Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1083 E. 2021/1688 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 21/02/2020
DAVANIN KONUSU : Alacak

Taraflar arasındaki alacak davasının yargılaması sonucunda verilen kararın süresi içinde davacı vekilince istinaf edilmiş olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili;
Müvekkili … ile davalı … Elektrik Perakende Satış A.Ş.arasında 02/12/2016 tarihli “İndirimli Elektrik Sözleşmesi” ve 01/03/2017 tarihli ek protokol düzenlendiğini, sözleşme kapsamında elektrik birim fiyatının 1 yıl süreyle 0,18469 TL/ kwh olarak belirlendiğini, davalı tarafın tadilat talebi uyarınca ek protokol ile elektrik birim fiyatının 0,18895 TL/kwh olarak düzenlendiğini, davalı tarafından düzenlenen fatura ile müvekkili şirketin işletmesinde elektrik enerji faturalarının 06/2017 ile 12/2017 ayları arasında sözleşme ile belirlenen fiyattan farklı birim fiyat üzerinden faturalandığını, müvekkili şirket tarafından sözleşme ve ek protokol uyarınca çıkan 15.928,76 TL+KDV tutarlı alacağın iadesini istediklerini, davalı şirketin enerji sağlayan firma durumunda olduğunu, müvekkili şirketin elektrik kesintisine sebebiyet vermemek düşüncesi ile bankadan verdiği talimat üzerine ödemelerini yaptığını, ödemelere ilişkin dökümün daha sonra şirkete gönderildiğini, davalı şirketin birim fiyatlardaki değişiklikleri müvekkili şirkete önceden bildirilmediğini, böylece itiraz ve sözleşmeyi fesih hakkını, başka bir enerji dağıtım şirketi ile anlaşma hakkını ortadan kaldırdığını, bu durumun davalı şirkete iadeli taahhütlü olarak ihtarname ile 17/04/2018 tarihinde tebellüğ edildiğini, davalı şirketin enerji tekeli hakkını kötüye kullanarak müvekkili şirketi 15.928,76 TL + KDV zarara uğrattığını, toplamda 18.795,93 TL’nin hak ediş tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili;
Dava konusu alacağın taraflarca bilinebilir nitelikte olduğunu, 2016 Kasım ayından itibaren yurt içi ve yurt dışı kaynaklı oluşan belirsizliklerin enerji kaynaklarında maliyetlerin artmasına, döviz kurundaki artışın elektrik fiyatlarında aşırı dalgalanmalara neden olduğunu, müvekkili şirketin elektrik enerjsi üretim şirketi olmayıp, enerji üreten firmalardan tedarik ettiği elektrik üzerinden satış yaptığını, taraflar arasında imzalanan indirimli elektrik sözleşmesi uyarınca, tamamen iyiniyet ve dürüstlük çerçevesinde revize edilen brim fiyat sonrası tahakkuk edilen faturalar için açılan davanın haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacı şirket ile davalı şirket arasında imzalanan 02/12/2016 tarihli İndirimli Elektrik Sözleşmesi ile davalı yanca davacıya sözleşme ile belirlenen koşullarda aktif elektrik enerjisi satılması konusunda anlaşmaya varıldığı, sözleşmenin imzalanmasından sonra 01/03/2017 tarihinde yapılan ek protokol ile birim fiyatın yeniden düzenlenmiş olduğu, davalı tarafından 2017 yılı 6.ay ile 2017 yılı 12.aylar arasındaki faturaların sözleşme ile belirlenen fiyattan farklı birim fiyat üzerinden faturalandırıldığı, taraflar arasında imzalanan İndirimli Elektrik Sözleşmesinin 5.3.maddesinde davalı şirketin satış fiyatını revize edebileceğinin düzenlendiği, davacının davaya konu faturaların davacının ticari defterlerine kaydettiği, davacının 8 gün içinde fatura bedellerine itiraz etmediği gibi ödeme yaparken ihtirazı kayıtta ileri sürmediği, davacının istardat talebinin yerinde olmadığı gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde;
Taraflarca sözleşme imzalandıktan sonra davalı şirketin elektrik birim fiyatını bildirimsiz olarak değiştirdiği 01/06/2017 tarihine kadar piyasa koşulları, maliyet unsurları ve enerji alım fiyatlarında herhangi bir değişiklik olmadığını, davalı şirketin müvekkiline bildirim yapmaksızın elektrik birim fiyatını arttırdığını, müvekkilinin fatura bedeline itiraz etmesi halinde üretimin durmasının söz konusu olduğunu, davalı tarafça elektrik birim fiyatında yapılan değişikliğin taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olduğunu, istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, elektrik satış sözleşmesi uyarınca davalı tarafın fazla tahsilat yaptığı iddiasına dayalı istirdat istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamının incelenmesinden, davacı şirket ile davalı şirket arasında imzalanan 02/12/2016 tarihli İndirimli Elektrik Sözleşmesi ile davalı yanca davacıya sözleşme ile belirlenen koşullarda aktif elektrik enerjisi satılması konusunda anlaşmaya varıldığı, sözleşmenin imzalanmasından sonra 01/03/2017 tarihinde yapılan ek protokol ile birim fiyatın yeniden düzenlenmiş olduğu, davalı tarafından 2017 yılı 6.ay ile 2017 yılı 12.aylar arasındaki faturaların sözleşme ile belirlenen fiyattan farklı birim fiyat üzerinden faturalandırıldığı, taraflar arasında imzalanan İndirimli Elektrik Sözleşmesinin 5.3.maddesinde “sözleşme süresi içerisinde piyasa koşulları, maliyet unsurları ve enerji alım fiyatları göz önünde bulundurularak indirim oranı … tarafından yeniden belirlenebilir. … tarafından belirlenen yeni indirim oranı, önceki indirim oranından düşük ise ve müşteri yeni indirim oranını kabul etmez ise tarafların 10 takvim günü içerisinde yeni indirim oranına ilişkin mutabakata varamamaları durumunda müşterinin yazılı fesih bildirim tarihinden sonraki mümkün olan ilk uzlaşma döneminin başlangıç tarihi itibariyle sözleşme fesh edilmiş sayılır. Müşteri bu tarihe kadar Aydem tarafından belirlenen yeni indirim oranının uygulanmasını kabul eder” düzenlemesinin bulunduğu, davalı şirket tarafından satış fiyatı değişikliğinin davacı şirkete gönderildiği ancak davacının 22/06/2017 tarihinde belgeyi almaktan imtina ettiği daha sonra davalı şirket tarafından e-mail atılmak suretiyle davacı şirketin çalışanı olan elektrik mühendisi …’na tarife değişikliğinin e-posta yoluyla bildirildiği, davacı tarafından faturaların ticari defterlerine kaydedildiği, ihtirazi kayıt ileri sürülmeden ödendiği ve sözleşmenin 5/3. maddesi uyarınca sözleşmenin de feshedilmediği anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davacıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi. 13/10/2021

……