Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 2021/1734 E. 2022/989 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/03/2021
DAVA: Ecrimisil
KARAR TARİHİ: 14.06.2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 14.06.2022

Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. E. …K. sayılı dosyasında 09/03/2021 tarihli kararına karşı taraf vekillerinin istinaf başvuruları üzerine dosya dairemize tevzi edilmekle hazırlanan inceleme raporu ile yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacının Antalya Serbest Bölgesi içinde …. ada …. parsellerde bulunan binanın sahibi olduğunu, davalı tarafından yapılan icra takibi sonucu yarı mamül teknenin davacıya ait parsellerde bulunduğu sırada hacz edildiğini, teknenin 23 Ocak 2012 tarihinde satışa çıkarıldığını ve davalı tarafından alacağa mahsuben satın alındığını, ihalenin kesinleştiğini ve 23 Ocak 2012 tarihi itibariyle davalının malik sıfanı kazandığını ancak tekneyi başka yere taşımadığını, teknenin depoyu işgal etmesi sebebiyle depoyu başka bir kişiye kiralayamadığını, davacının kuruluş amacının depo hangar kiralanması olduğunu, Antalya 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. E. sayılı dosyasında yalnızca davanın açıldığı 12.03.2013 tarihine kadar oluşan zararın tazminine karar verildiği, bu sebeple dava süresince devam eden haksız işgal nedeniyle oluşan zararın bugüne kadar tazmin edilmediğini, haksız işgalin 12.03.2013 tarihinden 24.11.2014 tarihine kadar sürdüğünü işgal sebebiyle 1 yıl 8 ay 12 günlük tazmin edilmemiş maddi zararın söz konusu olduğunu, serbest bölgelerde ödemelerin dövizle yapıldığını, davalı yanca 24 Kasım 2014 günü ileriye dönük bir kira akdi imza ederek tekneyi davacının deposunda muhafaza etmeyi sürdürmeyi seçtiğini, bu kira sözleşmesinin aylık 6000 Amerikan doları olarak belirlendiğini, bu sözleşmenin emsal mahiyette olduğunu 1 yıl 8 ay 10 gün kiraya verememesi nedeniyle en az 122.400 Amerikan doları zarara uğradığını, işbu yargılama nedeniyle davacının vekiline ödeyeceği vekalet ücretinin de davalıdan ayrıca alınarak davacıya verilmesi gerektiğini beyanla, 12.03.2013 tarihinden 24.11.2014 tarihine kadar süren işgalin bedeli olan 122.400 Amerikan dolarının ödeme günündeki dolar kuru üzerinden Türk Lirasına çevrilerek kira sözleşmesinin yapıldığı tarihten itibaren işlemiş olan yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilip davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ile yasal vekalet ücretlerinin ve bu dava nedeniyle davacının vekiline ödeyeceği vekalet ücretini davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalının davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/03/2021 tarih, …. Esas ….Karar sayılı ilamı ile; Davanın Kısmen Kabulü İle; 112.079,73 USD’nin ödeme günündeki dolar kuru üzerinden Türk Lirası’na çevrilerek kira sözleşmesinin yapıldığı 24/11/2014 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili 03/05/2021 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 1-İlk derece mahkemesinin “aşırı yararlanma” iddiaları kapsamında hiçbir değerlendirme yapmadığını, 2- Müvekkili Banka İcra Muammen Bedelinin 850.000,00 TL olan yarı mamül tekneyi, serbest bölgeden çıkarmasının mümkün olmaması ve başka bir çaresi olmamasından ötürü; 200.000,00 TL gibi gerçek değerinin çeyreği fiyatına davacı tarafa satmak zorunda kaldığını, bu haliyle Aşırı Yararlanmada aranan objektif unsur tek başına sağlanmış bulunduğunu; meseleyi değerlendirirken 200.000,00 TL’ye satılan bir mahcuz için her ay 6.000 USD ödenmeye mecbur kalındığına özellikle dikkat edilmesi gerektiğini;3-Müvekkili Bankanın huzurdaki davanın kabulü halinde 200.000,00 TL ye davacı tarafa sattığı mahcuz için, evvelki dava neticesinde hükmedilen 67.950.00 TL, işbu davada hükmedilen 112.079,73 USD yani bugünkü kur ile yaklaşık 920.000,00 TL ve yine kira sözleşmesi ile satış sözleşmesi arasındaki kira ödemeleri de dahil ve ödenen faizler hariç 1 milyon TL’nin üzende bir bedel ödemek zorunda kaldığını, objektif unsur olarak Edimler Arasındaki Açık Oransızlık kavramının bu noktada açıkça vücut bulduğunu, bilirkişiler tarafından davadaki karar tarihinden sonra müdahalenin men’i talep edilmesi mümkün iken talep etmeyip o dönemki bedellerinin de tazminin talep edilmesinin hakkaniyete uygun olmadığı yönündeki tespitini de mahkemece itibar görmediğini, bu durumun Aşırı Yararlanma Kastının ispatı niteliğinde olduğunu; ancak bu ve benzeri beyanlarının mahkemece itibar görmediğini ve de Bilirkişilerce tespit edilen olasılıklardan en ağır sonuca yakın bir miktar ile hüküm kurulduğunu; 4- Davacı ile müvekkili bankanın kira aktini karşılıklı feshederken, kira alacağı kalmadığı yönünde karşılıklı olarak sarih şekilde mütabık kaldıklarını, müvekkili Banka tarafından 11/08/2015 tarih ve …. Y. Numaralı ihtarname ile satım işlemi sonucunda kira ilişkisinin fesh edildiğini ve müvekkil bankanın kira bedeli, masraf kar kaybı ve sair nam altında herhangi bir mükellefiyet yüklenmeyeceği davacı tarafından açıkca ihtar edildiğini; davalı taraf vermiş olduğu Antalya 11. Noterliği…. Y. Numaralı 20/08/2015 tarihli cevabı ile ” feshi kabul ettiğini ve ücretin peşin ödendiğini ve başkaca talebi olmadığını beyan ve kabul ettiğini; bu durumda huzurdaki dava ile yeniden alacak talebinde bulunulması haksız ve hukuksuz olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddi yönünde hüküm kurulmasını talep etmiştir.
Davacı vekili 21/05/2021 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 1-Yerel Mahkemenin işgal edilen alanı 1.200 m2 yerine, 1.179 m2 olarak hesap ettiğini, oysa, teknenin bulunduğu hangarda, Çatıyı Taşıyan Direk – Sütun Aralıkları, 10 + 20 + 20 + 10 = 60 metre olduğunu, davaya konu tekne, hangarın soldan bakınca, üçüncü ve dördüncü sütunları arasında kalan 20 metrelik aralığın tümünü kullanılamayacağını, başka bir amaçla ticari olarak kiraya verilemez hale soktuğunu; davaya konu teknenin, davacıya ait toplam 3.600 m2 kapalı alanı olan hangarın, 20 m en, 60 m boy olmak üzere, yirmi metre açıklığı bulunan kirişler arasında kalan kalan altmış metre boyu bulunan kısmın tümünü işgal ettiğini: 3-Davalının iddiasının aksine, davacının, kirişler arasında kalan 1.200 m2 lik alandan ticari anlamda hiç tasarruf edemediğini, davalının teknesinin işgal ettiği bu alanı kiraya hiç veremediğini, bu alanın kira gelirinden, davalının haksız işgali nedeniyle mahrum kaldığını:4-Aslında, işbu dava açılmazdan önce, davaya konu olan teknenin, davaya konu olan hangarda sağlıklı ve güvenli şekilde muhafazası için ve diğer yandan da hangarın ticari değerinin de gözetildiği şekilde lazım olan minimum alanın 1.200 metrekare olduğunu, taraflar arasındaki, (davaya konu olan dönemden hemen sonraki bitişik dönemi düzenleyen) kira sözleşmesi ile, bizzat bu davanın tarafları tarafından kabul ve ikrar edildiğini; bu sebeplerle, işgal edilen alanın 1.200 metrekare’den daha az hesaplanmasının kesinlikle kabul edilemeyeceğini:5-İşgal edilen alan için m2 birim fiyatının aylık 5 usd olarak hesaplanması gerektiğini, bizzat davalının da, aynı teknenin, aynı hangarda muhafazası için (davamıza konu işgal döneminden sonra, tekne için hangarı kiralayınca) toplam 1.200 metrekare için aylık 6.000 dolar, yani metrekare başına 5 dolar ödemeyi kabul etmiş ve hatta ödediğini, hal böyleyken, birinci derece mahkemesinin aylık 5 USD yerine, 4.66 USD üzerinden hesap yapmış olması da, maddi gerçeğe aykırı olduğunu; davalının istinaf sebepleri arasında, işgal süresine karşı bir istinaf itirazı ileri sürülmediğini, bu nedenlerle, işgal bedelinin 20 ay 12 gün X (6.000 USD / ay ) olarak hesap edilmesi gerektiğini, yani davanın tümüyle en başından beri haklı olduğunu belirterek, davalının haksız istinaf başvurusunun esastan reddine, davanın kısmen reddine dair kararın ortadan kaldırılmasına, davanın (122.400,00 Amerikan Doları yönünden, 24 Kasım 2014 gününden itibaren işleyecek olan faizi ile birlikte) kabulün karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı vekili dilekçesinde, müvekilinin Antalya Serbet Bölge içinde …. ada … parsellerde bulunan binanın sahibi olduğunu, davalının kesinleşmiş ihale ile malik sıfatını kazanmış olmasına rağmen tekneyi başka bir yere taşımadığını, davalıya ait teknenin davacının deposunu işgal etmesi nedeni ile müvekkili şirketin deposunu başka bir yere kiralayamadığını, bu nedenle 12.03.2013 – 24.11.2014 tarihleri arasında haksız işgal nedeni ile ecrimisil tazminatının kira sözleşmesinin yapıldığı tarihten itibaren işlemiş yasal faizi ile HMK’nun 329.maddesi uyarınca bu dava nedeniyle davacının vekiline ödeyeceği vekalet ücretini davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafça Asliye Hukuk Mahkmesine sunulan cevap dilekçesinde, teknenin davacıya ait depoda kalmasının tercih değil zorunluluk olduğunu, imzalanan kira sözleşmesinin geçmişe dönük ibra niteliği manasını taşıdığını, davacı tarafın tazmin talep ettiği zaman aralığının kesin hükme aykırılık teşkil ettiğini, aylık talep edilen kira talebinin kabulünün mümkün olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Asliye Ticaret Mahkemesi ve Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararları üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. HD tarafından görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğununun belirlenmesi üzerine, Asliye Ticaret Mahkemesince davanın kısmen kabulüne 112.079,73 USD’nin ödeme günündeki dolar kuru üzerinden Türk Lirası’na çevrilerek kira sözleşmesinin yapıldığı 24/11/2014 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmesi üzerine taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalının işgal ettiği alan nedeni ile taşınmazın başka bir amaçla ticari olarak kiraya verilemez hale geldiğini, bu durumun dosyadaki krokide sabit olduğunu, davalının haksız işgal nedeni ile davacının taşınmazın kira gelirinden mahrum kaldığını, işgal edilen alanın 1200 m²’den daha az hesaplanmasının kesinlikle kabul edilemeyeceğini, işgal edilen alan için birim fiyatının aylık 5 USD olarak hesaplanması gerektiğini, davalının istinaf sebepleri arasında işgal süresine karşı bir istinaf itirazı ileri sürülmediğini, yani işgal bedelinin 20 ay 12 gün hesaplanması gerektiğini, davanın tam kabulüne ve HMK’nun 323. maddesi uyarınca yargılama gideri ve yasal vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesini talep ederek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkili bankanın yarı mamül tekneyi serbest bölgeden çıkarmasının mümkün olmaması, başka bir çaresinin olmamasından ötürü bu hali ile aşırı yararlanmada aranan objektif unsurun tek başına sağlandığını, edimler arasında açık oransızlık bulunduğunu, kararın hakkaniyeti uygun olmadığını, davaya konu deponun tamamının işgal edilmediğini, tekne harici alanın kullanılabilir durumda olduğunu, taraflarca sözleşme feshedilirken kira alacağı kalmadığı yönünde karşılıklı olarak mutabık kaldıklarını, yeniden alacak talebinde bulunulmayacağını belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
Dava; ecrimisil istemine ilişkindir.
Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK’nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)
25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtayın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup, bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK’nin 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir. Yerleşmiş uygulamalara göre; aynı yere ilişkin olarak önceki dönem ecrimisil bedeline ilişkin sonuçlanmış davalar bulunduğu takdirde; kural olarak önceki dönemin son dönemi için kabul edilen (ve kesinleşen) miktara ÜFE’nin tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktar, sonraki dönem ecrimisil bedelini oluşturur. Kural bu olmakla beraber sonraki dönemde taşınmazın bulunduğu yerde imar, sanayileşme, yerleşim vs. özel nedenlerle değişimden dolayı rayiç ve emsal kiralar önemli oranda arttığı takdirde kesinleşen döneme ilişkin değerler nazara alınmadan, toplanacak somut verilere göre yeniden bilirkişi incelemesi yapılarak yeni dönem (sonraki dönem) ecrimisil bedeli belirlenerek hüküm altına alınabilir.
Somut olaya gelince; davacı şirket 12.03.2013 tarihi ile 24.11.2014 tarihleri arasında haksız işgal tazminatının tahsiline yönelik dava açmıştır. Ancak daha önce Kapatılan Antalya 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. E-….K sayılı dosyasının incelemesinde; aynı davacının işletme hakkı sahibi olduğu Antalya Serbest Bölge içerisinde …. ada …. nolu parsellerdeki iş yerinde bulunan yarı mamul … isimli teknenin davacı iş yerinden çıkarılması yoluyla el atmanın önlenmesine, davacının tazminat talebinin kısmen kabulü ile 67.950.00 TL’nin temerrüt tarihi olan 29.01.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, dava tarihinin (birleşen dava olmakla)12.03.2013 olduğu, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacı şirket bu kez kesinleşen dosyanın dava tarihi olan 12.03.2013 tarihi ile kira sözleşmesinin yapıldığı tarih arasındaki ecrimisil bedelini talep etmektedir. İlk derece mahkemesince, bilirkişi heyetinden son olarak 15.02.2021 tarihinde ikinci ek rapor alınmış olup, hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya ve denetime elverişli değildir.
Davacı tarafça, taraflarca düzenlenmiş olan 14.12.2014 tarihinde akdedilen 19.11.2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin dosyaya sunulmuş olduğu görülmüş, tüm hesaplamalar dava tarihi olan 12.03.2013 ile 24.11.2014 tarihi arasında yapılmış olup, ayrıca gerekçeli kararda 1.179 m2 ‘nin baz alındığı belirtilmiştir..
Hal böyle olunca; mahkemece dava konusu taşınmaza ilişkin olarak Antalya 5.ATM kararında esas alınan (23.01.2012 tarihinden 12.03.2013 tarihine kadar) kesinleşen ecrimisil bedeli ve metrekare miktarı dikkate alınarak, az önce yukarıda yazılı ilkeye göre hesaplama yapılması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Ayrıca kira akdinin başlangıcı 19.11.2014 tarihi olduğunun da dikkate alınması gerekir.
Taraf vekillerinin istinaf kanun yoluna başvuru istemlerinin kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/03/2021 tarih …. E, …. K sayılı kararına karşı taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK. nun 353/1-a-6 bendi uyarınca esasa ilişkin sebeplerin incelenmeksizin kabulü ile;
2- İlk derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, DOSYANIN MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE;
3- Taraflarca yatırılan istinaf peşin harcının istek halinde yatıran tarafa iadesine;
4- İstinaf incelemesi duruşma açılmadan sonuçlandırıldığından taraflar leh ve aleyhine ücreti vekalet takdirine yer olmadığına;
5- Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda değerlendirilmesine;
6- Kararın yerel Mahkemesince taraflara tebliğine;
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 14.06.2022