Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1292 E. 2021/1910 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 09/03/2020
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
YEREL MAHKEME
KARARI: (Red)Dava Şartı Yokluğundan
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 04/11/2021

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde davacı vekilince istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; müvekkil yatak, baza, nevresim, yastık, pike ihtiyacını karşılamak için vekili olan eşi aracılığıyla davalı tarafla anlaştığını ve ödemesini yaptığını, müvekkile gönderilen ürünlerin beğenilen ürünler olmadığını ve müvekkil cayma hakkını kullandığını, ürünleri davalı tarafa iade ettiğini, ancak ödenen bedelinin davalı tarafından iade edilmediğini, bu nedenle de Antalya 1. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu ve eldeki davanın açılmış olduğunu, icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili özetle; sipariş fişini …’ın kendi adına oluşturduğunu ve ürünlerin faturasının da …’a düzenlendiğini, davada davacı alarak bulunan …’ın taraflar arasındaki alım satım ilişkisinde bir taraf rolünün olmadığını, bu nedenle husumetten reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı Tüketici Mahkemesi’nce görevsizlik kararı verilerek Antalya 4.Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmiştir.
Davanın görüldüğü Ticaret Mahkemesi tarafından; “.. davanın 11/10/2019 tarihinde açıldığı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5/A maddesi gereği arabulucuya başvurulmasının dava şartlarından olduğu anlaşılması karşısında, arabuluculuk kurumuna başvurmadan davanın açıldığı görüldüğünden, davanın usulden reddine..” karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekili, müvekkilinin anlaşma kapsamında ücretini peşin ödemesine karşılık davalı taraf kullanılmış ve çıkma diye tabir edilen eşyaları müvekkile gönderdiğini, müvekkilinin ve eşinin kullanılabilme imkanı kalmamış eşyalar nedeniyle mağdur olduğunu, bu nedenle görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olması gerektiğini istinaf başvuru sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 Sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Takip konusu olan faturalardaki malların nitelik ve sayısına göre uyuşmazlığa bakma görevinin Tüketici Mahkemesi’ne ait olmadığı, Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğu yönündeki görev itirazının da yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Nitekim davanın ilk açıldığı Tüketici Mahkemesi’nce söz konusu işin davacının ticari işletmesi ile ilgili olduğu, davacının pansiyon işlettiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, karar istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. Davacı taraf kararı istinaf etmemiş ve görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmiştir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, davanın ticari dava niteliğinde olup, 7155 sayılı Kanunun 20. maddesi ile, 6102 sayılı T.T.K.’nın 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 5/A maddesine göre arabuluculuk dava şartına tabi davalardan olmasına, arabuluculuğa tabi davada; arabuluculuğa başvurulmadan dava açılmasına, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A.2.maddesinde “Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmünün düzenlenmesine, özel yasa ile düzenlenen arabuluculuk dava şartının öncelikli olarak değerlendirilmesinin gerekmesine, bu nedenlerle verilen kararın usule uygun olmasına göre, davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL istinaf karar harcının istinaf eden davacıdan TAHSİLİNE,
3-Davacı vekili tarafından istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgili tarafa İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin 78.630,00 TL’nin altında olması nedeniyle kesin olarak karar verildi.