Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1571 E. 2022/318 K. 28.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 29/06/2020
DAVANIN KONUSU:Tazminat
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 01/03/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili,”…Müvekkili ile davalı arasında imzalanan 01/01/2016 tarihli sözleşme uyarınca davalının müvekkili aracılığı ile edindiği hastalara ait klinik içinde çekilmiş fotoğraf ve videolarını yayınlamaması gerekirken bunları müvekkili ile benzer bir domain üzerinden müvekkilinin (……com) web sitesine benzer (….co.uk/) isimli web sitesinde yayınlamak suretiyle sözleşmeye aykırı davrandığını, aralarındaki sözleşmeye göre bu aykırılıktan dolayı her bir hasta için 5.000,00 Sterlin cezai şart ödemesi gerektiğini belirterek şimdilik 5.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline…”dava ve talep etmiştir.
Karşı davasında ise”…Davalı doktorun yeni bir yer kiralamasının kendi istekleri olmadığını, bundan dolayı müvekkilinden tazminat talep edilemeyeceği 15/05/2016 tarihinde yapılan toplantıda müvekkilinin davalıdan olan alacak- larını alamaması, bir kısım hastalardan ücretlerin tahsil edilememesi hasta şikayetleri sebe- biyle sözleşmeyi karşılıklı olarak feshettikleri davalının sözünü ettiği tabelanın aralarındaki sözleşmenin feshedilmesi sebebiyle ve müvekkiline ait olması sebebiyle davalıya ait adresten alındığını, davalının hastalara yaptığı müdahale sebebiyle müvekkili tarafından vurulan bir müşterinin düşük tedavisi gördüğünü, bunun kayıtlarını da dosyaya sunduklarını davalı dok- torun … ….’da çalıştığını gösteren kayıtların bulunduğu web sitesi ile müvekkilinin bir ilgisinin olmadığını, …’da olduğu belirtilen kişinin de bir başka kişi olduğunun, davalıya bulduğu müşterilerin davalı doktorun yaptığı tedaviden memnun kalmadıklarını bu yöndeki şikayetlerin artmasına bağlı olarak sözleşmenin feshedildiğini, yine müvekkilinin bulduğu hastaların tedavi görüntülerinin davalı doktor tarafından yayınlanması sebebiyle aralarındaki güven ilişkisinin zedelendiğini belirterek karşı davanın reddine karar verilmesini…” talep etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, “…Davaya dayanak sözleşmenin müvekkili ile davacı arasında şahıslara itibarıyla yapılmış bir sözleşme olduğunu, müvekkilinin davacıya ait görsel malzeme kullanmadığını, kendi kliniğinde kendi hastalarına ait kendisinin de içinde bulunduğu, bu resimlerin iddia edildiği gibi davacıya ait web sitesinden alındığı kabul edilse dahi bu web sitesinin umuma açık olması sebebiyle kişilerin kişilik haklarını ihlal edici nitelikte olmadığını, taraflar arasındaki sözleşmede cezai şartın vaka başına değil tek bir cezai şart olarak öngörüldüğünü, sözleşmedeki resim ve videolara ilişkin kısıtlamanın yasal olma- dığını, davacının bir zararının da olmayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini…” talep etmiştir.
Karşı davasında ise; “…Davacının 01/01/2016 tarihli sözleşmeden sonra başka bir diş polikliniğinden teklif alması üzerine bu sözleşmeden döndüğünü hatta müvekkilinin 02/07/2016 tarihine kadar yanında çalışan bir kısım personeli ayartıp ayrıca anlaşma yaptığı bu polikliniğe çalışanları taşıdığı, müvekkiline ait bir tabelayı söküp almaları, yapılan implantların 80 kadar abutmentinin alınıp götürülmesi müvekkiline ait diş tedavi merkezinin kapatıldığı izlenimini uyandıracak şekilde kendi web sitesinden yayın yapması, müvekkilinin resimlerini kendi sitesinde yayınlaması, sebebiyle müvekkilinin zarar gördüğünü ayrıca müvekkilinin davalıyla imzaladığı sözleşmeye güvenerek yeni bir adresi polikliniği için hava parası da vermek suretiyle kiralamasına sebep olduğu, bu yüzden dolayı 20.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini…” talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “…Alınan bilirkişi raporları, davalının davacı tarafından temin edilen ve aralarındaki sözleşmeye göre görüntülerinin davalı tarafından yayınlanmaması gereken müşterilere ait ağız ve diş sağlığı görüntülerinin davalı tarafından yayınlandığının tespit edilemediği belirtmektedir, bunun tespit edilememesinin sebebi ise davalıya ait olduğu iddia edilen internet sitesinin kapatılmış olmasıdır. Mahkememizce davalının bu sitenin kendisine ait olmadığını iddia etmemiş olması karşısında sitenin davalıya ait olduğunun kabulü gerektiği kanaatine varılmıştır. İlk raporda bir görselin eşleştiğinin belirtilmesi ve davacı tanığının kendi çektiği fotoğrafların davalı tarafından yayınlandığına şahit olduğunu belirtmesi karşısında mahkememiz davalının sözleşmeye aykırı davrandığı kanaatine varmıştır. Bu yüzden 5.000,00 Sterlin karşılığı cezai şarta hükmetmek gerekmiştir. Davalının davacı tarafından sözleşmenin feshedilmesine gerekçe oluşturacak şekilde davacıya ait müşterilerin fotoğrafını çektiği anlaşıldığından maddi tazminat talebi yerinde bulunmamıştır. Yine maddi tazminat talebinin gerekçesi olan tabela sökme olayının, sökülen tabelanın davacıyla ilgili olduğunun anlaşılması, davalının çalışanlarının davalıya ait iş yerinden ayrılmasının davacının ayartması ile ilgili olduğunun ispatlanmaması karşısında davalı karşı davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin yerinde olmadığı kanaatine varılarak, bu davaların ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir. Yine her ne kadar davacı davalı olarak tüzel veya gerçek kişiliği olmayan … ve Diş Sağlığı Merkezini, davalı karşı davacı da davacı olarak …. Diş Sağlığı Merkezini taraf olarak göstermiş ise de; belirtildiği gibi taraf sıfatı olmadığından lehine veya aleyhine hüküm kurulmamış, taraf olarak da gösterilmemiştir….” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu ile ilgili olarak dosyanın bilirkişiye gönderildiği alınan bütün raporlarda davacıya ait resimlerin davalı web sitesinde kullanıldığının tespit edilemediğinin bildirildiğini, mahkemenin davalının davacı tarafça sözleşmenin fesihine gerekçe oluşturacak şekilde davacıya ait müşterilerin fotoğraflarını çektiği anlaşıldığından gerekçesinin hatalı olduğunu, çünkü davacı tarafın böyle bir iddiasının bulunmadığını, davacının iddiasının kendi çektikleri resimlerin kendi web sitelerinde kopyalayarak davalı web sitesinde kullanıldığına ilişkin olduğunu, davacıya ait görselin kullanılmadığına dair savunmalarının bulunduğunun ayrıca yakın çekim ağız diş fotoğraflarında hangi resmin kime ait olduğunun daha henüz belli olmadığının bilirkişi raporlarında da davacı tarafa ait herhangi bir resim olduğunun ispatlanamadığını, dava kaldı ki davalıya ait web sitesinin sözleşmenin fesihten sonra fail olduğunu, davacı tarafın iddiasının da söz konusu resimlerin sözleşmenin fesihinden sonra yayınlandığı yönünde olduğu, mahkemenin sanki davacı web sitesinde yayınlanan görsellerin davalı tarafın kendi web sitesinde kullanılmış olması sebebiyle sözleşmenin feshedildiği kanaatiyle hüküm oluşturduğunu, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, lehlerine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, asıl dava cezai şart istemine, karşı dava ise maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, asıl davanın kabulüne karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava dilekçesinin 3.maddesinde taraflar arasındaki ortaklık sözleşmesinin davacının getirdiği hastaların gördükleri tedavilerden memnun kalmamaları ve şikayetleri artması nedeniyle son bulduğu belirtilmiş olup, davacı tarafça feshedilen ve ayakta olmayan sözleşmedeki cezai şartın talep edilebilmesi mümkün olmadığı gözetilmeksizin cezai şartın kabulüne karar verilmediği hatalı olup, davalı vekilinin istinaf talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Öte yandan kabule göre de; davacının cezai şart talebine konu olan davacı tarafça getirilen hastaların çekilmiş resim ve videoların yazılı izni olmadıkça kullanılmayacağına ilişkin maddenin uygulanabilmesi için davacının getirdiği hastaların bu yöndeki kişisel haklarını davacıya devrettiklerine dair bir sözleşme yada belgeninde dosya arasında bulunmadığı, aldırılan son iki bilirkişi raporunda davacının getirdiği hastalara ait fotoğraf ve videoların davalı tarafa ait sitede yayınlandığının tespit edilemediğinin belirtildiği, ilk raporda ise sadece bir karenin eşleşmiş olduğunun belirtilip bu eşleşmenin iş yeri üzerinden tespitinin yapıldığının ifade edildiği hasta kimliğine ve davacı tarafça getirilip getirilmediğine dair bir belirlemenin yapılmadığı hususları gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile asıl davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuş olup, davalı vekilinin istinaf talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Davalı taraf vekili karşı davası açısından davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmüş ise de, maddi tazminat talebine dayanak teşkil eden olayların ve kişilik haklarının zarar gördüğüne dair bir delilin dosya içerisinde bulunmadığı anlaşıldığından İlk derece mahkemesince karşı davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Kabule göre taraf sıfatına gelince; bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakkın sahibinin kim olduğu, dolayısıyla o hakkı dava etme yetkisinin kime ait olduğu (o davada davacı sıfatının kime ait olacağı) yada kime karşı davanın yönetileceği (o davada davalı sıfatının kime ait olacağı) tamamen maddi hukuk kurallarına göre belirlenir. Ancak, bir davanın davacısının yada davalısının o dava yönünden davacı veya davalı sıfatına sahip bulunmadığının belirlenmesi halinde, mahkeme dava konusu hakkın mevcut olup olmadığını inceleyemeyeceği ve sıfat yokluğundan davanın reddine karar vermek zorunda olduğu için, taraf sıfatı usul hukukunun da düzenleme alanındadır.
Somut dosya kapsamında davacı tarafça …Diş Sağlığı Merkezi davalı olarak gösterilmiş ise de, İlk Derece mahkemesi gerekçeli kararında da taraf sıfatının bulunmadığı doğru tespit edilmiş ise de, taraf sıfatı yokluğu yönünden usulden reddine karar verilmesi gerekirken bu yönde hüküm kurulmamış olması da hatalı olmuş olup, davalı vekilinin istinaf talebinin resen nedenlerle kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 29/06/2020 tarih ve … Esas, …. Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
3-a-ASIL DAVANIN REDDİNE,
b-Alınması gerekli 80,70 TL Maktu harçtan, peşin olarak alınan 85,39.-TL ve tamamlama yoluyla alınan 322,55 TL harcın mahsubu ile kalan 1.223,90 TL’nin davacıya iadesine,
c-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,
d-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalanının karar kesinleştiğinde talebi halinde davacıya İADE EDİLMESİNE,
e-Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca davada kabul edilen miktar dikkate alınarak hesap edilen 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE,
4-a-Maddi tazminata yönelik karşı davanın REDDİNE,
b- Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan (683,10 TL harcın 54,40 TL si manevi tazminat talebine ayrılmak suretiyle kalan) 628,70 TL den mahsubu ile kalan 574,30 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı-karşı davacı …’e iadesine,
c-Davalı karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,
d-Reddedilen miktar gözetilerek 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı karşı davacı …’ten alınarak davacı karşı davalıya verilmesine,
5-a-Manevi tazminata yönelik karşı davanın reddine,
b-Alınması gerekli 80,70.-TL harçtan, peşin olarak alınan (yukarıdaki mahsuplaşma dikkate alınarak) 54,40.-TL harcın mahsub ile bakiye harcın 26,30 TL’nin davalı karşı davacı … … alınarak hazineye gelir kaydına,
c-Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca 5.100,00.-TL maktu vekâlet ücretinin davalı karşı davacı …’ten alınarak davacı karşı davalıya tarafa VERİLMESİNE,
6-a-…. Diş Sağlığı Merkezi’ne karşı açılan davanın taraf sıfatı yokluğu sebebiyle USULDEN REDDİNE,
7-İstinaf incelemesi yönünden;
a-Davalının istinaf başvurusu kabul edildiğinden 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan 54,40 TL maktu ve 407,93 TL nispi istinaf karar harcının talebi halinde davalıya iadesine,
b-Davalı tarafından istinaf incelemesi için yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 48,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 197,10 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d-Davalı tarafından yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davalıya iadesine,
8-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.