Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1568 E. 2022/287 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 13/02/2020
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 23/02/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, 06.12.2017 tarihinde, saat 22.15 sıralarında, müvekkil Şirkete zorunlu mali mesuliyet sigortası poliçesi ile sigortalı, maliki davalı ve sürücüsü firari olan …. plakalı aracın, Antalya-…-…. Mh. …Cd. ….Lisesi önünde, kırmızı ışıkta bekleyen …. plakalı araca çarpması, onun da, çarpışmanın etkisiyle önündeki … plakalı araca çarpması sonucu, Maddi Hasarlı Trafik Kazası meydana geldiğini, kaza sonucu, hasar gören … ve … plakalı araç hasar bedeli olarak, toplam 13.658,00 TL. ödeme yapıldığını, davalıya ait araç sürücüsü, kaza sonrası olay yerini terk ettiğini, bu nedenlerle bu meblağı, davalıdan rücuen talep hakkı doğduğunu, söz konusu alacağın tahsili için, davalı aleyhine, Antalya 2. İcra Müdürlüğünün ….Esas sayılı dosya ile icra takibi yapıldığını, davalı takibe haksız ve mesnetsiz olarak itiraz ettiğini, bu nedenlerle yapılan itirazın iptaline, takibin devamını talep ve dava ettiği görüldü.
Davalı vekili, müvekkiline ait …. plakalı aracın yine müvekkili şirket bünyesinde Rent A Car isimli işletmede ticari amaçlı yani kiralık araç olarak kullandığını, …. isimli kişiye kiraya verildiğini, sürücünün kaza yerini terk etmiş olmasında müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davacının hasar bedelinin … AŞ’den talep etmesi gerektiğini, davacının tazminat talebinin fahiş olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini talep ettiği görüldü.
Mahkemece, davalının maliki olduğu otomobil olarak ZMMS poliçesi davacı şirkete yaptırılan …. Plakalı aracın 06/12/2017 tarihi 22.15 sıralarında … kavşağı istikametinden ….Caddesini takiben huzur kavşağı istikametine seyir halinde iken …. Lisesi önünde bulunan trafik ışıklarına geldiğinde önünde kırmızı ışıkta bekleyen sürücü …. sevk ve idaresindeki …. plakalı aracın arka kısmına çarpması ve bu çarpmanın etkisi ile ….plakalı aracında önünde yine kırmızı ışıkta bekleyen sürücü … sevk ve idaresindeki …. plakalı aracın arka kısmına çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazasının gerçekleştiği, …. plakalı aracın sürücüsünün kaza yerinden kaçtığı böylece davalının maliki olduğu …. plakalı aracın kaza yerinden kaçan sürücüsünün kırmızı ışıkta bekleyen … plakalı araca arkadan çarpması ve bu … etkisiyle …. plakalı aracın kendisi gibi kırmızı ışıkta bekleyen …. plakalı aracın arka kısmına çarpması olayında …. plakalı aracın olay yerinden firar eden sürücüsünün asli % 100 kusurlu olduğu, davacı sigorta şirketinden celp edilen hasar dosyası ve yapılan ödemelere ilişkin belgeler ile mahkemece aldırılan bilirkişi raporuna göre …. ve ….plakalı araçların hasarlarının ve taleplerinin davacı sigorta şirketince yapılan ödemelerle uyumlu olduğu, kaza tespit tutanağı, hasar dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamıyla mahkemece anlaşılmış olup davalı taraf yasal süresi içerisinde bilirkişi raporuna itiraz etmemiş olup cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında …. Plakalı aracın …. isimli kişiye kiraya verildiğini, bu şahsın kiralamadan dolayı yapmış olduğu fiilden sorumluluklarının bulunmadığını, işleten sıfatının değiştiğini, kısa süreli kiralamaya ilişkin …. Sigorta şirketine kasko yaptırdığını davacının bu kasko poliçesi gereğince …. Sigorta şirketinden talepte bulunması gerektiğini bu nedenle taraflarına husumet yöneltilemeyeceğini savunmuş ise de; davalının dosyaya fotokopisini sunduğu kiralama sözleşmesinin 2 gün süreli kısa süreli kiralamaya ilişkin kısa süreli kiralamaların işleten sıfatını değiştirmeyeceği, kısa süreli kasko poliçesi bulunmasını davacıya karşı ileri sürelemeyeceği bu durumun ancak kasko poliçesini yapan sigorta şirketi ile davalı arasındaki ilişkide değerlendirilebileceği dava ya da takipten önce davacıya böyle bir kasko poliçesinin bulunduğuna ilişkin bildirim yaptığına dair dosyaya bir belge sunulmadığı hususları da birlikte değerlendirildiğinde davalının savunmalarına itibar edilmemiş olup davanın kabulü ile; davalının Antalya 2. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 13.658,00- TL asıl alacak üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanarak devamına, alacağın yargılamayı gerektirmesi sebebiyle yasal şartları bulunmayan davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sürücünün kaza yerini terk etmesinden dolayı müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davacı şirketin hasar bedelini …. A.Ş’den talep etmesi veya bu sigorta şirketinin de davaya dahil edilmesi gerektiğini mahkemece bu hususun dikkate alınmadığını, müvekkili adına kayıtlı olan ve kendi adına araç kiralama ve firması olan müvekkilinin bu aracı kaza tarihi olan 05/12/2017 tarihinde …. emrine verildiğini, …’un kusurlu eylemi neticesinde kazanın meydana geldiğini, buna göre işleten sıfatına haiz olmayan müvekkili …’ye husumet yöneltilmeyeceği gözetilerek müvekkili hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddedilmesinin gerektiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince yargılama sırasında alınan 20/09/2019 tarihli bilirkişi raporunun ayrıntılı gerekçeli denetime elverişli usul ve yasaya uygun olduğu, bu nedenle hükme esas alınabileceği anlaşılmıştır.
Zorunlu mali sorumluluk sigortasının genel şartlarında yapılan değişiklik sonucu 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4.f maddesi hükmü uyarınca; bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin,tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde, sigortacının sigortalısına rücu edebileceği hüküm altına alınmıştır.Bu hükümden açıkça anlaşılacağı üzere (eski uygulamanın aksine olarak), trafik kazası sonucunda yukarıda belirtilen hallerin dışında can güvenliği bakımından somut bir tehlike oluşmadığı sürece sürücünün kaza mahallini terk etmesi durumunda hasarın poliçe teminatı dışında kalacağının kabulü gerekecektir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kiralamanın kısa sürede olmasına, sürücünün her hangi bir yaralanmasının söz konusu olmaması ile bu yönde bir iddia ileri sürülmemesine, sürücünün can güvenliğinden endişe edilecek nitelikte/ağırlıkta bir durum bulunduğunun da kanıtlanamamasına, ZMMS’ye göre rücu koşullarının oluşması halinde somut davada davacı sigorta şirketinin kasko şirketine başvurma zorunluluğunun bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 932,97 TL nispi istinaf karar harcından peşin alınan 250,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 682,97 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi. 23/02/2022