Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/51 E. 2023/60 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/51 Esas
KARAR NO : 2023/60
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/10/2018
KARAR TARİHİ : 26/01/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Antalya … Noterliğinin … tarih … yevmiye numaralı vekalet ile vekalet ilişkisi olduğunu, müvekkilinin … … Ltd. Şti. 7den olan alacağına istinaden … … Bankası A.Ş. Ye ait … A.Ş’nin keşidecisi olduğu … … Ltd. Şti nin lehtarı olduğu 31/07/2015 tarihli 50.000,00.-TL bedelli, 30/035/2015 tarihli 50.000,00.-TL bedelli çekleri … Mobilyadan cira yolu ile aldığını, alınan çekler ödenmeyince icra takibi başlatılması için müvekkilinin vekiline verdiğini, müvekkilinin çekleri vekiline verdikten sonra borç u firma tarafından arandığını ve 2 çek için 118.0000,00.-Tl tutarlı 3 adet bono teslim edileceğini beyan edince müvekkilinin bu teklifi kabul ettiğini ve vekilini bilgilendirdiğini, davalı önce çeklerin kendisinde olmadığını akabinde müvekkilinin çek teslim belgesini yolması üzerine çekleri … iade edeceğini ancak icra takibine koyduğunu bunun için kendisine 25.000,00.-TL vekalet ücreti vermesi gerektiğini, müvekkilinin çeklerin icra takibine konması nedeniyle vekalet ücreti doğmuş olacağından davalıya 13/02/2018 tanzim tarihli 10/09/2018 vade tarihli 10.000,00.-TL bedelli, 13/02/2018 tanzim tarihli 10/08/2018 vade tarihli 15.000,00.-TL bedelli senetler verdiğini, vekil edenin müvekkilinin , davalı tarafından takibe konulduğu beyan edilen çeklerin … firmasına teslim edildiğini ve çeklerin karşılığında 3 adet senet alındığını, alınan senetlerin müvekkiline ödenmediğini, anılan çeklerle ilgili davalı tarafından icra takibi yapılmadığını haricen öğrendiklerini, icra takibi yapılmadığından vekalet ücreti olarak verilen senet bedelsiz kaldığını, müvekkilinin 13/02/2018 tanzim tarihli 10/09/2018 vade tarihli 10.000,00.-Tl bedelli ve 13/02/2018 tanzim tarihli 10/08/2018 vade tarihli 15.000,00.-TL bedelli bonolar yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine, icra dosyasına ödemek zorunda kalırsa, müvekkilinin yapacağı ödemenin ödeme tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının bir dönem vekilliğini yaptığın, şirket üzerindeki mal varlıklarını şirket dışına çıkaracağına ilişkin hukuki yardım talep ettiğini, bu talebin etik olmadığını., bu konularda hukuki yardım yapamayacağını belirttiğini, sonraki süreçlerde tekrar hukuki yardım istediğini, olumlu cevap vermediğini, davacı şirket yetkilileri planlı ve organize bir şekilde haksız ve hukuksuz bir şekilde zenginleşme yöntemi seçtiğini, davanın kötü niyetli olarak açıldığını, toplam ….-Tl bedelli çekler … … … ürünleri A.Ş. Tarafından ciri borcu ve ticari ilişkisi nedeniyle davacı şirkete cira edilerek teslim edildiğini, ancak teslim tarihinde dava dışı çeklerin keşidecisi … … … A.Ş nin … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası üzerinden iflas erteleme davasının derdest olması sebebiyle 6183 Sayılı Kanun kapsamında keşideci aleyhine takip başlatılmadığını, davacının çeklerle ilgili icra yapıldığını söylediğimiz ve bu nedenle vekalet ücreti ödediğini ancak sonrasında dava dışı … aleyhine icra takibi yapılmadığını öğrendiğini iddia ettiğini., bu durumun yalan olduğunu, bu beyanı ile mahkemeyi yanılttığını, 25/12/2017 tarihli Kayyum Heyeti kararı doğrultusunda toplamda 100.00,00.-TL bedelli 2 adet çek dava dışı … … … A.Ş. Firmasına 09/02/2018 tarihinde iade edildiğini, söz konusu bu işlemlerin ofislerinde Av. … görevlendirilmiş olup, … elemanları A.Ş yetkilisi …’nın talebi doğrultusunda dava dışı şirketin Ankara da bulunan ofisine gidilerek işlemlerin gerçekleştirildiğini, akabinde senetler müvekkile teslim edildiğini, yapılan bu işlem için davacının vekalet ücretini bizzat kendisi belirlediğini, ancak ödemeleri senetle yapabileceğini belirttiğini, davacının sürekli maddi imkansızlıklarını ileri sürmesi nedeniyle bu durumun kabul edildiğini, her nedense şimdi kandırıldığını iddia ettiğini, avukatlık bedeli yansıma faturası kesildiğini, 25.000,00.-TL faturanın dava konusu bedel dava dışı … Firması carisine borç olarak kaydediliğini, davanın kötü niyetli olarak açıldığını, davanın reddine ve davacı tarafa alacağın % 20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, 13/02/2018 tanzim tarihli 10/09/2018 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli ve 13/02/2018 tanzim ve 10/08/2018 vade tarihli 15.000,00 TL bedelli bonolar yönünden davacının davalıya borçlu olup olmadığının tespiti istemine ilişkindir
Davanın ilk olarak Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi yöneltilerek açıldığı, Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas … karar sayılı ilam ile davaya konu bonolardan kaynaklı uyuşmazlıkların ticari dava niteliğinde olması nedeniyle Asliye Ticaret Mahkemeleri’nde görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verildiği ve dosyanın kesinleşerek Mahkememizin … esas esasına kaydının yapıldığı görülmektedir.
Mahkememizin … esas sayılı dosyasında verilen karar davacı vekilince istinaf edilmiş, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin … tarih ve … esas … karar sayılı ilamı ile Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğuna karar verilmiş ve mahkememizin kararının kaldırılmasına karar verilmiş dosya mahkememize iade edilmiş olup, mahkememizin 2023/51 esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır. Mutlak ticari davalar TTK’nın 4/1-a bendi uyarınca; tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın TTK’da düzenlenen hususlardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz.
TTK’nın 4/1. maddesi uyarınca nisbi ticari dava olması için, her iki tarafın tacir olması ve davanın ticari işletmelerinden doğması gerekir. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, Kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Tüm açıklamalardan sonra dosya kapsamının incelenmesi neticesinde; kambiyo senetlerine mahsus icra takibinden kaynaklı menfi tespit davasının açıldığı, dava ve takip dayanağının vekalet sözleşmesinden kaynaklandığı, davanın hukuki niteliği itibariyle ticari dava olmadığı, bu nedenle uyuşmazlığın mahkememiz görev alanına girmediği anlaşılmıştır.
Görev, 6100 Sayılı HMK’nın 1. maddesi hükmü gereği kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece yargılamanın her safhasında kendiliğinden gözetilmelidir. Bu durumda, davanın asliye hukuk mahkemesinin görevine girdiği gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı Kanunun 114/1-c maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nun 115/2. Maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, karar kesinleştikten sonra talep halinde dosyanın görevli Antalya Nöbetçi ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
2-Taraflardan birinin, H.M.K.’nun 20. Maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep edebileceği, aksi takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına
3-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece dikkate alınmasına,
4-Dosyanın gönderilmesi için süresi içinde başvuru yapılmadığı takdirde, HMK’nun 20/1 ve 331/2 maddeleri gereğince yapılacak işlemin mahkememizce dosya ele alınarak değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/01/2023

Katip …
E imzalı

Hakim …
E imzalı