Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1368 E. 2021/2145 K. 13.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 14/01/2020
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 13/12/2021

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde davalı vekilince istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 18/12/2017 tarihinde müşteri taşıt tanıma sözleşmesi imzalandığını sözleşme şartlarına uyulmaması neticesinde sözleşmenin feshedildiğini, davalının 1.516,46 TL borcunun bulunduğunu, borcun tahsili amacıyla Antalya 14. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı vekilinin borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, taraflar arasında 18/12/2017 tarihinde “Taşıt Tanıma Sözleşmesi” akdedildiği ve bu kapsamda davalının sisteme kayıt ettirdiği araçlara akaryakıt alımının yapıldığı, ancak davalının yakıt alımında sıkıntıya düştüğü ve bu nedenle davacı tarafından sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiği, davacının faturadan kaynaklı bakiye 1.516,46 TL alacaklı olduğu, bu hususun davalı tarafça da kabul edildiği, sözleşmenin 5.2.2. maddesine göre “müşteri her ne şartla olursa olsun akaryakıt araçlarının yakıtlarını münhasıran Shell taşıt tanıma sistemi üzerinden yapacaktır.”, 5.2.10. maddesine göre “müşteri her ne sebeple olursa olsun iş bu sözleşme tahtında düzenlenmiş olan maddelere koşulsuz riayet etmekle yükümlü olduğu, müşterinin iş bu sözleşme kapsamında belirtilmiş olan maddelere uymaması, Shell Taşıt Tanıma Sistemini kullanmaması veya sistemden çıkması, bu işi başka bir kurum ile yapması müşteriye ait araç yada araçların bir ay süreyle akaryakıt almaması, farklı tedarikçiden yakıt alması veya yakıt tüketiminin %50’nin altına düşmüş olması dahilinde bayiye iş bu sözleşmeyi tek taraflı feshetme hakkını verdiği, davalı taraf da araç kiralama sözleşmelerinin sona ermesi nedeni ile akaryakıt alımında sıkıntıya düşüldüğü hususunun kabul edildiği, davacının sözleşmede belirtilen şekilde e-posta ile fesih iradesini davalıya bildirdiği göz önüne alındığında davacının sözleşmedeki asgari akaryakıt alım taahhüdüne uyulmadığından dolayı sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini kabul edilmesi gerektiği, sözleşmede düzenlenen cezai şartın ifaya ekli nitelikte olduğu, tarafların tacir olması nedeni ile cezai şartın fahiş olduğunu iddia edemeyecekleri, davalının 3 aracının sisteme dahil edildiği ve araç başına 500,00 USD olmak üzere toplan 1.500,00 USD cezai şart talebinin de yerinde olduğu, 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu, yerleşik Yargıtay içtihadları ve Gelir İdaresi Başkanlı’ğının görüşleri doğrultusunda taraflar arasındaki sözleşmelerden kaynaklı cezai şart bedeli, bir hizmet veya mal karşılığı olmadığı, her ne kadar davalının araçlarına takılan cihazlar olsa da sözleşmenin 10. maddesinde göre sözleşmenin feshi halinde cihazların iadesi şartının düzenlendiği anlaşıldığından bu alacak kalemi için KDV talep edilmeyeceği gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; sözleşmeye göre müşterinin bayinin keseceği cezai şart faturasından sonra ödeme yükümlülüğünün doğduğunu, bayi tarafından kesilen bir fatura bulunmadığından müvekkilinin muaccel bir borcunun bulunmadığını, sözleşme hükümleri esas alınmadan fesih bildiriminin yeterli görülmesinin hatalı olduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, faturaya dayalı alacak ile cezai şart alacağına dayalı takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 5.2.10. maddesine göre “müşteri her ne sebeple olursa olsun iş bu sözleşme tahtında düzenlenmiş olan maddelere koşulsuz riayet etmekle yükümlü olduğu, müşterinin iş bu sözleşme kapsamında belirtilmiş olan maddelere uymaması, Shell Taşıt Tanıma Sistemini kullanmaması veya sistemden çıkması, bu işi başka bir kurum ile yapması müşteriye ait araç yada araçların bir ay süreyle akaryakıt almaması, farklı tedarikçiden yakıt alması veya yakıt tüketiminin %50’nin altına düşmüş olması dahilinde bayiye iş bu sözleşmeyi tek taraflı feshetme hakkını verdiği, davalı tarafından sözleşme şartlarına uyulmaması nedeniyle davacının sözleşmeyi haklı olarak feshettiği anlaşılmaktadır. Cezai şart alacağı tahsil edilmeden fatura kesilemeyeceğinden davalı vekilinin alacağın muaccel olmadığı yönündeki istinaf sebebi yerinde değildir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 489,88 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 122,47 TL harcın mahsubu ile bakiye 367,41 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davalıya İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.13/12/2021