Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1444 E. 2022/45 K. 17.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 17/02/2020
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 17/01/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı şirket ile müvekkili arasında 29/09/2016 tarihinde kontenjan tahsis sözleşmesi imzalandığını ve bu sözleşme ile sözleşmenin eki niteliğindeki erken rezervasyon ve fiyat çizelgesininde taraflar arasındaki ilişkiyi düzenlediğini, davalı borçlu tarafından zamanında ödeme yapılmaması sebebiyle müvekkili tarafından davalıya uygulanan indirim tutarlarına karşılık ücret alacağı için kesilen faturaların ödenmesinin istendiğini, faturaların davalıya 25/12/2017 tarihinde teslim edilmesine rağmen 8 günlük sürede itiraz edilmediği, bedelininde ödenmediği, tahsili için girişilen takibe itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline ve tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkilinin hakkındaki takibin tamamına itiraz ettiğini, toplam alacak miktarı üzerinden harç alınması gerektiğini, uyuşmazlığın zorunlu tahkime bağlı olduğunu, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun olmadığını, taraflar arasında sözleşme ve eklerinde erken ödeme tarihinde ödeme yapılmaması halinde aradaki fiyat farkının müvekkiline yansıtılacağına ilişkin hüküm olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, “.. Taraflar arasındaki sözleşmede erken rezervasyon bedelinin ödeme yapılmadığı takdirde farka bağlanarak lehine rezervasyon yapılandan tahsiline ilişkin bir kayıp yok ise de böyle bir kayıp olmamasına rağmen işin doğası sektördeki ticari teamül gereği böyle bir uygulamanın olduğunun kabulü gereklidir. Burada sorun hangi miktar üzerinden belirleme yapılacağına ilişkindir. Davacının fatura kesmesi tek başına alacağın varlığını ve miktarını belirlemez çünkü öncelikle erken rezervasyona ilişkin dayanağı bir sözleşme hükmü yoktur. Bu takdirde taraflar arasındaki geçmiş ve halihazır ilişki değerlendirilerek hakkaniyete uygun miktarın belirlenmesi gerekir. Turizm sektöründen olan bilirkişiye de dosya bu amaçla verilmiştir, her ne kadar bilirkişi bir takım şartların yerine geldiğine ilişkin dosyada bir kayıp olmadığını belirtmekte ise de aynı zamanda aralarındaki ilişki gereğince erken rezervasyon farkı, ücretinin 45.648,00-TL olacağını belirtmiş olması karşısında mahkemece bu miktar üzerinden davanın kabulüne…” karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalının haksız ve mesnetsiz istinaf talebinin tümden reddi gerektiğini, taraflar arasında süregelen iş ilişkisi ve ticari teamüller gereği; erken rezervasyon tarihlerinde indirimli fiyatlardan rezervasyon yapıldığı fakat bu tarihlerin dışında herhangi bir iskonto uygulanmadan o sezonun normal fiyatları üzerinden rezervasyon işleminin yapıldığı dosya kapsamındaki bilgi, belge ve delillerle de sabit olduğunu, davalarının kısmen değil tam kabulü gerektiğini, kısmen kabul kararı verilmiş olsa bile kabul edilen kısım için icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiğini, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Yerel mahkeme kararının kısmen kabule yönelik kısmı istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmalı ve davanın tümüyle reddine karar verilmesi gerektiğini, dosya içerisindeki 21 Kasım 2019 tarihli rapor iddialarını destekler nitelikte ve itirazlarında haklı olduğunun ortada olduğunu, dosaydaki rapora göre zamanında ödenmediği takdirde erken rezervasyon indiriminin ödenmesine ilişkin sektörde bir teamül olduğu belirtilmiş ise de bu teamülün ancak her periyot için ( her erken rezervasyon dönemi için ) ayrı ayrı mutabakat yapılması ile geçerli olduğunun vurgulandığını, mutabakat hususunun taraflar arasında geçen mail yazışmalarında da dile getirildiğini, ödeme konusunda davacı yanca yapılan bir yazışmanın olmadığını, davanın reddi gerektiğini, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, konusunda uzman sektör bilirkişisinin vermiş olduğu raporun ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli olup hükme esas alınmasına, alacağın varlığının yargılamayı gerektirip likit olmamasına, bu halde icra inkar tazminatına hükmedilemeyecek olmasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye ‭26,3‬0 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.118,21 TL nispi istinaf karar harcından peşin alınan ‭779,55‬ TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye ‭2.338,66‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-İstinaf başvurusunda bulunan taraflar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince istinaf eden taraflar tarafından peşin yatırılan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince istinaf eden ilgili taraflara iadesine,
8-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve 362/1-a maddesi gereğince dava değeri 107.090,00 TL’nin altında olduğundan KESİN olmak üzere karar verildi. 17/01/2022