Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/516 E. 2023/510 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/516
KARAR NO : 2023/510
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/05/2016
KARAR TARİHİ : 13/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … parsel sayılı taşınmaz üzerinde … m2 kapalı alanlı iş merkezi yapmak üzere davalı … ile … ihale kayıt nolu ile … tarihli iş merkezi yapım işi sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmenin işe başlama ve bitirme tarihi başlıklı … Maddesi gereği, işe başlama tarihi sözleşme gününden itibaren 5 gün olup, toplam sözleşme süresinin 500 gün olduğunu, müvekkili firma taahhüdü altında bulunan iş merkezi işine ilişkin olarak yapılan Yapım sözleşmesi gereği tüm edimlerini eksiksiz olarak yerine getirildiğini, ancak daha işin başında yapılan imalatlara ait hak edişler davalı …’ye sunulmuş ancak hakediş onay işlemleri geciktirildiğinin sürekli taahhüt işi yapan müvekkil sözleşmede belirlenen süre ve diğer şartlar gereği kendi imkanlarıyla işi devam etmek zorunda kaldığını ancak … sözleşme hükümlerine riayet etmemiş ve ödeme yapılmadığını, müvekkilinin yaptığı 1 ve 2 nolu hakedişler davalı tarafından onaylandığını, 1 nolu hakediş için … tarih ve … sıra nolu yasal kesintiler sonra … TL miktarlı fatura, 2 nolu hakediş için … tarih ve … sıra nolu yasal kesintiler sonrası … TL miktarlı fatura tanzimi ile davalı …’ye teslim edildiğini, sözleşme hükümlerine göre yapılması gereken ödeme yapılmayınca işin devam ettirilebilmesi için davalı …’de bilgisi ve muvafakati dahilinde; anılan 2 adet hakediş ve faturanın toplam … TL’lik miktarı … A.Ş’ye Antalya … Noterliği’nin … tarih … yevmiye nolu temliknamesi ile temlik edildiğini, faturadan itibaren 15 gün içerisinde ödemesi gerektiğini, müvekkil alacağını … firnamsıdan alınan ekstreden de anlaşılacağı üzere kredi işlemi olan bu temlik işleminden sonra ancak … tarihinde ödeyerek kapatabildiğini, … … firmasına sadece ana parayı ödediğini ancak … tarihinde … TL, … tarihinde … TL olmak üzere toplam … TL faiz ve masraf adı altında ödeme yapmak zorunda kaldığını, her bir temlik işleminden kaynaklı alacak bazında ayrı ayrı 8 adet icra takipleri yapıldığını ancak davalı … aynı şekilde tüm dosyalarda kötü niyetli olarak borca ve faize itiraz ettiğini, bu kez alacak temerrüd tarihinden itibaren işlemiş ticari faiziyle birlikte Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğini, bu kez de … tarafından kötü niyetli olarak borca ve faize itiraz edildiğini, talep edilen miktar net, likit olup yargılamayı gerektirmediğniden ve davalı … borca kötü niyetli olarak itiraz etmiş obulunduğundan asıl alacak üzerinden %20 inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Görev itirazında bulunduklarını, müvekkili … bir kamu kurumu olup tacir olmadığını, bu sebeple davacının davasının ticaret mahkemelerinde değil genel mahkemelerde görülmesi gerektiğini belirterek davanın görev yönünden ve hak düşürücü süre ve zamanaşımı yöününden de reddini talep ettiği, davacının ileri sürdüğü taleplerin gerçeği yansıtmadığını, Antalya … İcra Müdürlüğü’ nün … sayılı icra takip dosyasına yapmış oldukları itirazda da … kayıtlarında herhangi bir alacağının bulunmadığını, ancak davacı taraf işbu davaya konu icra takibindeki ödeme emri ile haksız ve kötüniyetli olarak müvekkil … aleyhine icra takibi başlattığını, bu sebeple borca, asıl alacağa ve faiz, vekalet ücreti ve sair fer’ ilerine haklı olarak itiraz ettiklerini, davacının müvekkil … kayıtlarında herhangi bir alacağının bulunmadığını, müvekkil …’nin hakediş ödemelerine ilişkin banka dekontları incelendiğinde bu durumun anlaşılabileceğini, dolayısıyla da davacının müvekkil … kayıtlarında söz konusu ihale sözleşmesinden kaynaklı alacağının bulunmadığını, davacı taraf, temlik ettiği alacak karşılığı … şirketlerinden kredi kullandığını belirterek bu kredi borcunun faiz ve masraflarından müvekkil …’ yi sorumlu tutması ve müvekkil …’ den tahsilini talep etmesini kabul etmelerinin mümkün olmadığını, … şirketlerine temlik edilen borçlarının ödendiğini, müvekkil … yalnızca temlik edilen hak ediş alacağından sorumlu olduğunu ve bu borcu ödediğini, … şirketleri ile arasında olan kredi sözleşmelerinden kaynaklı borçlardan, bu kredi borçlarının faiz, masraf ve sair ve fer’i lerinden müvekkil …’ nin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davacının davaya konu alacağın likid olduğu, yargılamayı gerektirmediği ve müvekkil …’nin kötü niyetli itiraz ettiği iddiasıyla icra inkar tazminatı talep etmesini de kabul etmelerinin mümkün olmadığını, yasal mevzuat ve yerleşik Yargıtay içtihatları ile de sabit olduğu üzere davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun iddialarının, taleplerinin ve davasının reddini talep etmiştir.
Mahkememizce ilk önce … esas sayılı dosya üzerinden yargılama yapılmış ve yargılama sonunda özetle; yargılama sürecinde alınan bilirkişi raporu gereği davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememiz kararına karşı istinaf kanun kanun yoluna davacı tarafından başvurulmuştur.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … HD’nin … Karar sayılı ilamı ile özetle; “… eldeki davaya bakma görevi 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olup, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde sonuçlandırılması zorunludur. Bu durumda, mahkemece Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devam edilerek davanın esası hakkında karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmemektedir….” gerekçesiyle mahkememiz ilamı ortadan kaldırılmıştır.
Eldeki dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği … tarihinden sonra, … tarihinde açılmıştır. Burada öncelikli olarak asliye ticaret mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi, davanın ticari niteliğinin ve görevli mahkemenin belirlenmesinde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile getirilen düzenlemelerin değerlendirilmesi gerekir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
Diğer taraftan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Somut olayda; uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, bu nevi davaların ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. O halde, eldeki davanın ticari dava olarak kabulü ve uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından çözülmesi için uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olması zorunludur.
Buna göre, eldeki davaya bakma görevi 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olup, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde sonuçlandırılması zorunludur.
Bu gerekçelerle, dosya kapsamı, BAM kararı doğrultusundan mahkememiz görevsiz olduğundan, görevli mahkeme Asliye Hukuk mahkemesi olduğundan usulden ret kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/ Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1- Davanın 6100 sayılı Kanunun 114/1-c maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nun 115/2. Maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, karar kesinleştikten sonra talep halinde dosyanın görevli Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
2-Taraflardan birinin, H.M.K.’nun 20. Maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep edebileceği, aksi takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına
3-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, davacı vekili Sn. Av. …’in yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/09/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır