Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1187 E. 2021/1744 K. 18.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 26/11/2019
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 18/10/2021

Taraflar arasındaki İtirazın İptali davasının yargılaması sonucunda verilen kararın süresi içinde davalı vekilince istinaf edilmiş olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davacı şirket tarafından alacağın tahsili amacıyla Antalya 4.İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının haksız olarak yetkiye ve borca itiraz etmesi sebebi ile takibin durduğunu, icra takibine konu alacağın para alacağı olduğunu, Borçlar Kanunu’na göre para borçlarının götürülecek borçlardan olduğunu, davacı şirketin şirketin ikametgahının Antalya olduğu bu haliye yetkili İcra Müdürlüklerinin de Antalya İcra Müdürlükleri olduğunu, para borçlarınının alacaklının ikametgahında ödeneceğine dair Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.02.2005 tarih 2005/19-63 Esas -2005/61 Karar sayılı emsal kararını dilekçeleri ekinde sunduklarını beyanla borçlu davalının icra takibine yaptığı itirazının iptaline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, davalı şirketin ikametgahının Ankara olup HMK’nın genel yetki hükümleri uyarınca yetkili icra dairesi ve yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olan Ankara İcra Daireleri ve Ankara Mahkemeleri olduğunu, takibin yetkisiz Antalya İcra Dairelerinde yapılmış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, TBK 89/1. Maddesinin uygulanması imkanının bulunmadığını, ilgili maddenin uygulanabilmesi için taraflar arasındaki hukuki ilişkinin öncelikle ispatlanması gerektiğini taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi yahut başkaca ticari ve hukuki hiçbir sözleşmesel ilişki bulunmadığını bu sebeple TBK m. 89/1’in uygulama imkanını olmadığını, takip dayanağı olarak gösterilen cari hesap ve fatura nedeniyle davalının davacı şirkete hiçbir borcununun olmadığını, TTK m. 89 hükümleri uyarınca cari hesap sözleşmesinin yazılı olarak yapılmasının yasal zorunluluk olduğunu, ancak taraflar arasında yazılı cari hesap sözleşmesi bulunması halinde hesap kesilmeden alacağın talep edilemeyeceğinin de TTK 98. maddesinin amir hükmü olduğunu, …’in halihazırda …’nun şirketlerinin de mali müşaviri olup, bu şahıslar hakkında Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının … hazırlık sayılı dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, … ve … davalı şirketin kurucu ortakları olup, …’nun aynı zamanda davalı şirketin kuruluşundan (06.11.2009) 30.11.2012 tarihine kadar yönetim kurulu başkanı olarak görev yaptığını, … ve … 30.11.2012 tarihinde hisselerini ve yetkilerini devrettiklerini, bu tarihten itibaren davalı şirket ile bir ilişkilerinin kalmadığını, TMK 6.maddesi gereğince alacaklı olduğunu iddia eden tarafın iddiasını yazılı ve hukuka uygun delillerle ispatlamasının zorunlu olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde delil olarak dayandığı cari hesap ve ticari defterlerin açıkladıkları nedenlerle hukuka aykırı delil olduğundan değerlendirmeye alınmaması gerektiğini savunarak haksız, yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, buna göre tarafların bir kısmı usulüne uygun, bir kısmı ise usulüne uygun olmayan ve kendi aleyhlerine delil teşkil eder nitelikteki ticari defter ve belgelerine göre, özellikle davalının 2012 yılı ticari defter ve belgelerine göre davacıya 915.470,88 TL borçlu olduğu, davacının da 2012 yılı ticari defter ve belgeleri ile 2015 yılı ticari defter ve belgelerine göre davacıdan alacaklı olduğu gerekçesiyle bu alacağın 450.000,00 TL’lik kısmının tahsili amacıyla takip başlatmakta haklı olduğunun kabulü ile alınan denetimine elverişli bilirkişi kök ve ek raporları da dikkate alınarak davacının davasının kabulüne, dava konusu somut olayda para borcu olan alacağın likit hesaplanabilir nitelikte olduğu davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; taraflar arasında cari bir hesap sözleşmesi yahut başkaca hiçbir ticari ve hukuki sözleşme ilişki bulunmadığında TBK’nın 89/1.maddesinin uygulanma imkanın bulunmadığını, mahkemenin taraflar arasındaki ticari ilişkinin mevcut olduğunu, ticari defterlere göre davacının alacaklı olduğu yönündeki kabulünün hukuka aykırı olduğunu, davacının ihtiyati haciz talebinin 07/01/2013 tarihinde yapılan cari hesap mutabakat belgesi olarak adlandırılan bir belge niteliğinde bu belgenin müvekkili şirketin sözleşmeli mali müşaviri tarafından düzenlendiği, borçlu şirket ile mutabakatları düzenleyen mali müşavir … arasında akdedilen iş sözleşmesinin dilekçe ekinde sunulduğu ve aslının kendilerinde olduğunun bildirildiğini belge incelendiğinde … tarafından imzalanan hesaplar arasında muavin dökümü olduğu yazılı belge ile yine … davacı şirketin hakim ortağı ve yönetici olan aynı zamanda müvekkili şirketin eski ortağı olan … arasında imzalanan Serbest Muhasebeci Mali Müşavir sözleşmesi olduğunun görüldüğünü, bu belgenin … tarafından müvekkili şirket namına imzalandığını, …’in de hali hazırda … mali müşaviri olup bu şahıslar hakkında Antalya C.Başsavcılığının … hazırlık dosyası ile suç duyurusunu bulunduğunu, nitekim … … davalı şirketin kurucu ortakları olduğunu, … aynı zamanda davalı şirketin kuruluşundan 09/11/2012 tarihine kadar yönetim kurulu başkanı olarak görev yaptığını, … ve … 30/11/2012 tarihinde hisselerine ve yetkilerini devretmesiyle davalı şirket ile bir ilişkilerinin kalmadığını, … davalı şirketin hakim ortağı ve yetkilisi olduğunu, …’in de hali hazırda … şirketlerin mali müşaviri olduğunu, mutabakat belgesi olarak adlandırılan bu belge ile davalı şirketin davacı şirkete sözde borçlu olduğuna dair … tarafından imza atıldığını, ticari defterlerde bu hareketin yer almış olması ihtimalinde davacı şirket yetkili ve hakim ortağının resmi belgede sahtecilik suçunu işlemiş olduklarının anlaşılacağını çünkü davalı şirketin davacı şirket ile hiçbir ticari ticari ilişki ve borcunun bulunmadığını, kaldı TTK 395.madde gereğince yönetim kurulu üyesinin genel kuruldan izin almadan kendisi veya başkası adına şirket ile ilgili borçlandırıcı işlem yapamayacağını, davalı şirket defterlerinde … tarafından mahkemeye teslim edildiğinin görüldüğünü, ceza soruşturmasının sonucu beklenmeden hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR : Uyuşmazlık, davacı tarafça, cari hesap alacağına dayalı olarak yapılan ilamsız takip talep edilen alacağının olup olmadığı, davalı borçlunun yetki ve borca itirazında haklı olup olmadığı, hususlarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
1-Beyan dilekçeleri,
2-Dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, İtirazın iptali istemine ilşkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İlk Derece Mahkemesince tarafların ticari defterleri üzerinde yaptırılan inceleme sonucunda davalının 2012 yılı defteri kebirine göre davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davalı şirketin eski ortakları olduğu belirtilen … ve …’in davacı şirketinde temsilcisi ve muhasebecesi oldukları davalının bu şahısların ortak oldukları dönemde defterleri aleyhlerine olacak şekilde tuttukları iddiasında bulunduğu bu iddianın dosyasının esasına etki edecek nitelikte olduğu hususları gözetilerek gerekirse Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyasının sonucu beklenip oluşacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken bu dosyanın eldeki davaya etkisi gerekçeli kararda tartışılıp değerlendirilmeden karar verilmesi hatalı olmuş olup, davalı vekilinin istinaf talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 26/11/2019 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİne GÖNDERİLMESİNE,
4-İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırıldığından davalı vekilinin diğer istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
5-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan 7.685,00 TL nispi istinaf karar harcının davalıya iadesine,
6-Davalı tarafından istinaf incelemesi için yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 60,50 TL posta gideri olmak üzere toplam ‭209,1‬0 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince davalıya iadesine,
9-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a maddesince kesin olarak karar verildi.18/10/2021