Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1567 E. 2022/222 K. 11.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 24/12/2019
DAVANIN KONUSU: Tazminat
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 11/02/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davacı şirkete ait …. plakalı aracın davalı …’ne 30/09/2010 kaza tarihi itibarıyla sigortalı iken 30/09/2010 tarihinde sürücüsü …in tek taraflı kazası sonucu ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, olay tarihi itibarıyla sigorta limitinin 150.000,00 TL olup, davalı … şirketine hak sahibi tarafından yapılan başvuru ile hasar dosyasının açtırıldığını, ….plakalı aracın 02/01/2010-02/01/2011 tarihleri arası karayolları ZMMS sigortasının davalı … şirketince yapıldığını, mezkur aracın 30/09/2010 tarihinde karıştığı ölümlü trafik kazası ile ilgili olarak ölenin eşi ve çocuklarının Denizli 3. İş Mahkemesinde …. Esas sayı ile açtığı davanın 14/07/2016 tarihinde karara çıktığını, davanın sigorta şirketine ihbar edildiğini, ölenin hak sahiplerinin Denizli 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası ile mahkeme ilamına bağlı ilamlı takip başlattıklarını, davalı … şirketinin 21/09/2016 tarihli elektronik posta ile sürücünün vefat etmesi sebebiyle bu dosyada ödeme yapılamayacağından bahisle ödeme talebini reddetmesi üzerine davacı şirketin ölenin hak sahiplerinin başlattığı icra takip dosyası borcunu 28/09/2016 tarihinde 215.000,00 TL olarak hak sahiplerinin avukatı …. hesabına ödeyerek icra dosyasını infazen kapatmak zorunda kaldığını, ayrıca ilamda söz edilen tazminat davası dosyasının 6.207,50 TL bakiye ilam harcının da davacı şirketçe 15/08/2016 tarihinde mahkeme veznesine 6.207,50 TL olarak yatırıldığını, her ne kadar 01/06/2015 tarihinde tek taraflı kazalara bağlı olarak ölenin hak sahiplerine tazminat ödenmeyeceğine ilişkin düzenleme yürürlüğe girmiş ise de, somut olayda kazanın 01/06/2015 tarihinden evvel meydana gelmiş olması nedeni ile sürücünün vefat etmesi nedeni ile ödeme yapılamayacağına ilişkin red işleminin hukuka ve emsal kararlara aykırı olup 01/06/2015 tarihindeki düzenlemenin de geriye yürümeyeceği eski tarihli kazalarda yine eski mevzuat ve kurallara göre çözüme gidilmesi gerektiğini, davacı şirketin hak sahiplerine ve mahkemeye ödediği bedelin ödenmesi için davalı … şirketine KTK gereğince işbu dava açılmadan önce 28/09/2016 tarihinde yazılı olarak bir kez daha başvurduğunu, yazının kargo ile davalı … şirketine 29/09/2016 tarihinde ulaştığını ancak davalı … şirketinin yasal 15 günlük süre içerisinde cevap vermeyerek davacının tazminat ödeme talebini zımnen reddettiğini belirterek davacının ödemiş olduğu 215.000,00 TL tazminat ve ferileri ile 6.207,50 TL bakiye ilam harcı toplamı 221.207,50 TL’nin temerrüt tarihi 15/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu alacağın bir iş kazası olup davalı şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacı tarafın, işveren olarak ödemiş olduğu tazminat tutarını ve ferilerini davalı şirketten … numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi kapsamında talep ettiğini, oysa davacı şirket bünyesinde çalışan işçinin vefat etmesi sebebiyle mirasçılarına ödenen tazminatın işveren mali mesuliyet poliçesinin konusu olup davalı şirketin poliçeden kaynaklı herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, ayrıca dava konusu alacağın poliçe kapsamında kaldığı kabul edilse dahi Karayolları Trafik Kanununun 86/2 maddesi gereğince müteveffanın sigortalı araç sürücüsü olması ve kazada asli kusurlu olması sebebiyle tazminat haklarının bulunmadığını, murisin davalı şirkete sigortalı araç sürücüsü olup davacıların ZMMS kapsamında 3. kişi konumunda kabulünün mümkün olmadığını, mirasçıların kazada vefat eden ağır kusurlu sürücünün külli halefleri olmaları sebebiyle hukuken 3. kişi kavramı içerisinde değerlendirilmelerinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, kazanın 30/09/2010 tarihinde meydana geldiği, ZMMS yeni genel şartların ise 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe girdiği, bu durumda 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı …, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığından olayda sürücü %25 kusurlu olsa bile, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğu ve kazada hayatını kaybeden araç sürücüsünün desteğinden yoksun kaldığı gerekçeleriyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini, dava açılmasına sebebiyet vermediğini, dava konusu trafik kazasının iş kazası olduğunu, talebin işverene ait işveren mali mesuliyet poliçesine yöneltilmesi gerektiğini, müvekkilinin işveren mali mesuliyet poliçesi kapsamında sorumluluğunun bulunmadığını, davacı murisinin kazada asli kusurlu olması sebebiyle tazminat hakkının bulunmadığını, davanın reddi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacıların murisinin kullandığı araçla kam kusurlu olarak tek taraflı kaza sonucu ölümü nedeniyle davacıların talep ettikleri destekten yoksunluk tazminatından dava dışı işletenin, dolayısıyla ile onun sorumluluğunu üstlenmiş zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, mahkemece verilen kararın poliçe teminat limitini aştığını istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, sigorta poliçesi kapsamında kalan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, davacının ….plakalı aracının davalı … şirketince 02/01/2010 – 02/01/2011 tarihleri arasında 150.000,00 TL limitli ZMMS ile sigortalamış olmasına, dava dışı davacı çalışanının bu araçta kaza yapması neticesinde ölümü ile mirasçılarının Denizli 3. İş Mahkemesinin …. Esas …. Karar sayılı dosyasında işveren davacıya açtıkları tazminat davası sonucunda işverenin olayda %70, işçinin ise %30 kusurlu bulunup yapılan hesaplamada mirasçıları …. için 76.369,00 TL, …. için 6.255,00 TL, …için 6.468,00 TL, … için 9.204,00 TL olmak üzere (toplam 98.296,00 TL) maddi tazminatın 30/09/2010 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte işverenden tahsiline karar verilip kararın 08/08/2017 tarihinde kesinleşmesine, iş mahkemesinde yapılan yargılamada davalı işverenin 22/02/2013 tarihli dilekçesi ile, davayı bu dosyamızda davalı olan …Sigorta A.Ş’ye ihbar etmesine, iş mahkemesindeki dosyada dava kendisine ihbar edilen sigorta şirketinin poliçe kapsamında kalan tazminatı ödemeyerek temerrüde düşmesinden dolayı sigorta poliçe kapsamındaki tazminatın fer’ilerinden de sorumlu tutulmasının gerekmesine (Y. 17. H.D. 2016/9788 Esas 2017/8295 Karar sayılı 28/09/2017 tarihli ilamı), davalı … ZMMS ile sorumluluk üstlendiğinden davacının kazaya karışan aracın sorumluluğunu üstlenen varsa başkaca sigorta şirketine başvurmasının beklenemeyeceğine (Y. 11. H.D. 2020/1159 Esas 2021/2146 Karar sayılı 08/03/2021 tarihli ilamı), rücuya konu tazminatın icra dosyasında ödenmiş olmasına, ZMMS’deki yeni şartların 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe girmesine, tazminata neden olan olayın bu genel şartların yürürlük tarihinden önce 30/09/2010 tarihinde meydana gelmesine, bu halde 01/06/2015 tarihinde ZMMS’ de yapılan değişikliğin somut davada uygulanamayacak olmasına, olay tarihindeki ZMMS şartlarına göre, zarar gören dava dışı ölenin mirasçılarının üçüncü kişi konumunda bulunmalarına buna göre, kazada ölen davacı işçisinin tam kusurlu olsa bile davalı şirketin meydana gelen zararın tamamından sorumlu bulunmasına (Y.H.G.K 2012/17-1491 Esas 2013/74 Karar 16/01/2013 tarihli ilamı ve Y. 17. H.D. 2014/17669 Esas 2017/919 Karar sayılı 02/02/2017 tarihli ilamı, Y. 17. H.D. 2020/913 Esas 2021/3291 Karar sayılı 25/03/2021 tarihli ilamı), kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 15.110,68 TL nispi istinaf karar harcından peşin alınan 3.723,27 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.387,41 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın Dairemiz tarafından taraflara tebliğine,
Dair, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 bendi gereğince aynı kanunun 361/1. maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.11/02/2022