Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1202 E. 2021/1776 K. 22.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 24/02/2020
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
YEREL MAHKEME KARARI : Davanın kısmen kabulüne
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 22/10/2021

Taraflar arasındaki İtirazın İptali davasının yargılaması sonucunda verilen kararın süresi içinde davacı vekilince istinaf edilmiş olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Müvekkili ile davalı arasında meydana gelen ticari ilişki sebebi ile müvekkilinin dava- lıya satıp teslim ettiği mallara karşılık müvekkilinin … seri nolu 45.000,00 tl bedelli … seri nolu 23.600,00 TL bedelli ve … seri nolu 1.341,00 TL bedelli toplam 69.941,00 TL bedelli fatura düzenlediğini, davalının bu fatura bedelinin 6.000,00.-TL sini 03/04/2017, 2.750.-TL sini 18/04/2017, 3.500.-TL’sini 24/04/2017 tarihinde ödediğini bakiye borcunun 57.689,00 TL olduğunu, davalının bunlardan … seri nolu 45.000,00 TL bedelli fatura konusu “Medi x Hifu Body Slimming” marka malı geri verip bedelinin iade edilmesi için dava açtığını, bu malın faturası her ne kadar 20/12/2017 tarihinde kesilmiş ise de gerçekte bu malın davalıya 53.100,00 tl karşılığında 1. El olarak 17/10/2016 tarihinde satılıp teslim edildiğini, davalının bu malın fatura tarihinde teslim edildiğine ilişkin iddiasının doğru olmadığını, malın 17/10/2016 tarihinde teslim edildiğini hem aralarındaki sözleşmenin hem de aynı tarihli teknik servis formunun ispatladığını ileri sürerek davanın kabulünü talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, Dava konusu malı müvekkilinin davacıdan bedelini peşin olarak ödedikten sonra dava konusu malın müvekkiline teslim edildiğini, ancak dava- cının bu malın bedeli müvekkili tarafından peşin ödenmemiş gibi düzenlediği “açık faturayı” müvekkiline gönderdiğini, müvekkilinin bu durumu davacıya düzenlediği ihtarname ile bil- dirdiğini, davacının bu malın müvekkiline fatura tarihinden önceki 17/10/2016 tarihinde tes- lim edildiği iddiasının doğru olmadığını, 17/10/2016 tarihinde müvekkiline teslim edilenin bu ürünün demosu olduğunu, müvekkiline fatura tarihinde teslim edilen dava konusu malın ken- disine taahhüt edildiği gibi Kore malı değil Çin malı olduğunu, bunu gören müvekkilinin ma- lın ayıplı olması sebebi ile sözleşmeden dönmek istediğini, müvekkilinin bu mal için yaptığı 47.387,00 TL lik ödemeyi davacı şirketin muhasebe müdürü ve aynı zamanda davacı şirket yetkilisi … nın eşi olan … hesabına ödemek suretiyle yaptığını, dava- cıya süreçteki tüm alışveriş için toplamda ise 71.387,00 TL ödeme yaptığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, Davacı tarafından ödemenin müvekkiline değil de müvekkili şirket çalışanına yapıldığını iddia edilmiş ise de, bu kişinin davacı şirket yetkilisinin eşi olması, davacı şirkette çalışıyor olması karşısında yapılan ödemenin bu mal için yapılmış bir ödeme sayılması gerektiği aksinin ise davacı tarafından ispatlanması gerekmesi karşısında hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; ödeme yapılan kişinin o tarihte davacı şirkette çalışıp çalışmadığı araştırılmadan davacı şirket yetkilisi eşi olması nedeniyle açıklamasız bir şekilde başka bir borçtan dolayı yapılan ödemenin davaya konu borca karşılık yapıldığının sayılmasının yasaya aykırı ve hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere dava konusu miktar kadar alacaklı olduklarının ve bu miktar üzerinde takibe geçtiklerini, yine raporda davaya konu ürün bedellerinin havale ile yoluyla kendisine ödendiği iddiasına dava dışı …’nın 02/05/2016-02/01/2017 tarihleri arasında SGK’lı olarak davacı şirkette çalıştığını ve devamında da 13/04/2017 tarihinde davacı şirketin ortağı olduğunun tespit edildiğinin belirtildiğini, davalının ödediklerini iddia ettikleri 47.387,00 TL’lik bedelin ödenme tarihi olan 28/03/2017 tarihinde dava dışı …’nın ne şirket çalışına nede şirket ortağı olmadığını, bu nedenle de bu havalenin davacı tarafça kabulünün hiçbir şekilde mümkün olmadığını, 02/01/2017 ile 13/04/2017 tarihleri arasında …’nın davacı ile hiçbir ilgisi ve bağının bulunmadığını, banka dekontlarında ödeme nedeniyle ilgili bir açıklama bulunmadğı hallerde, paranın mevcut bir borcun ödenmesi için gönderildiğinin kabul edilmesi gerektiğini, aldırılan bilirkişi raporu ile müvekkilinin alacağının sabit olmasına rağmen mahkemenin yanlış yorumu ile verdiği kararın hatalı olduğunu,istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Antalya 11.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde özetle, davacı şirketin davalı şirket hakkında 57.689,00 TL asıl alacak 42,67 TL faiz olmak üzere 57.731,67 TL toplam alacak üzerinden genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinin 19/01/2018 tarihinde başlattığı, örnek 7 ödeme emrinin 22/01/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalının vekili aracılığıyla 22/01/2018 tarihinde borca ve ferilerine itiraz ettiği eldeki davanın yasal süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı taraf, dava konusu cihaz bedeline ilişkin ödeme yaptığı savunmasında bulunmuş olup davalının … hesabına 01/10/2016 tarihinde 10.000,00 TL, 28/03/2017 tarihinde ise 47.387,00 TL ödeme yaptığı tarafların kabulünde olup uyuşmazlık konusu değildir.
Uyuşmazlık davalının yaptığı bu ödemenin davacı şirketin alacağına binaen olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacı şirketin 02/05/2016- 02/01/2017 tarihleri arası SGK’lı çalışanı 13/04/2017 tarihinde de şirket ortağı olan … davacının alacağı ile uyumlu bir şekilde davalı tarafça 01/10/2016 tarihinde … davacının çalışanı olduğu sırada yaptığı 10.000,00 TL’lik ödemenin ve halen davacı şirketin şirket yetkilisi olduğu dava dilekçesi ekindeki vekaletnamesinden anlaşılan … ‘nın önceki şirket yetkilisinin eşi olduğu 13/04/2017 tarihinden itibaren de şirketin ortağı olduğu hususları birlikte gözetildiğinde 28/03/2017 tarihinde … hesabına yatırılan 47.387,00 TL ödemenin de davacı şirketin alacağına binaen yapıldığı, davacının … ‘ya davalının başka bir borcundan dolayı ödemelerin yapıldığı iddiasına ilişkin belge sunmadığı hususları ile birlikte değerlendirildiğinde İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davacı vekilinin istinaf taleplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davacıya a iadesine,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi. 22/10/2021