Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1105 E. 2021/1667 K. 11.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 06/12/2019
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

Taraflar arasındaki İtirazın İptali davasının yargılaması sonucunda verilen kararın süresi içinde davalı vekilince istinaf edilmiş olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili;
Davacı şirketin işyerinde yaşanan hırsızlık olayı nedeniyle davalı … şirketince hırsızlığa konu elektronik cihazlar …. nolu poliçe kapsamında olduğunu, Antalya 14. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından davalı (borçlu) aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı şirket tarafından takibe ve yetkiye itiraz edildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu, borçlunun itirazında kötü niyetli ve haksız olduğunu, davacı şirkete ait … Mahallesi … Caddesi … Dünya No: … Muratpaşa/Antalya adresindeki … işyerinde 28.02.2017 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayı neticesinde Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı … Soruşturma numarası ile tahkikat başlattıldığını, … adlı işyeri geniş kapsamlı ticari paket sigortası … poliçe numarası ile 12/11/2016 ile 12/11/2017 tarihleri arasında davalı şirket tarafından işyeri hırsızlık ve yangına karşı sigortalı olduğunu, sigorta şirketine yasal süresinde başvuru yapıldığını, sigorta şirketi konu ile ilgili … nolu dosya açıldığını, meydana gelen hırsızlık olayı neticesinde çalınan elektronik aletler sigorta şirketi tarafından sigortalı olup bu çalınan elektronik aletlerin poliçe kapsamındaki teminat miktarları kadar ödeme yapması gerekirken şuana kadar ödeme yapmadığını, davacı şirketin başvurusu yasal sürede sonuçlanmadığı için iş yerine haciz gelmiş ve fiili haciz uygulanmış iş yeri kirası takriben altı aydır ödenmediği için işyeri tahliyesi ile karşı karşıya kalındığını, davacı şirketin daha fazla zarara uğratılmaması ve bu dosyanın bir an önce sonuçlanması için yapmış olduğu yasal başvurular sonuçsuz kalması neticesinden icra takibi başlatıldığını ileri sürerek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili;
Davacı şirketin sigortalı bulunduğu … Mah. … Cad. … No:…Muratpaşa/Antalya adresinde zemin katta bar-gece klubu olarak faaliyet gösteren işyerinde bulunan emtia, demirbaş, dekorasyon, üçüncü şahıs malları, kasa ve muhteviyat ile elektronik cihazlar, poliçede kayıtlı rizikolara karşı yine poliçede belirtilen bedellerle 12.11.2016-2017 vadeli … nolu Ticari Paket Yangın Sigorta Poliçesi ile teminat altına alındığını, hırsızlık teminatı yönünden asgari 1000 USD olmak üzere hasarın %10’u oranında beher hasarda muafiyet uygulanacağı düzenlendiğini, sigorta konusu çalındığı iddia edilen elektronik cihazların sigortalı işletmeye alınışı kaydi olduğunu, cihazların fiilen satın alındığı, işyerine nakledildiği, teslim edildiği, kurulduğu ve riziko tarihinde işletmede olduğu hususları delil durumu itibariyle sabit olmadığını, TTK’nun 1453 kapsamında hukuki yarar olmadığını savunarak davanın reddi talep etmiştir.
Mahkemece, bilirkişi tarafından incelenen davacının ticari defter ve kayıtları ile banka yazışmaları, vergi dairesi yazı cevapları birlikte değerlendirildiğinde dava konusu edilen elektronik eşyaların davacı şirket tarafından hırsızlık olayından önce fatura ile satın alınıp, bedelinin büyük oranda banka havalesi yolu ile ödendiği, şirket defterlerine demirbaş olarak kaydedildiği, davalı şirketle imzalanan sigorta poliçesinde de cihazlara yer verildiği, hırsızlığın gerçekleştiği 28.02.2017 tarihi itibariyle gerek davacı şirket, gerekse de cihazları ikinci el olarak satın aldığı dava dışı şirketler tarafından mal alımı olarak vergi dairesine beyanda bulunulduğu, cihazların boyutları itibariyle hırsızlık tarihinde iş yerinde bulunmalarının mümkün olduğu, buna göre davacının usulüne uygun tutulmuş ticari defter ve kayıtları ile cihazların iş yerinde mevcut olduğunu ispatladığı, iddianın aksi davalı tarafça ispatlanamadığı, buna göre bilirkişi heyeti tarafından da cihazların tespit edilen ikinci el fiyatlarından poliçe gereği % 10 tenzilat yapılarak davacının uğramış olduğu zarar miktarının 1.083.934,15.-TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının Antalya 14. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yönelik itirazının kısmen iptaline, takibin 1.083.934,15.-TL asıl alacak üzerinden ve takipten itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin taleplerin ise kısmen poliçe ile teminat altına alınmaması, kısmen de ispatlanamaması nedeniyle reddine, alacak bilirkişi incelemesi ile tespit edilip likit nitelikte olmadığından tazminat talebinin de reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde;
İlk Derece Mahkemesince sunulan ve celp edilen kapsamları ile örtüşmeyen şekilde hırsızlık sonucu davacının beyan ettiği malların çalındığı kabulü ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, cihazların çalındığına yönelik davacının iddiasını ispatlayarak sigortanın karakol beyanı dışında başkaca bir delilinin olmadığını, iş yeri giriş kapılarında izinsiz girişi dair iz ve emare kameralarda sokağa araç veya bir kişinin giriş çıkışının görülmediğini, poliçe teminatına giren rizikonun gerçekleştiğini, ispat yükünün sigortalıya ait olduğunu, davacının çalındığı beyan edilen malların faturalarının defterlere işlenmesi ve demirbaş kaydının yapılmış olmasının hırsızlık olayı olduğunu göstermeyeceğini, malların satın alındığı belirtilen şirketten malların işletmeye sevk edildiği ve işletmede hazır bulunduğuna ilişkin belgeler yönünden İlk Derece Mahkemesince inceleme yapılmadığını, satıcı görülen şirketin aktiflerinde ödenen bedel tutarında fiili artış yaratmadığını, gerçekte talebe konu mallara ait bedellerin ödendiğinin de sabit olmadığını, söz konusu malların büyüklükleri itibariyle iş yerinden hızlıca indirilmesinin ve tavan arası bölmede istifli olup fark edilmeden çıkartılmasının fiilen mümkün olmadığını, itirazlarını karşılar uzman değerlendirmesi yapılmadığını, ispat hukuku prensiplerine aykırı olarak yeterli uzman incelemesi olmadan rizikonu gerçekletiği davacı tarafça ispat edilemeden davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir.
Somut olayda, davacının kiraladığı …’nin zemin katında bulunan ve zincir kulübü olarak çalıştırdığı iş yerinde 28/02/2017 tarihinde dava konusu elektronik aletlerin hırsızlandığı bu aletlerin davacı tarafça 10/11/2016 tarihinde şirket defterlerine 1.461.679,29 TL tutarında demirbaş olarak kaydedildiği ve bu bedelin 1.442.450,00 TL’lik kısmının ödendiğine ilişkin belgelerin mevcut olduğu olay hakkında başlatılan Antalya Cumhuriyet Savcılığının … soruşturma dosyasının 14/04/2017 tarihinden faillerinin bulunamaması nedeniyle daimi aramaya alındığı, İlk Derece Mahkemesince olay mahallinde yapılan keşif neticesinde aldırılan bilirkişi heyeti raporuna göre de, dava konusu edilen cihazların elektronik cihaz ve sistemleri olduğu, bunların hacimsel yapıları itibariyle depo olarak görünen hacimlerde depolanabileceği Elektronik Müh. Prof. Dr. Bilirkişi tarafından belirtildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmekte olup, davalı … şirketince rizikonun teminat dışı kaldığı hususu ispatlanamadığından İlk derece Mahkemesince aldırılan bilirkişi heyeti raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 74.043,54 L istinaf karar harcının davacıdan / davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davalıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 bendi gereğince aynı kanunun 361/1. maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/10/2021

….