Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/566 E. 2023/473 K. 25.08.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/566 Esas
KARAR NO : 2023/473
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/08/2023
KARAR TARİHİ : 25/08/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davalı aleyhine Antalya abonelik Sözleşmeleri İcra Dairesi’nin … MTS sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, arabuluculuk yoluna başvurduklarını ve … esas numaralı arabuluculuk dosyası ile anlaşma sağlanamadığını, Takibe konu borcun … Mah. … Bul. No: … adresinde … nolu aboneye ait tespit edilen kaçak kullanımlara göre … dönemlerine tahakkuk ettirilen ancak ödenmeyen fatura borcu olduğunu, saha istihbaratından ve çeşitli tarihlerde tutulan kaçak tutanaklarında da görüleceği üzere söz konusu adreste kullanıcının … olduğu bilgisi edinildiğini, takip konusu borcu ödemekle yükümlü olduğunu, … numaralı abone … adına kayıtlı olduğunu, kayıtlarında yapılan ayrıntılı incelemede … numaralı abone talebi üzerine … tarihinde … adına tescil edilmiş ve bu tarihten sonra abone iptali ile ilgili idarece herhangi bir başvurusuna rastlanılmadığını, takibe konu faturalar kanun ve yönetmeliklere uygun olarak düzenlendiğini, fatura ihbarnameleri abone adresine bırakıldığını, (Abone sözleşmesi madde; 3 “sözleşme adresine Kurum Tarafından yapılacak her türlü tebligatın geçerli olduğunu ve kendisine yapıldığını kabul eder. Borç tahakkuklarına ilişkin ihbarnamelerin bu adrese iletilmesi tebligat hükmündedir.”) ödeme yapılmadığı için faturaların son ödeme tarihlerinden itibaren değişen oranlı yasal faiz ve yasal faiz KDV’si hesaplandığını belirterek, davalının haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamını, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve yargılama gideri ile vekalet ücretlerinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Dava, kaçak su tüketimi kapsamında tahakkuk ettirilen faturalardan kaynaklanan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Açılan davanın mahkememize ulaşması üzerine tensip ara kararının kurulması yönünde yapılan incelemede, dava dilekçesi ve eklerinin içeriği dikkate alınarak, 6100 sayılı HMK m.114/1-c uyarınca dava şartı olan görev hususu yönünden re’sen değerlendirme yapılması gerekli görülmüş, bu nedenle dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ edilmemiştir.
Davacının iddiası ve ekleri üzerinde yapılan değerlendirmede; davanın, davacısının …, davalısının gerçek kişi olduğu, talebin … ve … yıllarına ait muhtelif dönemleri içerir kaçak su kullanım bedellerinin tahakkukuna ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Davacının, davalının ve kaçak tespit tutanağına göre dava dışı …’in sayaç yerine boru bağlayarak su kullandığı iddiasının bulunduğu, buna ilişkin kaçak su kullanım tutanaklarının düzenlendiği görülmektedir. Ancak, davacı idarece aynı zamanda bir abonelik sözleşmesine de dayanılmaktadır. Dava dilekçesinde ekinde yer alan … abone numaralı ve … tarihli abonelik sözleşmesinden, aboneliğin … adına, kiracı sıfatıyla ve mesken (ev) abonesi türünde başlatıldığı görülmektedir.
Davacı iddiaları, dosyadaki belge ve veriler doğrultusunda görev hususunda yapılan değerlendirmede; davacısının tacir, davalısının gerçek kişi, talebin ise sayaçsız bir şekilde boru takarak su kullanımından kaynaklandığı, … Tarifeler Yönetmeliği uyarınca bu şekilde kullanımların kaçak kullanım sayıldığı, davacı idare tarafından kaçak tespit tutanağı düzenlenerek kaçak işlemi yapıldığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, kaçak işlemi yapıldığına dayanıldığı, iddia konusu kullanımların abonelik sözleşmesi kapsamında olmadığı anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca, bir abonelik sözleşmesi kapsamında kalmadığı anlaşılan ve tarafının tacir olmadığı, TTK’da aranan ticari işletme karinesine de uygun olmadığı anlaşılan uyuşmazlıkta, iddia edilen kullanımların TBK m.49 vd. düzenlenen haksız fiil hükümleri kapsamında değerlendirilebileceği, bir tüketici işlemi niteliğinde de sayılmayacağından mahkememizin görevsizliğine ve HMK m.2 uyarınca genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemelerinde görülmesi gerektiği kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1- Davanın 6100 sayılı Kanunun 114/1-c maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nun 115/2. Maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, karar kesinleştikten sonra talep halinde dosyanın görevli ANTALYA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2-Taraflardan birinin, H.M.K.’nun 20. Maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep edebileceği, aksi takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına,
3-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, tarafların yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/08/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza