Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1068 E. 2021/1728 K. 15.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 28/01/2020
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
YEREL MAHKEME KARARI : Davanın Kabulü
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 15/10/2021

Taraflar arasındaki İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yargılaması sonucunda verilen kararın süresi içinde davalı vekilince istinaf edilmiş olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 18/12/2017 tarihinde Koruma Ve Özel Güvenlik Hizmeti Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 8. maddesi ile 18/12/2017 tarihi itibari ile aylık güvenlik hizmet bedelinin 24.456,51 TL olduğu ve asgari ücrete gelecek zam oranının sözleşmeye yansıtılacağının düzenlendiğini, 2018 yılı Ocak ayından itibaren bu rakam üzerinden hizmet verilmeye başlandığını, davalıya 31/01/2018 tarihli 28.820,60 TL tutarlı hizmet bedeli faturası, 1.391,09 TL damga vergisi yansıtma bedeli faturası, 3.627,32 TL üniforma yansıtma bedeli faturası ile 634,72 TL teçhizat yansıtma bedeli faturası düzenlenip gönderildiğini, davalının faturalara itiraz etmediğini ve toplam 34.473,73 TL alacağa karşılık 18.000,00 TL ödeme yaptığını, Şubat ve Mart ayları hizmet bedeline ilişkin faturaların da davalıya gönderildiğini, davalının faturaları sebepsiz olarak iade ettiğini, davalıya ödeme için yeniden ihtar gönderilip süre verildiğini, ödeme yapılmayınca sözleşmenin feshedildiğini, sözleşmenin 12. maddesi ile personelin kıdem tazminatının yarısının işveren yarısının yüklenici tarafından karşılanacağının belirlendiğini, işverenin yansıtma faturasına ibranameleri ekleyeceği, sözleşme 4 yıl daha uzatılmazsa işverenin yansıtma bedeli faturası ile tahsil ettiği kıdem tazminatını sözleşmenin bitim tarihinde geçerli brüt ücret üzerinden yükleniciye iade edeceği, bunun için yüklenicinin iade faturası düzenleyeceğinin belirlendiğini, davalı işverenin sözleşmenin 12. maddesine aykırı olarak ödeme yapmadan ve ödeme belgelerini düzenlemeden fatura düzenlemesi nedeniyle davacı tarafından iade edildiğini, müvekkilinin 28.02.2018 ve 31.03.2018 tarihli faturalardan kaynaklanan alacağının ödenmemesi üzerine başlattığı icra takibinin haksız itiraz ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmenin 6.7. maddesinde yüklenicinin istihdam edeceği tüm personelin kıdem tazminatın dışındaki tüm özlük haklarından davacı yüklenicinin sorumlu olduğu ve yüklenicinin her ay personel ödemeleri, SGK primleri, her türlü vergi ve harçlarını zamanında ve tam olarak yatırdığına ilişkin belgeleri her ay işverene ibraz edeceği kararlaştırıldığı halde takip konusu faturalar ekinde ödeme belgelerinin ibraz edilmediğini, fatura tutarlarının sözleşmeye uygun olmadığını, fazla olduğunu, sözleşmenin 12.11. maddesinde asgari ücret teşvik düzenlemesinden davalı işverenin yararlanacağı, buna göre yüklenici teşviklerin tamamını aylık hizmet bedelinden düşerek fatura düzenleyecekken faturalara teşvik ve indirimlerin yansıtılmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi tarafından, taraflar arasında hizmetin verildiği ile ilgili uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın faturaların sözleşmeye uygun olup olmadığı konusunda olması nedeniyle davalının ticari defterlerinin incelenmesine gerek olmadığı, davacının ticari defterlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporuna göre, faturaların sözleşmeye uygun olduğu, sözleşmenin 12.11. maddesinde asgari ücret desteğinden davalının yararlanacağı düzenlenmiş ise de, davacının böyle bir destekten yararlanmadığı, SGK cevabına göre vadesi geçmiş borcu bulunan işverenlerin borç ödenmediği sürece destekten yararlanamayacağı, davacının 2018 yılı 1, 2 ve 3. ay tahakkuklarını süresinde ödemediği için asgari ücret desteğinden yararlanmadığı, bu nedenle faturalarda indirim yapılmamasının doğru olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; taraflar arasındaki 18/12/2017 tarihli sözleşmenin 6.7. maddesi, 12.11. maddesine davacının aykırı davrandığını, sözleşme gereği zorunluluk olmasına rağmen davalıyı asgari ücret teşviklerinden yararlandırılmadığını, eksik tanzim edilen bilirkişi raporuna göre karar verildiğini, rapora itirazlarının değerlendirilmediğini, muaccel olmayan borç nedeniyle faize hükmedilemeyeceğini ve alacağın likit olmaması nedeniyle icra inkar tazminatına karar verilmemesi gerektiğini istinaf başvuru sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamından, taraflar arasında sözleşmenin düzenlendiği, davacının takibin dayanağı Şubat ve Mart aylarında sözleşmede belirlenen hizmeti verdiği, sözleşmenin feshedildiği konularında uyuşmazlık bulunmadığı, davalının faturalara karşılık ödeme yapmadığı, dosya kapsamındaki bilirkişi raporuna göre, faturaların sözleşmeye uygun şekilde maliyet analiz çizelgesi yapılarak ve %5 prim indirimi uygulanmak suretiyle düzenlendiği, davacının faturaların sözleşmeye uygun olmadığı, talep edilen tutarın fazla olduğu yönündeki istinaf başvuru sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı vekili, alacağın likit olmaması nedeniyle icra inkar tazminatının koşullarının oluşmadığını ileri sürerek, Dairemizin 14.01.2021 tarih, … Esas … Karar sayılı ilamını emsal olarak ibraz etmiş, istinaf incelemesine konu kararda icra inkar tazminatına karar verilmediğini, davalının istinaf başvurusunun reddine karar verildiğini, bu şekilde çelişkili kararların ortaya çıktığını ileri sürmüştür.
Takip, faturalara dayalı olup, alacağın likit olduğu, takibin davalının itirazı ile durduğu, davacı tarafından icra inkar tazminatı talep edildiği, bu hali ile mahkemece icra inkar tazminatına karar verilmesinin yerinde olduğu, davalı vekili tarafından ibraz edilen emsal kararda İlk Derece Mahkemesi tarafından icra inkar tazminatına karar verilmemiş ise de, davacı vekilinin bu konuda istinaf başvurusunun bulunmadığı, istinaf incelemesinin ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılacağı, icra inkar tazminatının kamu düzenine ilişkin hususlardan da olmadığı değerlendirildiğinde mahkemenin davanın kabulü ile birlikte icra inkar tazminatına karar vermesinde usul ve yasaya aykırılık yoktur.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 3.901,83 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 975,46 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.926,37 TL istinaf karar harcının davalıdan TAHSİLİNE,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davalıya İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.15/10/2021