Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/585 E. 2023/618 K. 07.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/585
KARAR NO : 2023/618
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İstirdat)
DAVA TARİHİ : 01/09/2023
KARAR TARİHİ : 07/11/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İstirdat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı şirketten araç kredisi kullandığını ve davalı şirketin müvekkili adına … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına icra takibi başlattığını, müvekkilinin aracını … tarihinde … TL ile satışını yaptığını, müvekkilinin hesabından maaş haczi ile 2022 yıllarında kesintiler yapıldığını, takipteki faize bir itirazları olmadığını, TBK 100. Maddesi gereği faiz ve ferilerin üzerinde yapılan ödemelere ilişkin müvekkilinin anapara borcundan düşme hakkına sahip olup müvekkilinin kullanmış olduğu krediye ilişkin TBK’nun 100. Maddesi gereği fazladan tahsilat yapıldığını, bilirkişiden rapor aldırılarak fazladan yapılan tahsilatların müvekkiline iadesi ile vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yetki itirazında bulunduklarını, İstirdat davalarında yetkili mahkemenin İİK m. 72/8 gereği … … Mahkemesi olduğunu, davacının talebinin müvekkili lehine rehine konu aracının irca kanalı ile … tarihinde ihalesi neticesinde satıldığını, ihaleden gelen tutarın dosya borcunu kapamaya yetmediğinden … tarihinde rehin açığı belgesi alındığını ve davanın da … tarihinde açıldığını, süresinde bu davanın açılmadığını, faiz oranının taraflarca serbestçe belirlenebileceğini, davanını davayı kısmi alacak alacak davası olarak açtığını, istirdat davasının kısmi olarak açılmasının mümkün olmadığını, TKB 100. Maddesi gereğince yapılan kısmi ödemeler incelikle işlemiş faiz, masraf ve ferilere mahsup edildiğini, belirtilen tutarların icra masrafları, faiz, vekalet ücreti gibi kalemlere haiz olduğunu belirterek, davanın usulden reddi ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, istirdat istemine ilişkindir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 25/06/2015 tarihli 2014/19729 E. 2015/9448 K. sayılı ilamında; “HMK. m. 116’ya göre, kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazı bir ilk itirazdır. Yazılı yargılama usulünde, yetki itirazı, ancak cevap süresi içinde, esas hakkındaki cevaplarla birlikte ileri sürülebilir (HMK. m. 117). Cevap süresi kural olarak iki haftadır; ancak hakim, şartların gerçekleşmesi halinde davalıya bir defaya mahsus olmak ve bir ayı geçmemek üzere ek cevap süresi verebilir. Bu halde, davalı yetki itirazını hakimin vermiş olduğu bu ek cevap süresi içinde yapabilir. İki haftalık cevap süresi ve söz konusu ise hakim tarafından uzatılmış olan cevap süresi, ilk itirazlar bakımından hak düşürücü niteliktedir. Bu nedenle, hâkim yetki itirazının (ilk itirazın) süresinde yapılıp yapılmadığını re’sen inceler. İki haftalık cevap süresi ve uzatılmışsa bu ek süre içinde verilen cevap dilekçesinden sonra, cevap süresi henüz dolmamış olsa da, artık ilk itirazda (yetki itirazında) bulunulamaz (HMK. m. 131). (Bkz. KURU, Baki/ARSLAN, Ramazan/YILMAZ, Ejder; Medeni Usul Hukuk Ders Kitabı, 25. Baskı, Ankara 2014, s. 157-158.)” denilmektedir. Uzamış cevap süresi ile yetki itirazının süresinde ve usulüne uygun olduğunun kabulü gerekmiştir.
İİK 72/8 maddesi uyarınca; “…Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir…”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 6. maddesinde “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” denilerek genel yetkili mahkemelerin yetkisi düzenlenmiş olup, menfi tespit-istirdat davalarında yetki kesin değildir. Kesin yetki kuralının bulunmadığı ve birden fazla yetkili mahkemenin bulunduğu hallerde yetkili mahkemeyi seçme hakkı davacıya aittir. Davacı, kesin yetki kuralının bulunmadığı bir davayı yetkisiz bir mahkemede açmışsa, seçme hakkı itiraz eden davalıya geçer, davalının bildirdiği yetkili mahkemede davanın görülmesi gerekir. (Yargıtay 5. HD. Esas no: 2022/14160 Karar no: 2022/17440)
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Yetki itirazının ileri sürülmesi” başlıklı 19/2. maddesinde; “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir. Yine, 116/1-a maddesinde kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazını “ilk itiraz” olarak düzenlemektedir. 117/1. madde ise; “İlk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez.” hükmünü içermektedir.
Dosyanın incelemesinde; Davalının cevap dilekçesinde yerleşim yerinin … olması nedeniyle yetkili mahkemenin … … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu belirterek yetki itirazında bulunduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda; İİK 72/8 maddesi gereğince yetkili mahkemenin davalı tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi yahut icra takibinin bulunduğu yer mahkemesi olduğu, icra dairesinin ve davalı adresinin … … mahkemeleri sınırları içerisinde bulunduğu görülmekle, davalının yetki itirazının kabulü ile, dosyanın Yetkili … … Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yetki itirazının KABULÜNE, mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-Yetkili mahkemenin … … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna,
3-HMK Md. 20 gereğince kararın süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak, dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep edilmesinin gerektiğine, talep edildiği takdirde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesine, talep edilmediği takdirde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-HMK Md. 331 gereğince yetkili Mahkemeye gönderme başvuru yapılır ise yargılama giderlerinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine, başvuruda bulunulmaz ise talep üzerine Mahkememizce dosya üzerinden bu durumun tespit ile davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edileceğine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde yetkili mahkemede tevzi edilecek dosyaya aktarılmasına, dava dosyasının yetkili mahkemeye süresi içinde gönderilmesinin talep edilmemesi ve dosyanın kesinleşmesi halinde, bakiye gider avansının istek halinde yatıran davacıya iadesine,
Dair; Davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/11/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza