Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1145 E. 2021/1739 K. 18.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 11/09/2019
KARARI: (Kabul)Tam Kabul
YEREL MAHKEME KARARI
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 02/11/2021

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde davalı vekilince istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; müvekkili …’ın , Türkiye’nin önde gelen elektrik üretim ve satım lisansına sahip elektrik tedarikçilerinden olup elektrik piyasası mevzuatı ve ikili anlaşmalar çerçevesinde serbest tüketicilere elektrik tedarik ettiğini, 2011 ve 2012 yıllarında müvekkilinden elektrik tedarik eden Antalya ilinde kurulu dava dışı … A.ş’nin İstanbul 39. Asliye Ticaret Mahkemesi … esas sayılı dosyasında 31/01/2011-30/04/2012 tarihleri arasında ödediği faturalarda yer alan kayıp kaçak bedellerinin iadesi talepli alacak davası açtığını, söz konusu kararın taraflarınca temyiz edilmiş ise de, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21/05/2014 tarih, … Esas, … Karar sayılı kararı ile H.G.K’nun 17/12/2014 gün … Esas, … sayılı karar düzeltme kararlarında belirtildiği üzere kayıp kaçak bedelinin tahsil edilemeyeceği gerekçesi ile Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığının … esas … Karar sayılı ilamı ile onandığını, verilen “Onama” kararına karşı taraflarınca bu sefer de “Karar Düzeltme” yoluna gidildiği ancak Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığının … esas, … karar sayılı ilamı ile karar düzeltme talepleri reddedilerek yerel mahkeme kararının 21.04.2016 tarihinde kesinleştiğini, dava dışı … A.ş’nin İstanbul 39. Asliye Ticaret Mahkemesi … esas sayılı kararı ile Yatağan İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasından müvekkiline ilamlı takip yaptığını ve sunulan tahsilat ve reddiyat makbuzlarından da görüleceği üzere dosyaya müvekkili tarafından toplam 146.251,12 TL ödendiğini, bilindiği üzere, müvekkili gibi üretim ve serbest tedarik şirketleri son kullanıcıya sattıkları elektriğin bedeli üzerinden kanunda belirtilen ve EPDK kararları ile somutlaştırılan Kayıp Kaçak, KDV, TRT payı, sayaç okuma bedeli, enerji fonu gibi kesintileri faturaya ekleyerek müşteriye yansıtmadıklarını ve topladıkları bu miktarları bahsi geçen kesintileri aktarmaları zorunlu olan kuruma aynen iletildiğini belirterek sonuç olarak haksız itirazın iptaline, takibin devamına, haksız itiraz eden borçlu aleyhine alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmolunmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili özetle; davayı taraflarına ihbar etmeyen tarafın, kendi kusuru ile ödemek zorunda kaldığı tüm alacak kalemlerini hiçbir ayrım gözetmeksizin müvekkili şirketten talep etmesinin mümkün olmadığını, özellikle davacının kendisine icra takibi başlatılmasına sebep olduğu, alacağa faiz ödemek zorunda kaldığı ve bunlardan müvekkil şirketin sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddine, takipte haksız ve kötü niyetli olan davacı aleyhine alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi tarafından; “… 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunun 67/2 maddesi uyarınca İcra inkar tazminatına hükmedilmesi için öncelikle usulüne uygun olarak geçerli bir icra takibinin yapılması, borçlunun süresi içerinde ödeme emrine itiraz etmesi, itirazın iptali davasının 1 yıllık süre içerisinde açılması ve borçlunun haksızlığına karar verilmesi gerekir. Dosya kapsamında geçerli bir icra takibinin bulunduğu, 7 günlük itiraz süresi içerisinde davalının ödeme emrine itiraz etmiş olduğu ve yine itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. Borçlunun haksızlığından kasıt ise alacak miktarının likit yani belirlenebilir olmasıdır. Borçlu şayet alacak miktarını belirlemek için bütün unsurları biliyor ise alacak likit sayılır. Ayrıca borçlunun icra takibine kötü niyetle itiraz etmesi şartı kanunda aranmamıştır. Somut davada iptal edilen poliçe bedelleri ve çekle yapılan fazla ödemenin iadesine ilişkin olmasına göre alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına da hükmedilmesine…” karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil şirket de EPDK tarafından belirlenen bedelleri zorunlu olarak tahsil ettiğini, dava konusu fatura kalemlerinin tahsil edip etmeme noktasında dağıtım şirketlerinin herhangi bir insiyatifinin olmadığını, bu bedellerin EPDK tarafından belirlenen ve lisans sahibi şirketlerin uymakla yükümlü olduğu tarifelere dayandığı, söz konusu bedellerin tahsil edilmesi noktasında müvekkil dağıtım şirketini davacı tedarik şirketi gibi aracı konumunda olduğunu, müvekkil şirketin bilgisi dışında hedef kayıp kaçak oranları üzerinde tahsilat yapıldığını, bu hususun davacının kendi kusurundan kaynaklandığını, davacı tarafın ilgili esas dosyayı ihbar etmemesi nedeniyle savunma argümanlarının ileri sürülemediğini, davayı ihbar etmeyen davacının kendi kusuru ile ödemek zorunda kaldığı yargılama gideri ve vekalet ücreti gibi giderleri müvekkil şirketten talep edemeyeceğini, alacağın likit olmadığını, müvekkil şirketin kötü niyetli olmadığını, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığını beyanla usul ve yasaya uygun olmayan ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, davacı şirket tarafından İstanbul 39. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı ve … karar sayılı ilamı nedeniyle dava dışı … Aş’ye ödemek zorunda kaldığı kayıp kaçak bedellerinin rücuen davalıdan tahsiline ilişkin icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 Sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, dava dışı … Aş’nin İstanbul 39.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında açmış olduğu kayıp kaçak bedellerinin iadesine ilişkin davada, davanın kabulüne karar verilip, kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmesine, kayıp kaçak bedelinin dava dışı şirkete ödenmesine dair kesinleşmiş ilama göre davacı tarafın ödeme yapmasına, davanın üçüncü kişiye ihbar edilmemiş olmasının üçüncü karşıya olan rücu hakkının düşmesini gerektirmemesine, ancak kendisine karşı rücu davası açılan davalı üçüncü kişinin davacının birinci davayı takip etmediği için (kusur nedeniyle) kaybettiğini ispat ederek kendisine karşı açılan rücu davasının kısmen veya tamamen reddini sağlayabilmesine, davayı ihbar etmeyen tarafın kusuru nedeniyle davayı kaybettiğinin ispat yükünün üçüncü kişiye ait olmasına, davanın ihbar edilememesi nedeniyle icra harç, masraf ve faiz yönünden rücu alacağından indirim yapılmasının gerekmemesine (Y. 11.H.D. 2015/13510 Esas 2016/3219 Karar sayılı ilamı) rücuya dayanan davanın davacının kusuru nedeniyle kaybedildiğinin ispatlanamamasına, alacağın likit olup icra inkar tazminatına hükmedilmesinin gerekmesine, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 9.990,41 TL istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 2.498,00 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 7.492,41 TL istinaf karar harcının istinaf eden davalıdan TAHSİLİNE,
3-Davalı vekili tarafından istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgili tarafa İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın Dairemizce taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1. bendi gereğince aynı kanunun 361/1 maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.