Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1270 E. 2021/1915 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 31/01/2020
DAVANIN KONUSU: Alacak
YEREL MAHKEME KARARI : Davanın kabulü
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 11/11/2021

Taraflar arasındaki alacak davasının yargılaması sonucunda verilen kararın süresi içinde taraf vekillerince istinaf edilmiş olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı … Limited Şirketi’nin ortağı olduğunu, bu şirketin iki ortaklı olduğunu, müvekkilinin ortaklık yapının diğer ortak davalı … ile eşit olduğunu, müvekkilinin şiret kurulmadan önce bir etüt merkezi çalıştırdığını, daha sonra … ile işlerin büyütülmesi noktasında anlaşıldığını ve bir şirket kurulması kararlaştırıldığını, buna dayanarak etüt merkezini başka bir yere taşımak istediklerini ve daha büyük bir yer kiraladıklarını, protokole göre etüt merkezinin gerekil izinlerin alınamayarak açılamaması durumunda müvekkilinin davalının yapacağı masraflar için 40.000,00.-TL bedelli teminat senedini imzalayarak davalıya verdiğini, şirket kurulup etüt merkezi açılmasına rağmen davalı …’ın elinde bulunan teminat senedini ciro yolu ile başkasına devrettiğini, bonoyu alan … isimli şahsın bunu icra takibine konu ettiğini, ve müvekkili aleyhine Antalya 10. İcra Müdürlüğü ‘nün … esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin bu icra dosyasına ödeme taahhüdünde bulunduğunu, buna göre ödeyeceği borcun toplamda 53.441,65.-TL olduğunu, şirket kurulduktan sonra gerekli resmi izinlerin alındığını, etüt merkezinin açıldığını, ve bir süre çalıştırıldığını, bu sözleşme hükmüne göre verilen bononun bedelsiz kaldığını ileri sürerek, 40.000,00TL maddi tazminatın avans faiziyle birlikte davalı taraftan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın görevli asliye hukuk mahkemesinde açılması gerektiğini, esasa ilişkin olarak ise davacının bir maddi tazminat talebinde bulunması nedeniyle öncelikle maddi tazminatın şartlarının oluşup oluşmadığının dikkate alınması gerektiğini, zira henüz gerçekleşmemiş bulunan bir zararın tazmini için tazminat davası açılmasının hukuken mümkün olmadığını, dava açılış tarihi olan 08/01/2018 tarihinde davalının 1,00 TL dahi ödeme yapmadığını, oluşmuş bir zararın da olmadığını, ödemediği senet için tazminat talebinin hukuken temelsiz olduğunu, ciro edilen senedin bir teminat senedi olmadığını, müvekkilinin bahsi geçen şirketin kurulumu ve sonrasında 200-300 bin TL civarında bir zarar ettiğini, davacının teminat senedini hiçbir zaman müvekkiline vermediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasında Etüt merkezi açmak ve işletmek üzere bir limited şirketinin kuruluşuna ilişkin iş protokolü adı altında 03/02/2016 tarihli bir protokol yapıldığı, bu anlaşma uyarınca Etüt yeri tadilat ve malzeme olmak üzere tüm giderlerin davalı tarafça karşılanacağı, iş yeri açıldıktan sonra gelen ilk gelirlerle önce davalının yapmış olduğu masraflar ödeneceği, Etüt Eğitim Merkezinin mevzuattan kaynaklı açılmaması halinde tüm masraflardan her iki ortağın sorumlu olacağı, bunun için de davacı …’nın 40.000,00 TL teminat senedi vereceğinin kararlaştırıldığı, … Öğrenci Etüt Eğitim Merkezinin 21/09/2016 tarihinde faaliyetine başladığı, düzenleyicisi …, lehtarı …, düzenleme yeri Antalya, düzenleme tarihi 03/02/2016 ve miktarı 40.000,00.-TL olan senedin düzenlendiği ve söz konusu senedin … tarafından beyaz ciro ile …’a verildiği, protokol metninde teminat senedi olarak belirtilen senet ile davaya konu senedin örtüştüğü, dolayısıyla da davaya konu senedin, etüt merkezinin açılması için yapmış olduğu masraflar için davacı tarafından davalıya verilen teminat senedi olduğu, etüt merkezinin faaliyete başlaması nedeniyle protokol gereği senedin iadesi gerektiği halde davalının senedi iade etmediği, davacının davalıya herhangi bir borcu olmadığı halde dava konusu senet nedeni ile icra takip dosyasına 40.000,00 TL ödeme yaptığı gerekçeleriyle, davaya konu 03/02/2016 düzenleme tarihli 40.000,00 TL bedelli senetten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine ve Antalya 10. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı 40.000,00 TL tutarındaki ödemenin de istirdadına karar verilmiştir.
Karara karşı, taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; senedin teminat senedi olarak ilk derece mahkemesince belirlendiğini, ancak 40.000,00 TL’nin davalıdan istirdadına karar verildiğini, dosya alacaklısının farklı olduğunu, alacaklının davada taraf olmadığını, ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; bononun teminatı senedi olmadığını, senet üzerinde teminat ibaresi içeren bir kayıt bulunmadığını, etüt merkezi için tüm masrafların davacı tarafından yapıldığını, davacının 200 – 300 bin TL civarında harcama yaptığını, ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, bono nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden; İİK’nın 72. Maddesi uyarınca borçlu, borç ödenmiş olursa davaya istirdat davası olarak devam edilir. Dosya kapsamının incelenmesinden, davacının dosya alacaklısı dava dışı …’a icra borcunu ödediği anlaşılmaktadır. Davacının talebi menfi tespit talebine ilişkin olup, ödemeyle birlikte kendiliğinden istirdat davasına dönüşmüştür. İstirdat davasında davacının üçüncü kişiye haksız olarak ödediği paranın lehdardan tahsiline karar verilmesinde yasaya aykırı bir husus görülmediğinden davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin istinaf başvurusu yönünden; taraflar arasında 03/02/2016 tarihli bir protokol yapıldığı, bu protokolde Etüt yeri tadilat ve malzeme olmak üzere tüm giderlerin davalı tarafça karşılanacağı, iş yeri açıldıktan sonra gelen ilk gelirlerle önce davalının yapmış olduğu masrafların ödeneceği, Etüt Eğitim Merkezinin mevzuattan kaynaklı açılmaması halinde tüm masraflardan her iki ortağın sorumlu olacağı, bunun için de davacı …’nın 40.000,00 TL teminat senedi vereceği hususlarının kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
… Öğrenci Etüt Eğitim Merkezinin 21/09/2016 tarihinde faaliyetine başladığı, düzenleyicisi …, lehtarı …, düzenleme yeri Antalya, düzenleme tarihi 03/02/2016 ve miktarı 40.000,00.-TL olan senedin düzenlendiği ve söz konusu senedin … tarafından beyaz ciro ile …’a verildiği, protokol metninde teminat senedi olarak belirtilen senet ile davaya konu senedin örtüştüğü, davaya konu senedin, etüt merkezinin açılması için yapmış olduğu masraflar için davacı tarafından davalıya verilen teminat senedi olduğu, etüt merkezinin faaliyete başlaması nedeniyle protokol gereği senedin iadesi gerektiği halde davalının senedi iade etmediği anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Sonuç olarak, taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
c-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
d-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davacıya iadesine,
e-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
2-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 2.732,40 TL nispi istinaf karar harcından peşin alınan 683,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.049,30 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
b-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
c-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davalıya iadesine,
d-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
3-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi. 11/11/2021