Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/406 E. 2023/692 K. 29.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/406
KARAR NO : 2023/692
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 04/07/2017
KARAR TARİHİ : 29/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili … tarihli dava dilekçesinde özetle; … tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı …’ın sevk ve idaresindeki davalı … …’ın işleteni olduğu … plakalı kamyonetin kırmızı ışıkta durmayıp tam kusurlu olarak davacının işleteni ve sürücüsü olduğu … plakalı araca çarptığını, kaza neticesinde davacının yaraladığını, psikolojik olarak yaşadığı travma nedeniyle araç kullanmaya korkar hale geldiğini, ayrıca iş yerinde çalışamadığı için de bütün iş ve sosyal ilişkilerinin bozulduğunu, manevi açıdan bir çöküntü yaşadığını, kazaya ilişkin Antalya C.Başsavcılığı’nın … sayılı Soruşturma dosyasının bulunduğunu, davalı … şirketinin poliçe kapsamındaki sorumluluğu ile sınırlı olmak üzere ve davalı sürücünün kusuruna tekabül edecek şekilde kaza tarihi … tarihinden itibaren işleyecek banka avans faizi ile birlikte tahsil edilmek üzere ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile bedensel kayba ve iş göremezliğe istinaden 1.000,00 TL, araç hasarı ve yapılan harcamalar nedeniyle 1.000,00 TL, çalışamadığı süreye ilişkin 2.000,00 TL ve manevi tazminata istinaden … TL’nin müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline, ihtiyati haciz ve tedbir taleblerinin kabulü ile … plakalı aracın trafik kaydına haciz ve tedbir konulmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşa tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … şirketi cevap dilekçesinde özetle; Davacının zarar kalemlerini içerir taleplerinin reddilmesi gerektiğini, kabul manasında olmamak üzere trafik sigortası genel şartlarının A.6B maddesinde de belirtildiği üzere hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminatların teminat dışında kalan hallerden olduğunu, bu sebeple kusur oranlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Kurumuna sevk edilmesi gerektiğini, kabul manasına gelmemek üzere davacının gerçek zararının tespitinin gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere davacının gelirinin resmi belgelerle kanıtlanması aksi takdirde asgari ücret olarak alınması gerektiğini, … tarihinden itibaren geçerli olan mevzuat değişikliği sebebi ile sigorta şirketinin tedavi giderleri ve geçici iş göremezlik tazminatı taleplerine ilişkin sorumluluğunun ortadan kalktığnı, davacı tarafın sigortalısının kusurunu ve kusur ile maluliyeti arasınnda illiyet bağı bulunduğunu usulen ispat etmesi gerektiğini, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, bu nedenlerle davanın usulden ve esastan reddine, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat talebinden ibarettir.
Sigorta şirketine müzekkere yazılarak poliçe ve hasar dosya kayıtları dosyamız arasına celp edilmiştir.
Dava, ilk önce mahkememizin … esasında görülmüştür ve yapılan yargılama sonunda özetle; Davacının davasının kısmen kabul; kısmen reddine, maddi tazminat yönünden; 4.212,18 TL geçici iş göremezlik, 19.280,99 TL daimi iş göremezlik, 1.777,50 TL. bakıcı gideri tazminatının davalılar … ve … …’dan kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, (davalı … şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere 19.280,99 TL sürekli iş gücü kaybı tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte) müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 4.000,00 TL değer kaybı tazminatının davalılar … ve … …’dan kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, (davalı … şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere ve dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte) müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, manevi tazminat yönünden,15.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … …’dan kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müteselsilen tahsili ile davacya verilmesine, davacı tarafın fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiş; mahkeme hükmü, davacı vekili, davalı … vekili, davalı … AŞ vekili tarafından istinaf kanun yoluna götürülmüştür. Davalı … istinaf kanun yoluna başvurmamıştır.
Mahkememiz hükmü, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. HD’nin … esas, … karar sayılı ilamı ile özetle; “….Somut olayda, ilk derece mahkemesinin kararı gerekçe bölümünde bir başka davaya ait bilirkişi raporlarına yer verilmekle birlikte, gerekçe bölümünün son paragrafında takdir edilen 4.000,00 TL manevi tazminatın dava dosyasının tarafı olmayan …’ten tahsiline karar verilip, hüküm bölümünde kısa kararda olduğu üzere 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … …’dan tahsiline karar verilmesi suretiyle gerekçe ile hüküm fıkrası ve kısa karar arasında çelişki yaratılmıştır. Bu şekilde gerekçe ile hüküm arasında uyumsuzluk oluştuğu ve bu hususun hükmü çelişkili hale getirdiği, hükmün bu haliyle infazda tereddüt yaratacak nitelikte olduğu açıktır…” gerekçesiyle, hükümle gerekçe arasında çelişki olduğundan ortadan kaldırılmıştır ve iş bu esasa kaydı yapılmıştır.
Dosyada ATK trafik ihtisas dairesinden kusur raporu aldırılmıştır. Kusura ilişkin olarak düzenlenen … Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın … tarihli tarihli raporunda sonuç olarak; “… Davacı sürücü …’ın kusursuz olduğuna, Davalı sürücü …’ın % 100 (Yüzdeyüz) oranında kusurlu olduğuna,” sonucuna varıldığı tespit ve rapor edilmiştir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği (ancak Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre rapor düzenlenmesi teknik olarak mümkün olmadığı bu dönem için de yine 11 Ekim 2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği uygulanacak; Yargıtay 17 HD nin 2016/16240 esas 2019/7273 karar 2016/15369 esas 2019/6853 karar sayılı ilamları) , 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Somut dosyada, mahkememizce ATK’dan maluliyet raporu aldırılmıştır.
… karar sayılı (BAM ilamı öncesi gerekçede üst yazı tarihi karar tarihi olarak sehven belirtilmiştir) ATK raporunda özetle; “… kızı, … doğumlu …’ın … tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 30.03.2013 tarih, 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik gereğince, tüm vücut engellilik oranının %4 olduğu, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren üç aya kadar uzayabileceği, bu sürenin ilk bir ayında bakıcıya muhtaç olabileceği…” belirtilmiştir.
Davacı tarafın talep edebileceği maddi tazminat talebine ilişkin olarak dosya aktüerya bilirkişisine tevdi edilmiş, aktüerya bilirkişi … tarafından mahkememize sunulan … tarihli raporda özetle; “…Davacının kaza neticesinde %4 oranında bedenen malul kaldığının ve iyileşme süresinin 3 aya kadar uzayabileceğinin tespit edildiği, davalının kazanın oluşumunda %100 oranında kusurlu olması nedeniyle hesaplanan tazminattan kusur indirimi yapılmadığı, hesaplamaya esas gelirin asgari ücret üzerinden alındığı, davacının kaza tarihinde asgari ücretten yüksek gelire sahip olduğunu gösterir bir bilgi veya belgenin dosya arasına aldırılması veya bu yönde sayın mahkemenizce talimat verilmesi halinde bu husus dikkate alınarak ek rapor düzenlenebileceği; tüm bu kriterler esas alınarak yapılan hesaplama neticesinde davacının; Geçici iş göremezlik zararının 4.212,18 TL, sürekli iş göremezlik zararının 16.355,81 TL, bakıcı giderine ilişkin zararının 1.777,50 TL olarak hesaplandığı, geçici iş göremezlik zararından davalı sigorta şirketinin sorumlu tutulup tutulamayacağı hususunun Karayolları Motorlu Araçlar ZMSS Genel Şartlarının A.5 ve A.6 maddeleri kapsamında takdir ve değerlendirmesinin sayın mahkemenize ait olduğu”;
Aktüerya bilirkişi … … tarihli ek raporda özetle; “…Davacının maluliyet oranının %4 olduğu, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 3 ay olacağı, kazadan önce emekli olsa da aktif olarak çalıştığı ve gelirinin asgari ücret seviyesinde olduğu, kazanın meydana gelmesinde kusursuz olduğu kabul edilerek yapılan hesaplama neticesinde;
Sürekli iş göremezlik zararının 19.280,99 TL;
Geçici iş göremezlik zararının 4.212,18 TL olarak hesaplandığı;
Davacının bakıcı gideri talebinde bulunup bulunmadığının takdiri mahkemeye ait olmak üzere, bu tazminat kalemine ilişkin zararın kök rapordaki gibi 1.777,50 TL olarak hesaplandığı” şeklinde tespit ve rapor edilmiştir.
Dava dosyası araç değer kaybına ilişkin rapor aldırılmak üzere sigortacı bilirkişiye tevdi edilmiş, sigortacı bilirkişi … tarihli raporda özetle; “…. tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde … plakalı araçta meydana gelen değer kaybının 25.000,00 TL-21.000,00 TL=4.000,00 TL olduğu” kanaat ve sonucuna varıldığı belirtilmiştir.
Aşamalarda bilirkişi raporları taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar, beyanlar alınmıştır.
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, bilirkişi raporlarının, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı vekili, … tarihli duruşmada taleplerini açıklamış, netleştirmiş, somutlaştırmıştır. Dava dilekçesindeki araç hasarı ve yapılan harcamalar şeklindeki talebinin değer kaybına ilişkin olduğunu da belirtmiş, mahkememizce bu açıklama somutlaştırma olarak kabul edilmiş, değer kaybına yönelik talebin varlığı kabul edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, bilirkişi raporları doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Ancak, mahkememizce verilen ilk hüküm ortadan kaldırılmış olmakla, verilen iş bu hükümde bazı farklılıklar “usuli kazanılmış hak” ilkesi de düşünülerek, yer almıştır.
Öncelikle, usuli kazanılmış hak ile ilgili şu açıklamaların yapılmasında yarar vardır.
Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu’nda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır.
Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya a tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 04.02.1959 gün ve 1957/13-1960/5; 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı ilamlarında açıklandığı üzere, bir mahkemenin Yargıtayca verilen bozma kararına uyması sonunda kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince karar verme mükellefiyeti meydana gelir ve bu itibarla mahkemenin sonraki hükmünün bozmada gösterilen esaslara aykırı bulunması, usule uygun sayılamaz ve bozma sebebidir; meğer ki, bu aykırılık sadece bozma kararında gösterilen bir usul kaidesine ilişkin bulunsun ve son kararın neticesini değiştirecek bir mahiyet arz etmesin. Mahkemenin bozma kararına uymasıyla meydana gelen durum uyarınca muamele yapma ve hüküm verme durumu, taraflardan birisi lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durumdur ve buna usuli kazanılmış hak yahut usule ait kazanılmış hak denilmektedir.
Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada, ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.07.2006 gün ve E:2006/4-519, K:527; 31.05.2006 gün ve E:2006/10-307, K:337; 10.05.2006 gün ve E:2006/4-230, K:288; 04.03.2009 gün ve E:2009/10-34, K:104; 14/07/2010 gün ve E:2005/8-368, K:2010/385;20.12.2013 gün ve E:2013/23-131, K:2013/1681sayılı ilamları).
Kurumun bu açıklamalarından sonra somut olaya dönüldüğünde, mahkememizce verilen ilk hüküm, davalı … tarafından istinaf kanun yoluna götürülmemiştir. Bu bakımdan kabule göre, onun aleyhine usuli kazanılmış hak oluşmuştur.
Kazaya sebebiyet veren araç olan … plakalı kamyonetin kullanım şekli yük nakli, kullanım amacı ise hususi olarak kayıtlıdır. İstenebilecek faiz türü, yasal faizdir.(Yargıtay 2022/4800 E, 2022/11705 K) Bölge Adliye Mahkemesi kararı ile ortadan kaldırılan ilk hükümde, temel olarak avans faizine hükmedilmiştir. İş bu hükümde ise usuli kazanılmış hak ilkesi, hükmün davalı … tarafından istinaf kanun yoluna götürülmemesi, davalı … tarafından ise faiz türüne ilişkin bir istinaf sebebinin belirtilmemesi, faiz türü konusunda sadece sigorta şirketinin istinaf sebebine dayanması göz önüne alınmıştır.
Yargılama aşamalarında, davacı taraf taleplerini ıslah etmiştir. … tarihli duruşmada, her ne kadar dava dilekçesinde bakıcı talepleri olmasa da bu talep yönünden de davalarını ıslah ettiklerini beyan etmiştir. Dilekçenin niteliğinden açıkça anlaşıldığı üzere, davacı kısmi ıslah yapmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 176. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah müessesesi, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya talep sonucunun değiştirebilmesi imkanını sağlamaktadır. Usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2011/1-364 esas 2011/453 karar sayılı kararı da bu doğrultuda olup dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal olanak bulunmadığı belirtilmiştir.
Dava dilekçesinde talep edilmediği anlaşılan ve davacı beyanı gereği de doğrulanan bir kalemin ıslah yolu ile talep edilip, mahkemece hüküm altına alınması hukuken doğru değildir. Bu nedenle, davacının bu kaleme yönelik talebi yerinde bulunmamıştır. Ancak, mahkememiz ilk hükmü, davalı … tarafından istinaf kanun yoluna götürülmediğinden, onun yönünden usuli kazanılmış hak ilkesi dikkate alınarak, bilirkişi raporu da bu hesaplama yönünden uygun olduğundan, bu kaleme tekrar hükmedilmiştir.
Davacının manevi tazminat talep ettiği görülmektedir,
Manevi tazminat sade bir ifade ile, zarar görenin kişilik değerlerinde iradesi dışında meydana gelen eksilmenin (manevi zararın) giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir(EREN, Fikret., Borçlar Hukuku-genel hükümler-, 8. Bası, Ekim 2003, s. 745, KILIÇOĞLU,Ahmet, Borçlar Hukuku, … 2004, s. 311, ERTAŞ, Şeref., Manevi Tazminatın Hukuki Niteliği ve Miktarının Tespiti, Postacıoğlu’na Armağan, … 1990, s. 83 vd.)Manevi tazminatta zarar, kişinin iç huzuru ve manevi bütünlüğüne yapılan saldırının mecazi ifadesidir(KILIÇOĞLU,Mustafa, Tazminat Hukuku,3. Baskı, Şubat 2010, s.1031.,HATEMİ, Hüseyin, Sözleşme Dışı Sorumluluk, C.II,İstanbul 1993, s.102) Manevi tazimnata hükmedilirken uygulamaya 22/06/1966 gün 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararındaki ilkeler ışık tutmaktadır.
Mahkememiz anılan hususların da farkında olarak, tarafların sosyal ekonomik durumları, olayın oluşu, maluliyet durumu, kusur oranları, 22/06/1966 gün 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararındaki ilkeler, paranın satın alma gücü göz önünde tutarak, 20.000,00 TL manevi tazminata hükmetmek gerekmiştir.

Tüm dosya kapsamı, anılan bilirkişi raporları, usuli kazanılmış hak ilkesi, yukarıdaki açıklamalar ışığında; Davacının davasının kısmen kabul; kısmen reddine, Davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin kabulü ile; 4.212,18 TL geçici iş göremezlik tazminatının davalılar … ve … …’dan kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine; Davacının sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin kabulü ile; 19.280,99 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalılar … ve … …’dan kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte; davalı … A.Ş yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına; Davacının bakıcı gideri tazminatı talebinin davalı … … yönünden kabulü ile; 1.777,50 TL. bakıcı gideri tazminatının davalı … …’dan kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, diğer davalılar bakımından bakıcı gideri tazminatı talebinin reddine; Davacının değer kaybı tazminatı talebinin kabulü ile; 4.000,00 TL değer kaybı tazminatının davalılar … ve … …’dan kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte; davalı … A.Ş yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına; Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … …’dan kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müteselsilen tahsili ile davacya verilmesine; Davacı tarafın fazlaya ilişkin taleplerinin reddine dair karar vermek gerekmiştir.
Son olarak üst yargı denetimine elverişlilik açısından, yargılama giderleri hakkında da kısa bir açıklama yapmak gerekmektedir. Genel kural olarak, kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. HD nin, 2019/555 esas, 2020/91 karar sayılı güncel emsal ilamında da belirtildiği üzere; Davacılar maddi ve manevi tazminat isteklerini birlikte ileri sürmüşlerdir. Niteliği icabı “sadece maddi tazminata özgü” olan gider dışındaki tüm giderler ortaktır. Sadece maddi tazminata özgü yargılama gideri ise “hesap raporu” alınması için sarf edilen giderdir. Mahkememizce bu husus göz önüne alınmıştır.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
Davacının davasının KISMEN KABUL; KISMEN REDDİNE,
1-Davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin KABULÜ İLE; 4.212,18 TL geçici iş göremezlik tazminatının davalılar … ve … …’dan kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin KABULÜ İLE; 19.280,99 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalılar … ve … …’dan kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte; davalı … A.Ş yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, davalı … şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına,
3-Davacının bakıcı gideri tazminatı talebinin davalı … … yönünden KABULÜ İLE; 1.777,50 TL. bakıcı gideri tazminatının davalı … …’dan kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, diğer davalılar bakımından bakıcı gideri tazminatı talebinin reddine,
4-Davacının değer kaybı tazminatı talebinin KABULÜ İLE; 4.000,00 TL değer kaybı tazminatının davalılar … ve … …’dan kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte; davalı … A.Ş yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, davalı … şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına,
5-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE; 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … …’dan kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müteselsilen tahsili ile davacya verilmesine,
6-Davacı tarafın fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,
7-Davacı tarafça yatırılan 31,40 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
8-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 184,44 TL peşin harç ve aşamalarda yatan 431,55 TL ıslah harcı toplamı 615,99 TL’nin mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli (alınması gereken toplam harç=3.365,67 TL) bakiye 2.749,68 TL’nin; Davalı … AŞ’nin 970,01 TL’sinden ; Davalı …’ın 1.647,33 TL’sinden, sınırlı sorumu olması kaydıyla tüm davalılardan müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
9-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
10-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 647,39 TL’nin; davalı …’ın 387,00 TL’sinden sınırlı sorumlu olması kaydıyla, tüm davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
11- Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden ortak yapılan posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 779,00 TL’nin haklılık durumu gereği; 496,00 TL’sinin; davalı …’ın 295,00 TL’sinden, davalı … …’ın 300,00 TL’sinden sınırlı sorumlu olması kaydıyla, tüm davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, arta kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına, davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına,
12-Davacı tarafça dosyada sırf maddi tazminata özgü yaptığı bilirkişi ücreti ve posta masrafı toplamı 1.300,00 TL masrafın, haklılık durumu gereği, davalı …’ın 1.220,00 TL’sinden sınırlı sorumlu olması kaydıyla, tüm davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına,
13-Davalı … AŞ tarafından dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat ücreti gideri toplamı 150,00 TL’nin, haklılık durumu gereği, 11,00 TL’sinin davacıdan alınarak davalı … AŞ’ye verilmesine,
14-Davalı … tarafından dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat ücreti gideri toplamı 100,00 TL’nin, haklılık durumu gereği, 45,00 TL’sinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
15-Davacı maddi tazminat talebinde kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
16-Davacının maddi tazminat talebinde, davalılar … ve … AŞ kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden, reddedilen (bakıcı gideri) maddi tazminat kalemi dikkate alınarak; 1.777,50 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve … AŞ’ye eşit oranda verilmesine,
17-Davacı manevi kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve … …’dan alınarak davacıya verilmesine,
18-Davalı …, davacının manevi tazminat talebinde kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
19-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine, (6100 sayılı HMK m. 333) ;12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereğince dava açılırken mahkeme veznesine yatırılacak olan gider avansının miktarı ile avansın ödenmesine ilişkin usul ve esasları belirten, “Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesi” göz önünde tutularak; her hangi bir bankaya ait hesap numarası ve/veya herhangi bir banka hesabına ait IBAN numarası verilmesi halinde taraflara ait artan gider avansının bildirdikleri hesaba aktarılmasına, davalı tarafından yatırılan gider avansının aynı şekilde istek halinde iadesine,
20-Kararın, Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavvcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik m. 216 gereği ve Yargıtay 1. HD’nin 2016/12476 E, 2019/2779 K sayılı emsal ilamı gereği talep ve masraf bulunması halinde taraflara ve/veya Teb. K. m. 11 ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 22/01/2003, 2003/1-25 E., 2003/7 K., Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı., 10/07/1940, 1940/7 E., 1940/75 K. nolu kararları gereği vekil ile temsil edilen tarafın vekiline tebligata çıkartılmasına,(RUHİ, Ahmet Cemal., Tebligat Hukuku., 2008, 6. Baskı, s. 127); taraflardan birisi tarafından kanun yoluna başvurulması halinde bu hususun tebliğ isteği olarak değerlendirilerek, gerekçeli kararın tebliğe çıkarılmasına,
Dair, davacı vekili Sn. Av. … ‘ün yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/11/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır