Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1520 E. 2022/229 K. 14.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 13/12/2019
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 23/02/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin 2012 yılı öncesi ve sonrasında …Sanayi ve Ticaret Ltd. Şirketi ile ticari alışverişleri olduğunu, uzun süreli bu alışverişler nedeni ile müvekkilinin bu şirkete açığa bono verdiğini, ….şirketi ile davalı … şirketinin 27/06/2012 tarihinde birleştiğini, birleşmeden sonra ….şirketi tarafından 30/06/2012 tarihinde müvekkiline borç miktarının 15.306,63 TL olduğunun bildirildiğini, bu borçların şirkete ödendiğini, müvekkilinin davalı şirket ile de ticari alışverişi olduğunu, davalı şirketin birleşme sonrasında bu bonoyu 25/06/2012 tanzim 25/04/2014 tarihini attığını, alacaklı olarak davalı şirketin kendisini yazdığını, miktarını da 10.000,00 TL olarak doldurarak Denizli 9.İcra Müdürlüğü’nün …Esas ile icra takibi yaptığını, takibe karşı yetki itirazında bulunulduğunu, Denizli 2.İcra Hukuk Mahkemesi’nin …. Esas ….K. sayılı kararı ile yetki itirazının kabul edildiğini, davalı şirket tarafından Denizli 9. İcra Müdürlüğü’nün ….Esas sayılı ilamsız takip ile de 6.556,25 TL cari hesap alacağından dolayı da icra takibi yapıldığını, takibe ve borca itiraz edildiğini, müvekkilinin gerek davalıya gerekse ….Tekstil’e borcu bulunmadığını belirterek, müvekkilinin davalı şirkete 25/06/2012 tanzim 25/04/2014 ödeme tarihli 10.000.00 TL’lik bonodan dolayı borçlu olmadığına, icra takibinin iptaline karar verilmesini, %20 inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, menfi tespit davasının yetkili mahkemede açılmadığını, menfi tespit davalarında yetkili mahkemenin davalının adresinin bulunduğu yer mahkemeleri ya da icra takibinin yapıldığı yer mahkemeleri olduğunu, müvekkili şirketin ticaret siciline kayıtlı adresinin Denizli olduğunu, ayrıca icra takip dosyasının Denizli 9.İcra Müdürlüğü’nde kayıtlı olduğunu, Denizli 2. İcra Hukuk Mahkemesi kararının henüz kesinleşmediğini, bononun düzenleme yerinin Denizli olduğunu, Uşak Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yetkisine itiraz ettiklerini, müvekkilinin davacı … hakkında Denizli 9.İcra Müdürlüğü …Esas nolu dosyası ile 10 örnek ödeme emri göndererek icra takibi yaptığını, davacının kötü niyetli olarak menfi tespit davasını açtığını, davacı borçlunun takibe ve davaya konu bonoya istinaden hiçbir ödeme yapmadığını, davacının kötü niyetli davasının reddine, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ettiklerini belirtmiştir.
Mahkemece, “…Menfi tespit davalarında kural olarak ispat yükü davalı olan alacaklıdadır. Ancak bu kuralın bazı istisnaları bulunmaktadır. Örneğin menfi tespit davasında takibe konu kambiyo senedinin bedelsizliğini ileri süren davacı olan borçlu bu iddiasını ispat ile mükelleftir.Kambiyo senedi hukuken geçerli olduğundan senedin bedelsizliğinin usul hükümleri gereğince yazılı delille ispatlanması gerekmektedir. Davacı davasını ispatlayamamış olmakla (HGK 11.04.2018 2017/19-819;771) numaralı karar gereği ve imzası inkar edilmeyen ”ihdas nedeni” boş olan bononun bedelsiz kaldığını davacı ispatlamalıdır. Davacının iddiasını ispatlayabilmesi için tüm deliller birlikte değerlendirilmiş olup karar verilmiştir. (HGK 04.12.2013 19-89/1645)Davada davacı davasını ispatla mükellef olup ispatlayamadığından ilgili hüküm kurulmuştur. İİK’nun 72/4 maddesi hükmü “Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.” düzenlemesini içerir.13.04.2018 tarihinde Denizli 9.İcra Müdürlüğü …E. Sayılı dosyasında davacı borçlunun teminat olarak dosya borcunun tamamını ödediği görülmekle davacı taraf aleyhine İİK 72/4 maddesi uyarınca tazminata…” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davaya konu bononun her iki tarafın da tacir olması nedeniyle verildiği, bu nedenle 3 yıl sonra da usulsüz olarak da olsa davalı tarafça ticari defterlere işlenmiş olması nedeniyle mücerretlikten çıktığını, ticari iş nedeniyle verildiğinin sabit olduğunu, bilirkişi …ın raporunda da belirttiği üzere taraflar arasında gerek …. gerekse ….şirketlerinin de kaşesinin bulunduğu, alacak-borç mutabakatlarının yapıldığı, müvekkilinin de bunun üzerine davalı şirkete borcunu ödediğini, ödemelerden dolayı borcu kalmadığı gibi 306,63 TL alacağının bulunduğunu, davalı şirketin alacaklı olduğunu iddia ettiği bono bedelini talep etmediğini, şirketin ekonomik durumu bozulduğunda elde bulundurdukları bu bonoyu VUK’un 2019/a maddesine göre en geç 10 gün içinde alacak kalemine işlemesi gerekirken işlemediğini, ayrıca karşılıklı mutabakatların da deftere işlenmediğini, bu nedenle bononun 3 yıl sonra deftere işlenmesinin hem VUK’ya hem de TTK’ya aykırı olup …e ait bilirkişi raporuna dayanılarak davanın reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, taraflar arasındaki doğan borçların mutabakatlar sonucunda sonlandırıldığını, mutabakat mektuplarının dikkate alınmadığını, davaya konu bono bedeli 10.000,00 TL’lik fatura bulunmadığını, bu nedenle 5 yıl sonra ticari deftere işlenen bono karşılığı mal alımı olmadığı gibi faturasının da bulunmadığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2012 yılında sona ermesine rağmen bononun sonradan tanzim edilmesi nedeniyle 2 yıl sonrasına ödeme yapılmasının bono vasfını kaybetmemesi için de 2017 yılında icra takibine konulması unutma veya ihmalle izah edilecek bir durum olmadığını, şirketin ekonomik durumunun bozulması nedeniyle icraya konulduğunu, müvekkilince alınması unutulan ve davalı tarafından müvekkiline iade edilmeyen bononun 5 yıl sonra icraya konulmasının dürüstlük kurallarıyla bağdaşmadığını, eksik inceleme, usul ve aykırı kararın kaldırılması gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, davacı tarafça imzası inkar edilmeyen bono nedeniyle borçlu olmadığının ispat edilemediği hususları da birlikte gözetildiğinde kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.14/02/2022