Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1092 E. 2021/1692 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 11/02/2020
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yargılaması sonucunda verilen kararın süresi içinde davacı vekilince istinaf edilmiş olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davacının davalı borçludan alacağının sağlanması amacıyla Denizli 2. İcra Müdürlüğünün  … Esas sayılı dosyası ile icra takibine başladığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davacının davalı borçlunun taşıma sözleşmesi imzaladığı … adı altında faaliyet gösteren … sinemalarının Denizli’deki personel servisi olarak çalıştığını, söz konusu bu işi de on yıl gibi süredir devam ettirdiğini, davalı tarafın Haziran ayına kadar bütün ödemelerini düzenli olarak yaptığını, bu aydan itibaren kesilen ve davaya konu olan fatura alacaklarını ödemediğini, davacı ve davalı borçlunun defterleri incelendiğinde söz konusu faturaların ödenmediğinin ortaya çıkacağını, davalının itirazında haksız olduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalı şirketin faaliyet adresinin İstanbul ili, Anadolu Yakası sınırları içerisinde bulunduğunu bu sebeple dosyanın İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini belirterek yetki itirazında bulunduğunu, davalı şirketin davacıya hiçbir borcunun bulunmadığını, davalı şirket tarafından dava konusu faturalara ilişkin herhangi bir taşıma hizmeti alınmadığını, bu nedenle de icra takibine itiraz sırasında borca itirazın yanı sıra davalı şirket kayıtları ile uyumsuz takibe müsnet belgelere ve belgelerde davalıya atfedilen imzalara da açıkça itiraz edildiğini belirterek öncelikle davanın reddini, mahkeme aksi kanaatte ise yetkisizlik kararı verilerek dosyanın İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, davanın esasına girilmesi halinde davacı yan aleyhine %20 den aşağı olmamak kaydı ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, takip dayanağı 10 adet faturanın davacının defterlerinde peşin satış olarak kayıtlı olduğu, ödemeye karine teşkil eden bu durumun aksinin davacı tarafça ispatlanamadığı, münhasıran davalı defterlerine dayanılmadığından davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesinin onun aleyhine yorumlanamayacağı gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesinde davalının ticari defterlerine delil olarakda dayandıklarını, ancak ilk derece mahkemesince sırf davalının ticari defter kayıtları ibaresini kullanmadıkları için davanın reddedildiğini, ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacının alacağına dayandırdığı takip konusu faturalar davacının ticari defterlerinde peşin satış olarak gözükmektedir.
Davacının ticari defterleri dava konusu faturaların ödendiğine dair kesin delil teşkil etmektedir.
Davalı tarafın ticari defter ve belgelerini ibraz etmemesi sonucu değiştirmeye elverişli değildir.
İlk derece mahkemesince davacının münhasıran davalı defterlerine delil olarak dayanmadığı gerekçesi yerinde değilse de, verilen karar sonuç olarak usul ve yasa uygun bulunduğundan bu husus bozma sebebi sayılmamıştır.
Münhasıran davalı defterlerine delil olarak dayanılması uyuşmazlıkta başka hiçbir delil gösterilmemesi şartına bağlıdır.
Davacı taraf, delil listesinde birçok delile dayandığını bildirdiğine göre, bu uyuşmazlıkta davacı tarafın münhasıran davalı defterlerine delil olarak dayanmaması hususunun gerekçelerden biri olarak gösterilmesi isabetli değilse de, davacı tarafın dayandığı faturalar kendi ticari defterlerinde peşin satış olarak gözüktüğünden ve verilen sonuç itibariyle usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin bu husustaki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davacıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi. 13/10/2021

….