Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/436 E. 2023/773 K. 27.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/436
KARAR NO : 2023/773
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/07/2018
KARAR TARİHİ : 27/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı … Limited Şirketi vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin inşaat ve yalıtım işleri ile iştigal ettiğini, bu iş kapsamında davalı ile anlaştığını, müvekkilinin, anlaşma sonucu üstlendiği edimini yerine getirdiğini ancak davalının ödemesi gereken bedelin tamamını ödemeyerek üstlendiği edimini yerine getirmediğini, ekte sundukları, … tarihli … numaralı faturada da görüleceği üzere müvekkilinin, “malzemeli epoksi uygulması” yapması karşılığında … TL ücrete hak kazandığını, söz konusu faturanın davalı tarafından da imzalandığını, davalının söz konusu borcun … TL olan kısmını ödediğini, kalan kısmın tahsili amacıyla Antala … İcra müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını ancak borçlunun haksız şekilde asıl alacağa, işlemiş faize itiraz ettiğini, borcun dayanağı faturada davalının imzasının olduğunu, söz konusu işin yapıldığını, ödenen miktar düşülerek icra takibi yapıldığını, faturaya sekiz gün içinde itiraz edilmediğini beyan ederek; itirazın iptaline karar verilmesini talep etmişti.
Asıl davada davalı/karşı davada davacı vekili dava dilekçesinde/cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacının, müvekkilinin,… parselde bulunan inşaatlarının dükkan katlarındaki zemin epoksi kaplamlarını yapmak üzere anlaştıklarını, müvekkil tarafından davacının kabulünde olduğu üzere … TL ödeme yapıldığını, davacının hatalı ve eksik iş yaptığını, bunu kusuruyla yaptığını, yapıldığı iddia edilen zemin epoksi uygulamalarında kabarmalar ve buna bağlı sorunlar oluştuğunu, yapılan işin baştan sona hatalı olduğunu, müvekkilinin hem zarar uğradığını hem de itibar kaybetmesine sebep olduğunu, müvekkil şirketin işin tespitinin ilgili meslek odası aracılığı ile yaptırıldığını, müvekkilinin bu durumu davacı tarafa ihtar etmişse de davacı tarafça her hangi bir iş yapılmadığı gibi kötü niyetli olarak bu davanın açıldığını, anlatıldığı üzere müvekkili tarafından … TL ödeme yapıldığını, karşı tarafın hem ücreti aldığını hem de işi yapmadığını, uğranılan zarar olarak … TL nin tahsilini ve asıl davanın reddini talep etmiştir.
Davacı / karşı davalı cevap dilekçesinde özetle; davalı karşı davacı tarafın sunmuş olduğu ilgili meslek odası aracılığı ile alınan raporun tek taraflı rapor olduğunu, usulüne uygun ayıp ihbarının yapılmadığını, TTK m. 23 ün açık olduğunu, her iki tarafın da tacir olduğunu, şu ana kadar bir davanın da açılmadığını beyan etmiştir.
Asıl davanın ve karşı davanın temeli eser sözleşmesine dayanmaktadır ve eser sözleşmesinin kurulması konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık yoktur.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmıştır.
… tarihli iki inşaat mühendisi bilirkişi, bir mali müşavir bilirkişiden oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda özetle; davacı/karşı davalının 2016 yılı ticari defterlerinin yasal süresi içinde açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, davacı karşı davalının ticari defterlerinde bir adet … TL (KDV dahil) toplam tutarlı faturanın kayıtlı olduğu, davalı karşı davacıya ait … dönemi BA formunda … TL (KDV hariç) tutarlı faturanın beyan edildiği (KDV dahil toplam tutarı … TL), davacının … tarih … yevmiye numaralı kapanış fişinde davalı karşı davacı şirketin borç bakiyesinin 13.248,00 TL olduğu, icra takibi ile 13.952,07 TL asıl alacak tutarını talep ettiği; dava konusu 4 adet dükkanda yapılan epoksi zemin kaplaması uygulamasının söküldüğü ancak rampa, asansör kovası önü ve 2 inci bodrum çıkış bölgelerinde davaya konu olan epoksi uygulamasından kalanların olduğu, kalan epoksi uygulamasının ise yer yer çatladığı, yer yer kabardığı ve alt düzeyden parçalar koparak ayrıldığı; epoksi zemin uygulaması altında betonarme ya da 400 dozlu şap olması gerekirken konvansiyonel düşük dozajlı şap olduğu, uygulama yapılmadan önce zeminin sağlam ve epoksi zemin kaplaması uygulanabilir zemin olduğu belirlenmeden uygulamanın yapıldığı, epoksi zemin uygulamasının gerektirdiği alt zemin uygulaması yapılmadan imalatın yapılması nedeniyle kaplamanın kabardığı, çatladığı ve işlevsiz hale geldiği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Mahkememizce itirazlar da göz önüne alınarak, maliyetler hususunun da netleştirilmesi için teknik bilirkişilerden ek rapor aldırılmıştır.
… tarihli teknik bilirkişiler tarafından hazırlanan ek heyet raporunda özetle; keşif tarihi itibariyle ve imalat tarihi itibariyle hesaplamalar yapılmıştır. Rapor içeriğinden tüm uygulamanın yerinde olmadığının kabul edildiği, buna göre hesaplamaların yapıldığı anlaşılmaktadır. Miktar konusunda ise bir uyuşmazlık olmamasına rağmen bilirkişiler hesaplamalar yapmıştır. Kısmi ayıp var ise bunun miktarı ve maliyetinin tespiti için ek rapor alınmasına karar verilmiştir. Sonuç olarak, ek rapor alma amacı yerine gelmiş, tüm uygulamanın hatalı olduğu belirtilmiştir/anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Mahkememizce net belirleme yapılması için tekrar ek rapor aldırılmış, … tarihli bilirkişi 2. Ek raporunda özetle; epoksi altına yapılan şapın uygun dozajlı olup olmadığı test edilmeden epoksi uygulamasının yapıldığı, imalatın yapımından sonra ortaya çıkan ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu belirtilmiştir.
Dava, ilk önce, mahkememizin … esasında görülmüş yapılan yargılama sonunda özetle;
… karar numarası ile mahkememiz; “…Yapılan işe ait fatura tarihi … tarihli olduğunu, çekildiği iddia edilen ihtarnamenin tarihinin de … olduğunu, davalı karşı davacı tanıklarının işlemden kısa bir süre sonra kabarmaların, hatalı uygulamanın ortaya çıktığını beyan ettiklerini, davalı karşı davacının tacir olduğu için basiretli iş adamı gibi hareket etmesi gerektiğini , Bunun yanında, ayıp ihbarı yapılması hukuki bir işlem değil “hukuki işlem benzeri bir fiil” olması nedeniyle süresi içerisinde ayıp ihbarının yapıldığının, tanık da dahil olmak üzere her türlü delille kanıtlanması mümkün olduğundan (Yargıtay 15. HD., 2018/1965 E., 2018/2595 K.) tanıkların beyanları, davalı karşı davacı ile aralarındaki iş/ticari/işçi-işveren ilişkileri düşünüldüğünde, ayıp ihbarının zamanında yapıldığını kabule göre göstermediğini , ispata yeterli olmadığını , faksa (belgegeçer) ilişkin olarak başkaca tanık da gösterilmediğini, Zira, davalı karşı davacı aşamalardaki savunmasına/iddiasına dayanak olarak, noter ihtarnamesi çektiklerini de beyan ederek, ayıp ihbarını faks (belgegeçer) yoluyla yaptıklarını beyan ettiğini ancak bu durumu ispatlayamadığını, Tüm dosya kapsamı, bilirkişi raporları, yukarıdaki tüm açıklamalar dikkate alınarak; davacı karşı davalının iddiasını ispatladığı, davalı karşı davacının iddiası olan gizli ayıp hususunu vakıf olunur olunmaz derhal bildirmediği bu yönüyle eseri olduğu gibi kabul etmiş sayıldığı ve ayıba bağlı haklarının düştüğü, davacı karşı davalının ücrete hak kazandığı anlaşılmakla; davacı karşı davalının davasının kabulüne, davalı karşı davacının davasının reddine ….” karar vermiştir.
Mahkememizin kararına karşı kararına karşı süresi içinde davalı/ karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … HD. … K sayılı ilamı ile mahkememiz kararının özetle; süresinde ayıp ihbarı yapıldığı kabul edilerek delillerin bu şektilde değerlendirilip sonucuna göre asıl ve kaşrsı dava yönünden sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, süresinde ayıp ihbarı bulunmadığı yönünde karar verilmesinin uygun olmadığı, davalı vekili açtığı karşı dava ile uğradığı zarar nedeni ile şimdilik … TL’nin yüklenici şirketten tahsilini istemişsede, bu zararın nereden kaynaklandığnı açıkça ortaya koymadığı, karşı davacı vekiline talep ettiği … TL’nin yükleniciye ödenen … TL’nin iadesini mi istediği yoksa ayrıca bir tazminat talebinde mi bulunduğu, tazminat istiyorsa hangi zararını istediği hususu usulünce açıklattırarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçeleriyle ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.
Dosya mahkememizce iş bu yeni esasa kaydedilmiştir.
… tarihli duruşmada davalı karşı davacı vekili, talepleri olan … TL’nin ödedikleri paranın iadesi talebi olduğunu beyan etmiştir.
Davacı karşı davalı vekili, bu beyanların iddianın genişletilmesi olduğunu ileri sürse de BAM ilamında da belirtildiği üzere, burada yapılan iddianın genişletilmesi değil, ileri sürülen hususun netleştirilerek, ortaya konulmasıdır. BAM ilamında da bu husus belirtilmiştir. Kabule göre, davacı karşı davalının iddiası yerinde değildir.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … HD. … K sayılı ilamında ayıp ihbarının süresinde olduğu kabul edilmiştir. Yine BAM ilamında da belirtildiği üzere, mahkememizce yapılan keşifte alınan rapor ve ek raporlarda teknik bilirkişi tarafından “…İmalatın yapımı öncesinde zemin kontrollerinin yapılması ve gerektiğinde de test yapılarak şap imalatının epoksi kaplamaya uygun olup olmadığı (dozaj ve nem durumu) tespit edilerek, kaplama aşamasına geçilmesi gerektiği, dava konusu uygulamada ise, epoksi altına yapılan şapın uygun dozajlı olup olmadığı test edilmeden epoksi uygulamasının yapıldığı, imalatın kabarmış kalkmış görüntülerine ait bilirkişi raporu davalının … tarihli talebi üzerine düzenlendiği, fatura tarihi ile tespit tarihi arasında bulunan yaklaşık 4 aylık zaman dilimi içerisinde şap dozajının düşük olması nedeniyle epoksi kaplamanın zemine yapışmadığı, bu nedenle de çatlak ve kabarmalar ortaya çıktığı, imalatın yapımından sonra ortaya çıkan ayıbın, gizli ayıp niteliğinde olduğu…” rapor edilmektedir. Davalının kendi yaptırdığı tespit raporu da işin ayıplı olduğu yönündedir.
Tüm dosya kapsamı, BAM ilamı içeriği, dosyadaki bilirkişi raporları dikkate alınarak, işin tamamının ayıplı olduğu, ayıp ihbarının süresinde olduğu, bu yönüyle, davacı karşı davalının talebinde haksız olduğu, davalı karşı davacının ödedikleri … TL’nin iadesi talebinin söz konusu kabuller ışığında yerinde olduğu anlaşılmakla, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Ayrıca belirtmek gerekir ki; Karşı davacı, dava dilekçesinde faiz talep etmemiş ancak ıslah dilekçesi ile faize yönelik ıslah talebinde bulunmuştur. Yargıtay 3. HD’nin 2020/8977 E., 2021/2307 K sayılı emsal ilamında da belirttiği üzere; Faiz, asıl alacağın bir bölümü olmayıp, asıl alacağa bağlı fer’i nitelikte bir haktır. Faiz asıl alacağa bağlı olmasına rağmen, asıl alacaktan ayrı olarak dava veya takip konusu edilebilir. Asıl alacak için açılan davada faize ilişkin hakkın saklı tutulmamış olması, daha sonra faiz için ayrı bir dava açılmasına veya ıslah ile faiz talep edilmesine engel teşkil etmez. O halde; davacı tarafından dava dilekçesinde faiz talep edilmese bile ıslah ile faiz talep edilebilir. Somut dosyada da ıslah dilekçesi ile faiz talep edilmesinde usuli bir sorun yoktur.
İtirazın iptali davalarında, mahkeme, alacaklının takip konusu yaptığı alacağının mevcut olmadığı sonucuna varırsa, itirazın iptali davasının reddine karar verir. Bu ret kararının kesinleşmesi ile, alacaklının başlamış olduğu (ve borçlunun itirazı ile duran) icra takibi iptal edilmiş sayılır. Davanın reddi kararının kesinleşmesi ile, takip konusu alacağın mevcut olmadığı kesin hüküm olarak tespit edilmiş olur. Alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamaz(6100 sayılı HMK m. 303). Davanın reddine karar veren mahkeme, alacaklının kötüniyetle icra takibinde bulunduğu ve itirazın iptali davası açtığı kanısına varırsa, alacaklıyı, borçluya bir tazminat ödemeye mahkum eder. Bu tazminat reddolunan alacak miktarının %20 sinden aşağı olamaz. Mahkememinin borçlu lehine tazminata hükmedebilmesi için, borçlunun (cevap dilekçesinde) tazminat istemiş olması gerekir(KURU,Baki/ARSLAN,Ramazan/YILMAZ,Ejder., İcra ve İflas Hukuku, Ankara 2006, s. 76).
Dosyaya baktığımızda; asıl davada, davacının icra takibini haksız başlattığı anlaşılmış ise de davanın eser sözleşmesine de dayandığı görülmekle, kötü niyetli olduğuna dair bir kanıya varılamadığından, bu yönde kabule göre yeterli delil olmadığından, davalı tarafın kötü niyet tazminatı taleplerinin reddi gerekmiştir.
Emsal;
‘Hemen belirtilmelidir ki, alacağının varlığına maddi hukuk kuralları çerçevesinde inanarak icra takibine girişen, ancak bunu usul hukuku kurallarına uygun şekilde kanıtlayamadığı için itirazın iptali istemi reddedilen bir alacaklı, İİK’nın 67. maddesi anlamında ‘haksız’ ise de, ‘kötü niyetli’ olarak kabul edilmesine ve dolayısıyla, bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesini açıkça şart koşan söz konusu hüküm çerçevesinde tazminatla sorumlu tutulmasına hukuken olanak yoktur. (HGK’nun 13.06.2019 tarihli ve 2017/19-928 E., 2019/658 K., 01.03.2017 tarihli ve 2015/1048 E., 2017/380 K. sayılı kararları.)
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
(ASIL DAVA YÖNÜNDEN)
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminatının REDDİNE,
3-Davacı tarafça yatırılan 35,90 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 166,16 TL peşin harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye kalan 261,44 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
6-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 13.952,07 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
(KARŞI DAVA YÖNÜNDEN)
1-Davanın KABULÜ İLE; … TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı tarafça yatırılan 35,90 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 853,87 TL peşin harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye kalan 2.561,63 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan ve yukarıda mahsup edilen toplamda 889,77 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-keşif-bilirkişi ücreti gideri toplamı 1.910,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, asıl dava yönünden kesin, karşı dava yönünden gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/12/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır