Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1280 E. 2021/1881 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 10/07/2019
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
YEREL MAHKEME KARARI: Davanın reddine
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 02/11/2021

Taraflar arasındaki Menfi Tespit davasının yargılaması sonucunda verilen kararın süresi içinde davacı vekilince istinaf edilmiş olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, mülkiyeti davacının babasına ait taşınmazın 1.050.000,00TL’ye davacı tarafından davalıya satışı konusunda tarafların 25/11/2016 tarihinde anlaştıkları davalının davacıya toplam 386.290,00TL ödeme yaptığı davalının ödemeleri, sözleşmede belirtilen tarihlerde yapmadığı için davacının taşınmazı 20/01/2018 tarihinde 3. bir şahsa satıp parasını aldığını, ardından davalının yaptığı ödemeleri görüşmek için davalının bildirdiği oto galerisine gittiğini, henüz araç içerisinde iken 12-13 kişilik bir grubun etrafını sarması üzerine, otogalerinin ofis katına çıktığını, davalı tarafın kendisine, ölüm ile tehdit etmesi üzerine, tehdit ile kendisine, 4 adet 411.300,00 TL, 10.000,00 TL, 40.000,00TL, 40.000,00TL bedelli senet imzalattığını, 10.000,00TL bono nedeni ile ve diğer senetler nedeni ile 386.290,00TL kısım yönünden borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı ve davalının taşınmaz satışı hususunda 1.050.000.,00Tl bedelle anlaştıklarını, davalının davacıya toplam 411.300,00TL ödeme yaptığını, yapılan ödemelerin de, sözleşmede belirlenen tarihten daha erken tarihte yapıldığını, söz konusu senetlerin tehdit ile alınmadığını, davacının davalıya mesaj göndererek davalının zararını karşılamak için görüştüğünü, söz konusu senetlerin davacının kendi isteği ile verildiğini, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, soruşturma dosyasının incelenmesinde davacının vermiş olduğu, 22/02/2017 tarihli dilekçesinde olay tarihinde davalının bulunduğu yere kendisinin konuşmak için gittiğini beyan ettiği, yine 24/01/2017 tarihli ifadesinde olay tarihinde … isimli şahıs ile davalının bulunduğu yere kendisinin gittiğini beyan etmesi, soruşturma dosyasında dinlenen bilgi sahipleri ve bütün dosya kapsamında söz konusu senetlerin tehtit ile alındığı, ispat olunamadığı gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinden gerçekte 386.290,00 TL alacağı bulunan davalının müvekkiline toplam 501.300,00 TL tutarında senedi tehdit ederek ve zorla imzalatarak borç yaratmaya çalıştığını, davalının kolluktaki ifadesi ile müvekkiline zorla iradesi fesada uğratılarak senet imzalatıldığını, haksız ve fahiş olarak para istendiğinin sübuta erdiğini, davalı tarafın taşınmazın başka bir kişiye satılmasından dolayı zararı olduğunu belirtse de hiçbir satıcının soyut zarara uğradığı iddiasına dayanarak alıcıya karşı bu tutarda borcu kabul etmeyeceğinin aşikar olduğunu, davalının ifadelerinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, dava dilekçesinde müvekkilinin davalıya 386.290,00 TL dışında bir borcu bulunmadığına dair taleplerinin olduğunu, dava konusu senetlerin mesnetsiz olarak icra takibine konulduğunu, bu bonolar yönünden davalı tarafa borçlu olmadığına dair menfi tespit davası açıldığını, bu nedenle müvekkilinin davalıya 386.290,00 TL dışında borcu bulunmadığına dair bir hüküm kurulması gerektiğini, ayrıca davalı taraf aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı dava konusu bonoların zorla davalı tarafça tarafına imzalatıldığını iddia etmiş ise de, davalı hakkında birden fazla kişi ile birlikte yağma suçu için başlatılan Antalya C. Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası kapsamında 09/02/2017 tarihinde … karar numarası ile davacının soyut iddiası dışında kamu davasını açmaya gerektirir kesin ve inandırıcı bir kanıt bulunmadığından kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği ve bu karara karşı herhangi bir itiraz da bulunulmadığı görülmüştür.
Davacı taraf dava konusu bonolar altındaki imzasının inkar etmemekte, iddiasını bonoların davalı tarafça zorla kendisine imzalattırdığına dayandırmakta olup, davalı tarafça iddia kabul edilmediği gibi davacının bu konuda şikayetçi olduğu Cumhuriyet Savcılığı dosyasında da kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, dosya arasına alınan ifadelerden de davacının iddiasını destekler nitelikteki görgüye dayalı tarafsız tanık anlatımında bulunmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davacı vekilinin istinaf taleplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davacıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın Dairemiz tarafından taraflara tebliğine,
Dair, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 bendi gereğince aynı kanunun 361/1. maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 02/11/2021