Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1494 E. 2022/111 K. 24.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 26/06/2020
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 24/01/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili aleyhine Halk Bankası … Şubesine ait … numaralı 16/08/2018 tarihli, 43.500,00 TL bedelli çek nedeniyle Denizli 8. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, çekin almayı hedeflediği mallara karşılık verildiğini, söz konusu malların müvekkiline teslim edilmediğini, bu nedenle borcunun bulunmadığını beyanla borçlu olmadığının tespitini, takibin durdurulmasını ve %20 kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında uzun zamana yayılan ticari ilişkinin olduğunu, davalıdan satın ve teslim aldığı mallar için davalı tarafa çeşitli zamanlardan birden fazla çek verildiğini, davacı tarafın müvekkiline başka çeklerden dolayı da borcunun olduğunu, diğer çeklerin işleme konulmadığını, davacı şirketin ticareti terk durumunda olduğunu, davacıya ait haczi kabil malın bulunmadığını, takibin semeresiz kaldığını, davacı tarafın şirket yetkilisi hakkında karşılıksız çekten ötürü yapılmakta olan ceza soruşturması dosyasında, iş bu dava dosyasını öne sürerek verilecek olan mahkumiyet hükmünün gecikmesini amaçladığını, davacı tarafın iddialarının haksız ve gerçek dışı olduğunu, davacı taraftan HMK 84.1/b ve 2 maddeleri uyarınca davacı şirketin müvekkili tarafından sarfedilecek yargılama masraflarını ve vekalet ücretini karşılayacak miktarda teminatı mahkeme veznesine ödenmesini, davanın reddine ve takip konusu alacağın %20 oranından az olmayacak miktarda tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, “… Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin … Esas … Karar sayılı 25/09/2018 tarihli kararındada vurgulandığı üzere çek bir ödeme aracıdır ve kural olarak mevcut bir borcun ifası için verilir. Somut olayda davacı çeki davalıya avans olarak verdiğini ispat yükü altındadır. Buna göre davacı tarafın çekin bir borcun tediyesi için verildiğinin aksini yazılı bir delil ile ispat edemediği, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanılmadığından davacı tarafa yemin delilinin de hatırlatılamayacağı kanaatine varılmakla, subut bulmayan davanın reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin yeterli inceleme yapmadığını, şirket defterlerinden de anlaşacağı üzere müvekkilinin davalı tarafa borcunun bulunmadığını, müvekkili davalı tarafa dair çekleri de almayı umut ettiği mallar için verdiğini, ancak müvekkilinin bu malları elde edemediğini, müvekkilinin davalı tarafa borcu bulunmamak ile birlikte aslında alacaklı olduğuna dair şirket defterlerinin yeterli inceleme sonucu ortaya çıkacağını, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, davacının borçlu olmadığının tespitini talep ettiği çeki davalıya avans olarak verdiğine dair yazılı bir belge sunamadığı, davacının defterlerinde dava konusu çekin kayıtlı olmadığı gibi takip tarihi itibariyle davalıya 245.079,51 TL borçlu olduğu, hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince davacı tarafından peşin yatırılan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince davacıya iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve 362/1-a maddesi gereğince dava değeri 107.090,00 TL’nin altında olduğundan KESİN olmak üzere karar verildi. 24/01/2022