Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/356 E. 2023/438 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/356
KARAR NO : 2023/438
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ : 26/08/2022
KARAR TARİHİ : 12/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … Bankası A.Ş’den kredi kullandığını, kredi kartı borcunun bir kısmını ödediğini, kalan borcunu ödeyemediğinden takibe düştüğünü, … Bankasından takip tarihinde işlemiş faizleride ana paraya ekleyerek müvekkili adına Antalya … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile …-TL asıl alacak üzerinden takip başlattığını ve takibe yıllık %30,24 faiz uyguladığını, davalı bankanın alacağını … A.Ş’ye temlik ettiğini, dava tarihi itibariyle …-TL borçlu bulunduğunu, öncelikle TCMB’nin kredi kartlarına ilişkin 5464 sayılı kanun gereği üç ayda bir değişen oranlarda akdi ve temerrüt faizine ilişkin faiz oranı belirlendiğinden davalının sabit faiz ile değil değişen oranlarda faiz istemesi gerekirken sabit faiz talep ettiğini beyanla müvekkiline haksız işletilen akdi ve temerrüt faizlerinin yasal hesaplanarak dava tarihi itibariyle şimdilik fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla 500,00-TL borçlu olmadığının bilirkişi incelemesiyle tespitine ve yasal sınıra çekilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle yetki ve görev itirazlarının bulunduğunu, davaya konu borcun ticari krediden kaynaklandığını, akdedilen sözleşmenin geçerli bir sözleşme olup Mehmet Ekmen’in faizin indirilmesi yada başka bir faiz uygulanması talep hakkının olmadığını, kredi sözleşmelerinde yer verilen hükümlerin, tarafların serbest iradeleri ile oluşturulmuş olması ve belirlenen oranların da kredi borçlularının ekonomik özgürlüğünü kısıtlamaması nedeni ile bu nitelikteki hükümlerin kamu düzenine ve ahlaka aykırı batıl bir hüküm niteliğinde olmadıkları yönünde kararların mevcut olduğunu, sözleşme serbestisi gereğince belirlenen faiz oranlarına borcu ödememek adına sözleşmenin imzalanmasından sonra karşı çıkmanın, davacı tarafın kötü niyetli olduğunun göstergesi olduğunu beyanla öncelikle davanın usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, ilk önce, Antalya … Tüketici Mahkemesinin … esasında açılmış, görülmüş, bilirkişi raporu aldırılmış, rapordaki tespitler doğrultusunda, davacının dava konusu ettiği kullanmış olduğu kredi kartının business kredi kartı, hesabının ise ticari kredili mevduat hesabı olduğu anlaşılmakla, görevsizlik yönünde hüküm kurmuş, dosya mahkememize tevzi edilmiştir.
Süresi içinde görevli mahkemeye başvuru halinde, yeni mahkemede görülmeye başlayan dava, görevsiz mahkemede açılan davanın devamıdır. Tarafların görevsiz mahkemede yaptıkları usul işlemleri görevli mahkemede de geçerlidir ancak kural olarak görevsiz mahkemenin yaptığı usul işlemleri geçersizdir. Fakat, görevli mahkeme, görevsiz mahkemenin yapmış olduğu işlemleri, bunların tekrarlanması için bir sebep yoksa kararına esas alabilir.(KURU, Baki/ARSLAN, Ramazan/ YILMAZ, Ejder., Medeni Usul Hukuku, Yetkin Yayınları, Genişletilmiş 16. Baskı, Ders Kitabı, s. 156)
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, tüketici mahkemesince aldırılan bilirkişi raporunun, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu, hükme esas alınabileceği kanaatine varılmıştır.
Dava, tüketici mahkemesindeyken ıslah edilmiş ve ıslah dilekçesi davalıya tebliğ edilmiştir. Islah dilekçesi tüm hesap toplamı üzerinden yapılmış olmakla, taleple bağlılık ilkesi gereği, faiz farkı üzerinden değerlendirme yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, bilirkişi raporu doğrultusunda, Davanın kısmen kabulü ile, davacının Antalya Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasında İcra Dairesinin … tarihli yazısı ekinde yer alan kapak hesabında bildirilen 48.176,20 TL toplam faizin 4.504,78 TL’sinden borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Son olarak belirtmek gerekir ki; davacının aşamalarda arabuluculuk kurumuna başvurduğu anlaşılmaktadır. Dava tarihi itibariyle, dava konusu talep, zorunlu arabuluculuğa başvuru koşuluna tabi değildir. Buna rağmen ticari davalarda zorunlu arabuluculuğa başvurulması halinde kabule göre bu ücret davalıya yükletilemez. Kabule göre, Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen bu gider davacı üzerinde bırakılmalıdır. (Emsal olarak; Diyarbakır BAM 6. HD., 2020/641 E, 2021/327 K; Samsun BAM 5. HD., 2021/220 E, 2021/287 K; 2021/353 E, 2021/411 K)
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, davacının Antalya Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasında İcra Dairesinin … tarihli yazısı ekinde yer alan kapak hesabında bildirilen 48.176,20 TL toplam faizin 4.504,78 TL’sinden borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Davacı tarafça yatırılan 179,90 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 179,90 TL peşin harç ve aşamalarda yatan 73,00 TL ıslah harcı toplamı 252,90 TL’nin mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 54,82 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 432,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 689,50 TL’nin haklılık oranı gereği; 655,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Zorunlu arabuluculuk ücreti 800,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 4.504,78 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 225,24 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine, (6100 sayılı HMK m. 333) ;12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereğince dava açılırken mahkeme veznesine yatırılacak olan gider avansının miktarı ile avansın ödenmesine ilişkin usul ve esasları belirten, “Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesi” göz önünde tutularak; her hangi bir bankaya ait hesap numarası ve/veya herhangi bir banka hesabına ait IBAN numarası verilmesi halinde taraflara ait artan gider avansının bildirdikleri hesaba aktarılmasına, davalı tarafından yatırılan gider avansının aynı şekilde istek halinde iadesine,
11-Kararın, Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavvcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik m. 216 gereği ve Yargıtay 1. HD’nin 2016/12476 E, 2019/2779 K sayılı emsal ilamı gereği talep ve masraf bulunması halinde taraflara ve/veya Teb. K. m. 11 ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 22/01/2003, 2003/1-25 E., 2003/7 K., Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı., 10/07/1940, 1940/7 E., 1940/75 K. nolu kararları gereği vekil ile temsil edilen tarafın vekiline tebligata çıkartılmasına,(RUHİ, Ahmet Cemal., Tebligat Hukuku., 2008, 6. Baskı, s. 127); taraflardan birisi tarafından kanun yoluna başvurulması halinde bu hususun tebliğ isteği olarak değerlendirilerek, gerekçeli kararın tebliğe çıkarılmasın
Dair, davacı vekili Sn. Av. … ve davalı vekili Sn. Av. …’ın yüzüne karşı verilen karar miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/07/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır