Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/612
KARAR NO : 2023/588
DAVA : Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 14/12/2022
KARAR TARİHİ : 24/10/2023
Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili hasımsız olarak Antalya Sulh Hukuk Mahkemesinde açtığı … tarihli dava dilekçesinde özetle; Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Karar sayılı kararı ile … nolu … tarihli Genel Kurulunda alınan kararların iptaline hükmedildiğini, iptaline karar verilen … tarihli Genel Kurulda, başkan, yönetim ve denetim kurulu asıl ve yedek üyelerinin de belirlendiğini, Mahkemenin iptal kararının kooperatifin belirlenen yönetim organının da iptali sonucunu doğurduğunu, kooperatifin genel kurula çağrılması ve idari işlerinin de devam edebilmesi amacıyla, ivedi biçimde TMK. 427. Maddesinin 1. Fıkrasının 4. Bendine göre yönetim kayyımı atamasının yapılması için … nolu … mali müşavir …’nın kayyım olarak atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda Antalya … Sulh Hukuk Mahkemesinin … Karar sayılı kararı ile davanın kabulü ile … nolu … mali müşavir … T.C. Kimlik Numaralı … isimli şahsın kurul atanana kadar gerekli işlemleri yapmak üzere kayyım olarak atanmasına karar verilmiştir.
Karar tarihinden sonra Müdahale talep eden … Nolu … vekili dilekçesinde özetle; Davacı tarafın, Antalya …Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı dosyasında davalı … taraf olarak eklemeden davayı açtığını, sonrasında davalı … tarafından işbu dosyanın öğrenilmesinin ardından istinaf etmek amacıyla dosyaya …’de vekalet eklendiği, gerekçeli kararın kendilerine tebliği talep ettiklerini, …’de gerekçeli kararın tebliğ edildiğini, kararın bozulduğunu, bozma sonrasında mahkememiz nezdinde görülmeye başlandığını, davacı tarafın, kooperatif üyesi olup; daha önce kooperatif üyelerine hakaret ve tehditleri sebebiyle kendisine yönetim kurulu tarafından ceza verildiğini, yönetimle yaşadığı menfaat çatışmalarının ardından kooperatife karşı kin besleyen davacının, Asliye Ticaret Mahkemelerinde birden fazla dava açtığını, tüm bu dosyalar henüz kesinleşmemiş iken, görevsiz Sulh Hukuk Mahkemesi nezdinde kayyım ataması davası açtığını, kendi özel mali müşavirinin kayyım olarak atanmasını talep ettiğini, kayyımlık bir kamu görevi olup, bir kamu görevinin yürütülmesinde geçerli olan objektiflik ve tarafsızlık ilkelerinin, kayyımlık görevinin icrasında da uygulanacağı konusunda şüphe bulunmadığını, davacı … ile atanması istenen kayyım arasında menfaat ilişkisi mevcut olup, mali müşavirlik sebebiyle aralarında para ödemesi sonucu menfaat ilişkisi mevcut bulunduğunu, işbu sebeplerle Müşavir …’nın kayyım olarak atanması hukuka ve hakkaniyete aykırı olacağını beyanla, haksız ve yersiz davanın reddi ile … aleyhine kayyım atanması talebinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen Antalya … Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından verilen karar Antalya Bölge Adliye Mahkemesinin … Karar sayılı ilamı ile “… vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan kabulüne,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince Antalya … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının kaldırılmasına,
3-İlk derece mahkemesinin görevsiz olmasına rağmen davanın esası hakkında karar vermiş olması nedeniyle 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-3. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın Antalya … Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,..” karar verildiği, dava dosyasının Antalya … Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas sırasına kaydının yapıldığı, Antalya … Sulh Hukuk Mahkemesinde dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda … Karar sayılı karar ile görevsizlik kararı verilmiştir.
Dosya Mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılmış olup Mahkememizce yapılan yargılamada;
Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Karar sayılı ilamı dosyamız arasına alınmıştır.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, TMK 427. maddesi gereği kooperatife temsil kayyumu atanmasına ilişkindir.
6102 sayılı TTK 126. Maddesinde “Her şirket türüne özgü hükümler saklı kalmak şartıyla, Türk Medenî Kanununun tüzel kişilere ilişkin genel hükümleri ile bu Kısımda hüküm bulunmayan hususlarda Türk Borçlar Kanununun adi şirkete dair hükümleri her şirket türünün niteliğine uygun olduğu oranda, ticaret şirketleri hakkında da uygulanır.”
Vesayet makamı tarafından yönetim kayyımı atanacak halleri düzenleyen 4721 sayılı TMK 427. Maddesi 4. Bendinde ise “Bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa, …”düzenlemesi mevcuttur.
Eldeki dava yönünden Mahkememizin görevli ve yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Davacı … üyesi tarafından kayyum tayini talepli açılan davada husumetin yöneltilmediği, davanın hasımsız olarak açıldığı görülmüştür.
Antalya … Sulh Hukuk Mahkemesinde istinaf incelemesi öncesinde … vekilinin asli müdahale talebinde bulunduğu, istinaf incelemesine ilişkin Antalya BAM … Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bu karardan sonra Antalya … Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararında, karar başlığında kooperatifin asli müdahil olarak yazıldığı görülmüştür.
6100 sayılı HMK 65. maddesinde; “Bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilir.
Asli müdahale davası ile asıl yargılama birlikte yürütülür ve karara bağlanır.” düzenlemesi mevcuttur.
Asli müdahale davasının diğer davalardan ayıran temel özellik, asli müdahalede bulunmakta hukuki yararı olan kimsenin, ilk davanın veya yargılamanın görüldüğü mahkemede, ilk davanın veya yargılamanın taraflarını davalı göstererek dava açması ve bu iki davanın birlikte görülmesidir. Bu sebeple birinci fıkrada açıkça belirtilmiştir. Ancak, asli müdahale şartları oluşsa da hak iddiasında bulunan üçüncü kişi yetkili ve görevli olmak kaydıyla ilgili Mahkemede ilk davanın taraflarına karşı bağımsız bir davada açabilir.(Hükümet Gerekçesi)
Eldeki davada, dava hasımsız olarak açılmış olup mahkememizce incelenmesi gereken husus: Kooperatifin davaya asli müdahale yoluyla katılıp katılamayacağı, asli müdahale yoluyla katılamayacak ise HMK 124/3-4. Maddelerinin uygulanıp uygulanamayacağıdır.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin … Karar sayılı ilamında; “… davaya konu kayyım atanması istenen … Ltd. Şti.’nin davalı olarak gösterilerek dava açılması gerekirken, hasımsız olarak dava açıldığı gerekçesiyle husumet eksikliği nedeniyle davanın usul yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacı ortağın temsil kayyumu tayini talep ettiği iki ortaklı limited şirketin diğer ortağına karşı husumet yöneltebilecek olmasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir…” şeklinde belirtilmiştir.
Yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30/03/2022 tarih, 2019/(23)6-538 Esas, 2022/421 Karar sayılı ilamında; “…Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124. maddesi, belirli hâllerde iradî taraf değişikliğine olanak veren bir düzenleme getirmiştir. Bu düzenlemeye göre bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür (HMK m. 124/1). Ancak yasa koyucu bu konuda yasalarda yer alan özel hükümleri saklı tutarak (HMK m. 124/2) hâkimin izni ile taraf değişikliği yapılabilecek hâllere de yer vermiştir. Maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edileceği gibi, tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması durumunda da hâkimin izniyle taraf değişikliği yapılabilecektir (HMK m. 124/3,4).
İradî taraf değişikliğine ilişkin hükme istinaden gerek davacı gerekse davalı tarafta, iradî taraf değişikliği yapılması mümkündür. İradî taraf değişikliği yapılmasının amacı, gereksiz yere dava açılmasını önlemek ve taraf değişikliği yapılmasından önceki yargılama sonuçlarından yararlanılmasını sağlamak suretiyle usul ekonomisini gerçekleştirmektir (Korkmaz, Hülya, Taş: Medenî Usul Hukukunda İradi Taraf Değişikliği, Ankara 2014, s. 169-170). Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02.11.2021 tarihli, 2017/(6)8-1845 E., 2021/1320 K. sayılı kararında da aynı tespitlere yer verilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; … Asliye Hukuk Mahkemesinin … E. sayılı dosyasında, talepte bulunan tarafından … aleyhine, adına tahsisi gereken taşınmazın başkasına tahsis edildiği iddiasıyla, oluşturulan muarazanın giderilmesi talep edilmiş, mahkemece … tarihli ara karar ile davacıya (talepte bulunana) davalı … kayyım tayini için dava açmak üzere yetki ve süre verilmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin … E. sayılı dosyasında, davacıya verilen yetki üzerine talepte bulunan tarafından eldeki dosyada kooperatife kayyım tayini için hasımsız olarak talepte bulunulduğu anlaşılmaktadır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124. maddesi uyarınca iradî taraf değişikliği yapılabilmesi mümkün ise de, hasımsız olarak açılan davada HMK’nın 124. uygulanarak davaya taraf eklenmesi mümkün değildir. Anılan madde, davada taraf olarak gösterilen kişinin değiştirilmesi imkânı vermekte olup, somut olayda eksik veya yanlış gösterilen taraf bulunmamaktadır. Tarafın hiç gösterilmediği bir davada HMK’nın 124. maddesi yoluyla davaya taraf eklenmesi mümkün değildir…” şeklinde belirtilmiştir.
Yukarıda belirtilen kanun maddeleri ve emsal içtihatlar doğrultusunda yapılan değerlendirmede:
Dava konusu somut olayda, davacı tarafından kooperatife kayyım tayini için açılan dava hasımsız olarak açılmıştır. Her ne kadar kooperatif tarafından davaya asli müdahale talepli dilekçe verilmiş ise de; yukarıda belirtilen kanun maddesinde asli müdahalenin davanın taraflarına karşı açılacak bir dava olması, harca tabi olması, söz konusu davada asli müdahale yönünden de karar verilecek olması hususları dikkate alındığında, asli müdahaleye ilişkin yasal koşulların bulunmadığı, dolayısıyla kooperatifin asli müdahil olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmıştır.
HMK 124. Maddesi kapsamında Mahkememizce yapılan değerlendirmede ise; İradi taraf değişikliğinin uygulanabilmesi için tarafın yanlış veya eksik gösterilmiş olması gerekmekte olup somut olayda eksik veya yanlış gösterilen taraf bulunmamaktadır. Tarafın hiç gösterilmediği çekişmesiz olarak açılan davada HMK’nun 124. Maddesi kapsamında davaya taraf eklenmesi de mümkün değildir. Bu sebeple açılan davada husumetin kayyum tayini talep edilen kooperatife yöneltilmesi gerektiğinin kabulü ile pasif husumet dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş, açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın PASİF HUSUMET DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Artan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde istek aranmaksızın İADESİNE,
5-Asli müdahale talebi kabul edilmediğinden kooperatif vekili lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
Dair; davacı vekilinin ve asli müdahale talep eden … vekilinin yüzlerine karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/10/2023
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır