkâr tazminatına çarptırılmasına, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, taraflar arasında imzalanan 09.03.2016 tarihli sözleşme ekindeki koşul da gerçekleşmediğinden; davacının ve dava dışı … ve …’nın onayı ile verilen çek, senet ve ipotek belgelerinin, dava tarihi itibariyle mevcut 505.000,00 TL borç tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla; davalı alacaklı tarafından tahsil edilemediği sürece, davalının bu belgeler üzerinde hapis hakkının bulunduğu, dolayısıyla davacı tarafın, davalı ile mutabık kalmış olduğu borcunu ödemediği sürece bu belgelerin istirdatını talep etmesinin yerinde görülmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında 18.07.2013 tarihli distribütörlük sözleşmesi imzalandığını, taraflar arasındaki ticari işlemlerin 2015 yılı sonlarına kadar süregeldiğini, sözleşmenin başladığı tarihten itibaren davalı firmadan müvekkili firmaya faturalar kesildiğini ve müvekkili tarafından da ödemeler yapıldığını, müvekkili tarafından ödemelerin yapılmış olmasına rağmen 25 adet 32.500,00 TL meblağlı borçlusunun müvekkilinin olduğu lehtar kısmının boş bırakıldığını ve davalı firmanın halen elinde bulundurduğu senetlerin mevcut olduğunu, müvekkili ile davalı şirket arasında 09.03.2016 tarihli sözleşmenin imzalandığını, bu sözleşmelere göre davalı tarafa toplamda 510.000,00 TL’ye varan çeşitli vade tarihli 12 adet çek ve senet teslim edildiğini, bu çek ve senetlerin teslimi neticesinde müvekkiline herhangi bir evrakın iade edilmediğini, davalı tarafın 09.03.2016 tarihinde yapılan sözleşme ve eklerinde belirtilen esaslara uymadığını, bilirkişi raporlarının belirleyici nitelikte olmadığını, bilirkişi raporuna yaptıkları itirazlarının dikkate alınmadığını istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, menfi tespit talebine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı yanca, 18.07.2013 tarihli distribütörlük sözleşmesi uyarınca taraflar arasında ticari ilişki olduğu, davalıya ödemeler yapıldığı, borç kalmadığı halde 25 adet 32.500,00 TL tutarlı senetlerin olduğu, ayrıca 09.03.2016 tarihli ve sözleşme ve eklerinin imzalandığı, bu sözleşmelere göre davalı tarafa toplamda 510.000,00 TL’ye varan çeşitli vade tarihli 12 adet çek ve senet teslim edildiği, ancak bu evrakların iade edilmediği, bunun yanında 250.000,00 TL’lik senet ve müvekkilinin babası …’ya ait taşınmaza ilişkin 100.000,00 TL’lik ipotek bulunduğu, toplamda 1.672.500,00 TL’lik evrakın davalının elinde bulunduğu, 09.03.2016 tarihinde yapılan anlaşmada Denizli 7. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile seri halinde verilmiş senetlerden birinin icraya verilmesi ile icra baskısı altında bu sözleşmelerin imzalandığı, 09.03.2016 tarihinde yapılan sözleşme ve ekinde belirtilen esaslara uyulmadığı, ayrıca Denizli İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davacının babası …’nın davacı lehine verilen ipotek nedeniyle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçildiği, davalı tarafın söz konusu evrakları elinde bulundurması, tehdit ve hile ile zor durumundan faydalanarak sözleşmenin imzalandığı gerekçesiyle borcun varlığının söz konusu olmadığı beyanla menfi tespit isteminde bulunulmuştur.
Dosya kapsamına göre, taraflar arasında düzenlenen 09.03.2016 tarihli sözleşme ve eklerinin tehdit, baskı ve hile ile alındığına ilişkin herhangi bir delil bulunmadığı, bu iddianın ispatlanamadığı, bu yöndeki mahkeme kabulünün yerinde olduğu anlaşılmaktadır. 09.03.2016 tarihli sözleşme ve eki belgelerine göre davacının davalıya 510.000,00 TL borcu olduğu kararlaştırılmakla borcun tasfiyesi ve borç mutabakatına ilişkin 09.03.2016 tarihli sözleşme ve eki belgelerine göre uyuşmazlığın çözülmesi gerekmektedir. Sözleşmeye göre, borca ilişkin 25.06.2016 tarihli 40.000,00 TL bedelli çek, 25.09.2016 tarihli 50.000,00 TL bedelli çek, 25.12.2016 tarihli 50.000,00 TL bedelli çek, 25.03.2017 tarihli 40.000,00 TL bedelli çek, 25.06.2017 tarihli 40.000,00 TL bedelli senet, 25.02.2017 tarihli 40.000,00 TL bedelli senet, 25.12.2017 tarihli 50.000,00 TL bedelli senet, 25.01.2018 tarihli 40.000,00 TL bedelli senet, 25.06.2018 tarihli 40.000,00 TL bedelli senet, 25.07.2018 tarihli 40.000,00 TL bedelli senet, 25.12.2018 tarihli 50.000,00 TL bedelli senet ve 25.03.2017 tarihli 30.000,00 TL bedelli senet olmak üzere toplam 510.000,00 TL borcun kaldığı, bunların dışında herhangi bir borcun bulunmadığı kabul edilmiştir. Sözleşme davacı ve davalı ile tanıklar … ve … tarafından imzalanmıştır. Yine 09.03.2016 tarihli sözleşme eki başlıklı belgeye göre … alacaklı, borçluları …, …, …’in borçlu olduğu, 250.000,00 TL’lik bono senedinin … ile …’in ortak olduğu ürünlere istinaden alındığı, …’in kefaletine istinaden alındığının yazılı olduğu, ilk sözleşmedeki 510.000,00 TL’lik evrakları …’nın kefil olarak imzaladıktan sonra 32.500,00 TL olan senetlerin iade edileceği, 250.000,00 TL’lik senedin teminat olarak kalacağı kararlaştırılmıştır. Bu sözleşme davacı ve davalı ile tanık … tarafından imzalanmıştır.
Sözleşme eki 09.03.2016 tarihli belgeye göre ilk sözleşmedeki 510.000,00 TL’lik evrakları … kefil olarak imzaladıktan sonra 32.500,00 TL’lik senetlerin iade edileceği kararlaştırılmış ve … tarafından bu belgelerin imzalanmadığı anlaşılmış ise de, alacaklı davalı tarafça bu sözleşmede belirtilen çeklerden 25.06.2016 tarihli 40.000,00 TL bedelli çekin sözleşmeden sonra 12.07.2016 tarihinde Denizli İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibe konulması nedeniyle davalı tarafça 09.03.2016 tarihli sözleşme ve eklerinin benimsenmiş olduğu ve 09.03.2016 tarihli sözleşmeler uyarınca uyuşmazlığın çözülmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Mahkemece 09.03.2016 tarihli sözleşme ekindeki koşulun gerçekleşmediği gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmesi yerinde değildir.
Denizli 1. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davalı alacaklı tarafından … hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılmıştır. Davacı bu ipotek nedeniyle de borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Ancak, bu takipte davacının takip borçlusu olmadığı, takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti yönünden aktif husumetinin bulunup bulunmadığını üzerinde yeterince durulmaksızın karar verilmesi de doğru değildir.
Bu halde, davacının talepleri yönünden, mutabakat gereğince 510.00,00 TL borçlu olduğu dikkate alınarak, mutabakat sonrası yapılan ödemeler, dosya kapsamı ve takibe konu icra dosyaları da incelenmek suretiyle, konusunda uzman üç kişilik bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve gerekçeli denetime elverişli usul ve yasaya uygun rapor alınarak davacının talepleri konusunda esas hakkında karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hatalı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/02/2020 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın Denizli Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan 54,40 TL maktu istinaf karar harcının davacıya İADESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
8-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.08/03/2022