Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1188 E. 2021/1731 K. 18.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 10/03/2020
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

Taraflar arasındaki İtirazın İptali davasının yargılaması sonucunda verilen kararın süresi içinde davalı vekilince istinaf edilmiş olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili,
Davalı şirket ile davacı şirket arasındaki ticari ilişkiye istinaden ortaya çıkan 44.178,37TL tutarındaki cari hesap alacağının davalı şirket tarafından ödenmediğini, davalıya ihtarname gönderilmiş ise de bir sonuç alınamadığını, cari hesap alacağı için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davacının yapmış olduğu işin kesilen irsaliyeli faturalar da sabit olduğunu, davalının ayrıca borcu ödediğine dair bir belge de sunmadığını, belirterek itirazın iptaline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, icra dairesinin yetkisiz olması nedeniyle reddi gerektiğini, davalı şirketin davacı yana borcu bulunmadığını, davacı tarafça tek taraflı olarak sunulan fatura, cari hesap ve ihtarname suretlerinin tek başına borcun ve akdi ilişkinin varlığını ispata elverişli olmadığını, dava dilekçesi incelendiğinde herhangi bir sözleşmeye delil olarak dayanıldığı görülmemekle birlikte dava dilekçesi ekinde de sözleşme aslı bulunmadığını, savunarak davanın öncelikle usulden aksi takdirde esastan reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 83. maddesi gereğince, ticari defterlerin incelenmesine karar verilmiş ise de, davalı vekili 17/07/2019 tarihli dilekçe ile ticari defterlerin incelenmesine muvafakat etmeyeceklerini belirttiği, talimat mahkemesince davalının ticari defteri incelenmediği, davacının ticari defteri ise mali müşavir bilirkişi tarafından incelendiği, davalı taraf ticari defterlerini sunmamış ise de ilgili döneme ait BA formlarında davaya konu faturanın yer aldığı mali müşavir bilirkişi tarafından tespit edildiği, başka bir ifade ile davacının dava konusu çekişmeli hususla ilgili iddiasını bizatihi davalı kayıtları ile ispat ettiğinin kabulü gerektiği, ayrıca davalı defterlerinin incelenmesine ihtiyaç olmadığı, fakat davacının ticari defter kayıtlarına göre davalıdan 120 Alıcılar hesabında takip tarihi itibari ile 155.291,61TL alacaklı olduğu 320 Satıcılar hesabında ise 116.763,44TL borçlu olduğu borcun alacaktan mahsubu ile davacının (155.291,61TL-116.763,44TL) 38.528,17TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu, takibin ise 44.178,37TL üzerinden açıldığı davacının icra takibi ekine sunduğu ekstrede davalının 5.650,00TL’lik ödemesinin yer almadığı bu nedenle takibin bu tutar düşülmeden açılmış olmasından farkın meydana geldiği, ticari defter kayıtlarına göre davacının takip tarihi itibari ile 38.528,17TL fatura alacağının bulunduğunun kabulünün gerekmesi ayrıca, 246,85TL ihtar masrafının olduğundan davacının takip tarihi itibari toplam 38.775,02TL alacağının bulunması nedeniyle davanın kısmen kabul kısmen reddine, borçlunun ise süresi içinde ödeme emrine itiraz etmiş olması, süresi içinde açılmış bir itirazın iptali davası olması, icra inkar tazminatı talep edilmiş olması ve alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Öncelikle yetkili icra dairelerinin Antalya İcra Daireleri olmayıp Ankara İcra Müdürlükleri ve davada Ankara Asliye Ticaret Mahkemelerin yetkili olduğunu, çünkü müvekkilinin ikametgahının Ankara olduğunu, yetkisizlik nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davada tarafların ticari defter ve kayıtlarına ne davacı ne de davalı tarafça delil olarak dayanılmadığını, tarafların ticari defter ve kayıtların incelenmesine muvafakat etmediklerini bildirmelerine rağmen İlk Derece Mahkemesinin ara kararında dönmediğini, bu nedenle davada defterler esas olarak alınan raporun hükme esas alınamayacağını, müvekkili şirketin davacıya borcunun bulunmadığını, davacı tarafça tek taraflı olarak sunulan fatura, cari hesap ve ihtarname suretlerinin tek başına borcun ve akdi ilişkinin varığının ispata elverişli olmadığını, kaldı ki cari hesabın da davacının ticari defterleri ile uyuşmadığını, müvekkilinin ödemelerinin bir bölümünün cari dökümde gözükmediğini, 24/11/2017 tarihli 15.000,00 TL tutarında … Bankasından gönderilen ödemenin de cari dökümde ve ticari defter ve kayıtlarda yer almadığını, bu ödemenin … Bankasına müzekkere yazılarak celbini talep etmişler ise de İlk derece Mahkemesince ödeme belgesi celp edilmeksizin eksik inceleme ile karar verildiğini, tüm ödemelerin dikkate alınması durumunda müvekkilinin borcunun bulunmadığını, basit bir matematiksel hesap ile fark edileceğini, aslı sunulmamış ve damga vergisinin yatırdığına dair makbuz ibraz edilmemiş sözleşmeye dayalı olarak dava açılamayacağını, sunulan sözleşmede başlangıç tarihi ve bitiş tarihi bile bulunmadığını, davacı talebine dayanak yaptığı faturaların sunduğu sözleşme ile ilişkisini ispat edemediğini, müvekkilinine yüklenen edimin ifası için de tarih bulunmadığını, bu nedenle edimin yerine getirmeyen tarafın diğer taraftan bir talepte bulunmasının mümkün olmadığını, çünkü davacı tarafın sözleşmenin 6.5maddesine istinaden teminat mektubu çek sunma yükümlülüğünü yerine getirmediğini ayrıca herhangi bir ödeme planı sunmadığını, yapılan iş ve işlemlere herhangi mutabakat ve maliye ilişkisini sunmadığını, davacının taleplerinin likidite olmadığını yapılan yargılama sonucunda belirlenebileceğini, bu nedenle icra inkar tazminatının hatalı olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Antalya 2. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacının davalı hakkında cari hesap ekstresine dayalı olarak düzenlediği faturaları takibe dayanak kılarak 44.178,37 TL asıl alacak 246,85 TL ihtar protesto masrafı olmak üzere toplam 44.425,23 TL alacağın tahsili için genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinin 15/11/2018 tarihinde başlattığı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş sayılı ihtiyati haciz kararının alındığı ödeme emri tebliğ edilemeden davalının vekili ile aracılığıyla 03/12/2018 tarihinde borca ve yetkiye itiraz ettiği eldeki davanın yasal süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı taraf her ne kadar aslının sunulmadığı gerekçesiyle sözleşmeye itirazda bulunuş ise de, sözleşme altındaki imzanın davalıya ait olmadığına dair bir itirazının bulunmadığı sözleşme içeriğine göre 10.000 kişilik spor salonu, kamera turnike sistemi, koltuk yönlendirme ve numaralandırılması işinin danışmanlığının davacı tarafın yapacağı anlaşılmaktadır.
Kural olarak faturada belirtilen mal veya hizmetin teslimini ispat davacı üzerinde olup, davalı taraf ödeme savunmasında bulunmakla mal veya hizmetin tesliminin gerçekleştiği kabul edilip ispat yükü ödeme savunmasında bulunan davalının üzerine geçmektedir.
Dairemizin ihtiyati haczinin reddine ilişkin İlk derece Mahkemesinin istinafı üzerine verdiği 13/06/2019 tarih … Esas, … karar sayılı kararında da belirtildiği üzere davalı tarafça sözleşme ve ticari ilişki reddedilmediğinden sözleşmedeki yetki şartı ve TBK 89.maddesi nazara alınarak Antalya İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğu görülmekle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
İlk Derece Mahkemesince davacı taraf dava dilekçesinde irsaliyeli faturalara ve bilirkişi incelemesine dayandığından HMK 31.madde gereğince ve mahkemenin davayı aydınlatma hükmü gereğince tarafların ticari defterlerinin incelenmesine yönelik ara karar kurulmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
İlk Derece Mahkemesince Mali Müşavir bilirkişiden alınan kök ve ek raporda özetle, davacının defterine göre davalının takip tarihi itibariyle 38.528,17 TL alacaklı olduğu cari hesapta gösterilen miktardaki farkın ise davalının 5.650,00 TL ödemesinin takipte gösterilmemesinden kaynaklandığının belirtildiği, takibe konu alacak bakiyesinin 29/06/2018 tarihli … nolu faturadan kalan bakiye olduğu, davalının 2018 yılı BA’sında 3639 nolu faturayı vergi dairesine bildirdiği, davalı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde ödeme dekontlarını sunduğu 06/12/2019 tarihli celsede de sunmuş olduğu ödeme belgeleri dışında başkaca bir ödeme belgesinin bulunmadığını beyan ettiği, faturaya dayalı alacağın likit ve belirlenebilir olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde İlk Derece Mahkemesince 38.528,17 TL yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı davalı vekilinin istinaf taleplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken— TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince davalı tarafından peşin yatırılan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince davalıya iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve 362/1-a maddesi gereğince dava değeri 78.630,00 TL’nin altında olduğundan KESİN olmak üzere karar verildi.18/10/2021

….