Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1415 E. 2022/119 K. 24.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 18/06/2020
DAVANIN KONUSU: Alacak
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ:02/02/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı bankanın müvekkili hesaplarından 28/02/2016 tarihinde 152,50 TL, 30/06/2016 tarihinde 13,09 TL, 20/07/2016 tarihinde 152,81 TL, 30/06/2016 tarihinde 28,60 TL, 31/03/2016 tarihinde 44,16 TL, 08/02/2016 tarihinde 22,16 TL, 04/01/2016 tarihinde 113,88 TL, 28/06/2013 tarihinde 75,54 TL, 30/09/2013 tarihinde 55,26 TL, 31/12/2013 tarihinde 76,07 TL, 31/03/2014 tarihinde 83,10 TL, 30/06/2014 tarihinde 45,12 TL, 30/06/2016 tarihinde 66,99 TL, 01/08/2016 tarihinde 18,65 TL, 08/09/2016 tarihinde 152,81 TL, 30/09/2016 tarihinde 107,44 TL, 20/12/2016 tarihinde 42,00 TL, 07/12/2016 tarihinde 41,65 TL, 10/10/2016 tarihinde 1389,60 TL, 12/10/2016 tarihinde 149,63 TL, 30/09/20116 tarihinde 139,34 TL, 30/09/2016 tarihinde 28,21 TL, 07/09/2016 tarihinde 154,35 TL, 18/08/2016 tarihinde 157,50 TL, 06/09/2016 tarihinde 9,22 TL, 07/09/2016 tarihinde 145,91 TL, 22/07/2016 tarihinde 156,70 TL, 30/09/2014 tarihinde 13,14 TL, 30/12/2014 tarihinde 16,00 TL, 31/03/2015 tarihinde 28,38 TL, 30/06/2015 tarihinde 164,30 TL, 14/02/2017 tarihinde 761,04 TL, 30/09/2015 tarihinde 55,41 TL komisyon adı altında diğer bankaların hiç uygulamadığı Bch hesabından kullanmış olduğu kredileri için kesintiler yaptığını, davalı bankanın müvekkilinin 18/01/2016 tarihinde kullanmış olduğu 36.000,00 TL ticari kredisinden 756,00 TL dosya masrafının alındığını, 18/10/2012 tarihinde kullanmış olduğu 8.000,00 TL ticari kredisinden 105,00 TL dosya masrafı, 09/11/2012 tarihinde 70.000,00 TL’lik ticari hesabından 420,00 TL dosya masrafı, 20/09/2013 tarihinde 10.000,00 TL’lik kredi hesabından 105,00 TL dosya masarfı, 09/10/2015 tarihinde 60.000,00 TL’lik kredisinden 630,00 TL dosya masrafı adı altında kesintiler yapıldığını, davalı bankanın müvekkilinin 09/10/2015 tarihinde kullanmış olduğu 60.000,00 TL ticari kredisinden aynı tarihte 300,00 TL ipotek tesis ücreti, 15/11/2017 tarihinde kredinin kapatılmasından dolayı 787,50 TL ipotek fek ücreti ve 20,70 TL ipotek harç ücretleri kesildiğini, davalı bankanın 05/11/2012 t arihinde müvekkilinin hesabından 500,00 TL ekspertiz ücreti adları altında kesinti yapıldığını, davalı bankanın sadece üçüncü kişilere harcamış olduğu masrafları faturalandırarak talep etme hakkının olduğunu, davalı bankanın müvekkili hesabından 27/03/2013 tarihinde 30,00 TL dönemsel hizmet komisyonu ve 16/05/2016 tarihinde müvekkilinin bilgisi ve izni dışında 650,00 TL dönemsel komisyon paket ücreti altında kesinti yaptığını, davalı bankanın müvekkilinin hesaplarından 15/09/2014 tarihinde 26,73 TL, 26/09/2014 tarihinde 265,62 TL, 29/09/2014 tarihinde 57,65 TL, 28/08/2015 tarihinde 14,79 TL, 31/08/2015 tarihinde 200,00 TL, 10/09/2015 tarihinde 16,62 TL, 11/09/2015 tarihinde 39,30 TL, 14/09/2015 tarihind e 129,26 TL, 13/11/2017 tarihinde 1.000,00 TL, 24/10/2013 tarihinde 250,99 TL kredi limit tahsis ücreti altında kesinti yapıldığını, davalı bankanın müvekkilinin hesaplarından 14/02/2017 tarihinde 1.953,21 TL, 14/02/2017 tarihinde 1.068,22 TL, 14/02/2017 tarihinde 1.046,40 TL, 20/09/2013 tarihinde 106,83 TL kredi erken kapama komisyonu aldı altında kesintiler yapıldığını, müvekkilinin kredileri kapatmadığını, tekrar yeni kredi kullanarak bu kredileri kapattığını, davalı banka tarafından müvekkilinin 6 farklı hesabından toplam 609,93 TL hesap işletim ücreti adı altında kesintiler yapıldığını, 5411 sayılı kanunda hesap işletim ücreti alınabileceğine dair bir hüküm olmadığını, davalı banka tarafından müvekkilinin hesaplarından toplam 867,00 TL hesap özet ücreti adı altında müvekkiline gönderilmemiş hesap özetleri için fahiş kesintiler yapıldığını, davalı bankanın sözleşmeye aykırı olarak sebepsiz zenginleşme yoluna gittiğini, bu nedenlerle haksız alınan 10.000,00 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren değişen oranlarda ticari avans faizi ile iadesini, davalının bu paraları bugüne kadar nemalarak kullandığı açık olduğundan sebepsiz zenginleşme gereği 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava dilekçesi kanunen gereken unsurları içermediğinen davanın reddi gerektiğini, davacının talepleri yönünden zamanaşımı süresinin dolduğunu, müvekkili bankanın sebepsiz zenginleştiğinden bahisle 5.000,00 TL manevi tazminat talebinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerektiğini, haksız olduğu iddia edilen davaya konu ücretlerin taraflar arasında akdedilen sözleşmelere, davacının talimatlarına ve yasal düzenlemelere uygun olarak davacının bilgi ve onayı dahilinde tahsil edildiğini, savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi tarafından; “.. davacı ile davalı bankanın Antalya Şubesi arasında çerçeve niteliğinde genel süresiz genel kredi sözleşmesi bağıtlanmak suretiyle ticari nitelikte kredi işlemleri ve ticari faaliyetlere bağlı bankacılık işlemleri yürütüldüğü, davacı tarafından iadesi talep edilen tutarlarla ilgili işlemlerin 2009-2017 dönemine ilişkin olduğu, bilimsel verilere uygun, tarafsız, yargı denetimine açık ve birbirini teyit eden bilirkişilerin kök ve ek raporlarına göre taraflar arasındaki sözleşmelerde kredilerin kapatılması veya vadeden önce erken kapatılması durumunda davacının iadesini talep ettiği davalı bankaca tahsil edilen erken kapama komisyonu türünde bir komisyon alınabileceği yönünde herhangi bir düzenlemenin bulunmadığı, diğer taraftan davacının kullandığı kredilerin kapatıldığı gün davacıya, davalı banka tarafından yeni kredi kullandırılması sebebiyle bu işlemlerin fiilen bir kredi kapatılması niteliğinde olmayıp bir tür kredi yapılandırması niteliğinde olduğu hususları birlikte değerlerinde davacının kredi erken kapama nedeni ile haksız alınan bedelin iadesine ilişkin talebin kabul ile; 4.174,66 TL ‘nin dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bilirkişiler raporlarında davacının kullandığı krediler için davacıdan davalı bankaca tahsil edilen ipotek tesis, fek, ekspertiz ve harç bedelinin davacının kabulünde olduğunu belirtmişler ise de davacının bu yöndeki açık bir kabulüne dair belgenin davalı tarafça sunulamadığı gibi davalı tarafça davacıdan tahsil ettiği bu işlemlere ilişkinde bir belge sunulamadığı basiretli bir tacir gibi davranması gereken davalı bankanın bu işlemlere ilişkin belgeleri saklaması ve istenildiğinde de sunması gerektiği hususları birlikte değerlendirildiğinde davacının ipotek tesis, fek, ekspertiz ve harç bedeli olarak haksız alınan bedelin iadesine ilişkin talebinin kısmen kabulü ile; 1.587,50 TL’nin, davadan önce davacının davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin bir evrak sunulmaması ve tarafların tacir olması sebebiyle, dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının davalı tarafça haksız alındığını iddia ettiği diğer bedellere ilişkin ise kredi sözleşmelerinde hükümlerin bulunduğu ve davalı bankaca tahsil edilen ücretlerin emsal banka oranları ile uyumlu yada altında olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde davacının fazlaya ilişkin ve diğer taleplerinin reddine, davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde davalının bir eylemi bulunmadığı böylece manevi tazminatın koşulları oluşmadığından davacının manevi tazminat talebinin reddine..” karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece davanın Kısmen kabulüne karar verilmiş olduğu halde toplam müvekkilimden alınan 5.762,16 TL nin dava tarihinden itibaren iadesi yönünde karar verilmiş olduğu, ancak dava dilekçesinde haksız kesintilerin ödeme tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile iadesine karar verilmesini talep etmelerine rağmen yerel mahkemece dava tarihinden itibaren avans faizi ile iadesine karar verildiğini, Yargıtay İçtihatları, emsal mahkeme kararları ve bilirkişi raporlarında da tacir olan kişi haksız aldığı ücreti faizi ile iade etmesi gerektiği gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafça imzalanan talep ve talimatlardan da anlaşılacağı üzere davaya konu edilmiş olan krediler, bizzat davacının talimatıyla kapatıldığını, davacıdan usul ve yasaya uygun olan oranda erken kapama ücreti tahsil edildiğini, yerel mahkeme bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde emsal yargıtay ve bölge adliye mahkemesi kararlarını değerlendirmeksizin erken kapama ücretinin iade edilmesi hususunda eksik ve hatalı incelemeyle karar verdiğini, yerel mahkemenin erken kapama, ipotek tesis, fek, ekspertiz ve harç bedeli ücretinin iadesi hususunda verdiği kararın hatalı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, davacının davalı bankadan kullandığı ticari krediler nedeniyle davalının bankanın haksız aldığını iddia ettiği ücretlerin iadesi istemine ilişkindir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 Sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı tarafça her ne kadar reddedilen alacak kısmı yönünden alacağın davanın reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kabulüne karar verilen alacaklar yönünden ise kesinti tarihinden yasal faiz yürütülmesi gerektiğini, istinaf sebepleri olarak ileri sürülmüştür. Davacı tarafça davanın kabulü edilen alacaklar yönünden dava tarihinden önce temerrüte düşürüldüğüne dair bir belge sunulmamıştır. Reddine karar verilen talepler yönünden davalı bankaca yapılan kesintilerin taraflar arasındaki sözleşmeye ve bankacılık uygulamalarına uygun olduğu bilirkişi raporuyla sabit olunduğundan davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Davalı tarafça kabulüne karar verilen alacaklar yönünden yapılan kesintilerin taraflar arasındaki sözleşmeye ve bankacılık uygulamalarına uygun olduğu istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür. Taraflar arasındaki sözleşmelerde kredilerin kapatılması veya vadeden önce erken kapatılması durumunda davacının iadesini talep ettiği davalı bankaca tahsil edilen erken kapama komisyonu türünde bir komisyon alınabileceği yönünde herhangi bir düzenlemenin bulunmadığı, diğer taraftan davacının kullandığı kredilerin kapatıldığı gün davacıya, davalı banka tarafından yeni kredi kullandırılması sebebiyle bu işlemlerin fiilen bir kredi kapatılması niteliğinde olmayıp bir tür kredi yapılandırması niteliğinde olduğu hususları birlikte değerlerinde davacının kredi erken kapama nedeni ile haksız alınan bedelin iadesine ilişkin talebi yerindedir. Davalı taraf bankaca tahsil edilen ipotek tesis, fek, ekspertiz ve harç bedelinin davacının kabulünde olduğunu belirtmişler ise de davacının bu yöndeki açık bir kabulüne dair belgenin davalı tarafça sunulamadığı gibi davalı tarafça davacıdan tahsil ettiği bu işlemlere ilişkinde bir belge sunulamadığı basiretli bir tacir gibi davranması gereken davalı bankanın bu işlemlere ilişkin belgeleri saklaması ve istenildiğinde de sunması gerektiği hususları birlikte değerlendirildiğinde davacının ipotek tesis, fek, ekspertiz ve harç bedeli olarak haksız alınan bedelin iadesine ilişkin talebi yerindedir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı ve davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilini ve Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
Davacı vekili istinaf başvurusu yönünden;
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 26,33 TL istinaf karar harcının istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına
3-Davacı vekili tarafından istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
Davalı vekili istinaf başvurusu yönünden;
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 393,61 TL istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 99,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 294,61‬ TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı vekili tarafından istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin 107.090,00 TL’nin altında olması nedeniyle kesin olarak karar verildi.