Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1198 E. 2021/1824 K. 25.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 12/03/2020
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
YEREL MAHKEME KARARI : Davanın kabulü
KARAR YAZIM TARİHİ: 10/11/2021

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yargılaması sonucunda verilen kararın süresi içinde davalı vekilince istinaf edilmiş olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin … isimli işyerinin sahibi olduğunu, müvekkili ile davalı arasında 13/08/2018 tarihinde imzalanan alım-satım sözleşmesi uyarınca sözleşmede belirtilen malların müvekkiline teslimi karşılığında avans olarak dava konusu çeklerin davalı tarafa elden teslim edildiğini, sözleşmeye ve teslim edilen çeklere istinaden geride kalan süre içerisinde davalı tarafından müvekkiline herhangi bir mal teslimi yapılmadığını, müvekkilinin davalıdan sözleşmeye konu ürünlerin teslimini veya teslim edilen çeklerin iadesini talep ettiğini, fakat davalının bu talepleri yerine getirmediğini, davalı ile yapılan şifahi görüşmelerde müvekkilinin 13/08/2018 tarihli sözleşmeye istinaden kendisine herhangi bir borcu olmadığını, Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında konkordato talebiyle dava açtığını ve bu dosyada tensiben verilen 11/10/2018 tarihli karar ile ihtiyati tedbir verildiğini, bu sebeplerle malları teslim edemeyeceğini ve çekleri de iade edemeyeceğini açıkça belirttiğini, davalıya verilen çeklerin bedelsiz kaldığını, bedelsiz kalan çeklerin davalı tarafından takibe konulması durumunda müvekkilinin ticari faaliyetinin olumsuz etkileneceğini ileri sürerek, dava konusu çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalının davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
Mahkemece, tarafların kabulünde bulunan 13/08/2018 tarihli sözleşmede dava konusu olan çeklerin avans olarak verildiğinin açıkça belirtildiği, sözleşmede altında imzası bulunan davalı … duruşmadaki imzalı beyanında konkordato sürecinden dolayı ürünlerin tesliminde sıkıntı yaşadıklarını, ilerleyen tarihlerde gelişmelere göre ürünleri sevk edebiliriz ibaresi bulunan, 10/12/2018 tarihli belge altındaki imzanın kendisine ait olduğunu beyan ettiği, davalının usulüne uygun tutulan ticari defterlerine göre de davalı tarafın davacıdan bir alacağının bulunmadığı ve dava konusu edilen çeklerin karşılığının bulunmadığının bilirkişi raporunda belirtildiği, davalı vekili bu rapora malların teslim edildiğini belirterek itiraz etmiş ise de davalı tarafça malların teslim edildiğine ilişkin yazılı belge sunulmadığı böylece davalı tarafın teslim olgusu ve savunmasını ispat edemediği, dava konusu edilen avans olarak verilen çekler nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığı gerekçeleriyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının davasını ispatlayamadığını, bilirkişinin ve yerel mahkemenin yorumunun hatalı olduğunu, kıymetli evrakın sebepten mücerret olması sebep olduğunu, karşılığında mal ve hizmetin alındığına dair karine bulunduğunu, mahkeme aksi kanaatte ise konkordato süreci nedeniyle müvekkilinin dava konusu çekler üzerinde tasarruf yetkisi kalmadığından müvekkilinin dava açılmasına sebebiyet vermediğini, bu nedenle aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilemeyeceğini, istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamının incelenmesinden, dava konusu çeklerin 13/08/2018 tarihinde imzalanan alım-satım sözleşmesi uyarınca sözleşmede belirtilen malların davacıya teslimi için avans olarak davalıya verildiğini, davalının sözleşme uyarınca teslimini üstlendiği malları davacıya teslim etmediği, çeklerin bedelsiz olduğu, davacının dava açmakta haklı olduğu, konkordato sürecinin davalının çek iade yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 7.514,10 TL nispi istinaf karar harcından peşin alınan 1.824,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.689,90 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davalıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın Dairemiz tarafından taraflara tebliğine,
Dair, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 bendi gereğince aynı kanunun 361/1. maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 25/10/2021