Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1030 E. 2022/254 K. 14.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 31/12/2019
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 14/02/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACI VEKİLİ : Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında davalı şirketin …. merkezli …. tohum firmasının Türkiye distribütorü …. tohumdan tedarik ettiği “…” isimli tohumların meyvelerinin (ürünlerinin) satışı için 1 yıllık satış anlaşması imzaladığını, buna göre müvekkili şirketin bahsi geçn tohumlardan elde edilen ürünlerin satışı noktasında sözleşmenin imza tarihinden (20/11/2012) itibaren 1 yıl süreyle “münhasır satış yetkisi” elde ettiğini, yine tüm meyvelerin Türkiye ve yurt dışında tek yetkili dağıtıcısı, satıcısı konumunda olmaya hak kazandığını, bunun üzerine müvekkili şirketin ilk iş olarak yaklaşık 55.000 TL değerinde paketleme mazlemeleri dizayn ettirdiğini, bu malzemeleri yine bu iş için satın almış olduğu etiket yazıcısı ile birlikte davalı tarafa teslim ettiğini, ücretli marka başvuru harçlarını ödeyerek …Ltd ŞTi aracılığıyla marka tescil başvurularında bulunduğunu, ayrıca davalı şirketin Gıda Üretim İzin Belgesine sahip olmaması üzerine …. Tic Ltd Şti ile 14/12/2012 tarihinde fason sözleşmesi imzaladığını, davalı şirketten 13/12/2012-30/01/2013 tarihleri arasında yaklaşık 14 ton ürün satın aldığını, davalı tarafın müvekkil şirket ile imzaladığı sözleşmeyi hiçe sayarak cezai şart hükmüne rağmen müvekkil şirketin arkasından iş çevirerek … ait … İnş San ve Tic Ltd Şti aracılığıyla dolaylı yoldan satış yaptığını, bunun üzerine Antalya 1.Noterliğinin 23/01/2013 tarih ve …. yevmiye numaralı ihtarname düzenlenerek yapılan satışlardan kaynaklanan tazminatın ödenmesinin ihtar edildiğini, hal böyleyken davalı tarafın davacı şirkete Antalya 2. Noterliğinden 25/012013 tarih ve …yevmiye nolu ihtarname keşide ederek sözleşmeyi tek taraflı feshedeceklerini bildirdiğini, bunun üzerine müvekkil şirketin davalı tarafa 3.ve son kez Antalya 1.Noterliği’nin 15/02/2013 tarih ve …. yevmiye numaralı ihtarname keşide ederek sözleşmeye aykırı biçimde müvekkil şirkete ait marka, işaret ve telif değerlerini haksızca ihlal ettiğinden bahisle davalı tarafa teslim edilen ambalaj ve telif malzemelerinin kullanımını derhal durdurması, iade etmesi, kullanılanlara ait maliyeti ödemesi hususlarının davalı taraftan istendiğini, hal böyleyken sözleşmenin ihlal edilerek müvekkil şirketin yarattığı satış ve pazarlama ağından tek başına kazanç elde ederek müvekkil şirketi oldukça büyük zarara uğratan, sözleşmeyi açıkça ihlal eden davalı şirketin sırf müvekil şirketin münhasır satış yetkisini elinden almak adına hiçbir gerçekliği ve ispatı mümkün olmayan bahanelerle Antalya 2.Noterliği’nden gönderdiği 04/03/2013 tarih ve …. yevmiye numaralı ihtarname ile sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini ileri sürerek şimdilik 10.000 TL; taraflar arasına imzalanan gizli özel üretim anlaşmasının 2.2.maddesinin ihtali sebebiyle cezai şart tazminatı olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL; sözleşmenin haksız feshi sebebiyle uğradıkları menfi zararların fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 55.000 TLolmak üzere toplam 75.000 TL’nin avans faiziyle birlikte davalılardan tanzimini ve tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALI VEKİLİ : Davacının marka oluşturmaya çalışmış ise bunun kendi adına bir yatırım olduğunu, bunun müvekkilini ilgilendirmediğini ve sorumlu tutulamayacağını, yine ambalaj satın aldı ise zaten tek satıcılık sözleşmesinin yükümlülüğü olarak, işin mahiyeti icabı alması gerektiğini, davacının sözleşmenin ihlaline kendisinin sebep olduğunu, aldığı malın parasını ödemediğini, temerrüde düştüğünü, müvekkilni yüz binlerce zarara uğrattığını müvekkili tarafından sözleşmenin ihlal edilmediğini, müvekkilinin hiçbir firma aracılığı ile başka yere mal satmadığını, davacının, müvekkilinden ürün almaması, malı satacak yer hulamamasının ticari beceriksizliği olduğunu, davacı yanın müvekkile ait olgun ürünleri almamasıyla öncelikle ürünlerin kasada çürüdüğünü, diğer yandan ağacında bekleyen olgun domateslerin tek satıcının pazarını beklerken ağacında çürüdüğünü, müvekkil şirket yetkililerinin 20 dönümlük seranın sökülmesiyle bir sezonu boşu geçirdiklerini, taraflar arasındaki tek satıcılık sözleşmesi uyarınca “…..” üründen hasat edilen meyve olduğunu, seraların sökümünden sonra ekilen domatesin sözleşmede belirtilen ürün olmayıp ayrı bir cins olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, “…tek satıcılık sözleşmesi ile davalı yapımcanın mamullerin tamamını bölgede inhisari olarak satmak üzere tek satıcıya gönderme yükümlülüğünü üstlendiği halde diğer anlatımla yapımcının (davalının) sözleşme bölgesinde tek satıcı dışında tek satıcılık bölgesi içerisinde davacıdan izin almaksızın 3.kişiye satış yaptığı ve sözleşme gereği davacıya göndermesi gereken malları göndermeyip sözleşmeyi haksız olarak feshetmesi karşısında davacının sözleşmenin 8. Maddesi uyarınca müspet zararı ve sözleşmenin 2. maddesi gereğince belirlenen cezai şartı ödemekle mükellef olduğu gerekçeleriyle davacının kar mahrumiyeti ve cezai şart alacağı için açmış olduğu davanın kabulüne, ambalaj ve marka harcamaları için açmış olduğu alacak davasının reddine karar verilmiştir…”
Karara karşı, davacı ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DAVACI VEKİLİ İSTİNAF DİLEKÇESİNDE; marka ve ambalaj harcamalarına yönelik masraflarının, kar mahrumiyeti hesabındaki maliyeti hesabına dahil olduğu gerekçesiyle reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
DAVALI VEKİLİ İSTİNAF DİLEKÇESİNDE; sözleşmeyi ihlal eden davacı taraf olduğunu,davacının tekel bölgesine sürümü arttırmak bir yana elindeki ürünleri dahi pazarlayamadığını, davacının müvekkiline ait olgun ürünleri almaması neticesinde ürünlerin kasada çürüdüğünü, davacının satışta yetersiz kaldığını ve müvekkilini zarara uğrattığını, davacı tek satıcının pazarlama hükümlerini yerine getirmediği gibi malların bedelini de ödemediğini, müvekkilinin 3.kişilere satış yapmadığını, bilirkişi raporunun hükme esas alınmaması gerektiğini, ilk 4 ayda 13.000 kg satan davacıdan kalan 8 ayda 250.000 kg satabileceğini beklemenin akla ve mantığa aykırı olduğunu ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
Dava, ticari satımdan kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı incelenmesinde , taraflar arasında 20/11/2012 tarihinde gizli öe özel üretim anlaşması yapıldığı yapılan sözleşmenin tek satıcılık sözleşmesi olduğu, sözleşme süresinin 1 yıl olduğu ,01/11/2012 tarihinde yürürlüğe girdiği, davalı firmanın sözleşme süresi içerisinde 11/01/2013 tarihinde …..Ltd. Şti. Satış yaptığı, davalının bu surette taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı davrandığı, bunu tespit eden davacı firmanın sözleşmenin 8.1 maddesine göre davalıya ihtar çektiği, davalının buna rağmen satışa devam ettiği, davalı tarafça davacının domates teslim almada temerrüde düştüğüne dair bir belge veya delil sunulmadığı, her ne kadar davacı tarafından kesilen 28/02/2019 tarihli çekin karşılıksız çıkmasının sözleşmeye aykırılık teşkil etse de ilk olarak sözleşmeyi ihlal eden tarafın davalı taraf olduğu, davalının sözleşmeyi feshinin haksız olduğu ve haklı bir sebebe dayanmadığı, davalının davacıya sözleşme kapsamında teslim etmesi gereken ürünün 250.13 gr ürünü teslim etmediği, davacı kayıtlarına göre ambalaj bedeli ve marka harcamalarının kar mahrumiyeti hesabındaki maliyetlere dahil olması gerektiği, davacının cezai şart alacağının 279.014,51 TL olduğu kar mahrumiyeti alacağının ise 111.505,80 TL olduğu anlaşıldığından davacı ve davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı ve davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Sonuç olarak, davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2- Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
Davacı vekili istinaf başvurusu yönünden;
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL istinaf karar harcının istinaf eden davacıdan TAHSİLİ İLE HAZİNİYE GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince yazılmasına,
4-Davacı vekili tarafından istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
Davalı vekili istinaf başvurusu yönünden;
7-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 26.676,44 TL harçtan, alınan 6.670,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 20.006,44 TL istinaf karar harcının istinaf eden davalıdan TAHSİLİ İLE HAZİNİYE GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince yazılmasına,
8-Davalı vekili tarafından istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
9-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
10-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
11-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1. bendi gereğince aynı kanunun 361/1 maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.14/02/2022