Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1093 E. 2021/1678 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 25/02/2020
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
YEREL MAHKEME
KARARI: (Red)Subut Bulmadığından
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 12/10/2021

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde davacı vekilince istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Davacı vekili özetle; müvekkili davacının yurt dışından emekli olup, eşinin vefatı nedeniyle 3 yıldır bekar yaşadığını, davacının 74 yaşında olan, müvekkilinin çevresine evlenmek istediğini söyleyince …’ın vasıtası ile davalı … ile 4-5 kez rızası ile birlikte olduklarını, 08/10/2013 tarihinde saat 22:00’de müvekkilinin davalının çağırması üzerine davalının evine gittiğini, ilişki sonrasında banyoya girdiği sırada, banyodan çıkıp elbiselerini istediğinde, davalının elindeki boş kağıdı gösterip ”bunu imzala, elbiselerini vermem, yoksa evden çıkamazsın” diyerek ve elbiselerini vermeyerek, müvekkilini çıplak ve çaresiz bıraktığını, müvekkili davacının mecburi olarak boş senedi kimlik numarasını yazarak imzalamak zorunda kaldığını, müvekkili davacının, davalı ile 15/05/2013 tarihinde tanıştığını, birbirlerini beğenip evlenme niyetlerini birbirlerine açıkladıklarını, süreç içinde tarafların karşılıklı rızaya dayalı cinsel beraberlikleri olduğunu, davalının bu senedi müvekkili davacı ile bir an önce evlenme sürecini gerçekleştirmek için aldığını beyan ettiğini, ilerleyen zamanlarda davalının borçları nedeniyle müvekkilinden nakit para istediğini, davacının para vermeyeceğini beyan etmesi üzerine davalının Denizli 1 İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 17/07/2013 tanzim, 06/09/2013 vade tarihli 35.000,00 TL bedelli ve 04/08/2013 tanzim, 06/09/2013 vade tarihli 45.000,00 TL bedelli 2 adet senedi 23/10/2013 tarihinde icraya koyduğunu, müvekkilinin icra ödeme emrini almadan önce 02/11/2013 tarihinde Denizli Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosyasında şikayette bulunduğunu, soruşturma neticesinde Denizli 2 Ağır Ceza Mahkemesine dava açıldığını, somut olayda dava konusu bononun müvekkili ile davalı arasında gayrimeşru ilişki ve bu ilişkinin devamının temini için verildiğinin sabit olup, söz konusu bonoların Borçlar Kanunu 27.maddesine göre ahlak ve adaba aykırı olması nedeniyle geçersiz olduğunu, bu nedenle müvekkilinin icra dosyasına konu bonolar nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, ayrıca icra takibinin tedbiren durdurulmasını yada icra dosyasına yatacak paraların tedbiren davalı alacaklıya ödenmemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili özetle; davacı tarafça imza inkarına yönelik olarak açılan Denizli 2 İcra Hukuk Hakimliğinin … Esas sayılı dosyasında yürütülen yargılamada her iki bono senedindeki keşideci imzalarının davacı borçluya ait olduğunun tespit edildiğini, müvekkili davalının, davacıya borç vermeye yetecek maddi imkana sahip olduğunu, zira müvekkilinin babasına ait köyde bulunan ineklerin aylık gelirinden payına düşen hissesi ile tır işletmeciliğinden payına düşen aylık hisse geliri ile maaş geliri ve ailesinin maddi desteğinin bulunduğunu, davacının iddialarının yazılı delil ile ispat etmesi gerektiğini, davacının tanık dinletmesine muvafakat etmediklerini ve davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi tarafından; “… Ceza dosyasında senedin boş alındığı, meblağ kısmının sonradan doldurulduğu ikrar edilmiş olsa bile davacı taraf bonoların anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu yazılı delille ispatlamak zorundadır. Ancak davacı böyle bir yazılı delil sunamamıştır. Davacı açıkça yemin deliline de dayanmadığından kendisine yemin teklif etme hakkı da hatırlatılmamıştır. Bu nedenlerle davanın reddine …” karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafların evlenmek için davacının davalıya bu bonoları verdiğini zımni olarak kabul ettiğini, müvekkil tarafından zorlanarak alınan bu bonoların davacı müvekkilinin davalı ile evlenmesi için verdiğini ve bu hususun ceza yargılamasındaki tanık anlatımları ile de sabit olduğu bu nedenle tanık dinletilmesine izin verilmediğini gerekçeli kararında hüküm altına alındığı, ancak yerel mahkeme gerekçe ile hüküm tesisi arasında tezata düştüğünü, Yargıtayın istikrar kazanan içtihatlarına göre evlenmek için yapılan sözleşmeler ve verilen senetler ahlaka ve adaba aykırı olup TBK 27. uyarınca itibar edilmemesi gerektiği, yerel mahkeme gerekçesi hükme kadar incelendiğinde davanın kabulüne yönelik karar verileceği şeklinde ise de hüküm kısmında davanın reddine karar verilmesi anlaşıldığını istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 Sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Yargılama sonucunda mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın bulunmamasına, davaya konu bonolardaki imzaların davacıya ait olduğunun tespit edilip sözleşmeye aykırı olarak düzenlendiği hususunun yazılı belge ile ispat edilmesinin gerekmesine, kesin delil olan yemin deliline de dayanılmamasına, davalı hakkında mağdurun bir senedi vermeye mecbur edilmesi suretiyle yağma suçundan dolayı açılan kamu davasında verilen beraat kararının Yargıtay 6.Ceza Dairesi’nin 12/09/2018 gün ve … Esas … Karar sayılı ilamıyla temyiz isteminin reddine karar verilmekle kesinleşmiş bulunmasına, bu durumda verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL istinaf karar harcının istinaf eden davacıdan TAHSİLİNE,
3-Davacı vekili tarafından istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgili tarafa İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın Dairemizce taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1. bendi gereğince aynı kanunun 361/1 maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.12/10/2021