Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1503 E. 2022/227 K. 14.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 14/11/2019
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 23/02/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Davacı vekili dava dilekçesini tekrarla, davalı tarafça Denizli 4.İcra Müdürlüğünün ….esas sayılı dosyasında ve Denizli 5.İcra Müdürlüğünün …esas numaralı dosyasında müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine dayalı olarak icra takibine girişildiğini, icra takibine konu bonoların bedelsiz olduğunu, davalının bonolardaki alacakları daire satışından kalan borca ve apart alınması için verilmiş senede dayandırdığını, Denizli ili …. ilçe …. Mahallesi ….Mevkii …. ada …parselde kayıtlı bulunan taşınmazın alım işlemlerinin müvekkilinin noterden aldığı vekaletname ile 120.000,00 TL.bedel karşılığında …adına yapıldığını, 112,500,00 TL.sinin bankadan alınan kredi ile kalan kısmının ise tapu işlemleri sırasında davalı şirket temsilcisince elden verildiğini, ancak müvekkili tarafından davalı şirket temsilcisine ait …Mahallesinde bulunan inşaat halindeki apartın satımı konusunda da anlaşma yapıldığını, ancak yaşanan problemler nedeniyle taraflar arasında Denizli 2.Sulh Ceza Mahkemesinin ….esas ve Denizli 7.Sulh Ceza Mahkemesinin ….esas sayılı dosyasında davaların halen devam ettiğini, Denizli 2.Sulh Ceza Mahkemesinin ….esas numaralı dosyasındaki …’ın beyanınına göre 20.000,00 TL.tutarlı iki adet icraya konu edilen bononun alacaklı tarafça Denizli 4.İcra Müdürlüğünün …ve Denizli 5.İcra Müdürlüğünün ….esas sayılı dosyaları ile müvekkili aleyhine kambiyo senedine dayalı olarak icçra takibine girişilmiş olan senetlerin satım konusu yapılan taşınmaz ile ilgisinin olmadığının anlaşılacağını, taşınmaz satımı ile herhangi bir borcun olmadığını, söz konusu senetlerin apart satışı yapılması için verildiğinin açıkça belli olduğunu, apart satışınında gerçekleşmediğini, bu nedenle müvekkilinin gerek taşınmaz satışı, gerekse apart satışı nedeniyle davalıya borçlu bulunmadığını, bu nedenle takibe konu edilen bonoların geçersiz olduğunu belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, davaya konu bonoların ve takiplerin iptaline, haksız ve kötü niyetli icra takibi nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirket ile davacının Denizli ili …. ilçesi …. Mahallesi …mevkii …ada …parsel sayılı taşınmazın satışı konusunda anlaştıklarını, taşınmazı satacak olanın müvekkili firma, taşınmazı satın alacak olanın ise davacı olduğunu, taşınmazın satış bedelinin 150.000,00 TL.ve tapu masrafları olmak üzere anlaştıklarını, davacının bankalardan kredi kullanmak sureti ile bu bedeli ödeyeceğini söylediğini, müvekkili firmanında davacının avukat olması nedeniyle ona güvenerek kredi karşılığında evi satmayı kabul ettiğini, davacının kendi adına bankadan kredi çıkartamayınca eşinin yakını olan …adına işlemlerin başlatıldığını, yani krediyi …’in alacağını ve taşınmazında tapuda satışının …adına yapılacağının kararlaştırıldığını, ancak taşınmazın asıl sahibinin davacı …olacağını, satışa konu edilen taşınmazın rayiç bedeli üzerinden bankalar tarafından kredi verileceğinden ve bu kredinin satış bedelinin en fazla % 75 olmasından dolayı …’in müracaat ettiği kredi tutarı 112.500,00 TL.olarak onaylandığını, bu bedelin müvekkiline ödendiğini, satış için tapu masrafları olarak 2.500,00 TL.harcandığını, geriye satış bedeli olarak belirlenen 150.000,00 TL.den 37.500,00 TL.eksik satış bedeli ile 2.500,00 TL.tapu masrafı olmak üzere 40.000,00 TL.nin açıkta kaldığını, yani taşınmazı gerçekte satın alan davacının müvekkili şirkete olan taşınmaz borcu olarak satış tarihinde 40.000,00 TL.kaldığını, davacının satış bedeli borcu için 20.02.2013 tanzim 29.06.2013 ödeme tarihli 20.000,00 TL.bedelli, 20.02.2013 tanzim 30.07.2013 ödeme tarihli 20.000,00 TL.bedelli iki adet senedi bizzat kendisi imzalamak suretiyle müvekkili firmaya teslim ettiğini, taşınmazın satış ve ipotek tesisinin kurulduğu tarih ile bonoların tanzim tarihlerinin aynı olduğunu, akit tablosunun incelenmesinde de …adına vekaleten imza atanin kişininde davacı olduğunun görüleceğini, davacının davaya konu senetlerin bir başka ev-apart satışı için verildiği hususunda tarafların bir anlaşma yaptığı, ancak o satım işleminin gerçekleşmemiş olması nedeniyle bonaların iptali gerektiği yönündeki iddiasının yerinde olmadığını, davacının soyut, çelişkili ifadeler ve hiçbir geçerli delile dayanmayan iddialar ile bu davayı açtığını, davacının takiplerin üzerinden bir yılı aşkın zaman geçmesine rağmen hiçbir itirazda bulunmadığı gibi ödeme emri tebliğ edildiğinde de hiçbir itirazda bulunmadığını, mesleği avukatlık olan davacının bir kambiyo senedini herhangibir borç ilişkisi olmadan imzalamasının hayatın olağan akışınada aykırı olduğunu, davacının …adına tapuda işlem yapılan taşınmazda ikamet ettiğini, davacının takibe konu senetlerin apart satışı konusunda verildiğini yazılı delillerle ispatlaması gerektiğini, ayrıca davaya konu senetler başka bir apart satışı için verilmiş ise davacının neden …adına tescil edilen bir taşınmazın satımı konusunda açıklama yapmak zorunda kaldığını, ….eğer böyle bir taşınmazı satın almış ise davacının niçin satış bedelinden kalan borcu kendisinin elden ödediğini ileri sürdüğünü, davacının bu beyanları ile …adına tescil edilen taşınmazı kendisinin aldığını tevil yolu ile ikrar etmiş olduğunu, davacının tanık deliline dayanamayacağını, tanık dinletilmesine muvafakatlarının bulunmadığını, davacının iddiasını yazılı delillerle ispatlayamadığını belirterek haksız ve açıkça icra takibini uzatmaya yönelik olarak açılmış olan davanın reddi ile davacının olması nedeniyle alacağın % 20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
Mahkemece, “…Davacının avukat oluşu ve mesleki tecrübesi gereği henüz satın alınarak tapuda devri yapılmamış apart için 2 adet 20.000 TL olmak üzere 40.000 TL bedelli senetleri davalı tarafa vermiş olmasının hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceği, kayın biraderi davadışı …adına alınan taşınmaza ilişkin resmi senette davacının vekil olarak imzasının bulunması, vekaleten işlem yapıldığının görülmesi, davacının taşınmazın tescilinden sonra taşınmaz üzerine ipotek tesisi talep etmiş oluşu, davacı tarafından düzenlenmiş 2 adet bononun, düzenleme tarihlerinin taşınmazın satış ve ipotek tarihi ile aynı gün olması, davacının bonolardaki imzalara itirazının bulunmayışı, Davalının bonoların dava dışı ….adına alınan taşınmazla ilgili verilmediği, başka apart satışı için verildiği iddiasını ”yazılı delil” ile ispatlaması gerektiği ancak ispatlanamadığı, davacının davadışı …adına alınan taşınmazda ikamet ettiği, davacının davadışı …’in taşınmazı almış olması kabulü durumunda davacının satış bedelinden kalan borcu kendisinin elden ödemiş olduğunu iddiasını ileri sürmesinin hayatın olağan akışına aykırı olacağından davanın reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu senetlerin bedelsiz olduğuna ilişkin davalı şirketin ticari defterlerine dayanmalarına rağmen davalı tarafın ticari defterleri incelenmeden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, davalının bonoların ihdas nedenini talil ederek bonoların Denizli ili … mahallesi …. ada …. parselde bulunan taşınmazın satış için verildiğini, gerçekte bu taşınmazın 150.000,00 TL bedelle satıldığını, satış işleminden dolayı müvekkilinin 40.000,00 TL borçlu olduğunun beyan edildiğini, söz konusu taşınmazın 120.000,00 TL bedelle ….’e tapuda satışının gerçekleştirildiğini, bu bedeli davalının nakden ve tamamen aldığını beyan ettiğini, taşınmazın konut kredisi ile alınmasından dolayı ipotek tesis edildiğini, davalının resmi senedin geçersizliğini ileri sürmediğini, satış bedelinin neden 120.000,00 TL olarak gösterdiklerine ilişkin açıklamada bulunmadığını, dava dışı …tarafından taşınmaz alımı ve banka lehine ipotek tesisi için müvekkilinin vekaletname ile yetkilendirildiğini, bu hususun taşınmazı müvekkili kendi adına aldığını göstermeyeceğini, ayrıca taşınmazın dava dışı …tarafından başka bir vekil vasıtasıyla 3.kişiye satılarak ipoteğin fek edildiğini, öte yandan taşınmazı satın alanın dava dışı …olması nedeniyle dava konusu senetlerle borçlanmasının gerekenin de taşınmazın maliki olası gerektiğini, müvekkilinin borcu üstlendiğine dair bir yazılı belgenin bulunmadığını, davalı tarafça taşınmazın satış bedelinin 150.000,00 TL olduğuna ilişkin fatura düzenlendiğini, bu faturanın muhataba tebliğ edilmeksizin Vergi Dairesine düzeltme beyannamesi verildiğini, dosyaya verilen cevaptan görüldüğünü, böylece davalının davaya konu bedelsiz senetlerin açık bir hile ve kötü niyetli olarak taşınmaz satışı ile ilişkilendirilmeye çalıştığını, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, davacının bonoların geçersizliğine ilişkin iddiasının şekli ve ispat yükünün üzerinde olması sebebiyle davalının defterlerinin incelenmemesinin eksiklik olarak değerlendirilemeyeceği, davaya konu bonolarda ihdas nedenin bulunmadığı, davalının cevabının ve bonoların düzenlenmesine ilişkin beyanının bu nedenle senedin talili niteliğinde olmadığı, davacının üzerine düşen ispat yükünü yerine getiremediği, dava konusu bonoların geçersizliğini veya bedelsiz olduklarına dair yazılı veya kesin bir delil ile ispat edilemediği hususları birlikte değerlendirildiğinde kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi. 14/02/2022