Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1287 E. 2021/1882 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 08/01/2020
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
YEREL MAHKEME KARARI : Davanın kabulüne
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 02/11/2021

Taraflar arasındaki Menfi Tespit davasının yargılaması sonucunda verilen kararın süresi içinde davalı vekilince istinaf edilmiş olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davacı aleyhine Antalya 9. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, icra takibinin 01.01.2012 tanzim, 10.10.2012 vade tarihli 5.500,00TL bedelli bir senet olarak hazırlandığını, icra takibi davacının o dönem başkaca ailesel sorunlarının olduğu bir döneme denk geldiğini, bu yüzden yasal itiraz haklarını kullanamadıkları için kesinleştiğini, davalı alacaklı görünen şahısın kesinleşen icra takibinden sonra davacının aracına haciz ve yakalama koydurulduğunu ve davacının aracının yaklaşık olarak 4 ay kadar öncede yakalatılarak çektirildiğini, yakalanan aracın … plakalı mersedes marka 1985 model bir araç olduğunu, 18 yıldır davacının davalının takibi yüzünden otoparkta çürümeye bırakıldığını, davalının, esasında 500,00TL olan bir bononun yazı kısmına beşbin beşyüz yazarak 5.500,00TL haline getirdiğini ve bu şekilde icra takibi başlatıldığını ileri sürerek davalının davacıya 500,00 TL dışında borcunun olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, davalının, davacıdan olan alacağını tahsil etmek amacıyla Antalya 9. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi yapıldığını, davacının evine defalarca hacze gidildiğini ancak olumlu sonuç alınamayınca davacıya ait aracın haczedilerek muhafaza altına alındığını, davacı aleyhine 07/01/2015 tarihinde takip yapıldığını, ancak davacının takipten çok sonra borcunu ödememek için kötü niyetli olarak Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduğunu, Ticaret Kanunu 676. Maddesinin “(1) Poliçe bedeli hem yazı hem de rakamla gösterilip de iki bedel arasında fark bulunursa, yazı ile gösterilen bedel üstün tutulur.” hükmüne amir olduğunu, davaya konu bono üzerinde herhangi bir tahrifat bulunmadığını, yargılama sırasında bono üzerinde yapılacak incelemede tahrifat bulunup bulunmadığının ortaya çıkacağını, bononun vadesi geldiğinde para ödenmeyince alacağının tahsili için icraya koyulduğunu, bononun farklı kişilerce farklı kalemlerle doldurulmuş olmasının bononun geçerliliğini etkilemeyeceğini ileri sürerek davacının davasının reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, dayanak icra dosyası içeriği, mahkemece aldırılan bilirkişi raporu göz önüne alındığında, davacının, davasında haklı olduğu, davasını ispatladığı, icra takibine dayanak bonoda tahrifat yapıldığı, tahrifattan önceki haline değer verilmesi gerektiği dikkate alınarak, davanın kabulüne, senettik tahrifat, bilirkişi raporundaki tespitler, dosya içindeki bilgi ve belgeler göz önüne alınarak, kabule göre, takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından, davalı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; TTK 676.maddesi gereğince poliçede rakamla gösterilen bedelle yazı ile gösterilen bedel arasında fark bulunursa yazı ile gösterilen bedele üstünlük tanınacağının, müvekkili hakkında Antalya 19.Asliye Ceza Mahkemesi ile verilen beraat kararının Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3.Ceza Dairesinin ilamı ile hatalı olarak mahkumiyet kararına çevrildiğinin ve hükmü açıklanmasına geri bırakılmasına hükmedildiğini, bu kararın kesin nitelikte olması nedeniyle Yargıtay denetiminden geçmediğini, müvekkilinin davacıya 5.500,00 TL borç verdiğini borç karşılığı davacının da müvekkiline davaya konu bonoyu getirerek dolu vaziyette teslim ettiğini, bu nedenle davaya konu bono üzerinde farklı kalemlerle farklı kişilerce yazılmış iddiasının yerinde olmadığını, bononun farklı kişilerce farklı kalemlerle doldurulmuş olmasının bononun geçerliliğine etkilemeyeceğini, dava konusu bono üzerinde herhangi bir kazıntı, silinti ve düzeltme bulunmadığından herhangi bir tahribat söz konusu olmadığını, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR : Uyuşmazlık, hususlarında toplanmaktadır.
DELİLLER:
1-Beyan dilekçeleri,
2-Dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava konusu bononun incelenmesinde keşidecinin davacı lehtarının ise davalı olduğu keşide tarihinin 01/01/2012, vade tarihinin 10/10/2012 olup bedel kısmında rakamla “500-YTL” yazılı olduğu bono içeriğinde ise yazı ile “-Beşbinbeşyüz” yazıldığı, görülmüştür.
TTK 676.maddesinde poliçede rakam ile belirtilen bedel ile yazı ile belirtilen bedel arasında fark bulunması durumunda yazı ile belirtilen bedele üstünlük tanınacağı ve bunun dikkate alınacağı belirtilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince aldırılan bilirkişi raporunda özetle, yazı ile belirtilen bedelin ilave yazım yolu ile sonradan yazıldığının belirtildiği dikkate alınarak bono da tahrifat bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, bonodaki bedel kısmındaki yazıların sonradan yazıldığına ilişkin tarihsel bir tespit mümkün olmayıp davalı tarafın bu konuda bir kabulünün bulunmadığı da dikkate alındığında bonoda bir tahrifatın bulunmaması sebebiyle davanın reddine ve ihtiyati tedbir kararı verilmediğinden davalının tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken hatalı bilirkişi raporuna göre yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi yanlış olmuş olup, davalı vekilinin istinaf talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesince kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/01/2020 Tarih … Esas, … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
3-a-Davanın REDDİNE,
b-Davalının yasal şartları oluşmayan tazminat talebinin REDDİNE.
c-Davacının menfi tespit talebi açısından alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 112,03 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan ‭52,73 TL harcın davacıya iadesine,
d-Yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
e-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden istinafa gelen tarafın sıfatı gözetilerek AAÜT gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4- İstinaf incelemesi yönünden;
a)İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 112,03 TL karar harcının istek halinde davalıya İADESİNE,
b)İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 48,50 TL tebligat masrafı ve istinaf posta gidiş-dönüş masrafı toplamı 197,10 TL’nin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
c)6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davalıya İADESİNE,
d) İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine istinaf vekalet ücreti taktirine YER OLMADIĞINA,
5-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve 362/1-a maddesi gereğince dava değeri 78.630,00 TL’nin altında olduğundan KESİN olmak üzere karar verildi.
02/11/2021