Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1572 E. 2022/230 K. 14.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 23/05/2019
DAVANIN KONUSU: Menfi tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 23/02/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, … doğumlu …. yaşlarında temyiz kudreti noksanlığı nedeniyle ehliyetsiz olan davalı …’ın oğlu … ‘ın sanal olarak planlayıp organize etmesi sonucu, müvekkili …nun davalıya bonodan kaynaklanan 15.000 TL borcu olduğundan bahisle bedelsiz olan bu bononun Mersin 7.icra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takibe konulduğunu, takip konusu bedelsiz olan bonoda sanal olarak …. tarafından alacaklı gösterilen davalı ….’ın 10 yıldır yatalak hasta olup akıl zayıflığı sebebiyle aklı ve şuuru yerinde olmayan, korunması yada bakımı için sürekli yardıma muhtaç ve işlerini göremez durumda ehliyetsiz bir kişi olduğunu, davalının ehliyetsizliğini bilen oğlu …ın davalıya ait ….Bulvarında bulunan ….numaralı dükkanı davacıya aylığı 225 TL’den tamamen kendisi tarafından düzenlenmiş kira sözleşmesi ile 05/05/2006 tarihinde kiraya verdiğini, ehliyetsiz olan davalının bilgisi dışında oğlu tarafından kurulmuş olan bu kira ilişkisinin batıl ve yok hükmünde olması nedeniyle kira ilişkisinin teminatı olarak düzenlenmiş olan takibe konu bononun da geçersiz ve bedelsiz sayılacağını, davalının oğlunun dükkanı kiraya verirken tamamen hile ile kira ilişkisinin teminatı diyerek davacının imzasını taşıyan doldurulmamış bir bono senedi aldığını, böyle bir teminat senedi vermediği takdirde dükkanı kiraya vermeyeceğini beyan ettiğini, davacınında böyle bir dükkan ihtiyacı olduğundan bono senedini teminat olarak vermek zorunda kaldığını, davalının ehliyetsiz yaşlı ve hasta olması nedeniyle bonodaki miktardaki parayı davacıya vermesi için ekonomik durumunun müsait olmadığını, davacınında davalıdan almasına ihtiyacını olmadığnı, bu hususların batıl olan kira sözleşmesinin teminatı olarak alınıp takibe konulan bononun bedelsiz olduğunu gösterdiğini bildirerek Müvekkilinin takibe konu 15.000 TL lik bonodan ötürü davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığının tespitine ve bononun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, “…İcra takibine ve davaya konu senedin incelenmesinde senet üzerinde teminat senedi olduğuna dair bir ibare bulunmadığı, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin incelenmesinde de kira alacağı için teminat senedi verildiğine dair herhangi bir ibarenin olmadığı görülmektedir.Davacı taraf senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu veya teminat senedi olarak olduğu yönündeki iddiasını yazılı delille ispatlamalıdır. Bun karşın davacı tarafşça ispat için herhangi bir yazılı delil sunulmamıştır.Bu nedenle ispatlanamayan davanın reddine …” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece mahkemesi kararının HMK’ya ve hukuka açıkça aykırı olduğunu, muvazaalı olarak …. tarafından alacaklı gösterilen …’ın 10 yıldır yatalak olup akıl zayıflığı sebebiyle sürekli yardıma muhtaç ehliyetsiz bir kişi olduğunu, dava devam ederken de 28/08/2015 tarihinde vefat ettiğini, ehliyetsiz davalı …’ın bilgisi dışında oğlu … tarafından kurulmuş olan bu kira ilişkisinin batıl ve yok hükmünde olduğunu, bu ilişki sebebiyle de hile ile müvekkilinden teminat olarak alınan dava konusu bononunda bedelsiz ve batıl olduğunu, hile alındığının dosya kapsamı ile kesin ve sabit olduğunu, müvekkilinden doldurulmamış olarak alınan bononun doldurularak takibe konu bononun tartışmasız olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkeme kararının hatalı olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, dava konusu bononun teminat olarak verildiğine dair yazılı bir belgenin bulunmadığı, davacının dava konusu bononun hile ile alındığını ve geçersiz olduğunu, yazılı veya kesin delillerle ispat edemediği, davacının şikayeti üzerine Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca koyuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği hususları da birlikte gözetildiğinde kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi. 14/02/2022