Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/44 E. 2023/494 K. 08.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/44 Esas
KARAR NO : 2023/494
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 19/01/2023
KARAR TARİHİ : 08/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan “Şirketin İhyası” davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davacının … tarihinde davalı şirkete ait iş yerinde işe başladığını, sigorta girişinin 2000 yılı Şubat ayında yapıldığını, arada 7 ay gibi bir süre sigortasız olarak çalıştığını, davacının bu 7 aylık süreye ilişkin himet tespiti istemli davanın … Asliye (İş) Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında … tarihli tensip zaptı ile iş bu davada davalı konumundaki … Ltd. Şti yönünden ihya davası açmak için taraflarına yetki ve süre verildiğini beyanla davanın kabulü ile davalı ….’nin ihyasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıların cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
… Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yazılan müzekkeremize cevap verilmiş, şirkete ait sicil dosyası ve gelen yazı cevapları dosyamız arasına alınmıştır.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE: Dava, TTK Geçici 7.maddesi gereğince re’sen terkin edilen şirket aleyhine açılan dava nedeniyle şirketin ihyası istemine ilişkindir.
Ticaret Sicilinden re’sen terkin edildiği belirtilen şirketin ihyası için şirkete ve temsilcisine de dava açtığı görülmüştür.
6100 sayılı HMK 114. Maddesinde dava şartları düzenlenmiş olup tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları, kanuni temsilin söz konusu olduğu hallerde temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunmasının dava şartı niteliğinde olduğu belirtilmiştir.
115. Madde de, mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme dava şartı noksanlığının tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. şeklinde belirtilmiştir.
Mahkemenin davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi için varlığı ve yokluğu gerekli olan hallere ise dava şartları denir (KURU/Baki// ARSLAN/Ramazan/YILMAZ/Ejder., Medeni Usul Hukuku (Ders Kitabı), Ankara 2005, s. 303)Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 188. maddesinde, “Hakimin re’sen nazarı dikkate alması kanunen iktiza eden hususlar” deyimi ile dava şartlarının kastedildiği ve bu nedenle dava şartlarının mahkemece kendiliğinden gözetileceği hususu öğretide de kabul edilmektedir(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2005/9-546 E.N , 2005/611 K.N., 26/10/2005). 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 115’e göre; mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
Dava konusu somut olayda, dava tarihi itibariyle davalı şirketin sicilden terkin edilmiş olmakla tüzel kişiliğinin bulunmadığı, dolayısıyla taraf ehliyetinin olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı şirket temsilcisi yönünden de dava açılmış ise de; ihya istemli davada husumetin Ticaret Sicil Müdürlüğüne yöneltileceği, şirket temsilcisine yöneltilecek husumet bulunmadığı, davalı …’ın pasif husumetinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle, davalı şirket yönünden açılan davanın taraf ehliyeti yokluğu nedeniyle, davalı şirket temsilcisi yönünden açılan davanın da pasif husumet dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
6102 s. TTK.’nın Geçici Madde 7/15. maddesine göre, “…Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.”
Eldeki dava yönünden davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğu anlaşılmıştır.
İhyası istenen şirketin … tarihinde re’sen ticaret sicilinden silindiği anlaşılmıştır.
Ticaret sicil Müdürlüğünden gelen kayıtlarda şirket temsilcisine eksikliklerin giderilmesi hususunda sicil müdürlüğünce yapılan ihtarın sicil dosyasında bulunan adresine yapılmayıp başka bir adrese gönderildiği ve tebligatın iade olduğu, sonrasında ilanen tebligat yapıldığı görülmüştür.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 24/04/2023 tarih, 2023/1961 Esas, 2023/2367 Karar sayılı emsal içtihadında; “…şirketin sicilden re’sen terkin edildiği … tarihinden itibaren beş yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra … tarihinde açılmışsa da davalı … Sicil 6102 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesinde yer alan prosedürü uygulamadan, şirketin son yetkilisine ihtar tebliğ edilmeden ihyası talep olunan şirkete bu maddeyi işlettiği,
6102 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesinin onbeşinci fıkrasında düzenlenen beş yıllık hak düşürücü sürenin somut olayda uygulanmasının mümkün olmadığı, şirket yetkilisine ihtar tebliğ edilmeden ihyası talep olunan şirketi usulsüz terkin ile dava açılmasına sebebiyet verenin davalı olduğu, Mahkemece usulsüz terkin ile dava açılmasına sebebiyet veren davalının yargılama giderlerinden ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulması gerekirken davalının yasal hasım olduğu, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden sorumlu olmadığı şeklindeki hatalı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmediği …” şeklinde belirtilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 27/04/2022 tarih 2022/2158 Esas, 2022/3470 Karar sayılı emsal içtihadında; “… Dava, 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi kapsamında ticaret sicilinden re’sen terkin olunan şirketin ihyası istemine ilişkindir.
Bölge Adliye Mahkemesince, … İşletmecilik A.Ş.’nin İş Mahkemesinin … sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere ihyasına karar verildikten sonra, ek tasfiye işlemlerinin yapılması için şirket ortağı …’in tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir.
TTK’nın geçici 7. maddesinin 2. fıkrası “davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz” düzenlemesini içermekte olup, davacının talebine dayanak yaptığı İş Mahkemesinin … esas numaralı davanın 2006 tarihinde açıldığı ve davanın varlığına rağmen şirketin, TTK’nın Geçici 7. maddesine göre 07.07.2014 tarihinde re’sen terkin edildiği, bu durumda terkin işleminin TTK’nın 7/2. maddesine aykırı olarak yapıldığı açık olup, terkin işlemi usulüne uygun yapılmadığından ihya davası açmak için kanunda öngörülen 5 yıllık hak düşürücü süre uygulanamayacaktır.
TTK’nın 547. maddesine göre tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğunun anlaşılması halinde tasfiye memurunun atanması gerekecektir. İhyası istenen şirket 6102 sayılı yasanın TTK’nın geçici 7/15. maddesine dayanılarak resen terkin edilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere hakkında açılmış dava varken terkin işlemi yapılması aynı yasanın geçici 7. maddesine aykırı olup, esasen tasfiyesi de yapılmadığından ve yapılacak tasfiye işlemi de yasaya uygun olmayacağından yalnızca taraf teşkilinin sağlanması bakımından ihya kararı verilmesi ile yetinilerek, tasfiye memuru atanmasına gerek olmadığı halde (Emsal; Yargıtay 11.H.D.’nin 19/09/2018 tarih, 2018/3714 E.- 2018/5439 K. sayılı ilamı)…” şeklinde belirtilmiştir.
Yukarıda belirtilen emsal içtihatlar doğrultusunda yapılan değerlendirmede: davacının ihyası istenen şirkete karşı … Asliye Hukuk (İş Mahkemesi) Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında … … … ve Paz. Tic. Ltd. Şti’ne ihya davası açmak üzere süre verildiği, dava konusu hakkın şirketin terkin edilmesinden önce doğduğu, ancak terkin tarihinden 5 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açıldığı görülmüştür. Şirkete ait sicil dosyasının incelenmesinde, şirket temsilcisine TTK geçici 7. Maddesindeki prosedür işletilmeksizin sicil dosyasında bulunan adresine tebligat çıkarılmayıp, başka bir adrese tebligat çıkarıldığı ve bu tebligatın iade olduğu, yalnızca ilanen tebligatla yetinildiği, bu hali ile 5 yıllık hak düşürücü süreye ilişkin koşulların somut olayda mevcut olmadığı görülmekle şirketin ihyasına ilişkin hak düşürücü sürenin dolmadığının kabulü ile Davanın Ticaret Sicil Müdürlüğü yönünden kabulüne, şirketin ihyasına karar vermekle yetinilmiş, tasfiye memuru tayin edilmemiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın Ticaret Sicil Müdürlüğü yönünden KABULÜNE, Buna göre; … Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı … Ltd. Şti’nin İHYASINA,
2-Davalı şirket yönünden açılan davanın TARAF EHLİYETİ YOKLUĞU NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
3-Davalı … yönünden açılan davanın PASİF HUSUMET DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 269,85 TL harçtan peşin olarak alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin terkin işleminde kusurlu olduğu anlaşıldığından Ticaret Sicil Müdürlüğünden tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Terkin işleminde kusurlu olduğu anlaşıldığından davacı tarafından yapılan 385,00 TL ilk dava masrafı ile 206,50 TL posta ve tebligat gider toplamı olan 591,50 TL’nin davalı … Sicil Müdürlüğünden tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde istek aranmaksızın davacıya İADESİNE,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/09/2023

Başkan …
¸E- İmzalı

Üye …
¸E- İmzalı

Üye …
¸E- İmzalı

Katip …
¸E- İmzalı