Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1013 E. 2021/1608 K. 01.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 28/01/2020
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARARI: (Red)Subut Bulmadığından
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 14/10/2021

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde davacı vekilince istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin … Bankasından çeşitli tarihlerde Ticari Krediler kullandığını, ancak bankanın sözleşmeye ve TTK’na aykırı işlemler yaparak haksız kazanç sağladığını, davalı bankanın müvekkilinin ticari hesabından kullandığı 40.000,00.-TL’lik krediden 525,00.-TL dosya masrafı ile 24/12/2011- 23/03/2016 tarihleri arasında çeşitli tutarlarda tahsil ettiği kredi tahsis ve değerlendirme ücretleri olmak üzere toplam 4.032,00.-TL kesinti yaptığını, davalının ayrıca müvekkilinin hem bireysel, hem ticari iki farklı hesabından 07/05/2014 tarihinde toplam 290,32 TL … ve 04/06/2013 tarihinde 254,51-TL … adı altında müvekkilinin bilgisi ve izni dışında kesintiler yaptığını, ayrıca davalı bankanın yine müvekkilinin iki farklı hesabından toplam 894,53 TL hesap işletim ücreti adı altında kesintiler yaptığını, ancak sözleşmeye aykırı olarak alınan ücretlerin iadesinin gerektiğini, davalı bankanın müvekkiline sözleşmeye aykırı şekilde davranarak sebepsiz zenginleşme içerisine girerek haksız çıkar sağladığını, ve bu aldığı haksız ücretleri, bugüne kadar nemalandırarak kullandığını, bu nedenlerle 4.000,00-TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren değişen oranlarda ticari avans faizi ile iadesine, yargılama ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
Davalı vekili özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi tarafından; “… davacı ile davalı banka arasında 31/08/2012 tarihli 111.000,00.-TL limitli ve 19/04/2014 tarihli 200.000,00.-TL limitli genel kredi ve teminat sözleşmeleri ile bila tarih 1.500,00.-TL limitli esnek ticari hesap taahhütnamesi imzalandığı, genel kredi sözleşmeleri ile ilgili olarak 29/08/2012 ve 17/03/2014 tarihlerinde bilgi edinmesi ve incelemesi amacıyla ön bilgi formu ekinde sözleşmenin davacıya verildiği, sözleşme ekinde kredi ve hizmet komisyonlarına ilişkin listelerin bulunduğu, davacının bu belgelerde imzasının olduğu, davalı bankanın bu kredi senediyle davacıdan dosya masrafı, hesap işletim ücreti, … adı altında çeşitli tahsilatlar yaptığı, davacının tacir olup taraflar arasındaki ilişkinin de ticari olduğu bu nedenle davacının Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerine dayanamayacağı, sözleşmenin Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra akdedildiği, bu itibarla somut olayda TBK’nın genel işlem koşullarına ilişkin 20 ve devamı maddeleri uyarınca yapılan değerlendirmede; sözleşmelerin 6.maddesinde kullandırılacak kredilerden ötürü komisyon alınacağının belirtildiği, davacının tahsil edilecek ücret ve masraflara ilişkin bilgilendirme formları ve listeleri imzaladığı, bankanın hizmet komisyonları çizelgesini ilan ettiği, bankalar arasında kredilerden komisyon alınmasının teamül haline geldiği, ki tacir olan bankanın yaptığı iş karşılığı ücret istemesinin TTKnın 20. Maddesi uyarınca mümkün olduğu, denetime elverişli ve somut olaya uygun bulunan birbirlerini destekleyen bilirkişi raporlarında incelenen emsal banka uygulamalarına göre alınan masraf ve komisyon tutarlarının bankacılık teamüllerine, sözleşmeye uygun olduğu, davalı bankanın alınacak masraf ve komisyon oranlarının web sitesinde ve şubelerinde ilan ettiği, davacının imzası bulunan ücret ve komisyon tarifelerinde alınacak komisyon miktarlarının yazılı olduğu, alınan tutarların diğer banka uygulamaları dikkate alındığında makul olduğu, dolayısıyla davacının durumunu ağırlaştıracak bir tahsilat yapılmadığı, bu itibarla komisyon alınacağına ilişkin düzenlenen sözleşme hükümlerinin yani genel işlem koşullarının yorum, yürürlük ve içerik denetimi açısından geçerli olup sözleşme serbestisi çerçevesinde kararlaştırılan bir bedelin tahsilinde hukuka aykırılığın bulunmadığı anlaşılmakla açılan davanın reddine..” karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekili, Mahkeme ıslah tarihinden sonra 28.01.2020 tarihinden sonra yerel mahkeme Islahlarının gözardı ederek kesin olarak reddine karar verildiğini, bilirkişinin eksik ve hatalı düzenlemiş olduğu rapor sonucu davanın reddedildiğini, Bankanın düzenlemiş olduğu sözleşme önceden müvekkile müzakere edilmeden hazırlanmış tek taraflı matbu bir sözleşme olduğu, bilirkişi mahkemeyi yanıltıcı şekilde rapor düzenlemiş alınan ücretlerin yasal olduğunu beyan ettiğini, davalı bankanın … Ücreti adı altında yapmış olduğu kesintileri ispatlayamadığını istinaf talebinin reddine ilişkin ek kararınında usul ve yasaya uygun olmadığını beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, bankaca tahsil edilen ücretlerin haksız olduğu iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 Sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 4.000,00 TL üzerinden açılmıştır.
Yargılama sırasında, dava değeri 8.000,00 TL olarak ıslah edilmiştir.
Davanın kısmi dava şeklinde açılmış olmasına, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına ve uyuşmazlık miktarına göre, verilen kararın kesin nitelikte olmadığı, istinafı kabil olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle mahkemece kararın kesin olduğu gerekçesiyle istinaf talebinin reddine dair 27/02/2020 tarihli ek karar usul ve yasaya uygun olmadığından bu ek kararın kaldırılmasına ve esas yönünden kararın incelenmesine geçilmiştir.
HMK m. 359/3.maddesine göre; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın bulunmamasına, yargılama sırasında alınan 04/11/2019 ve 14/01/2019 tarihli bilirkişi raporlarından, sözleşme ile ilgili gerekli bilgilendirmelerin yapılmasına, tarafların tacir olup basiretli bir iş adamı gibi davranmalarının gerekmesine, tacir olan bankanında yaptığı iş ve hizmetler karşılığında sözleşme uyarınca ücret tahsil edebileceğine, sözleşmeye göre davalı bankanın tahsis ettiği kredi için ücret ve komisyonun alabileceğine, … olarak tahsil edilen tutarın verilen kredi nedeniyle … sigorta poliçesi pirim tahsilatı olduğunun anlaşılmasına, tahsil edilen komisyon ücretlerinin sözleşme uyarınca tahsil edilip makul olduğunun anlaşılmasına, (Y. 19.H.D. 2016/15462 Esas 2018/713 Karar sayılı ilamı, Y.11.H.D. 2018/4650 Esas 2019/5901 Karar sayılı ilamı) ; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi’nin 28/01/2020 tarihli kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL istinaf karar harcının istinaf eden davacıdan TAHSİLİNE,
3-Davacı vekili tarafından istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgili tarafa İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin 78.630,00 TL’nin altında olması nedeniyle kesin olarak karar verildi..01/10/2021