Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1442 E. 2022/160 K. 31.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 25/06/2020
DAVANIN KONUSU: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ:04/02/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı vekili, : müvekkilinin davalı banka ile giriştiği ticari ilişkiye bağlı kullandığı krediler sebebiyle, 2011 yılından 2015 yılına kadar müvekkilinden eğitim sağlık poliçesi (ES-ESG) adı altında müvekkilinin muvafakatı olmadan herhangi bir poliçe de yapılmadan haksız olarak toplam 4.972,32. -TL kesinti yapıldığını, bu kesintinin 233,00.-TL’sinin müvekkilin hesabına iade edildiği, kalan 4.738,74.-TL’nin iade edilmediğini, TTK’nın 1419.maddesine göre sigorta sözleşmesi sona erdiği takdirde işlemeyen günlere ait ödenmemiş primlerrin sigorta ettirene iade edilmesi gerekirken böyle bir iadenin söz konusu olmadığını, yine müvekkilinden toplam 503,35.-TL BCH ekstre masrafları adı altında fahiş miktarda alınan paranın düzeltme hakkı komisyonu adı altında haksız alınan 50,00.-TL’nin, dosya masrafı ve kullandırım komisyonu adı altında yapılan kesintilerin iade gerektiğini belirterek 8.733,81 TL’nin kesinti tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, aralarındaki genel kredi sözleşmesinin komisyon vergi ve masraflar başlıklı maddesinde “Banka ile müşteri iş bu sözleşme ile eki olan kredi özel şartları uyarınca … her türlü komisyon … sigorta prim ve masrafları … talep edilmesi hususunda mutabık” kaldıklarına ilişkin sözleşme imzaladıklarını, yapılan kesinti ve tahsilatların haksız olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi tarafından; taraflar arasındaki sözleşmede yapılan kesintilere ilişkin açık hüküm bulunmadığı, davalı tarafından kesintilere ilişkin davacının muvafakatının belgelenmediği gerekçeleriyle bilirkişi raporu doğrultusunda 8.733,81 TL’nin kesinti tarihi olan 06/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davalı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; Dosyaya celbedilen hesap hareketleri ve dekontlardan inceleneceği üzere davaya konu işlemlerin 2012 yılından 2015 yılana kadar olan kesintilere ait olduğunu, basiretli tacir olan davacı hesaplarını aktif olarak kullandığını, işlemlerden habersiz olduğunu ileri sürmesinin basiretli tacirin ileri sürebileceği iddialar olamayacağını, mahkeme tarafından bu husus değerlendirilmediğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 Sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya içerisinde bulunan bilirkişi raporunun incelenmesinden davalı banka tarafından yapılan kesintilere ilişkin taraflar arasındaki sözleşmede açık hüküm bulunmadığı anlaşıldığı gibi davalı tarafından davacının yapılan kesintilere muvafakatinin olduğu hususu belge ile de ispat edilememiştir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 596,60 inaf karar harcından peşin olarak yatırılan 149,15 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 447,45‬ TL istinaf karar harcının istinaf eden davalıdan TAHSİLİ İLE HAZİNİYE GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince yazılmasına,
3-Davalı vekili tarafından istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin 107.090,00 TL’nin altında olması nedeniyle kesin olarak karar verildi.04/02/2022

.