Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1527 E. 2022/452 K. 14.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 10/12/2019
DAVANIN KONUSU: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 14/03/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACI VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Müvekkil banka ile dava dışı asıl borçlu … arasında imzalanan Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesine istinaden taksitli ticari kredi kullandırıldığını, borçlu firma kefillerinden …’ın borcun 49.402,66 TL’sine müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğunu, borcun ödenmemesi üzerine borçlulara kat ihtarnamesinin gönderildiğini, yine ödeme olmayınca borçlular hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu, takibi uzatmak amacıyla hukuki mesnedi bulunmayan iddialarla yapılan itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALI VEKİLİ CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE ; Müvekkilin 18.09.2014 tarihinde asıl borçlu …’ın almak istediği kredi kartı için 100.000,00 TL üst limit ile müteselsil kefil olduğunu, Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesinden haberi olmadığını, borçlu ve bankanın müvekkilini yanlış bilgilendirdiğini, yalnızca kredi kartından doğacak olası borçlar için kefil olduğu yönünde bilgi verildiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME : takibe dayanak genel kredi seözleşmesi, bilirkişi kök ve ek raporları ile tüm dosya mündericatının tetkikinden; davacı banka ile dava dışı asıl kredi borçlusu … arasında akdedilen 21.08.2014 tarihli 250.000,00 TL limitli genel nakdi ve gayrınakdi kredi imzalandığı, davalı …’ın 100.000,00 TL limitle 19.09.2014 tarihinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmede imzasının bulunduğu, TBK 582 vd.maddeleri uyarıca kefalet sözleşmesinin hukuken geçerli olduğu, genel kredi sözleşmesi kapsamında dava dışı asıl borçluya 06.11.2018 tarihinde aylık %2.65, yıllık % 31,80 akdi faiz oranı ile …-… numaralı 46.000,00 TL limitli 24 ay vadeli taksitli ticari kredi açıldığı ve kullandırıldığı, krediye hiç geri ödeme yapılmadığı, banka tarafından kredinin kat edilerek 03.01.2019 tarihli kat ihtarnamesinin çekildiği, asıl borçluya ve davalı kefile 11.01.2019 tarihinde tebliğ edildiği, 7 günlük ihtar süresini takiben 15.01.2018 tarihinde temerrüdün oluştuğu, bu tarihin takip tarihi olan 10.01.2019 tarihinden sonraya tekabül ettiği, davacı bankanın TCMB bildirdği ve uyguladığı en yüksek akdi faiz oranının takip tarihi itibariyle yıllık %27,00 olduğu, genel kredi sözleşmesinin 10.5 maddesi uyarınca bankaca borçlu cari hesap şeklinde çalıştırılan kredilere en yüksek cari faiz oranının 2 katı oranında temerrüt faizi yürütülebileceği, dolayısı ile uygulanması gereken temerrüt faizi oranını %54 olduğu ve bu esaslar dikkate alınarak dosyaya sunulan bankacı bilirkişi kök ve ek raporundaki hesaplamaların taraflar arasındaki sözleşmeye ve BK hükümlerine uygun olduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
DAVALI VEKİLİ İSTİNAF DİLEKÇESİNDE ÖZETLE ;davacının hesap kat ihtarının müvekkilinin Afyonkarahisar 5.Noterliğinin 11/09/2018 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile itiraz ettiğinive artık yeni doğacak borçlara kefil olmadığını bildirdiğini, daha sonra davacı ile kredi borçluları ve müvekkili arasında bu kat ihtarına dayalı borcun sona erdirildiğini, borcun sona ermesi ile birlikte yeni bir kredi sözleşmesi kurulduğunu ve kurulan bu kredi ilişkisinde müvekkilinin eşinin imzasının bulunmadığını, dolayısıyla kefaletin şekil şartlarından olan eş rızasının bulunmaması sebebiyle geçerli bir kefaletin olmadığını, zaten önce kat edilen ihtarnamedeki borcun bitirilip 03/01/2019 tarih … yevmiye nolu ihtarname ile yeni bir kat ihtarında bulunulduğunu, bu tarihten sonra taraflar arasında borç yapılandırması olduğunu, ancak müvekkilinin eşinin bu yenilemeye taraf olmadığını, borcun yenilenmesi önceki asıl borçla birlikte buna bağlı kefalet borcunu da ortadan kaldıracağını, yine bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere muacceliyet tarihinden önce de başlatılan bir takibin söz konusu olduğunu, muaccel olmamış bir borç için takip yapılamayacağını, davacının reddedilen alacak miktarı mevcut olduğundan müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin çelişkili ve hukuka aykırı olduğunu, likit bir alacak bulunmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesinin yanlış olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Uyuşmazlık, davacı tarafça davalı hakkında Antalya 15.İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası kapsamında başlatılan takibe davalının itirazında haklı olup olmadığı icra takibi kapsamında davacının alacaklı olduğu miktarın ne olduğuna ilişkindir.
DELİLLER:
1-Beyan dilekçeleri,
2-Dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davalının kefaleti nedeniyle davacı bankaca Afyonkarahisar 4.Noterliğinin 03/01/2019 tarih … yevmiye nolu kat ihtarnamesinin davalıya 07/01/2019 tarihinde asıl kredi borçlusu …’a ise 11/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, kat ihtarnamesi içeriğinde nakdi alacağın ödenmesi ve gayri nakdi alacağın depo edilmesi için 7 günlük süre verildiği, atıfet süresi dolmadan 10/01/2019 tarihinde Antalya 15.İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası kapsamında davaya konu icra takibinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
Davacı banka ihtarnamede belirtilen atıfet süresi dolmadan takip tarihi itibariyle istenebilir bir alacak bulunmadığı halde takip başlattığından davanın esastan reddine (aynı yöndeki içtihat için bknz. Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 11/11/2020 tarih … Esas – … Karar sayılı kararı) karar verilmesi gerekirken ilk derece mahkemesince yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olmuş olup davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnin 10/12/2019 tarih ve … Esas, … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
a-Davanın REDDİNE,
b-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 596,67 TL harcın mahsubu ile ‭515,97 TL bakiye harcın davacıya iadesine,
c-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
d-Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
e-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT ye göre 7.222,35 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
f-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine
4-İstinaf incelemesi yönünden;
a-Davalının istinaf başvurusu kabul edildiğinden 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan 833,23 TL nispi istinaf karar harcının talebi halinde davalıya iadesine,
b-Davalı tarafından istinaf incelemesi için yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 5,50 TL e-tebligat gideri olmak üzere toplam 154,10 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d-Davalı tarafından yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davalıya iadesine,
5-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.14/03/2022