Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1428 E. 2022/44 K. 17.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 19/02/2020
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 17/01/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı … ile diğer davacının baba kız olduğunu, davacı … ile davalı …’ ın evli iken boşandıklarını, boşanma öncesinde eşler arasında büyük sorunlar yaşandığını, davalı …’ ın davacı … ve ailesine büyük baskılar uyguladığını, davacı …’ nin boşanmaya zorlandığını ve davacı …’ ye zorla protokol imzalatılarak yaşları küçük çocukların velayetinin zorla davalı babaya bırakıldığını, davalı …’ ın kendisine yönelik şikayet ve davaları önlemek için takibe konu bonoyu zorla tehditle imzalattığını, bu hususta Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyasında soruşturma yürütüldüğünü, soruşturma dosyasında net olarak görüntülerde görülmese bile davalı …’ ın davacılar …, …. ve ….’ nin annesine bir odada koltuğa oturur şekilde karşısına alıp bağırıp çağırdığını, tehdit ile alınan bononun Antalya 13. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasında takibe konu edildiğini, davalı … ve diğer davalı …’ ün yakın arkadaş olduklarını, sadece bonoyu tahsil amacıyla bononun davalı …’ e ciro edildiğini, savcılık dosyasından davalı …’ ın bonoyu …. adına aldığını beyan ettiğini, protokolde de taraflar arasında borç alacak ilişkisi olmadığının davalı … tarafından bildirildiğini, bononun tanzim tarihinin boşanmanın gerçekleştiği dava tarihinden 10 gün öncesine ait olduğunu, takip nedeniyle davalılara borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının boşanmadan önce müvekkiline sevgi dolu mesajlar göndermekle baskı ve tehdit iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafın dava dilekçesindeki bahsettiği görüntülerin davacının yaşam şekli ile ilgili olduğunu ve bahsedilen bu görüntülerin bononun tanzim tarihi protokol ve boşanma tarihinden 2-3 ay sonrasına ilişkin olduğunu, dava konusu bononun boşanmadan önce düzenlendiğini, alacağın kaynağının davacı …’ nin hissesinin bulunduğu parseldeki inşaatın müvekkili tarafından yapılmasından kaynaklı olduğunu, inşaatın masraf ve ödemelerini müvekkilinin yaptığını, müvekkilinin … isimli şahsı tanımadığını, polis memurunun hatalı bir şekilde yazımından kaynaklı olduğunu, müvekkilinin diğer davalı ile anlaşmasının bulunmadığını, ciro nedeninin diğer davalıdan aldığı borç para olduğunu, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu senedin davalı …’ a verilen borç para nedeniyle kendisine ciro edildiğini, davacıların icra takibinden bir gün sonra davacı …’ nın tüm mal varlığını kardeşi ve öz yiğeni üzerine aktardığını, bu hususta tasarrufun iptali davası açıldığını, müvekkilinin iyi niyetli üçüncü kişi olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, “…Senedin tehdit ile alındığı ispatlanamadığından ve açığa atılan imza sonucu senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının ise yazılı delil ile ispatlanamaması karşısında davanın reddine…” karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı … vekili ve davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle;Yerel mahkeme kararında alacağın yüzde yirmisinden az olmamak üzere tazminat taleplerinin tedbir kararı uygulanmadığından bahisle reddedildiğini, icra dosyasında her ne kadar tedbir uygulanmasa da icra dosyası atıl kalmış ve müvekkili maddi ve manevi olarak da zarara uğradığını, davacının kötüniyetli olduğunu, yerel mahkeme kararının düzeltilerek davacının aleyhine, alacağın yüzde yirmisinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı … müvekkillerden takip konusu seneti boş ve bedelsiz olarak tehdit ve baskı ile zorlamayla, müvekkili …. çocukların velayetine ilişkin dava açarsa, mal rejimine ilişkin davacılardan haksız yere edindiği mallara ilişkin dava açılırsa kullanmak üzere zorla aldığını, bu hususun davacı tanık anlatımları, görüntü ve kayıtlar ile davacıların delil listesinde bildirdiği dava dosyalarından da açık olduğunu, müvekkillerden tehditle zorla alınan boş ve bedelsiz senet doldurularak Antalya 13. İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı dosyasından takibe konulduğunu, Antalya 13. İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı dosyası ayrıntılı incelendiğinde de görüleceği üzere ; takip konusu yapılan senet de ….’nın imzasının karşısına babasının ismi yazıldığı imzanın karşısına …. yazıldığını, senet de alacaklı görünen … ile senedi ciro eden diğer borçlu …. arasında hiç bir alacak verecek ilişkisi olmayıp, taraflar arasında karşı taraf üzerinde mağduriyet yaratma konusunda açıkca bir anlaşma olduğunu, davalı … ile davalı … iki iyi arkadaş olduğunu, davalı … vekili cevap dilekçesinde ve 2.cevap dilekçesinde dava konusu senedi ne için aldıklarını ve borcun sebebinin neyden kaynaklandığını açıklayarak yine diğer davalı alacaklı görünen …. ile olan ticari ilişkisini açıklayarak senedi bir nedene bağladığını, bu savunmayı kabul etmemekle birlikte taraflar arasında hiç bir zaman böyle bir alacak verecek ilişkisi olmadığını, davalılar bu iddialarını ispatla yükümlü olduğunu, yeterli bilirkişi incelemesi yapılmadığını, Asliye Ticaret Mahkemesi’nin Savcılık tarafından verilen takipsizlik kararı ile bağlı olmadığını, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, takibe konulan 23/03/2017 keşide tarihli 02/01/2018 ödeme tarihli 35.000 USD bedelli, ihdas nedeni belirtilmeyen bononun zorla ve tehditle imzalatılması nedenine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
“…Somut olayda; davacı dava dilekçesinde bononun tehditle elinden alındığını, ıslah dilekçesiyle de davalı tarafla hiçbir ekonomik ve ticari ilişkisinin olmadığını bu nedenle senedin bedelsiz olduğunu ileri sürmüştür. Davanın konusu bono metninde, senedin düzenlenme nedeni yazılmamıştır. Dolayısıyla senedin talilinden söz edilemeyecektir. Ancak senedin “nakden” düzenlenmesinde olduğu gibi, davacı/keşideci, senedin tehditle alındığını tanık dahil her türlü delille, bedelsiz olduğunu ise sadece senet (kesin) delili ile ispatlamak zorundadır. Keza ihdas nedeni bulunmayan bonoyu elinde bulunduran davalı/lehtar, senedin iş karşılığı nedeniyle düzenlendiğini iddia ettiğine göre davacının söz konusu işin yapılmadığını ispatlaması gerekir ki söz konusu bonodan dolayı sorumlu tutulmasın. Tüm dosya içeriği itibariyle davacı “senedin tehditle elinden alındığı” veya neticesi itibariyle aynı sonucu doğuracak “senedin bedelsiz kaldığı” iddiasını ispatlayamadığından davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, davanın reddine karar verilmesinden ibaret olup hatalı değerlendirme ile davanın kabülüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.” Y.6. H.D …. Esas, …. K. Sayılı ilamı.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın bulunmamasına, belirtilen emsal içtihatta da açıklandığı üzere davaya konu bononun zorla ve tehditle alındığı iddiasının tanık dahil her türlü delil ile ispatla ispatlanabilecek olmasına rağmen, bu yöndeki iddiayı ispatlar nitelikte delilin bulunmamasına, dinlenen tanık beyanlarının bononun zorla ve tehditle alındığını ispata elverişli bulunmamasına, savcılığa şikayet sonucunda yapılan soruşturma sonucunda takipsizlik kararı verilmesine, bedelsizliğine yönelik yazılı ve kesin delil olmayışına, tedbir kararı uygulanmadığından tazminata hükmedilemeyecek olmasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin ve davalı … vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davalı …’den alınarak hazineye gelir kaydına,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-İstinaf başvurusunda bulunan taraflar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince istinaf eden taraflar tarafından peşin yatırılan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince istinaf eden ilgili taraflara iadesine,
8-Kararın İlk Derece Mahkemesince tarafından taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 361.madde uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal sürede Yargıtay’a temyiz yolu olanaklı şekilde oy birliği ile karar verildi.17/01/2022