Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 01/07/2020
DAVANIN KONUSU: Sözleşmenin İptali – Alacak
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 03/02/2022
İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, … İnşaat Turizm Sanayi ve Limited Şirketindeki hisselerini diğer ortak ile yaşanan sıkıntılar, eşinin cezaevinde oluşu ve maddi anlamda zor durumda olması nedeni ile satışa çıkardığını, 225.000,00 TL değerinde olan hisselerini zor durumda olmasından dolayı 100.000,00 TL bedelle davalıya sattığını, davalının … 100.000,00 TL bedelli arsası olduğunu, bu arsayı teminat amacı ile kendisine devretmeyi, temmuz ayında gelecek parası olduğunu, 100.000,00 TL nakit ödemeyi 05.07.2018 tarihinde yapmayı, ödemeyi yapınca arsayı geri almayı teklif ettiğini, bu şekilde anlaştıklarını, protokol imzaladıklarını, teminat olarak verilen taşınmazı 05.07.2018 tarihinde devraldığını, aynı gün şirketteki hisselerini davalıya devrettiğini, ardından arsanın değerinin 30.000,00 TL olduğunu öğrendiğini, davalının nakit ödemeyi yapmadığını, arsa değeri ile hisse değeri arasında fahiş fark olduğunu, öncelikle devir sözleşmesinin iptalini, bunun mümkün olmaması halinde 60.000,00 TL’nin faizi ile davalıdan tahsilini, kar payının tespiti ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, tarafların tacir olduğunu, Antalya 14. Noterliğinin …. yevmiye nolu hisse devir sözleşmesinde davacının devir bedelini nakden aldığını beyan ettiğini, müvekkilinin hisse devir sözleşmesinde imzasının bulunmadığını, protokol gereklerinin yapıldığını, taşınmazın niteliği ve niceliğinin belli olduğunu, davacının tarlanın 30.000,00 TL olduğunu bilmediği iddiasının gerçek olamayacağını, araştırma imkanın olduğunu, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, gabine ilişkin objektif koşulun olduğu ancak subjektif koşulun oluştuğu ispat edilemediği gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda müvekkilinin davalı taraftan 60.000,00 TL tutarında alacaklı olduğunun tespit edildiğini, bu durumun tanık anlatımlarıyla da sabit olduğunu, taşınmaz değerinin 22.000,00 TL olduğunun ispatlandığını, davalı isticvabının gerçeği yansıtmadığını, aşırı yararlanmadan söz edebilmek için yapılan sözleşme ile borçlanılanın karşılıklı edimlerinin birbirinden açık bir şekilde farklı olmasının gerektiğini, olayda objektif ve subjektif unsurların gerçekleştiğini, müvekkilinin davalıdan daha zayıf olduğunu, adına hiçbir taşınmaz ve taşınır mal ile bankada para, hisse senedi vs. olmadığını istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, hisse devir ve tescil işleminin iptali ile davacı adına tescili, aksi taktirde bakiye hisse bedeli ve mahrum kalınan kar payının davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
İstinaf aşamasında davacı vekili, vekillikten istifa etmiş, dilekçesi davacıya tebliğ edilmiştir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı dilekçesinde özetle; %50 hissedar olduğu … İnşaat Turizm Sanayi Ticaret ve Limited Şirketindeki hissesini diğer ortağıyla yaşadığı sıkıntılar, eşinin cezaevinde olması ve dar boğaza girmesi nedeniyle satışa çıkardığını, kendisine 225.000,00 TL mal olan şirket hissesini, sıkışıklığı nedeniyle …..’in 100.000,00 TL bedelle (davalıya vekaleten talip) olduğunu, … 100.000,00 TL bedelli arsası olduğunu, bu taşınmazın teminat olarak verildiğini, aynı gün noterde şirket hissesini devrettiğini, ancak sonradan yaptığı araştırmada arsanın değerinin 30.000,00 TL olduğunu öğrendiğini, kendisine ödemede bulunmadığını, bu nedenlerle hile ile ve hataya düşülerek yapılan şirket pay devri sözleşmesinin geçersizliğinin iptaline, bunun mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ödenmeyen 60.000,00 TL hisse devir bedelinin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, mahrum kaldığı kar payının da fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ticari faiziyle birlikte (belirsiz alacak olarak şimdilik 100,00 TL) davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, taşınmazı da iadeye hazır olduğunu beyan etmiştir.
Dilekçe içeriğinden de anlaşılacağı üzere davacının öncelikli talebi hile ile hataya düşülerek satılan hisse devir sözleşmesinin iptali, yoksun kalınan kar payının tahsili bunun mümkün olmaması halinde ise ödenmeyen 60.000,00 TL hisse devir bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama sonucunda mahkemece gerekçeli kararda hisse devrinin geçersizliğine ilişkin olarak sadece gabin konusunda değerlendirme yapılmış bunun kabul edilmediği belirtilmiştir. Ancak davacının ödenmediğini iddia ettiği 60.000,00 TL hisse devir bedeli konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu yönüyle verilen karar HMK’nın 297. maddesine uygun olmadığından HMK’nın 355. Maddesi gereğince re’sen gözetilmesi gereken bu yönden karar kaldırılmıştır.
Kabule göre de,
1-Davalı adına vekaleten işlem yapan eşi …’e verilen vekaletnamenin getirtilmemesi, içeriği ve kapsamı ile somut uyuşmazlığa etkisi olup olmadığının irdelenmemesi,
2-Gerekçeli kararda harici satış sözleşmesinin davalıyı bağladığının kabul edilmiştir. Harici hisse devir sözleşmesine göre hisse devir bedelinin 100.000,00 TL olarak belirlendiği, bu bedelin arsanın devriyle ödeneceği, 05/07/2018 tarihinde devir bedeli 100.000,00 TL’nin ödenmesi halinde davacının taşınmazı …..’e iade edeceğinin kararlaştırılması nedeniyle bu sözleşmenin inançlı işlem niteliğinde olup olmadığının tartışılmaması, inançlı işlem niteliğinde olduğunun kabulü halinde ise, taşınmazların değerine ilişkin olarak yapılan iki ayrı bilirkişi incelemesinde farklı değer tespit edildiğinden taşınmaz değerleri arasındaki çelişki giderilmek suretiyle tespit edilecek değerin mahsubu ile bakiye alacağı konusunda karar verilmesi gerekeceğinin gözetilmemesi,
Usul ve yasaya uygun değildir.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan gerekçelerle kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. ve 355. maddeleri gereğince kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6 ve 355. maddeleri gereğince Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/07/2020 tarih ve … Esas …Karar sayılı kararının açıklanan gerekçelerle KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan 54,40 TL maktu istinaf karar harcının istem halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate alınmasına,
6-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye iadesine,
7-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6 ve 355. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a maddesince kesin olarak karar verildi. 03/02/2022