Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1321 E. 2021/1923 K. 05.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 11/04/2019
DAVANIN KONUSU: Alacak
YEREL MAHKEME KARARI : Davanın Reddi
YEREL MAHKEME KARARI
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 05/11/2021

Taraflar arasındaki Alacak davasının yargılaması sonucunda verilen kararın süresi içinde davacı vekilince istinaf edilmiş olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı kooperatif arasında 04.10.2006 tarihinde Daire Satış Sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmeye göre kooperatif tarafından yapılacak inşaat üzerinde iki adet dairenin her biri 80.000,00 TL satış bedeli ile davacıya sözleşme tarihinden itibaren 13 ay içerisinde teslim edileceği, bu sürenin en çok 3 ay uzayabileceği, gecikme halinde yörenin emsal bedeli üzerinden kira ödeneceğinin kararlaştırıldığını, satış bedeli 160.000,00 TL’nin 80.000,00 TL’sinin peşin ödendiğini, kalan 80.000,00 TL’nin taksitler halinde ve tapu devri sırasında 28.000,00 TL olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalı tarafından inşaatın bitirilip dairelerin teslim edilmediğini, buna rağmen davacının tapu devrinde ödeyeceği 28.000,00 TL’yi dahi ödediğini, arsa sahipleri tarafından kooperatif hakkında sözleşmenin geriye etkili fesih istemi ile açılan davanın red ile sonuçlandığını, kooperatif tarafından da Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esasında arsa sahiplerine yönelik açılan davada keşif sonucu inşaatın %73,27’sinin tamamlandığının bilirkişi raporu ile tespit edildiğini ileri sürerek dairelerin sözleşmede belirlenen sürede teslim edilmemesi nedeniyle aylık 250,00 TL’den 5.000,00 TL’nin her ayın kirasının muaccel olduğu tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının dayandığı daire satış sözleşmesinin kooperatif adına tek imzalı olması nedeniyle geçersiz olduğunu, sözleşmenin geçersizliği nedeniyle cezai şartın istenemeyeceğini, 2010 yılı olağan genel kurulunda peşin ödemeli üyelerin üyelik bedelini 100.000,00 TL’ye tamamlamasına karar verildiğini, davacının ödemelerini tamamlamadığını, kooperatife borçlu olduğunu, kooperatif tarafından hiç bir üyesine daire tahsis edilmediğini, gecikmenin kooperatif kaynaklı olmadığını, imar planındaki değişiklik sonrası arsa sahiplerinden birinin müvekkilini vekaletten azlettiğini, arsa sahipleri tarafından açılan davalarda ihtiyati tedbir kararları verildiğini, idare mahkemesi tarafından imar planındaki değişikliğin iptal edilmesi üzerine inşaat izninin ancak 17.06.2013 tarihinde alınabildiğini, daire tesliminin gecikmesinden müvekkilinin değil arsa sahiplerinin sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi tarafından, taraflar arasında imzalanan 04.10.2016 tarihli Daire Satış Sözleşmesi ile davacının davalı kooperatiften iki adet daire satın aldığı ve yönetim kurulu kararı ile iki adet daire karşılığında kooperatif üyeliğine kabul edildiği, kooperatif yöneticilerinin sözleşmeyi benimseyerek davacıyı üyeliğe kabul etmiş olmaları karşısında kooperatifin sözleşme ile bağlı olduğu, sözleşmenin düzenlenme tarihinden itibaren en çok 16 ayın sonunda dairelerin tesliminin gerektiği, ancak arsa sahipleri tarafından yüklenici olan kooperatife karşı sözleşmenin geriye etkili feshi istemi ile Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyasında istinaf ve Yargıtay incelemesinden geçmek suretiyle kesinleşen ilama göre; “arsa sahipleri ile kooperatif arasında imzalanan 02.06.1999 ile 03.08.2005 tarihli son sözleşme arasında yapı ruhsatlarının alınmamasından arsa maliklerinin sorumlu olduğu, Muratpaşa Belediyesi tarafından düzenlenen … tarihli … sayılı yazıda; yüklenici kooperatif tarafından ruhsat başvurusu yapıldığı, 18/02/2014 tarihinde … blok için ruhsat alındığı, diğer bloklar için ön onaylar alındığı halde parsel içinde eski yapılar bulunması sebebiyle inşaat ruhsatlarının verilemediğinin anlaşıldığı, delil olarak gösterilen Antalya 4 ASHM nin … E-… K sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporlarında inşaat ruhsatının alınamamasının nedeni olarak arsa maliklerinin kusurlu olduğunun tespit edildiği, 03/08/2005 tarihli sözleşme ile yeni bir başlangıç yapılmış ise de Antalya 2. İdare Mahkemesinin imar planının iptali nedeniyle yapı ruhsatı alınamadığı, belediyenin yapı ruhsatı vermemesi üzerine daha önceden ruhsat alınan … blok ile diğer blokların kaçak duruma düştüğü, belediye tarafından inşaatın durdurulduğu, mühürlendiği ve yıkım kararı alındığı, ancak Çevre ve Şehircilik Bakanlığının şikayet üzerine araya girmesiyle 17/06/2013 tarihinde tüm bloklardaki ruhsatların 03/08/2005 tarihindeki sözleşme gereğince alındığı, 17/06/2013 tarihine kadar geçen sürenin davalı yüklenici kooperatif yönünden mücbir sebep sayılması gerektiğinin kabulü ile davanın reddine karar verildiği,” Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı ilamında da gecikmelerden kooperatifin sorumlu tutulamayacağına dair karar verildiği, arsa sahiplerinin sözleşmenin geriye etkili feshi istemi ile Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esasında açılan davanın red ile sonuçlanıp 05/11/2018 tarihinde kesinleştiği, bu durumda dairelerin teslimindeki gecikmede davalı kooperatifin kusurlu sayılamayacağı, somut olayda kusursuz sorumluluk ilkesinin uygulanamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın kooperatif ile müvekkili arasında düzenlenen sözleşmeye dayalı açıldığını, müvekkilinin tüm ödemeleri yapmasına rağmen satın aldığı iki daireden yararlanamadığını, kooperatifin inşaatın gecikmesinde kusursuz olduğunu, ancak arsa sahiplerine karşı ileri sürülebileceğini, davalı kooperatif tarafından arsa sahiplerine gecikme nedeniyle maliyet farkından kaynaklı alacak istemi ile açılan davada bilirkişi raporu ile arsa sahibi, belediye ve kooperatifin ayrı ayrı kusurlu olduklarının tespit edildiğini, ancak kusur oranlarının belirlenmediğini, kusurun tümünün arsa sahiplerine ait olduğuna ilişkin bir tespitin yer almadığını, bu nedenle Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esasında görülen davanın sonucunun beklenmesi ile kusur durumuna göre tazminata karar verilmesi gerektiğini, kooperatifin bir kısım üyelere daire tahsis edip kullandırmasının eşitlik ilkesine aykırı olduğunu istinaf başvuru sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, davalı kooperatifle davacı arasında düzenlenen sözleşme ile davacıya satışı kararlaştırılan ve kooperatif üyesi olarak kabul edilen davacının satın aldığı dairelerin sözleşmede belirlenen sürede teslim edilmemesi nedeniyle ceza koşulu olarak belirlenen kira alacağının tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında sözleşmenin düzenlendiği, davacının iki adet daire karşılığı kooperatif üyesi olduğu, sözleşmeye konu dairelerin belirlenen sürede tesliminin gerçekleşmediği konusunda uyuşmazlık yoktur. Sözleşmenin 1. maddesinde dairenin sözleşmenin düzenlendiği 04.10.2006 tarihinden itibaren 13 ay içinde teslim edileceği, bu sürenin 3 ay uzayıp eksilebileceği, mücbir sebeplerin süreden sayılmayacağı, 11. maddesinde de gecikme halinde de yörenin emsal bedeli üzerinden kira ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında incelenen Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin Yargıtayca onanarak kesinleşen … Esas … Karar sayılı dosyasında davalı kooperatifin yüklenicisi olduğu inşaatın yapılacağı arsa sahipleri tarafından sözleşmenin geriye etkili fesih istemi ile açılan davanın reddine karar verildiği, Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyasında arsa sahiplerinin murisinden satış vaadi sözleşmesi ile daire satın alan tarafından arsa sahibinin mirasçılarına yönelik tapu iptali ve tescil istemi ile açılan davada tapu devrinin gerçekleştirilmemesinde arsa sahipleri tarafından taşınmaz üzerinde bulunan gecekondunun yıkımı ve yer tesliminin gerçekleştirilmemesi nedeniyle kusurun arsa sahiplerine ait olduğu, sözleşmenin kooperatif tarafından bu nedenle ifa edilemediği gerekçesi ile üçüncü kişinin talep ettiği tazminatın arsa sahibinin mirasçılarından tahsiline karar verildiği anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesi tarafından da değerlendirilen bu dosyalarda eldeki dosyanın davacısı taraf olmasa da bu dava dosyalarında davalı kooperatifin taraf olduğu, her iki dosyada inşaatın süresinde başlamaması ve tamamlanamamasında arsa sahipleri tarafından açılan dava, imar planı değişikliği gibi sebeplerin mücbir sebep olarak değerlendirildiği, bu dosyaların eldeki davada güçlü delil olduğu, davacının tazminat talebinin dayanağı sözleşmede de mücbir sebeplerin süreden sayılmayacağının düzenlendiği, bu nedenle inşaatın süresinde teslim edilmemesi nedeniyle davalı kooperatife kusur yöneltilemeyeceği, kooperatif tarafından arsa sahiplerine yönelik maliyet farkından kaynaklanan tazminat istemli davanın sonucunun beklenmesinin davalı kooperatifin sorumluluğu ile ilgisinin bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesinin benzer gerekçelerle davanın reddine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL istinaf karar harcının davacıdan TAHSİLİNE,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davacıya İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.05/11/2021