Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1163 E. 2021/1857 K. 28.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 22/01/2020
DAVANIN KONUSU: Alacak
YEREL MAHKEME KARARI : … Şti. yönünden pasif husumet yokluğundan reddine, … Şti. vekili ve …Şti. Yönünden kabulüne,
KARAR YAZIM TARİHİ: 02/11/2021

Taraflar arasındaki alacak davasının yargılaması sonucunda verilen kararın süresi içinde davacı vekili, davalı … A.Ş vekili ve davalı … Şti. Vekilince istinaf edilmiş olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketten akaryakıt satın alan davalı …Şti.nin borcunu ödeyemediğini, ibraz ettiği çekleri zamanında ödeyemeyeceğini bildirerek bankaya ibraz edilmemesi, kendisine yeniden süre tanınması konusunda müvekkili şirket yetkilisini ikna ettiğini, bu nedenle borç tutarı olan 1.285.000,00 TL tutarlı senedi tanzim ederek teslim ettiğini, ancak talep ettiği sürede de borcunu ödeyemeyince bu kez Denizli 2.İcra Müd.lüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine başlanıldığını, önce Denizli 5.İcra Müdürlüğünün … Talimat ve … Talimat sayılı dosyalarından, davalı … şirketinin adresinde haciz işlemleri yapıldığını ve muvazaalı işlemler tespit edildiğini, icra dosyasında üç ayrı adreste haciz işlemleri yapılarak taraflar arasında işyeri devrinin söz konusu olduğuna dair deliller elde edildiğini, borçlu … şirketin 2016 yılı Eylül ayından itibaren müşteri portföyü, çalışanlar vs.nin yavaş yavaş … şirketine devrettiğini, bu devre ilişkin mutabık kalınan hususlarda hazırlanan devir sözleşmesinin … vekili Av… tarafından borçlu şirket yetkilisine 01.10.2016 tarihli mail ekinde gönderildiğini, sözleşme gereği, borçlunun Denizli merkezli tüm Türkiye’deki şubelerine ait mal, malzeme, araç, telefon, demirbaş, işçiler, müşteri portföyü, vs. devralındığını, ancak devir, muvazaalı bir devir olduğundan bu anlaşmanın gizli tutulduğunu, … şirketinin borçlu şirketin milyonlarca tutarındaki borcunu ödemeden malvarlığını … şirketine devrettiğini, bu hususun sözleşmede açıkça yazıldığını, bu sözleşmeyi, 3. şahıs adresinde, borçlu adresinde ve İzmir’deki hem borçlu hem de 3.şahıs tarafından resmi adres olarak kullanılan adreste yapılan hacizler sırasında elde edilen evrakların da desteklediğini, … şirketi ile ilam borçlusu … şirketin müvekkilinin ve diğer alacaklıların alacağını almasını engelleme amacıyla fikir ve işbirliği içerisinde olduğunu, borçlu firmanın devrettiği müşteri portföyünün aylık en az 1.500.000,00 TL gelir sağladığını, bu gelirden alacaklılara ödeme yapılmadan 3. firma …’a aktarılıp, karşılığında borçlu …’e ise komisyon verileceğinin sözleşmeden anlaşıldığını, davalı şirketler arasında organik bağ bulunduğunu, Denizli 2.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından davalılardan 2 ve 3 no’da kayıtlı şirketler yününden ihtiyati haciz kararı verilerek şirketlerin mal varlıklarının haczi ile satış yetkisi verilmesine, tüm davalıların mal kaçırma kastıyla birlikte hareket ederek aslında borçluya ait olan ticari işletme değerlerinden dolayı davalılardan 2 ve 3 numaralı şirketlerin (… Grup) Denizli 2.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından borçlu ile birlikte müştereken ve müteselsilen borçlu olduklarının tespiti ile alacaklarının tahsiline, davalıların kötü niyetinden dolayı %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatının davalılardan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALILARIN SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı … Şti. ve …Şti. vekili, davanın gerekçesinde B.K. 202.md.’ye göre muvazaalı ticari işletme devri iddia edildiği halde alacak davası olarak ikame edilmesinin usulsüz olduğunu, huzurdaki davanın alacak davası olarak ikame edildiğini ancak davacı şirket ile müvekkili davalılar arasında herhangi bir ticari ve hukuki ilişki bulunmadığını, dava dilekçesinin gerekçeler kısmında davalılar arasında işyeri devri bulunduğundan bahsedildiğini, ancak huzurdaki davanın takip borçlusunun borcundan dolayı davacı alacaklı ile müvekkili … şirketleri arasında sanki alacak-borç ilişkisi varmış gibi alacak davası olarak açıldığını, alacak davası olarak tanımlanan ve ikame olunan işbu davanın usulden reddini talep ettiklerini, dava ticari işe bağlı alacak iddiasına dayanmadığından ve muvazaalı devir iddia edilerek davalıların takip borcundan sorumlu olduklarının tespiti ve tahsili istemli olduğundan işbu davaya Denizli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin bakabileceğini, bu nedenle işbölümü itirazlarının bulunduğunu, Denizli 2.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında ödeme emrinin borçlu şirkete 7 Nisan 2017’de tebliğ edildiğini, işbu davanın ise 23 Mart 2017’de ikame edildiğini, dolayısıyla ortada kesin bir takip yok iken aynı takip dosyasına konu borcun tespit ve tahsili için dava açılmasının usulsüz olduğunu, Denizli 2.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dayanağı senedin düzenleme tarihinin 18/01/2017, ödeme tarihinin de 25/01/2017 olduğunu, buna karşılık dava dilekçesinde sözde devrin Ekim 2016’da gerçekleştiğinin iddia edildiğini, dolayısıyla borcun doğumundan, bir başka deyişle senedin düzenlendiği tarihten öncesinde devir yapıldığının iddia edildiğini, bu nedenle iddia olunan sözde devirden sonra oluşan düzenlenen senetten ve takip borçlusunun borcundan ötürü sözde devralan şirketlerin sorumlu tutulamayacağını, icra takibi sonrasında müvekkili davalı … şirketi tarafından Denizli 1.İcra Hukuk Mahkemesinde … Esas sayıda istihkak davası ikame edildiğini, davacı vekilinin işbu davada öne sürdüğü tüm bu iddiaların, müvekkil şirket ile borçlu şirket arasında ilişki bulunup bulunmadığı hususu söz konusu istihkak davasının konusu olduğunu, dolayısıyla Denizli 1.İcra Hukuk Mahkemesi … Esas sayılı istihkak davasında tüm bu iddia ve hususları inceleyip karar tesis edeceğine göre işbu davanın açılmasında ayrıca bir hukuki menfaat bulunmadığını, bu nedenle derdest olan istihkak davası nedeniyle işbu davanın esasa girilmeksizin usulden reddinin gerektiğini, işbu dava istihkak davası olmadığından ya da talepler İcra İflas Kanununa dayandırılmadığından, takibin tedbirle veya başka sebeplerle tümünün durmasına sebebiyet verilmediğinden davacının İİK’da öngörülen kötüniyet tazminatını talep etmesinin hukuki gerekçeden yoksun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şti. vekili, müvekkili … Şirketinin 1992 yılında kurulduğunu, 2008 yılına kadar birçok yurtiçi kurye, yurtdışı kurye, yurtiçi kargo ve toplu dağıtım firmalarının Denizli acenteliklerini yaptığını, 2008 Eylül ayında, 20 personel 7 özmal araçla ve 70.000,00 TL aylık ciroyla İstanbul Avrupa yakası, Bursa, İzmir illerinde şubeler açıldığını ve Denizli müşterilerinin desteği ile bu iller arasında nakliye işi yapılmaya başlandığını, 2016 yılına gelindiğinde yani 8 yılda, 54 araç, 2.000.000,00 TL aylık cirosu olan, 250 sigortalı olmak üzere taşeron ve acenteleri ile birlikte 370 kişiye ekmek kapısı sağlayan bir firma durumuna geldiğini, ancak 13.05.2016 ve 28.07.2016 tarihlerinde tedarikçisi … Lojistik firmasının sahip olduğu dorselerdeki müşteri mallarının yanması sonucu şirketin 1.200.000,00 TL’lik zarara uğradığını ve finansal ortak arayışına girdiğini, bu dönemde … Group ile yapılan görüşmeler sonucunda firmalarından ayrıntısı cevap dilekçesinde maddeler halinde yazılı olan verilerin paylaşımının istendiğini, son tahlilde, 40 ay boyunca ayda 75.000,00 TL’lik bedel ödeneceği söylenerek 3.000.000,00 TL fiyatta uzlaşıldığını, 40 adet aracın … tarafından şoförlü olarak …’den kiralanacağı ve 20 ayda, ayda iki araç devre dışı kalacak şekilde planlama yapılacağının söylendiğini, firmalarında çalışan ve hem … çalışmak isteyen ve aynı zamanda … ve … kabul edeceği … personellerinin istifaları alınarak kıdem tazminatlarının … tarafından ödeneceği konusunda anlaşıldığını, firmalarında çalışan … çalışmak istemeyen veya çalışmak istese de … tarafından çalışması istenilmeyen … personelleri için kıdem tazminatları konusunda … tarafından verilen senetlerin …’in hakedişinden düşülerek ödeneceği konusunda mutabık kalındığını, …’e ait demirbaş, makine teçhizat ve elektronik eşyaların da … tarafından belli bir bedelle alınacağı konusunda da anlaşıldığını, müvekkili şirket alacaklılarının …’a ulaşması ve yapılan hacizler neticesinde, tüm malvarlıklarını devrettikleri diğer davalının kendisinden alacakları olan 2.850.000,00 TL’lik alacaklarını bloke ettiğini ve firmalarının tamamen borçlarını ödeyemez hale gelmesine sebep olduğunu, 75.000,00 TL x 40 ay ödemenin 4 er aylık çeklerle ödenmesinden muvazaaya girer düşüncesiyle vazgeçildiğini ve firmalarının zor durumda bırakıldığını, özetle 25 yıllık birikimle ve emekle elde edilmiş müşteri listesi ve malvarlığının bu şekilde …’a verildiğini, bunun karşılığında ödenme sözü verilen 3.000.000,00 TL sından sadece 150.000,00 TL’nin ödendiğini, geri kalan miktarın ise bloke edildiğini, bu hususun bir tümden şirket devri olup olmadığının takdirinin sayın mahkemenin olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalıların ticari defter ve kayıtlarını inceleyen bilirkişi raporlarından anlaşıldığı üzere; şirketlerin hakim ortakların birbirlerinden farklı olduğu ve ilişkilerinin bulunmadğı tespit edilmiş ise de; davalı şirketlerin sicilde kayıtlı merkez adresleri ayrı olmakla birlikte faaliyet konuları aynı olan davalılar … İç ve Dış Ticaret Şirketi ile davalı … Şirketinin, İzmirde bulunan şube adreslerinin aynı olduğu, aynı adreste faaliyette bulundukları … İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti firmasından ayrılan çalışanların birçoğunun … firmasında işe alındıkları, buna ilişkin hizmet bordrolarının görüldüğü, davalı … İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti ile davalı … şirketi arasındaki dosyaya sunulu e-mail yazışmalarında da; personellerden verimli bulunan ve çalışmak isteyenlerin hizmet akitlerinin devam edebileceği bildirildiği, davalı firmaların ticari defterlerinde kayıtlı müşteriler hesapları ve dosya içinde bulunan … Şirketinin sahip olduğu müşteri portföyü incelendiğinde; 2016 yılı Kasım ayından itibaren başlamak üzere, … Şirketinin müşterilerinin tamamına yakını ile davalı firmaların cari hesap çalışmasının başladığı, … Şirketinin müşterilerine yönelik yapılan mal satışları ve buna ait tahsilatların yine davalı … Firmalarının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı grup firmalarının net satışlarının Kasım 2016 ve Şubat 2017 dönemleri arasında artış gösterdiği, davalı … Şirketininin ise, faaliyetini sonlandırmış olduğu hususları göz önünde bulundurulduğunda; … Şirketinin ekonomik bütünlüğünün, yoğun olarak davalı şirketlerden … Kargo Şirketinde devam ettiği, ekonomik bütünlüğünün bu Şirkete devredilmiş olduğu, dolayısıyla, … Kargo Şirketi TBK’nun 202.maddesi gereğince … Şirketinin borçlarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, tüm bu hususlar gözönünde bulundurulduğunda; davalı … Şirketi ile … Şirketinin faaliyet konularıda dikkate alındığında, … Şirketinin bir kısım müşteri portföyü ile cari hesap çalışması yapmasının, ekonomik bütünlüğün devamı ve devri olarak değerlendirilemeyeceği, davalı … Depoculuk Şirketinin tüzel kişiliğinin diğer davalı firmalardan ayrı olduğu düşünüldüğünde; davalı … Depoculuk Şirketine husumet yöneltilemeyeceği gerekçeleriyle, bu davalı yönünden, pasif husumet yokluğundan dolayı davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davacı vekili, davalı … A.Ş vekili ve davalı … Şti. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalıların birlikte borçlu … Şti.’nin alacaklılarından mal kaçırdıklarını, … Şti.’nin alacaklılarını dolandırdıklarını, davalı şirket yetkililerinin de … Şti.’ne ait tüm müşterileri edindiği itibariyle … Şti. yetkililerini de dolandırarak şirketin üzerine konduklarını, Ticaret Sicil de devir ilanının yapılmamasının normal olduğunu, çünkü devrin muvazaalı ve gizli yapıldığını, farklı mahkemelerde davalı şirketler aleyhine kararlar verildiğini, … Mah. … Sok. No:… Denizli adresinde sipariş alınıp … Şti.’ne ait yükleme yapıldığını, … Şti.’nin bu adreste faaliyet göstermediğini, bu adreste … şirketinin faaliyet gösterdiğini, ilk derece mahkemesi kararının … şirketi yönünden yerinde olmadığını, istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Davalı … A.Ş vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili firmanın 2015 yılından itibaren faaliyet gösterdiğini, 300’ün üzerinde çalışanının bulunduğunu, … Ltd. Şti. ile aralarında herhangi bir organik bağ bulunmadığını, … Şti. ile aralarında bir devir sözleşmesi bulunmadığını, müvekkili şirketin birçok yerde şubesinin bulunduğunu, merkez adreslerinin ayrı olduğunun mahkemece de kabul edildiğini, işletmenin bir bütün olarak devralındığından bahsedilemeyeceğini, yerel mahkemenin tüm şube varlıklarının devredilip devredilmediğini araştırmadığını, İzmir şubesinin işletmenin esaslı bir kısmını teşkil edip etmediği konusunda da bir araştırma yapmadığını, davalı grup şirketlerince herhangi bir araç veya demirbaş alımının … Şti.’ne yapıldığına dair muhasebe kaydının bulunmadığını, işçi geçişleriyle ilgili mahkeme tespitinin SGK kayıtlarıyla örtüşmediğini, 250 adet sigortalı çalışandan sadece 10 adedinin geçtiğini, bu sayının uzmanlık bakımından da çoğunluğa tekabül etmediğini, davacının mail çıktısı delilleri hakkında mahkemece yeterli araştırmanın yapılmadığını, … Şti.’ne ait müşterilerden 247’si ile önceden de ilişkilerinin bulunduğunu, 6.150 kişiden oluşan müşteri portföyü gözönüne alındığında 96 müşterinin önem arzetmediğini, taraflar arasında yazılı bir devir sözleşmesi de bulunmadığını, yazılı sözleşme bulunsa dahi sözleşmenin hayata geçtiğine dair yönelik bir olgunun bulunmadığını, ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Davalı … Şti. vekili istinaf dilekçesinde; ilk derece mahkemesince aleyhlerine maktu vekalet ücreti hükmedildiğini, ancak vekalet ücretinin nispi vekalet ücreti olması gerektiğini, istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Uyuşmazlık, davalı şirketler arasında organik bağ bulunup bulunmadığı, davalı … Şti.’nin davalılar tarafından işyeri devri suretiyle devralınıp devralınmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLER:
1-Beyan dilekçeleri,
2-Sicil kayıtları,
3-Denizli 2. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası,
4-Denizli 1. İcra Hukuk Mahkemesinin … ve … Esas sayılı dosyaları,
5-İzmir 5.İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası,
6-Bursa 4.İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası,
7-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası,
8-Bilirkişi raporu,
9-Dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, ticari satımdan kaynaklı davalı şirketler arasında organik bağ ve işyeri devri yapıldığı iddiasına dayalı alacak davasıdır.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın davalı … Şirketi yönünden pasif husumet yokluğundan reddine, davalılar … Şti. ile … Şti. yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
1-Davacı vekilinin istinaf incelemesi yönünden; davacı vekili, davalı … Şti. ile … Şti. arasında organik bağ bulunduğunu, … Mah. … Sok. No:…Denizli adresinde sipariş alınıp … Şti.’ne ait yükleme yapıldığını, … Şti.’nin bu adreste faaliyet göstermediğini, bu adreste … şirketinin faaliyet gösterdiğini istinaf sebebi olarak ileri sürmektedir.
Temel hukuk kurallarının en önemlilerinden bir tanesi alacak haklarının nisbiliği ilkesidir. Alacak hakkı ancak hukuki ilişkinin tarafları arasında ileri sürülebilir. Kural olarak borç ilişkinin dışında bir başka gerçek ya da tüzel kişiye karşı borç ilişkisinden doğan alacak hakkı ileri sürülemez. Ticaret şirketlerinde ise sınırlı sorumluluk ilkesi ayrı ve bağımsız malvarlığı oluşumunu yaratmaktadır. Ticaret şirketlerinde sınırlı sorumluluk ya da ayrı malvarlığı ilkesinin alacaklıların menfaatlerine zarar verecek şekilde kötüye kullanılması durumunda alacaklıların hak ve menfaatlerini korumak için Kıta Avrupası ve Anglo-Sakson hukuk sistemlerinde “Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması Teorisi” geliştirilmiş ve tüzel kişiliğin arkasına sığınarak durumu kötüye kullanan ortakları ve üçüncü kişileri sorumlu tutma imkanı getirilmiştir. Teorinin amacı, hakkaniyet gerektirdiği zaman tüzel kişilik perdesinin arkasına sığınılmasının önlenmesidir. Teorinin uygulanmasının yasal dayanağı olarak dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağını düzenleyen MK’nın 2. maddesi kabul edilmektedir. Tüzel kişiliğin varlığı asıl olup borcun yükümlüsü olan bir tüzel kişilik bulunmakta iken şirketin ortaklarına ya da başka bir şirkete karşı bu borçtan dolayı yönelinemeyecektir. Ancak tüzel kişiliğin kötüye kullanıldığı bazı istisnai hallerde tüzel kişilik perdesi aralanmak suretiyle gerçek ya da tüzel kişi ortakların ve üçüncü kişilerin sorumluluğu cihetine gidilebilecektir. Başka bir anlatımla perdeyi aralama teorisiyle birlikte tüzel kişinin borcundan üçüncü kişilerin, üçüncü kişilerin borcundan tüzel kişinin özdeş kılınarak sorumlu tutulması mümkün olabilecektir.
Dosya kapsamı içerisindeki bilirkişi raporunun incelenmesinden, davalı … Şirketi ile … Şirketinin faaliyet konularıda dikkate alındığında, … Şirketinin bir kısım müşteri portföyü ile cari hesap çalışması yapmasının, ekonomik bütünlüğün devamı ve devri olarak değerlendirilemeyeceği, davalı …Şirketinin tüzel kişiliğinin diğer davalı firmalardan ayrı olduğu düşünüldüğünde; davalı … Şirketi ile … Şirketi ve … Şti. arasında organik bağ bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin bu husustaki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
2-Davalı … A.Ş vekilinin istinaf incelemesi yönünden; dosya kapsamının incelenmesinden, davalı şirketlerin sicilde kayıtlı merkez adresleri ayrı olmakla birlikte faaliyet konuları aynı olan davalılar … Şirketi ile davalı … Şirketinin, İzmirde bulunan şube adreslerinin aynı olduğu, aynı adreste faaliyette bulundukları … Şti firmasından ayrılan çalışanların birçoğunun … firmasında işe alındıkları anlaşılmaktadır.
Buna ilişkin hizmet bordrolarının görüldüğü, davalı … Şti ile davalı … şirketi arasındaki dosyaya sunulu e-mail yazışmalarında da; personellerden verimli bulunan ve çalışmak isteyenlerin hizmet akitlerinin devam edebileceğinin bildirildiği, davalı firmaların ticari defterlerinde kayıtlı müşteriler hesapları ve dosya içinde bulunan … Şirketinin sahip olduğu müşteri portföyü incelendiğinde; 2016 yılı Kasım ayından itibaren başlamak üzere, … Şirketinin müşterilerinin tamamına yakını ile davalı şirketin cari hesap çalışmasının başladığı anlaşılmaktadır.
… Şirketinin müşterilerine yönelik yapılan mal satışları ve buna ait tahsilatların yine davalı … Firmalarının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı grup firmalarının net satışlarının Kasım 2016 ve Şubat 2017 dönemleri arasında artış gösterdiği, davalı … Şirketininin ise, faaliyetini tümüyle sonlandırmış olduğu hususları göz önünde bulundurulduğunda; … Şirketinin ekonomik bütünlüğünün, yoğun olarak davalı şirketlerden … Kargo Şirketinde devam ettiği, ekonomik bütünlüğünün bu Şirkete devredilmiş olduğu, dolayısıyla, … Kargo Şirketi TBK’nun 202.maddesi gereğince de … Şirketinin borçlarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
3-Davalı … Şti. vekilinin istinaf incelemesi yönünden; müvekkili yönünden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür.
Davacı, davalı şirketler arasında organik bağ bulunduğunu, … Şirketinin aktif mal varlığının önemli kısmının davalılar tarafından devralındığını, bunun da iş yeri devri niteliğinde olduğunu ileri sürerek, alacağının davalılardan tahsilini talep etmektedir.
İlk derece mahkemesince … Şti.’nin diğer davalı şirketlerden bağımsız tüzel kişiliği olduğu, şirketler arasında organik bağ bulunmadığı gibi işyeri devrinin de söz konusu olmadığı kabul edilmiştir. İlk derece mahkemesince davalı … Şti. yönünden davanın esastan reddi gerekirken usulden reddedilmesi yerinde olmadığından davalı şirket vekilinin bu husustaki istinaf sebebi oy çokluğuyla yerinde görülmüştür.
Davalı … Şti. yönünden davanın esasınada girilerek karar verildiği halde HMK’nın 297. Maddesine aykırı olacak şekilde hüküm kısmında pasif husumetten red kararı verilmesi doğru değildir. Gerekçe ile hüküm arasındaki bu çelişki 355. maddeleri gereğince re’sen dikkate alınmıştır. Buna göre, esastan red karar verilmesi ile nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir. Ayrıca vekalet ücretinin taraf vekillerine ilişkin olarak hükmedilmesi de doğru değildir. Bu husus da Dairemizce HMK’nın 355. Maddesi gereğince re’sen gözetilerek düzeltilmiştir.
Sonuç olarak, yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin, (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı … A.Ş vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine, (3) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı … Şti. vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı … A.Ş vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
3-Yukarıda (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı …Şti. vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
4-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/01/2020 tarih ve … Esas, … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
1.a-Davacının davalı … Şirketi aleyhine açtığı davanın REDDİNE,
b-Davalı …Şti. kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 7/1 maddesi gereğince dava değeri üzerinden hesaplanan 77.961,66 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … Şirketi’ne ödenmesine,
c-Davacının davalı … Şti. için yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
d-Davalı … Şti. tarafından yapılan 50,00 TL tebligat giderinin davacıdan alınarak davalı … Şti.’ne verilmesine,
2-a. Davacının davalılar … Şti. ile … Şti. aleyhine açtığı davanın kabulü ile, Denizli 2. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasına konu 1.285.000,00 TL asıl alacak, 4.805,55 TL işlemiş faiz, 527,70 TL ihtiyati haciz vekalet olmak üzere toplam 1.290.333,25 TL alacaktan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının tespiti ile asıl alacağa takip tarihinden avans faizi uygulanmak suretiyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,
b. Koşulları oluşmadığından kötüniyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
c-Alınması gerekli 88.142,66 TL nisbi karar ve ilam harcından peşin alınan 21.996,29 TL harcın mahsubu ile bakiye 66.146,37 TL harcın davalılar … Şti ile davalı … Şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsiliyle hazineye irad kaydına,
Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/07/2020 tarih ve … Esas – … Karar sayılı, … Harç sayılı Harç Tahsil Müzekkeresinin İPTALİNE,
d-Davacı tarafından yatırılan 21.944,59 TL peşin harç, 31,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 21.975,99 TL harcın davalılar … Şti ile davalı … Şirketinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
e-Davacı tarafından yapılan 288,00 TL tebligat gideri, 1.000,00 TL talimat gideri, 1.000,00 TL bilirkişi gideri, 254,40 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.542,40 TL yargılama giderinin davalılar … Şti ile davalı … Şirketinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
f-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. uyarınca dava değeri üzerinden hesaplanan 77.961,66 TL vekalet ücretinin davalılar … Şti ile davalı … Şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya ödenmesine,
g-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince davacıya iadesine,
5-Davacının istinaf incelemesi yönünden;
a-Davacının istinaf başvurusu reddedildiğinden 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
b-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
c-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davacıya iadesine,
d-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalılar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davalı … A.Ş’nin istinaf incelemesi yönünden;
a-Davalı … A.Ş’nin istinaf başvurusu reddedildiğinden 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 88.142,66 TL nispi istinaf karar harcından peşin alınan 22.035,67 TL harcın mahsubu ile bakiye 66.106,99 TL harcın davalı … A.Ş’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
b-Davalı … A.Ş’nin istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
c-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davalı … A.Ş’ne iadesine,
d-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Davalı … Şti.’nin istinaf incelemesi yönünden;
a-Davalı … Şti.’nin istinaf başvurusu kabul edildiğinden 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan 54,40 TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde davalı … Şti.’ne iadesine,
b-Davalı … Şti. tarafından istinaf incelemesi için yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 84,60 TL posta gideri olmak üzere toplam 233,20 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … Şti.’ne verilmesine,
c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı … Şti. lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Taraflarca yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince taraflara iadesine,
9-Kararın Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oyçokluğuyla 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-2 bendi gereğince aynı kanunun 361/1 maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 28/10/2021

AZLIK OYU

Davalı … şirketi vekilinin istinaf dilekçesinde açıkça müvekkili hakkındaki davanın esastan reddine karar verilmesi gerekir şeklinde bir istinafı bulunmamaktadır. Davalı vekilinin müvekkili için nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği yönündeki istinafının kendileri hakkındaki davanın esastan reddi gerektiği şeklinde genişletilerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve … Şirketi aleyhine açtığı davanın reddine karar verilmesi HMK 355. Maddesinin 1.cümlesindeki istinaf incelemesinin istinaf sebepleriyle sınırlı yapılması ilkesine aykırı olduğundan, İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinafın reddi düşüncesiyle çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.