Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1236 E. 2021/1895 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 06/12/2019
DAVANIN KONUSU: Şirket Ortağı Ve Müdürü Olmadığının Tespiti
YEREL MAHKEME KARARI : Davanın Reddi
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 03/11/2021

Taraflar arasındaki şirket ortağı ve müdürü olmadığının tespiti davasının yargılaması sonucunda verilen kararın süresi içinde davacı vekilince istinaf edilmiş olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı asil, davalı şirketin 05.07.2004 tarihinde %50’şer hisseli iki ortak tarafından kurulduğunu, 27.10.2009 tarihinde şirket ortakları tarafından hisse devri, müdür ataması ile ilgili 5 nolu ortaklar kurulu kararı alındığını, sonradan bu kararın kaldırılarak yerine aynı tarihte alınmış görünen içerikleri farklı sahte bir karar ortaya çıkarılarak Antalya 2. Noterliğinin … yevmiye nosu ile tasdik ettirildiğini, şirket ortakları hakkında şikayeti üzerine Antalya 18. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esasında dava açıldığını, Cumhuriyet savcılığının soruşturma sırasında karardaki imzaların şirket ortaklarına ait olmadığının tespit edildiğini, bu kararın batıl olduğunu ileri sürerek müdür atanmasına ilişkin 27.10.2009 tarihli 5 nolu kararın yoklukla malul olduğunun ve davalı şirkette hiç bir zaman ortak ya da müdür olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiş, şirket yetkilisi 23.09.2019 tarihli dilekçesi ile ve 24.09.2019 tarihli ön inceleme duruşmasında davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi tarafından, dosya kapsamı ve ticaret sicil kayıtlarına göre, ticaret sicile hitaben ikamet belgesi, nüfus cüzdanı örneği, noter tasdikli imza beyannamesi ve hisse devri sözleşmesi ve müdür atanmasına ilişkin ortaklar kurulu kararlarının ibraz edildiği, 02.11.2009 tarihli başvuru üzerine ticaret sicil memurluğunca verilmiş yetki belgesinin bulunduğu, ortaklar kurulu kararındaki imzalar sahte bile olsa davacı tarafça gerekli belgeler tamamlanarak bizzat imzalı dilekçesi ile imza beyannamesi de verilmek suretiyle yetki belgesi alarak memurlukta işlem yaptığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı istinaf dilekçesinde; dava konusu sahte 5 nolu ortaklar kurulu kararının ceza dosyasında yargılanan mali müşavir …’in elemanı tarafından ticaret sicile ibraz edildiği ve yetki belgesinin alındığı, 27.09.2009 tarihinde mali müşavirin ofisinde şirket adına gerçekten 5 nolu karar verilip karar defterinin kendisi ve diğer ortaklar tarafından imzalandığını, ancak imzaladıkları 5 nolu kararı son maddesinin sanık tarafından kötüniyetle değiştirildiğini, böylece şirkete ait taşınmazların bedelsiz olarak satılabilmesi yolunun açıldığını, diğer şirket ortaklarının aynı gerekçe ile açtığı davada davacı ortak … tarafından açılan davanın şirket temsilcisinin kabulü nedeniyle kabul ile sonuçlandığını, bu dosyada da şirket temsilcisi davayı kabul ettiği halde mahkemece kabul beyanının değerlendirilmediğini istinaf başvuru sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, davacının ortağı olduğu şirketin ortaklar kurulu tarafından alınan 27.10.2009 tarih 5 nolu karardaki davacı adına atılı imzanın sahteliği iddiasına dayalı davacının hiç bir zaman ortak ve müdür olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 Sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamındaki ticaret sicil kayıtları incelendiğinde; davacının Antalya 2. Noterliğinin 27.10.2009 tarih … yevmiye nolu hisse devri sözleşmesi ile …’in davalı şirketteki 2 hissesini devraldığı, Antalya 13. Noterliğinin 30.10.2009 tarih … yevmiye nolu imza beyannamesinin ibraz edildiği, davacının ikametgah belgesi, nüfus cüzdanı örneği ve dava konusu 27.10.2009 tarihli dava konusu hisse devri ve davacının müdür atanmasına ilişkin ortaklar kurulu kararının ibraz edildiği, yine davacının 02.11.2009 tarihli ortaklık yapısını gösteren şirketin kaşesi üzerinde imzayı içeren beyanın ticaret sicil memurluğuna ibraz edildiği, aynı tarihli davacı adına imzalanmış müdür atamasına ilişkin kararın tescil ve ilamının talep edildiği, ortaklık yapısındaki değişikli ve müdür atanmasına ilişkin kararın 11.11.2009 tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği, bu tarihten sonra 10.02.2010 tarihinde davacının şirketteki 2 hissesini …’e devrettiği, 09.02.2010 tarihinde davacının şirket müdürü sıfatı ile imzaladığı hisse devri ve müdür atamasına ilişkin kararın verildiği, devamında ortaklık yapısındaki değişikliğin tescil ve ilanı için ticaret sicil müdürlüğüne beyanda bulunulduğu, davalı şirket yetkilisinin 24.09.2019 tarihinde davayı kabul beyanı içeren dilekçe verdiği anlaşılmaktadır.
Davacının dava tarihinden önce şirket ortaklığı ve şirket müdürlüğünün bulunduğu, dava konusu ortaklar kurulu kararındaki imza sahte olsa dahi davacının bu kararın tescil ve ilanına ilişkin talepte bulunduğu, şirket müdürü olarak işlemler yaptığı, şirketteki hisselerini de 10.02.2010 tarihinde devrettiği değerlendirildiğinde geçerli hisse devri ve şirket müdürlüğü söz konusu olduğu halde davalı şirket temsilcisinin kabul beyanının geçmişe etkili ve üçüncü kişilerle şirket alacaklılarını etkileyecek sonuç doğuracak olması nedeniyle kabul beyanına göre karar verilemeyeceği sonucuna ulaşıldığından İlk Derece Mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararında usul ve yasaya aykırılık yoktur.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL istinaf karar harcının davalıdan TAHSİLİNE,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafın yatırdığı gider avansından karşılanan 19,00 TL tebligat masrafı, 60,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 79,50 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davalıya İADESİNE,
5-Kararın Dairemiz tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1. bendi gereğince aynı kanunun 361/1. maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.03/11/2021