Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1195 E. 2021/2219 K. 27.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUS: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 27/12/2021

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde davalı vekilince istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete gıda ürünleri sattığını, çek ve nakit olarak kısmen tahsilat yaptığını, kalan 45.486,67 TL alacağının ödenmediği iddiası ile Antalya 8. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı takibe, borca ve faize süresinde itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu ileri sürerek haksız itirazın iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere icra ve inkar tazminatına hükmedilmesine, mahkeme masrafı ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacıya borcu olmadığını, 3 adet müşteri çekini ciro ettiğini, 1 adet kendi çekini keşide ederek davacıya verdiğini belirterek müvekkilinin davacıya borcunun olmadığını, MK.’nun 6. maddesi gereğince taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğundan itirazın iptali davasında alacaklı alacağın varlığını ve miktarını ispatla yükümlü olduğunu, müvekkili şirketin sezonluk ürün teslimi için yapılan anlaşma çerçevesinde bağlantı çeklerini göndermiş olmasına rağmen davacı tarafından ürünlerin teslim edilmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bütün dosya kapsamı, alınan hüküm kurmaya, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu da dikkate alınarak davacının davasının kabulüne, likit olan alacak nedeniyle icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; delil listelerinde yer almasına rağmen davacı şirketin sigortalı çalışanlarının Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan sorulmadığını, taraflar arasında ticari bir ilişki olduğu ve bu ticari ilişki sebebiyle davacı şirketin bir alacağının bulunduğu noktasında uyuşmazlığın mevcut olmayıp uyuşmazlığın müvekkili şirketin borcuna karşılık verdiği 10.12.2015 tarihli 30.000,00 TL bedelli çek ile 22.12.2015 tarihli 14.000,00 TL bedelli çekin davacı tarafından tahsil edilip edilmediği hususuna ilişkin olduğunu, cevap dilekçelerinde de belirttikleri üzere müvekkili şirketin ürün bağlantısı yaptığı domates, dolmalık biber vs için davacı şirketle yaptığı görüşmede davacı şirketin ürün teslimi karşılığı müvekkili şirketten çekleri kendisine teslim etmeye gidecek olan çalışan adına kesilmiş çek talep ettiğini, bunun üzerine müvekkili şirketin kendi çeki olan 22.12.2015 tarihli 14.000,00 TL bedelli çeki lehtarının çalışanı …. olacak şekilde keşide ederek yine 30.000,00 TL bedelli keşidecisi …. olan çeki de ciro ederek …. eliyle davacı şirkete teslim ettiğini, ancak bu çeklerin teslim alındığına dair davacı tarafından bir belge verilmediğini, davacı şirketin bu şekilde teslim aldığı çeklerden iki tanesini cari hesaba kaydederek tahsil etmesine rağmen 14.000,00 TL bedelli ve 30.000,00 TL bedelli çekleri kötüniyetli olarak ciro etmeksizin üçüncü şahıslara tahsil ettirdiğini, 30.000,00 TL bedelli çekin …. tarafından tahsil edilmiş olup, bu şahsın davacı şirketin sigortalı çalışanı olduğunu, 14.000,00 TL bedelli çekin ise … tarafından tahsil edilmiş olup, bu kişinin de davacı şirketin sigortalı çalışanı olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu, ancak İlk Derece Mahkemesince Sosyal Güvenlik Kurumundan bu kişilerin davacı şirketin sigortalı çalışanı olup olmadığının sorulmadığını, sorulmuş olsaydı bu kişilerin davacı şirketin çalışanı olduğunun ortaya çıkacağını, İlk Derece Mahkemesince tanık dinletme taleplerinin de reddedildiğini, kaldıki yargılama sırasında çekleri teslim eden tanıkları …. da vefat ettiğini, mahkemece bu delilin toplanmasına karar verilmeyerek davayı kaybetmelerine sebebiyet verildiğini, bu durumun adil yargılanma ilkesine aykırı olduğunu, icra takibine konu edilen cari hesap kaydı incelendiğinde imzalı/ kaşeli veresiye defteri sayfası olduğunu, bu sayfada müvekkili şirketin çalışanı olan …. ‘ın adının ve cep telefonunun yazılı olduğunu, ürün bağlantısı için anılan çekleri davacı şirkete …. teslim ederken yanında ayrıca …’nin hazır bulunduğunu, bu nedenle delil başlangıcı niteliğinde bulunan belge dolayısıyla …’nin dört adet çekin davacı şirkete tarafından teslim edilip edilmediğine ilişkin tanık olarak dinlenmesi taleplerinin reddedilmesinin hatalı olduğunu, İlk Derece Mahkemesinin delilleri yanlış değerlendirdiğini, davacı şirketin ürünleri teslim ettiğini dahi ispat edememişken davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu istinaf başvuru sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3.maddesine göre; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, Dairemizce davalının ödeme iddiasına konu ettiği 10.12.2015 tarih, 30.000,00 TL bedelli çek için çekin kim tarafından ibraz edilerek ödeme yapıldığı ve çekin ön ve arka görüntüsünün gönderilmesi istemi ile müzekkere yazılmış olup, verilen cevabi yazıda çekin … tarafından ibraz edildiği ve çek bedelinin ödendiği belirtilerek çekin ön ve arka görüntüsünün gönderildiği anlaşılmıştır.
İcra takibi cari hesap alacağına dayalı olup davalı taraf icra takibine itirazında itfa/ ödeme savunmasında bulunmakla davacının mal teslimini kabul etmiş olup ispat yükünü üzerine almıştır.
Dosya arasında bulunan 22.12.2015 tarih, 14.000,00 TL bedelli çekin keşidecisinin davalı, lehtarının ise … olduğu, yine dosya arasında bulunan 10.12.2015 tarih, 30.000,00 TL bedelli çekin keşidecisinin …., lehtarının ise davalı şirket olduğu, davalının cirosundan sonra …. ‘nin cirosunun bulunduğu ve …’ye ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır.
Davalının ödeme savunmasına ve istinafa konu ettiği iki adet çekin davacının defterlerinde kayıtlı olmadığı gibi HMK’nın 200 ve 201. maddeleri gereğince İlk Derece Mahkemesinin davalının tanık dinlenmesi talebinin reddine karar vermesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davalı tarafın çekleri ibraz eden kişileri davacı şirketin adına söz konusu çekleri tahsil ettiklerine dair yazılı bir belge sunamadığı hususları da birlikte değerlendirildiğinde davalı vekilinin istinaf taleplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 3.107,19 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 776,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.330,39 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davalıya İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.27/12/2021