Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/503 E. 2023/704 K. 05.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/503
KARAR NO : 2023/704
DAVA : 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ : 21/03/2022
KARAR TARİHİ : 05/12/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Mahkememizin … Esas … Karar sayılı dosyasında davanın usulden reddine karar verildiğini, gerekçesinde Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan bir itirazın bulunduğu yönünde kesin karar verildiğini, ancak icra dosyası içeriğinde ve mahkememize sunulan … tarihli delil dilekçesi ile davalının borca itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunun açık olduğunu, HMK 375. Maddesinin ç maddesinde “Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması” denildiğini, karar tarihinden sonra mahkememize sunmuş olduğu davalının İcra Dairesine itirazının açık olduğunu ve müvekkilinin mağduriyetinin giderilmesi gerektiğini belirterek icranın durdurulmasını ve yargılamanın iadesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yargılamanın iadesi sebeplerinin HMK’nın 375. Maddesinde belirtildiğini, davacı tarafın icra dosyası içerisinde bulunan tüm evraklara uyap üzerinden ulaşma veya icra müdürlüğünden fiziken icra takip dosyasına ulaşma içerisindeki tüm belgeleri e yargılama aşamasında mahkemeye sunma yetkisine ve imkanına sahip olduğunu, davacının ilk dava da dava dilekçesinde delil olarak Antalya Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına dayandığını ve davanın ön inceleme duruşma aşamasında da delil listesi sunmadığını, yargılamanın yenilenmesinin sadece kesinleşmiş olan esasa ilişkin son kararla karşı başvurulabilecek bir yasa yolu olduğunu, maddi alanda kesin hüküm gücü bulunmayan kararlara karşı yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulamayacağını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, yargılanmanın yenilenmesi talebine ilişkindir.
Yargılamanın iadesi sebepleri 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 375. maddesinde tahdidi olarak sayılmıştır. Bu sebeplerin kıyas yolu ile genişletilmesi söz konusu değildir (Baki Kuru – Hukuk Muhakemeleri Usulü-6.Baskı- Cilt 5-sayfa 5156-5164,5171).
Yargılamanın iadesi davası üç safhada (aşamada) incelenir;
a)Mahkeme, ilk önce yargılamanın iadesi davasının dinlenilmeye değer olup olmadığını resen (kendiliğinden)araştırır. Mahkeme, burada genel dava şartlarından başka, yargılamanın iadesi davacısının davayı süresi içinde açıp açmadığını, teminat gösterip göstermediğini ve kanunda (HMK 375 m) yazılı bir yargılamanın iadesi sebebine dayanıp dayanmadığını resen inceler. Mahkeme bu şartlardan birinin mevcut olmadığı kanısına varırsa, yargılamanın iadesi davasını (esasa girmeden) mesmu olmadığından dolayı reddeder.
b)Mahkeme, (birinci aşamada) yargılamanın iadesi davasının dinlemeye değer olduğu kanısına varırsa, esasa girerek, ileri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin doğru olup olmadığını araştırır.
Mahkeme, tarafların ikrar veya kabulü ile bağlı olmaksızın, ileri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin uygun olup olmadığını re’sen araştırır. Yargılamanın iadesi sebebinin varlığını ispat yükü, davacıya aittir. Bu araştırma sonucunda, mahkeme, ileri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin doğru olmadığı kanısına varırsa, yargılamanın iadesi davasını reddeder.
c)Mahkeme, ileri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin doğru olduğu kanısına varırsa, yargılamanın iadesi talebini kabul ederek, asıl dava hakkında yeni bir karar verir (Baki Kuru, a.g.e, sayfa 5254, 5256, 5257).
Yargılamanın iadesi talebi üzerine mahkeme, ön inceleme yapmak amacıyla tarafları davet edip dinledikten sonra, talebin kanuni süre içerisinde yapılmış olup olmadığını, yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılması istenen hükmün kesin olarak verilip verilmediğini ya da kesinleşip kesinleşmediğini, ileri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin kanunda yazılı sebeplerden olup olmadığını kendiliğinden inceler (6100 sayılı HMK 379,1). Bu koşullardan biri eksikse, hakim davayı esasa girmeden reddeder (HMK 379/2). Bu sebeplerin varlığını davacı ispat edemezse dava reddedilir. İnceleme sonunda, dayanılan yargılamanın iadesi sebebi sabit görülürse, yeniden yargılama yapılarak ortaya çıkacak duruma göre verilmiş olan karar onanır veya kısmen yahut tamamen değiştirilir (Baki Kuru- Ramazan Arslan- Ejder Yılmaz, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, 24.baskı, sayfa 608,609).
Bu itibarla davaya bakan hâkimin yargılamanın yenilenmesi davasında her şeyden önce davanın dinlenilebilirlik (=mesmu) şartlarının var olup olmadığını kendiliğinden araştırması gerekir. Bu husus kamu düzenine ilişkin olduğundan, davanın her aşamasında hakim tarafından resen gözetilmelidir. Hakimin daha önce bu koşulları denetlemeyi ihmal etmesi davacı lehine kazanılmış hak oluşturmaz.
Bu hükümler ortaya koymaktadır ki, kesin verilen veya kesinleşmiş olan kararlar hakkında sayılan sebeplerle yargılamanın yenilenmesi istenebilir.
Önemle vurgulanmalıdır ki, ilke olarak, kesin hükme bağlanmış bir davaya yeniden bakılamaz. Bunun en önemli istisnası yargılamanın yenilenmesi yoludur.
Yargılamanın yenilenmesi, bazı ağır yargılama hatalarında ve yanlışlıklarından dolayı, maddi anlamda kesinleşen hükmün ortadan kaldırılmasını ve daha önce kesin hükme bağlanan bir dava hakkında yeniden yargılama ve inceleme yapılmasını sağlayan olağanüstü bir kanun yoludur.
Yargılamanın yenilenmesi, sadece kesinleşmiş olan esasa ilişkin son kararlara karşı başvurulabilecek bir kanun yoludur. Maddi anlamda kesin hüküm gücü bulunmayan kararlara karşı (örneğin çekişmesiz yargıda verilen son kararlar) yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulamaz.
Yargılamanın yenilenmesi davasının konusunu ise, yargılamasının yenilenmesi istenen dava teşkil eder.
Davanın açıklanan özelliği gereği bu davalar yönünden husumetin kimlere yöneltileceğinin tespitinde de bu kuralların göz önüne alınması gerektiği açıktır.
Hal böyle olunca, yargılamanın yenilenmesi davasının konusu, yargılamasının yenilenmesi istenen dava olduğuna göre, davada hasım olarak gösterilecek kişiler de yine bu davanın tarafları olacaktır.
Yargılamanın yenilenmesi yoluna, ancak kesin hükmün tarafları veya tarafın halefleri yada alacaklıları başvurabilir. Taraflar dışındaki kişiler, ilke olarak kesin hükme karşı yargılamanın iadesi yoluna başvuramaz.
Yapılan açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında;
Yargılamanın yenilenmesine konu itirazın iptali davasına konu edilen dava; Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen … tarihli, … Esas, … Karar sayılı davanın usulden reddine ilişkin kesin olarak verilen kararı içeren davadır.
Yargılamanın iadesinin sebepleri başlıklı 6100 sayılı HMK.nun 375.maddesinde;
(1) Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir:
a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.
b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.
c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması.
ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması.
d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması.
e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması.
f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması.
g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması.
ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması.
h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması.
ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması.
i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması (Ek ibare: 7145 – 25.7.2018 / m.19) “veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi” gerekir.
Yargılamanın iadesi istemli söz konusu bu dava, davacı … vekili tarafından davalı … Bankası’na karşı açılmıştır. Bu davada icra dosyası içerisinde itiraz dilekçesinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiş, sistem üzerinden icra dosyası ataması yapılmış borca itiraz dilekçesinin icra dosyasında kayıtlı olmadığı görülmekle, Antalya Genel İcra Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereye … tarihli cevabi yazı ile icra dosyası içerisinde herhangi bir borca itirazın bulunmadığı bildirilmiştir. Davacı vekili tarafından icra dosyasında başka isimle kaydedilen borca itiraz dilekçesinin bulunduğu gerekçe gösterilerek yargılamanın yenilenmesi istenilmiştir. Talep süresi içerisinde olsa da, talebin HMK’nun 375/1-ç maddesi gereği “Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması” sebebine dahil olmadığı anlaşılmaktadır. Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması koşulu, bulunmayan bir delilin sonradan elde edilmesi şeklinde anlaşılması gerekir. Eldeki davada ise dava dilekçesinin ekinde ibraz edilen … tarihli itiraz dilekçesinin bulunduğu, Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına hitaben yazıldığı, icra dosyasına farklı kaydedildiği anlaşılmakla, itiraz dilekçesinin sonradan elde edilmediği görülmektedir. Açıklanan gerekçelerle; HMK 375/1-ç maddesinde belirlenen yargılamanın iadesi şartlarının oluşmadığından davacının davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Ayrıntısı gerekçeli kararda anlaşılacağı üzere;
1-Davacının yargılamanın yenilenmesi davasının REDDİNE,
2-Harç peşin alınmadığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT Gereğince 5.041,27 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Gider avansının artan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. …’ın yüzüne karşı verilen karar miktar itibariyle KESİN olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/12/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza